Ala suresi 9. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَذَكِّرْ اِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرٰىۜ ﴾ [الأعلى: 9]
ayet arapça & türkçe okunuşuFeżekkir in nefe’ati-żżikrâ [Ala: 9]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Faydalı olacaksa insanlara öğüt ver. [Ala: 9]
Ala Suresi 9. ayet tefsiri
Allah Resûlü ( s.a.s. ), doğru yola gelmelerini sağlamak üzere kendisini parçalarcasına insanlara tebliğde bulunurdu. Fakat âlemlere rahmet olan Efendimizin bu gayreti bir kısım kişilerin ancak küfür, inat ve ısrarlarının artmasına sebep olurdu. Bu bakımdan ayette Allah Resûlü’ne ve onun izinden gidecek olanlara sadece az veya çok faydalanacağını umdukları kimselere öğütte bulunmaları; fayda verse de vermese de öğüde devam etmeleri, ancak aslandan kaçan yabani merkepler gibi inat ve azgınlıkla Hak’tan kaçan kimselerin ardından koşarak da kendilerini helak edercesine yorulmamaları tavsiye edilmektedir.
Esasen İslâmî tebliğ ve hatırlatma herkese şamildir; umûmîdir. Peygamberin de vazifesi sadece tebliğdir; gerçekleri açık ve anlaşılır bir şekilde kulaklara duyurmaktır. Bundan istifade edecek olanlar özel kimselerdir. Bu ise neticede belli olacaktır. İlâhî irşat, ikaz ve nasihatlerden ancak kalbinde derin bir Allah korkusu taşıyan, O’na son derece saygılı olan ve huzurunda boyun bükenler istifade edeceklerdir. الخشية ( haşyet ) kalbin ürpermesidir. Allah’a olan sevgi ve saygısını yitirmekten korkması ve titremesidir. Yüce Rabbinin sevgisini ve rızâsını kazanacağı yollarda yürümesi; ondan mahrum bırakacak sapık yolları terketmesidir. İşte ilâhî öğüt ve hatırlatmaları dinleyecek, nasihat alacak, düşünüp istifade edecek olanlar, böyle gönülden Allah zü’l-celâle saygılı kimselerdir.
Diğer taraftan, ilâhî rahmetten ümidini kesip akıbetlerini karartmak suretiyle en bedbaht olanlar, bu hatırlatmalardan ve öğütlerden uzak duracak; kabule ve inkıyada yaklaşmayacaklardır. اَلْاَشْقٰى ( eşkâ ), Allah ve Resûlullah düşmanlığında ileri giden azılı kâfirlerdir. Dilimizde dağlarda, sahralarda insanların yolunu kesen, kendilerini öldürüp mallarını talan eden kimselere “ eşkıya ” denilir. Ayette bahsedilen bunların en kötüsüdür. Çünkü bu yapıda ve karakterdeki kimseler, Allah’ın mülkünde O’na başkaldırıp hâkimiyet taslamakta; ferdî ve içtimâî hayata Yüce Yaratıcı’nın müdahalesini engellemekte ve onun hükmünü tanımamaktadırlar. Bunlar adeta Allah Teâlâ’ya: “ Bu dünya benimdir; burada ne senin, ne kitabının ne de Peygamberinin sözü geçer. Burada sözü ve hükmü geçerli olacak sadece benim ” diyen kimselerdir. Bu gibilere öğüt verip Cenâb-ı Mevlâ’yı hatırlattığın zaman duymazlıktan gelir, yüzlerini çevirirler. Bununla kalmaz, fırsat bulunca Allah’a karşı savaş ilan ederler. İşte ilâhî ikazlara kulak tıkayıp öğüt almaktan yüz çeviren o tînetteki kişiler âhirette en büyük ateşe, ebedî olan cehennem ateşine yaslanacaklardır. Allah’ın yakıcı, kavurucu azabına düçar kalacaklardır. Hiç kimseden ne bir yardım ne de bir fayda göreceklerdir. Sonra orada ne ölecek ne de hayat bulacaklardır. Onlara asla bir daha ölüm gelmeyecek. Azabdan da kurtulamayacaklar. Dünyada olduğu gibi güzel bir şey göremeyecek ve tadamayacaklar. Bundan daha büyük bir bedbahtlık düşünülemez. İlâhî hikmetlere, öğüt ve nasihatlara sırt çevirenlerin feci akıbeti işte budur. Böyle bir ceza ölene kadar iman etmeyen, küfür ve şirk üzere ölen kimseler içindir. Halbuki insan için dünyada tevbe edip temizlenme kapısı devamlı açıktır:
Ömer Çelik Tefsiri
Ala suresi 9 ayeti anlamı - okunuşu
Sen öğüt fayda verse de vermese de öğüt vermeye devam et.
Mokhtasar tefsiri
Öyleyse insanlara Kur’an’dan sana vahyettiğimiz öğütler ver. Ve nasihat dinlemeye devam ettikleri sürece onlara nasihat et.
Ali Fikri Yavuz
O halde, fayda versin (yahud fayda vermesin), sen Kur’an ile öğüd ver; (tebliğ vazifeni yap)
İngilizce - Sahih International
So remind, if the reminder should benefit;
Ala suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Artık öğüt ver, fayda verirse eğer.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ya Peyğəmbər!) Əgər nəsihət etmək fayda versə, (ümmətinə Qur’anla) öyüd-nəsihət ver!
Kuran Araştırmaları Vakfı
O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.
Ala suresi (Al-Ala) 9 ayeti arapça okunuşu
﴿فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ الذِّكْرَىٰ﴾
[ الأعلى: 9]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Semirtmeyen, açlığı gidermeyen kötü kokulu (kuru) bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.
- Tanyeri ağarırken, çığlık onları yakalayıverdi.
- Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna adayıp yeryüzünde dolaşamayanlara, hayalarından dolayı, kendilerini tanımayanların zengin saydıkları yoksullara verin.
- Ey İnsanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın, zira o sizin için
- Bu sınırları aşmak isteyenler, işte bunlar aşırı gidenlerdir.
- Bir kısım tanrılarımız seni çarpmıştır, demekten başka birşey demeyiz" dediler. Hud: "Doğrusu ben Allah'ı şahit
- İnkar edenler: "Bu Kuran'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki bastırırsınız" dediler.
- Allah insanlardan bir takımını doğru yola eriştirdi, fakat bir takımı da sapıklığı haketti, çünkü bunlar
- Ayetlerimizi etkisiz kılmaya çalışanlar; işte onlar, azabla yüz yüze bırakılırlar.
- Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ala indirin:
Ala Suresi mp3 : Ala suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler