Bakara suresi 72. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Bakara suresi 72 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Bakara suresi - Al-Baqarah aya 72 (The Cow).
  
   

﴿وَاِذْ قَتَلْتُمْ نَفْسًا فَادّٰرَءْتُمْ ف۪يهَاۜ وَاللّٰهُ مُخْرِجٌ مَا كُنْتُمْ تَكْتُمُونَۚ ﴾ [البقرة: 72]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Ve-iż kateltum nefsen feddâra/tum fîhâ(s) ve(A)llâhu muḣricun mâ kuntum tektumûn(e) [Bakara: 72]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Siz bir kimseyi öldürmüş ve bunu birbirinize atmıştınız; oysa Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktı. [Bakara: 72]


Bakara Suresi 72. ayet tefsiri

Rivayete göre Hz. Mûsâ zamanında hayli zengin ve yaşlı bir yahudi vardı. Çocuğu da yoktu. Kardeşinin çocukları ise oldukça fakir ve çaresiz bir durumda idiler. Amcalarının mirasına ve kan bedeline göz diken bu çocuklar, onu öldürüp bir tarafa attılar. Cinayeti de bir masu­mun üstüne yıkmaya çalıştılar. Katilin bulunamaması yüzünden toplumda nere­deyse silahlı mücadeleye kadar varacak bir gerginlik doğdu. Hâdise Hz. Mûsâ’ya bildirilerek kendisinden bir çözüm bulması istendi. O da Allah’tan aldığı vahye uy­gun olarak bir inek kesmelerini ve bunun bir parçasıyla maktulün cesedine vurma­larını emretti. Denilenin yapılması üzerine maktul dirildi ve kendisini öldürenin kimliğini açıkladı. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, I, 507 ) Bir mûcize eseri olarak ölünün dirilmesiyle bir yandan adâlet yerini bulup ihtilâf ortadan kalkarken bir yandan da yüce Allah’ın ölüleri diriltmeye muktedir olduğu gösterilmiş oldu.

Aslında ineğin kesilmesi ile birlikte İsrâiloğulları’nın kalplerinde bulunan ineği kutsal sayma düşüncesi ve ona karşı duyulan sevginin de kesilip ortadan kalkması gerekirdi. Gönüllerin tam mânasıyla Allah’a yöneltilmesi lazım gelirdi. Ayrıca Allah’ın kudretini ve ölüleri dirilteceğini gösteren bir mûcize olarak ölünün diriltilmesi de, İsrâiloğulları’nın imanlarını pekiştirmeli ve kalplerini rakîk bir hale getirmeliydi. Bu gibi hadiselerden sonra onlardan bu beklenirdi. Fakat böyle olmadı. Tam aksine kalpleri taş gibi katılaştı, hatta taştan daha katı hâle geldi. Onlar, kalplerinin mukayese edildiği taşı daha önceden tanıyorlardı. Taştan on iki pınarın fışkırdığını, Allah tecelli edince dağın lime lime eridiğini ve Mûsâ’nın yere düşüp bayıldığını onlar bizzat görmüşlerdi. Onların kalpleri ise bu taştan daha katıdır. Bütün olan bitene rağmen bir türlü yumuşamamakta, ilâhî korku ile titrememekte ve takvâ hisleriyle harekete geçememektedir. Bunlar, hayat emâreleri azalmış son derece kuru, çorak ve katı kalplerdir.

İşte İsrâiloğulları’nda sembolleştiği üzere kâfirlerin kalpleri, katılıkta mesel hâline gelmiş taştan daha katıdır. Âyet bunun gerekçelerini şöyle sıralamaktadır: Çünkü öyle taşlar vardır ki ondan tabiî veya teknik usullerle gürül gürül ırmaklar fışkırır. Kâfir kalpler ise hiçbir şeyden etkilenmez ve kendilerinden hiçbir mârifet fışkırmaz. Öyle taşlar vardır herhangi bir etkilenme ile çatlar da aralarından sular akar; akmasa da süzülür, sızar. Kâfir kalplerde böyle bir çatlama ve sızma da yoktur. Bazı taşlar da vardı ki yağmur, kasırga, zelzele gibi ilâhî kudretin eseri olan olaylardan etkilenerek, Allah korkusundan yerinden oynar, düşer, yuvarlanır. Halbuki kâfir kalpler, bu kadar ayan beyân olan ayetler ve kesin açıklamalar karşısında bile zerre kadar tesir altında kalmaz, teşvikten ve korkutmadan etkilenmez. Hâsılı taşlar bile Allah Teâlâ’nın kendileri için koyduğu kanunlara uygun hareket edip bereketli ve faydalı olabilirken, böyle katı kalplerin sahipleri Allah’ın emirlerine kayıtsız kalarak ne kendilerine ne de başkalarına faydalı olabilmektedirler. Halbuki Allah her şeyden haberdardır ve hiçbir şeyden gâfil değildir.

Allah Resûlü ( s.a.s. ), kalp katılığına karşı bizleri uyararak şöyle buyurur: “ Allah’ı anmanın  dışında çok konuşmayın. Çünkü Allah’ı anmanın dışınıda sözün çokluğu kalp katılığına sebep olur. İnsanların Allah’tan en uzak olanı ise, kalbi katı olandır. ” ( Tirmizî, Zühd 62 )

Bu bakımdan göz yaşarmaması, kalp katılığı, bitmek bilmeyen arzular ve dünyaya karşı aşırı tamah bedbahtlık alâmeti olarak kabul edilmiştir.

Şu hâdise, cansız diye bilinen varlıkların uyanıklığı ile inkârda Ebû Cehilleşmiş kâfirlerin gafletini izah sadedinde çok mühimdir:

Ebû Cehil, birgün Peygamberimiz ( s.a.s. )’i aklınca imtihân etmek istedi. Ellerine taşlar alarak Resûlullah ( s.a.s. )’in yanına geldi ve:

“ - Bil bakalım, avucumda ne var? Gerçekten peygambersen ve sahiden göklerin ardındaki sırlardan haberdâr isen, bu kadar yakınındaki şeyleri de hemen bilmen lâzım!.. ” dedi. Allah Resûlü ( s.a.s. ):

“ - Avucunun içindekileri ben mi söyleyeyim, yoksa onlar mı benim hak peygamber olduğuma şehâdet ederek konuşsunlar? Kudretullâh için senin avucundakileri dile getirmek çok basittir. Rabbim dilerse, bütün cansızlar canlanıp insan gibi konuşurlar. Esasen onlar, Allah’ın kudret ve azameti hakkında gönül sahiplerine nice sırlar ifşâ ederler. Fakat elbette sen ve senin gibi gâfiller, onların dilinden ve hâlinden anlayamaz!.. ” dedi.

Peygamberimiz ( s.a.s. ) böyle söylerken, taşlar bir bir dile geldiler. Kelime-i şehâdet getirdiler. Ebû Cehil, bu hâlden korktu, ürktü. Taşlar, elinden düştü. Nasipsiz bedbaht, iman edip kurtuluşu seçeceği yerde: “ Yalan, yalan! ” diye haykırdı. Sonra da:

“ –Yeryüzünde seninle başa çıkabilecek bir sihirbaz olamaz! ” dedi. Bu küfür tezâhürleri ile, kendisine kıyâmete kadar buğz edilecek kâfirlerin en mel’ûnu oldu. İlâhî rahmetten ebedî olarak uzaklaştırıldı. ( bk. Mesnevî, 2154-2161. beyitler )

İmam Kuşeyrî ( r.a. ), âyete bahsedildiği üzere maktûlün diriltilip kâtilinin kim olduğunu söyleyebilmesi için ineğin kesilmesinin emredilmesinde şöyle bir işârî mâna olduğunu söyler: “ Kalbini mânen ihyâ etmek isteyen kimse, buna ancak nefsini boğazlamakla erişebilir. Kim mücâhedelerle nefsini boğazlarsa, kalbini müşâhede nurlarıyla diriltmiş olur. ” ( Kuşeyrî, Letâifü’l-işârât, I, 52 )

Bu bakımdan müslümanların, kalpleri böylesine taşlaşmış kişilerin hemen doğru yola gelmelerini beklemeleri boşunadır:


Ömer Çelik Tefsiri
Bakara suresi Diyanet

Bakara'den 72 Ayeti'ni dinle


Bakara suresi 72 ayeti anlamı - okunuşu

O vakit siz bir insan öldürmüş, bu konuda münâkaşa edip suçu üzerinizden atmaya çalışmıştınız. Halbuki Allah, gizlediğiniz şeyleri mutlaka açığa çıkaracaktı.


Mokhtasar tefsiri

Sizden birini öldürüp sonra da bundan dolayı birbirinizle itişip kakıştığınız zamanı hatırlayın. Herkes öldürme suçunu reddedip başkasına atıyordu da bundan dolayı münakaşa etmiştiniz. Allah, bu suçsuz kişinin öldürülmesinde gizlediğiniz şeyleri açığa çıkaracaktır.


Ali Fikri Yavuz

Hani o vakıt, bir kişiyi öldürmüştünüz de, öldürenin kim olduğunu saklayıp suçu üstünüzden birbirinize atmıştınız. Halbuki, Allah gizlediğiniz şeyi açığa çıkarıcıdır


İngilizce - Sahih International


And [recall] when you slew a man and disputed over it, but Allah was to bring out that which you were concealing.

Bakara suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


O vakit birisini öldürmüş, çekişip suçu üstünüzden atmıştınız hani. Allah'sa gizlediğinizi açığa vuracaktı.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Yadınıza salın ki, siz o zaman bir nəfəri öldürüb (özünüzü təmizə çıxarmaq məqsədilə), onun (qatili) barəsində mübahisə edirdiniz. Halbuki Allah gizlətdiyinizi zahirə çıxarandır!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Hani siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmıştınız. Halbuki Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktır.

Bakara suresi (Al-Baqarah) 72 ayeti arapça okunuşu

﴿وَإِذْ قَتَلْتُمْ نَفْسًا فَادَّارَأْتُمْ فِيهَا ۖ وَاللَّهُ مُخْرِجٌ مَّا كُنتُمْ تَكْتُمُونَ
[ البقرة: 72]

veiz kateltüm nefsen feddara'tüm fiha Vallahü muhricüm ma küntüm tektümun

وإذ قتلتم نفسا فادارأتم فيها والله مخرج ما كنتم تكتمون

سورة: البقرة - آية: ( 72 )  - جزء: ( 1 )  -  صفحة: ( 11 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Onlar: "Bize verdiği sözde duran ve bizi bu yere varis kılan Allah'a hamdolsun. Cennette istediğimiz
  2. Büyük ve pek cömert olan Rabbinin adı ne yücedir!
  3. "Peki" derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden bir takımı, geceleyin senin dediklerinden başka bir şey
  4. Ama şeytan ona vesvese verip: "Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı
  5. Dönüş şüphesiz Rabbinedir.
  6. Yusuf: "Beni kendine o çağırdı" dedi. Kadın tarafından bir şahit, "Eğer gömleği önden yırtılmışsa kadın
  7. "Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra öğreneceksiniz."
  8. Allah'a nasıl yalan yere iftira ettiklerine bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.
  9. Ne iş yaparsan yap ve sizler ona dair Kuran'dan ne okursanız okuyun; ne yaparsanız yapın;
  10. Ayetlerimizi inkar edenler, işte onlar amel defterleri sollarından verilenlerdir.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Bakara indirin:

Bakara Suresi mp3 : Bakara suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Bakara Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Bakara Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Bakara Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Bakara Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Bakara Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Bakara Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Bakara Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Bakara Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Bakara Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Bakara Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Bakara Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Bakara Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Bakara Suresi Al Hosary
Al Hosary
Bakara Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Bakara Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, November 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler