Tur suresi 8. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿مَا لَهُ مِنْ دَافِعٍۙ ﴾ [الطور: 8]
ayet arapça & türkçe okunuşuMâ lehu min dâfi’(in) [Tur: 8]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş tavan gibi göğe, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecektir. Onu savacak yoktur. [Tur: 8]
Tur Suresi 8. ayet tefsiri
Allah Teâlâ beş şey üzerine yemin ederek peygamberlerin haber verdiği kıyâmetin ve âhiret azabının mutlaka vuku bulacağını, hiç kimsenin bunu engellemeye güç yetiremeyeceğini bildirmektedir. Üzerlerine yemin edilen varlıklar şunlardır:
✺ Tûr: Tûrun asıl mânası dağ demektir. Buradaki Tûr’dan maksat, Hz. Mûsâ’nın peygamberlikle şereflendiği ve Cenâb-ı Hak ile konuştuğu özel dağın adıdır. Dilimizde Tûr Dağı olarak meşhur olmuştur.
✺ Kitâb-ı Mestûr: Uzun zaman muhafaza edilebilmesi için ince derilere özellikle ceylan derisine yazılmış kitap. Bundan maksat Tevrat, İncil ve Zebûr gibi önceki ilâhî kitaplar olabileceği gibi, müfessirlerin çoğunluğunun beyânına göre Kur’ân-ı Kerîm’dir. Bu ifade, henüz inmeye başlamış olan Allah kelamının ilk günden itibaren büyük bir itina ile yazılıp kayda geçirilmeye başlandığını ve bunun neticede başı sonu belli bir kitap haline geleceğini haber vermektedir.
✺ Beyt-i Ma‘mûr: Gelen gideni çok olan, ziyaretçileriyle şenlenen ve bakımlı olan “ Ma‘mûr Ev ” demektir. Bundan maksat hac, umre ve diğer ziyaretlerle hiçbir zaman boş kalmayan; maddeten ve mânen dâimâ imar edilen Beytullâh yâni Kâbe’dir. Bu evin Kâbe hizasında gökte bulunan bir ev olması da mümkündür.
Nitekim Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) şöyle buyurur:
“ Mirâc’da yedinci kat göğe çıktığımızda Beyt-i Ma‘mûr’u gördüm ve onu Cebrâil’e sordum, bana şu bilgiyi verdi: «Burası Beyt-i Ma‘mûr’dur. Orada hergün yetmiş bin melek namaz kılar. Oradan çıkan melek artık bir daha geri dönmez.» ” ( Buhârî, Bed’ü’l-halk 6; Müslim, İman 265 )
Ayrıca bu evden maksadın “ mü’minin kalbi ” olma ihtimali de vardır. Çünkü o iman, mârifetullah, muhabbetullah, takvâ, tevekkül ve teslimiyetle mâmûr hâle gelir.
✺ Sakf-ı merfû‘: Yükseltilmiş tavan demektir. Bununla gökyüzü kastedilir. Nitekim bir âyet-i kerîmede bu husus açıklığa kavuşturulur: “ Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. ” ( Enbiyâ 21/32 )
✺ Bahr-i mescûr: “ Bahr ” deniz demektir. “ Mescûr ” ise birden çok mâna ifade eden bir hususiyete sahiptir. Bu kelimenin “ kızdırılmış, alevlendirilmiş, kaynatılmış ” ve “ dolgun, taşkın ” olmak üzere iki önemli anlamı vardır.
Birincisine göre, kıyametin son derece dehşeti sebebiyle ısınan ve hararetin şiddetiyle kızdırılıp alevlenen denizlere yemin edilir. Nitekim: “ Denizler ateşlenip kaynatıldığı zaman ” ( Tekvîr 81/6 ) âyeti bu mânaya işaret eder. Görüldüğü üzere burada bir sobanın veya fırının yakılmasını ifade eden bir fiil kullanılmıştır ki, okyanusların durumunu anlatmaktadır. Tabanlarında magma tabakasından ince bir kabukla ayrılmış bulunan okyanuslar, alttan ısıtılan dev bir kâseye benzetilebilir. Nitekim okyanus tabanlarında sıradağlar şeklinde uzanan volkanik kayalar denizaltı depremleri ve yanardağ patlamalarıyla meydana gelmiştir. Denizlerde bu faaliyetler devam etmekte olup 1000 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda magma sızıntılarının suları kaynatması gibi olaylar sık sık gözlenmektedir. Belki de kıyâmet esnasında okyanusların altındaki, magma tabakasıyla aralarında bulunan bu ince perde kaldırılacak, büyük bir hararetle okyanuslardaki sular kaynatılacaktır.
Kelimenin “ dolgun, taşkın, taşmak ” mânasına göre ise şu an sularla dolu olan denizlere, okyanuslara yemin edildiği anlaşılmakta ve bu mâna diğer bir açıdan okyanusların durumunu tasvir etmektedir. Zira okyanuslarda depolanmış olan su miktarı karalara taşacak düzeyde olmasına rağmen, önemli miktarda su, hâlen kutuplarda buzul hâlinde saklandığı için, bugünkü su seviyesi korunmaktadır. İklimlerdeki değişikliklerin yıllık 4-5 derece civarında bir ısınmaya yol açması durumunda bu buzulların eriyeceği ve deniz seviyesinin yüz metre kadar yükselerek karalara taşacağı hesaplanmaktadır. ( bk. Kandemir ve arkadaşları, II, 1799 )
İşte yeminle üzerlerine dikkat çekilen ve her biri ilâhî kudretin büyük bir tecellisi olan bu varlıklar, kendilerini var eden Allah’ın, âhiretle alakalı tüm va’dlerini yerine getirmeye elbette güç sahibi olduğunun, dolayısıyla Allah’ın azabının mutlaka vuku bulacağının ve onu kimsenin engellemeye muktedir olamayacağının açık delilleridir.
Bu âyetlerin kalbe ne dehşette tesir ettiğine Hz. Ömer’ın şu hâli güzel bir misaldir:
Bir gün Hz. Ömer, bir evin önünden geçerken, hâne sahibinin, evin dışından duyulacak kadar yüksek bir sesle Tûr sûresini okuduğunu işitti. Adam:
“ Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Onu önleyebilecek hiçbir güç yoktur ” ( Tûr 52/7-8 ) âyet-i kerîmesine gelince, heybetinden dünyanın titrediği Ömer ( r.a. ) bineğinden indi, bir müddet duvara yaslanarak dinledi. Sonra bu âyetin îkâzındaki şiddetin tesiriyle evinde bir müddet hasta yattı. ( İbn Recep el-Hanbeli, et-Tahvîf mine’n-nâr, Dımaşk, 1979, s. 30 )
Hz. Ömer ve benzeri kâmil mü’minlerin böyle dehşet verici âyetler karşısında sarsılmaları normaldir. Çünkü:Ömer Çelik Tefsiri
Tur suresi 8 ayeti anlamı - okunuşu
Onu önleyebilecek hiçbir güç yoktur.
Mokhtasar tefsiri
Onlardan bunu defedecek ve gerçekleşmesine mani olacak hiçbir şey yoktur.
Ali Fikri Yavuz
Onu geri çevirecek hiç bir şey yoktur
İngilizce - Sahih International
Of it there is no preventer.
Tur suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Onu bir defedip gideren bulunmayacak.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onu heç kəs dəf edə bilməz!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
Tur suresi (At-Tur) 8 ayeti arapça okunuşu
﴿مَّا لَهُ مِن دَافِعٍ﴾
[ الطور: 8]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Musa: "Onların bilgisi Rabbimin katında yazılıdır. Rabbim şaşırmaz ve unutmaz." dedi.
- And olsun ki Biz Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve erkanına göndermiştik, "Şüphesiz ben, Alemlerin Rabbinin elçisiyim"
- Bu işin sonundan O'nun korkusu yoktur.
- Allah'a ve Peygamberine karşı gelenler; işte onlar, en alçak kimselerle beraberdirler.
- Ayetlerimizden bir şey öğrendiğinde onu alaya alır. İşte bunlara alçaltıcı bir azap ve ardından da
- Musa'ya: "Ben sana yaptığım işlere dayanamazsın demedim mi?" dedi.
- "Size, Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum; gaybı da bilmem; doğrusu melek olduğumu da söylemiyorum; küçük gördüklerinize
- Ey inananlar! Gizli konuştuğunuz zaman, günah işlemeyi, düşmanlık etmeyi ve Peygambere karşı gelmeyi fısıldaşmayın; iyilik
- De ki: "Allah'ın size indirdiği rızkın bir kısmını haram, bir kısmını helal kıldığınızı görmüyor musunuz?"
- Gökte de Tanrı, yerde de Tanrı O'dur. Hakim olan, her şeyi bilen O'dur.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Tur indirin:
Tur Suresi mp3 : Tur suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler