Maide suresi 88. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ ﴾ [المائدة: 88]
ayet arapça & türkçe okunuşuVekulû mimmâ razekakumu(A)llâhu halâlen tayyibâ(en)(c) vettekû(A)llâhe-lleżî entum bihi mu/minûn(e) [Maide: 88]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Allah'ın size verdiği rızıktan temiz ve helal olarak yiyin. İnandığınız Allah'tan sakının. [Maide: 88]
Maide Suresi 88. ayet tefsiri
Bu âyetlerin iniş sebebiyle alakalı şöyle bir rivayet nakledilir:
Ashâb-ı kirâmdan bâzıları birgün Sevgili Peygamberimiz’in ibâdetini öğrenmek için mü’minlerin annelerine sormuşlardı. Onlar da gördüklerini anlattılar. Efendimiz’in îtidâl üzere yapmış olduğu ibâdetlerini az gören bu kimseler kendi kendilerine:
“ – Allah’ın Resûlü nerede biz neredeyiz? Onun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmıştır ” dediler. İçlerinden biri:
“ – Ben ömrümün sonuna kadar, bütün gece uyumaksızın namaz kılacağım ” dedi. Bir diğeri:
“ – Ben de hayatım boyunca gündüzleri oruç tutacağım ve oruçsuz gün geçirmeyeceğim ” dedi. Üçüncü sahâbî de:
“ – Ben de sağ olduğum sürece kadınlardan uzak kalacak, asla evlenmeyeceğim ” diye söz verdi. Bir müddet sonra Peygamberimiz onların yanına geldi ve kendilerine şunları söyledi:“ Şöyle şöyle diyen sizler misiniz? Sizi uyarıyorum! Allah’a yemin ederim ki ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve O’na en saygılı olanınızım. Fakat ben bazan oruç tutuyor, bazan tutmuyorum. Gece hem namaz kılıyor hem de uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren kimse, benden değildir. ” ( Buhârî, Nikâh 1 )
Sonra sahâbeyi toplayıp onlara şöyle bir konuşma yaptı:
“ Birtakım kimselere ne oluyor ki hanımlarıyla beraber olmayı, yeme içmeyi, güzel koku sürmeyi, uyumayı ve meşrû sayılan dünya zevklerini kendilerine haram kılıyorlar. Şüphesiz ki ben size keşiş ve ruhban olmanızı emretmiyorum. Benim dinimde et yemeyi terk etmek, kadınlardan uzaklaşmak bulunmadığı gibi, dünyadan el etek çekip manastırlara sığınmak da yoktur. Ümmetimin seyahati oruç, ruhbanlığı ise cihaddır. Allah’a ibâdet ediniz, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayınız, hac ve umre yapınız, namazlarınızı kılınız, zekâtınızı veriniz, Ramazan orucunu tutunuz. Siz dosdoğru olunuz ki başkaları da öyle olsun. Sizden önceki ümmetler, aşırılıkları yüzünden helâk oldular. Dini kendilerine zorlaştırdılar, Allah da onlara zorlaştırdı. Bugün kilise ve manastırlarda bulunanlar, onların artıklarıdır. ” ( Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 207-208 )
Eşyada aslolan mübahlıktır. Allah Teâlâ bunları kulların hayatiyetlerini devam ettirmeleri için yaratmıştır. Ancak imtihan gayesiyle bir takım şeyler haram kılınmış, onlara dokunulmaması emredilmiştir. Zaten dinlerin gönderiliş maksadı da neyin helâl neyin haram olduğunu beyân etmek ve insanların bu sınırlar içinde yaşamalarını sağlamaktır. Bu yetki sadece dine ait olup, kulların kendiliklerinden bir şeyi haram veya helâl kılma salahiyetleri yoktur. Bu hususla ilgili âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:
“ Hiçbir delile dayanmadan sırf dillerinizin yalan yere nitelendirmesiyle, “Şu helâldir, şu haramdır ” demeyin. Böyle yapmakla Allah adına yalan uydurmuş olursunuz. Allah adına yalan uyduranlar ise asla kurtuluşa eremezler.” ( Nahl 16/116 )
“ De ki: «Allah’ın kulları için yarattığı zînetleri, temiz ve hoş rızıkları kim haram kılabilir?» ” ( A‘râf 7/32 )
Bu âyetlerin mânasını izah sadedinde âlimlerimizin güzel açıklamaları olmuştur. Şu misal ne kadar dikkat çekicidir: Bir adam Hasan Basrî’ye gelir ve bir komşusunun, şükrünü edâ edemeyeceği için pelte yemediğini söyler. Hasan Basrî de: “ Komşun soğuk su içiyor mu? ” diye sorar. Adam, “ Evet ” deyince de: “ Senin komşun meğer soğuk suyun şükrünün, pelteden daha ağır olduğunu bilemeyecek kadar cahil bir adammış ” der.
Yine Allah dostlarından Fudayl ( k.s. )’a zühd için güzel elbise, et ve hurma tatlısı gibi güzel şeyleri terk etmenin hükmü sorulur. Ben tatlı yemem diyen adama: “ Keşke hem yeseydin hem de Allah’tan korksaydın. Çünkü Allah Teâlâ helâl ve temiz şeyleri yemeni kerih görmez. Sen asıl, annene babana iyilik yapmaya, sıla-i rahime riayete, komşuna iyilik etmeye, bütün müslümanlara merhametli olmaya, kinini yutmaya, sana zulmedeni affetmeye, sana kötülük yapana iyilik etmeye, belalara karşı sabırlı ve tahammüllü olmaya bak. Bu gibi hükümler zühd için hurma tatlısını terk etmekten daha önemlidir ” tavsiyesinde bulunur.
87. âyetteki “ Haddi aşmayın ” ifadesine şu mânaları vermek mümkündür: Helâli haram sayarak Allah’ın hükümranlık alanına girmeyin. O hoş ve temiz rızıkları kazanırken başkalarının hakkına tecavüz etmek suretiyle haram yapmayın. Helâl şekilde kazandığınız nimetlere de normal ihtiyaçtan daha fazla hırs ve düşkünlük ile atılıp İsrâf etmeyin. Sadece şehvetlerin peşine koşmayın. Gerek kendinizin gerek başkalarının hakkını gözeterek ölçülü bir şekilde hareket edin. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.
88. âyetteki “ yiyin ” ifadesi, “ yeme, içme, giyinme, seyahat etme gibi yollarla dünya nimetlerinden yararlanın ” mânasında olup, insanın günlük hayatının vazgeçilmez ihtiyaçlarından ve dünya nimetlerinden istifade etmenin en önde gelen yolu olması sebebiyle “ yeme ” fiili esas alınmıştır.
Gerek helâl olan nimetleri kendimize haram kılma, gerekse başka hususlarda olsun, yapılan bir yeminden dönülmesi gerektiğinde ödenecek kefareti bildirmek üzere şöyle buyruluyor:
Ömer Çelik Tefsiri
Maide suresi 88 ayeti anlamı - okunuşu
Allah’ın size verdiği helâl ve temiz rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının!
Mokhtasar tefsiri
Gasp ederek veya pis olarak Allah`ın haram kıldığı şeyden değil de helal ve tertemiz olarak sizi rızıklandırdığı şeylerden yiyin. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah`tan korkun. İşte kendisine iman ettiğiniz Allah O`dur. Allah`a olan imanınız size O`ndan korkmanızı gerekli kılar.
Ali Fikri Yavuz
Allah’ın size rızık olarak verdiği nimetlerden helâl ve hoş olarak yeyin. Hem de kendisine iman etmiş bulunduğunuz Allah’dan korkun
İngilizce - Sahih International
And eat of what Allah has provided for you [which is] lawful and good. And fear Allah, in whom you are believers.
Maide suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve yiyin Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden helal ve temiz olanları ve inandığınız Allah'tan çekinin.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Allahın sizə verdiyi ruzidən halal və təmiz olanını yeyin. İnandığınız Allahdan qorxun!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah'tan korkun.
Maide suresi (Al-Maidah) 88 ayeti arapça okunuşu
﴿وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ حَلَالًا طَيِّبًا ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي أَنتُم بِهِ مُؤْمِنُونَ﴾
[ المائدة: 88]
وكلوا مما رزقكم الله حلالا طيبا واتقوا الله الذي أنتم به مؤمنون
سورة: المائدة - آية: ( 88 ) - جزء: ( 7 ) - صفحة: ( 122 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İçlerinden biri: "Yusuf'u öldürmeyin, onu bir kuyunun derinliklerine bırakın. Böyle yaparsanız yolculardan onu bulup alan
- Meryem: "Eğer Allah'tan sakınan bir kimse isen, senden Rahman'a sığınırım" dedi.
- Şeytan seni dürtecek olursa Allah'a sığın; doğrusu O, işitendir, bilendir.
- Her insan ölümü tadacaktır. Kıyamet günü, ecirleriniz size mutlaka ödenecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kimse
- Kızgın bir kaynaktan içirilirler.
- Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?
- Oysa Allah onları ardlarından çevirmiştir.
- Ama sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
- Allah hepsini toplayacağı gün, "Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız" der, insanlardan onlara uymuş
- Bunların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da şüphesiz biliriz.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Maide indirin:
Maide Suresi mp3 : Maide suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler