Kasas suresi 44. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَمَا كُنْتَ بِجَانِبِ الْغَرْبِيِّ اِذْ قَضَيْنَٓا اِلٰى مُوسَى الْاَمْرَ وَمَا كُنْتَ مِنَ الشَّاهِد۪ينَۙ ﴾ [القصص: 44]
ayet arapça & türkçe okunuşuVemâ kunte bicânibi-lġarbiyyi iż kadaynâ ilâ mûsâ-l-emra vemâ kunte mine-şşâhidîn(e) [Kasas: 44]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Musa'ya hükmümüzü bildirdiğimiz zaman, sen batı yönünde, (Musa'yı bekleyenler arasında) değildin, onu görenler arasında da yoktun. [Kasas: 44]
Kasas Suresi 44. ayet tefsiri
Resûlullah ( s.a.s. ), peygamber olup benzersiz bir edebiyat mûcizesi olan Kur’ân-ı Kerîm’i getirdiği zaman insanlar şüpheye düşmesinler diye ilâhî takdirin sevkiyle ne bir kitap okumuş, ne de bir satır yazı yazmıştı. ( bk. Ankebût 29/48 ) O, ne yazdığı yazılar ve okuduğu şiirlerle meşhur bir edebiyatçı, ne de yaptığı araştırmalarla ün salmış meşhur bir tarihçi idi. Mekke’de fakir bir ailede yetim olarak dünyaya gelmiş, ilâhî koruma sâyesinde içinde bulunduğu câhiliye toplumunun günahlarına bulaşmadan temiz ve mütevazı bir hayat yaşamış, sadakat ve emniyet timsâli bir insandı. Bir defa olsun kendisine peygamberlik verilip kitap indirileceğini aklından bile geçirmemişti. ( bk. Kasas 28/86 ) Fakat Allah Teâlâ onu seçti ve en faziletli peygamberi kıldı. Ona Kur’ân-ı Kerîm gibi en yüce kelâmını ikram etti. Vahyettiği Kur’an’la birlikte ona, binlerce yıl önce yaşamış peygamberlerin ibret dolu kıssalarını en doğru bir şekilde anlattı. Bu sûrede önemli noktalarıyla nakledilen Hz. Mûsâ kıssası da bunlardan biridir. Burada haber verildiği şekilde bu hâdiseler vuku bulurken Nebiyy-i Muhterem ( s.a.s. ) ne orada hazır bulunmuş, ne de bu hâdiselerin vukuuna şâhit olmuştu. Bunlar kendisine ancak Allah tarafından vahyen bildirilmişti. O halde geçmişe ait gaybî haberler ihtivâ eden bu kıssalar, Efendimiz ( s.a.s. )’in peygamberliğini ispat eden mühim delillerden birini teşkil etmektedir. Nitekim diğer peygamberlerin kıssalarının anlatıldığı yerlerde de aynı hususa vurgu yapıldığı görülür. ( bk. Âl-i İmrân 3/44; Yûsuf 12/102-103; Hûd 11/49 )
Tarih boyunca altın bir zincirin halkaları gibi peygamberler ve ilâhî kitaplar birbirini takip etmiştir. Vahyin nûrunun aydınlatmadığı bir zaman ve bir ümmet olmamıştır. ( bk. Fâtır 35/24 ) Fakat bazan aynı dönemde birden çok peygamber geldiği halde, bazan de iki peygamber arasındaki zaman dilimi “ fetret dönemi ” diyebileceğimiz bir keyfiyette uzun olabilmiştir. İşte Hz. İsa’dan sonra Peygamberimiz Hz. Muhammed ( a.s. )’ın gelişi arasında geçen altı yüz yıllık zaman, böyle bir zamandır. Bu zaman içinde tâbileri Tevrat ve İncil’i tahrif ettiler, hükümleri bozdular, vahyin nûrunun tesiri azaldı, dinî neş’e köreldi ve sönmeye yüz tuttu. Başlangıçta olan iman dinçliği ve amel kudreti kalmadı. Kalpler katılaşmaya yüz tuttu. Dünya tarifi imkânsız bir hasret, derin bir iştiyak ve zaruri bir ihtiyaç içinde semâ kapılarının açılıp yepyeni, terütaze bir vahiy nûrunun gelip kendisini aydınlatması için beklemeye koyuldu. İşte bu bekleyişe cevap olarak ilâhî bir rahmet tecellisi halinde Hz. Muhammed ( a.s. ) gönderildi. Ona indirilen Kur’an’la İslâm dini bütün ihtişâmıyla yeniden hayat buldu. Nitekim şu âyet-i kerîmede bu gerçeğe işaret edilerek, müslümanlara, vahyin inişinden itibaren aradan uzun zaman geçse de dini heyecanlarını hep canlı ve yüksek tutmaları yönünde telkin yapılmaktadır:
“ İman edenlerin, Allah’ın zikri ve Kur’an’dan inen gerçekler karşısında kalplerinin saygı ve ürpertiyle yumuşayıp Allah’ın emirlerine tam teslim olma vakti hâla gelmedi mi? Sakın onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar! Çünkü o kitap verilenler, vahye muhatap olmalarının üzerinden belli bir zaman geçince, artık ona olan saygılarını yitirmişler ve neticede kalpleri kaskatı kesilmişti. Onların pek çoğu Allah’a taatten ve dinin sınırlarından çıkmışlardır. ” ( Hadîd 57/16 )
Dolayısıyla kalplerdeki dinî şuurun yenilenmesinde peygamberlerin ardarda gönderilmesinin büyük tesiri vardır. Peygamber göndermenin diğer hikmetlerine gelince:
Ömer Çelik Tefsiri
Kasas suresi 44 ayeti anlamı - okunuşu
Rasûlüm! Biz Mûsâ’ya bu kitabı verdiğimizde sen o mukaddes vâdinin batı tarafında bulunmuyordun. Sen o zamanda olup bitenlere şâhit olanlardan da değildin!
Mokhtasar tefsiri
-Ey Peygamber!- Musa -aleyhisselam-`ı, Firavun ve soylular topluluğuna gönderme işini ona bildirerek sonuca bağladığımız zaman sen Musa’ya göre dağın doğusunda bulunmuyordun. Sen orada hazır bulunanlardan biri değildin ki, bunun haberini bilip onu insanlara anlatasın. Senin onlara haber verdiklerin yalnızca Allah’ın sana vahyettikleridir.
Ali Fikri Yavuz
(Ey Rasûlüm), biz Mûsa’ya (Firavun’a gitmesine dair) o emri vahy ettiğimiz zaman sen Tûr dağının yakasında değildin (orada bulunmuyordun). Şahidlerden de değildin
İngilizce - Sahih International
And you, [O Muhammad], were not on the western side [of the mount] when We revealed to Moses the command, and you were not among the witnesses [to that].
Kasas suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve Musa'ya o emri verip takdirimizi yerine getirdiğimiz zaman sen, ne batı tarafındaydın, ne de görüyordun onu.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ya Rəsulum!) Biz Musaya vəhy etdiyimiz (peyğəmbərlik bəxş edib Fir’on əhlinin yanına getməsini buyurduğumuz) zaman sən (Tur dağının) qərb tərəfində (Musanı gözləyənlər arasında) deyildin. Sən (buna) şahid olanlardan da deyildin! (Sənin yəhudilərə və ərəb müşriklərinə bu xəbərləri doğru söyləməyin yalnız Allahdan nazil olan vəhylərdir!)
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Resulüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.
Kasas suresi (Al-Qasas) 44 ayeti arapça okunuşu
﴿وَمَا كُنتَ بِجَانِبِ الْغَرْبِيِّ إِذْ قَضَيْنَا إِلَىٰ مُوسَى الْأَمْرَ وَمَا كُنتَ مِنَ الشَّاهِدِينَ﴾
[ القصص: 44]
وما كنت بجانب الغربي إذ قضينا إلى موسى الأمر وما كنت من الشاهدين
سورة: القصص - آية: ( 44 ) - جزء: ( 20 ) - صفحة: ( 391 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Sabret, Allah iyi davrananların ecrini elbette zayi etmez.
- Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara
- Ona kaynar sudan konukluk sunulur.
- Hayır; yine de öncekilerin dediklerini derler.
- İnkar edenler, insanlara: "Size, siz parça parça dağılıp yok olduğunuz zaman yeniden dirileceğinizi haber veren
- Orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....
- "Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, güçlüdür, çok bağışlayandır."
- Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar?
- Onlar da: "Doğrusu biz ancak Rabbimize döneriz. Rabbimizin ayetleri gelince, onlara inanmamızdan ötürü bizden öç
- Biz de herşeyi yazıp saymışızdır.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kasas indirin:
Kasas Suresi mp3 : Kasas suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler