Maide suresi 91. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اِنَّمَا يُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَٓاءَ فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِ وَعَنِ الصَّلٰوةِۚ فَهَلْ اَنْتُمْ مُنْتَهُونَ ﴾ [المائدة: 91]
ayet arapça & türkçe okunuşuİnnemâ yurîdu-şşeytânu en yûki’a beynekumu-l’adâvete velbaġdâe fî-lḣamri velmeysiri veyasuddekum ‘an żikri(A)llâhi ve’ani-ssalâti fehel entum muntehûn(e) [Maide: 91]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi? [Maide: 91]
Maide Suresi 91. ayet tefsiri
Bu âyetlerde içki, kumar, putlara tapmak ve falcılık kesin bir dille yasaklanmıştır. Aklı örtüp onu çalışmaz hale getirdiği için içkiye اَلْخَمْرُ ( hamr ); haksız ve kolay bir şekilde para kazanma yolu olması sebebiyle kumara اَلْمَيْسِرُ ( meysir ) denilmiştir. ( bk. Bakara 2/219 ) اَلْاَنْصَابُ ( ensâb ), tapmak için dikilen taşlar, yani putlardır. اَلْاَزْلَامُ ( ezlâm ) ise üzerinde “ hayır ” ve “ şer ” kelimelerinin yazıldığı, câhiliye döneminde Arap geleneğinde önemli bir işe başlamadan önce, bu işin sonunun hayırlı olup olmayacağını anlamak maksadıyla kullanılan fal oklarıdır. ( bk. Mâide 5/3 )
İslâm’da fert ve toplum hayatı için büyük önem arzeden emirler tedricî olarak geldiği gibi, aynı şekilde toplumda iyice yerleşmiş bulunan kötülüklerin yasaklanması da yine tedricî olarak vuku bulmuştur. Çünkü insanı terbiye etme ve ona bir kısım gerçekleri kabul ettirmede tedricîlik, yani belli bir usûl çerçevesinde adım adım hareket etmek çok mühim bir yere sahiptir. Bu sebeple Kur’an, içki ve kumarı da tedricî bir yolla haram kılmıştır. İçkinin haram kılınması dört merhalede olmuş ve bu konuda belli aralıklarla dört âyet inmiştir:
› “ Hurma ağaçlarının ve üzüm asmalarının meyvelerinden hem sarhoşluk veren bir içki hem de güzel bir rızık elde edersiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için kesin bir delil vardır. ” ( Nahl 16/67 ) Bu âyet inince müslümanlar içki içmeye devam etmişlerdir. Çünkü o zaman henüz içki içmek haram kılınmamıştı.
› Hz. Ömer, Muâz b. Cebel ve sahâbeden bir grup Resûlullah ( s.a.s. )’e gelerek: “ Ya Rasûlallah bize içki hakkında fetvâ ver. Çünkü o aklı gidermektedir ” dediler. Bunun üzerine: “ Rasûlüm! Sana içki ve kumarın hükmünü soruyorlar. Şöyle de: «Onlarda büyük bir günah ve zarar, bununla birlikte insanlar için birtakım faydalar da vardır; fakat günah ve zararları faydalarından daha büyüktür.» ” ( Bakara 2/219 ) âyeti indi. Bunun üzerine bir takım müslümanlar içki içmeye devam edip: “ Biz faydasını alır kötülüğünü terk ederiz ” dediler. Bir kısmı ise içki içmeyi terk edip: “ İçinde pek büyük bir günah olan bir şeye bizim ihtiyacımız yok ” dediler. ( Vâhidi, s. 73 )
› Abdurrahmân b. Avf ( r.a. ), içki içenlerden bazılarını evine davet etti. İçtiler ve sarhoş oldular. Namaz vakti olunca namaza durdular. İmam “ Kâfirûn ” sûresini okumaya başladı. Şöyle diyordu: “ De ki: Ey kâfirler, ben sizin ibâdet ettiğinize ibâdet ederim. ” Sûrenin sonuna kadar “ ibâdet etmem ” ifadelerini hep “ ibâdet ederim ” şeklinde okudu. Bunun üzerine “ Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilecek derecede ayıkıncaya kadar namaza yaklaşmayın... ” ( Nisâ 4/43 ) âyeti indi. ( Vâhidi, s. 73 ) Bu âyetin inmesinden sonra içki içenler epey azaldı. İçkiyi terkedenler: “ Bizi namazdan alıkoyan bir şeyde hayır yoktur ” dediler. Bazı kimseler ise namaz vakti dışında olmak üzere içki içmeye devam ettiler. Meselâ yatsı namazından sonra içiyor sabahlayınca sarhoşluğu zâil olmuş oluyordu. Veya sabah namazından sonra içiyor ve öğle vakti gelinceye kadar ayılıyordu.
› Utban b. Mâlik bir ziyâfet tertip edip müslümanlardan bazılarını davet etti. Davet edilenlerin içinde Sa‘d b. Ebî Vakkâs ( r.a. ) da vardı. Utban misafirleri için deve kellesi kızartmıştı. Ondan doyuncaya kadar yediler ve sarhoş oluncaya kadar içki içtiler. Sonra nesepleriyle övünmeye ve bu konuda şiirler söylemeye başladılar. Bu sırada Sa‘d, ensârı hicveden, kötüleyen bir şiir söyleyip kavmiyle övününce bir adam, devenin çene kemiğini alarak Sa’d’ın başına vurdu ve yardı. Bunun üzerine Sa‘d, Resûlullah ( s.a.s. )’e gelerek ensârdan olan adamı şikâyette bulundu. Bunun üzerine de içkiyi kesin olarak yasaklayan Mâide sûresinin 90-91. âyetleri nâzil oldu. ( Müslim, Fedâilü’s-sahâbe 43; Taberî, Câmi‘u’l-beyân, VII, 45-6 ).[ 1 ]
Bu âyet-i kerîmelerde içki ve kumarın haramlığı peş peşe dokuz tekitle beyân edilmiştir:
Cümlenin başı bu günahların büyüklüğünü ifade eden اِنَّمَا ( innemâ ) edâtı ile başlamıştır.
İçki ve kumar, putlar ve fal okları ile beraber zikredilerek, “ İçki içen puta tapan gibidir ” ( İbn Mâce, Eşribe 3 ) hadis-i şerifi delaletince bunlar puta tapıcılık kabilinden gösterilmiştir.
Bunlara rics yani “ pislik ” adı verilmiştir.
Başlı başına şer veya kötülüğü galip olduğuna dikkat çekilerek bunlar “ şeytan işi ” olarak vasıflandırılmıştır.
“ Bunlardan kaçının ” emriyle bizzat kendilerinden çekinilmesi emredilmiştir.
Bu çekinme, felâha; dünya saadeti ve âhiret selâmetine ermek için bir sebep yapılmıştır.
İçki ve kumarda şeytanın gayesi, başka değil, ancak insanlar arasına kin ve düşmanlık düşürmek, onları Allah’ı zikretmekten ve namazı kılmaktan menetmektir. Allah’ı unutan ve namazdan uzaklaşan kişi artık her türlü günahı ve cinayeti işler, dinini ve imanını tehlikeye atar, hem dünyasını hem de âhiretini mahveder.
Bunların haram kılınma sebepleri açıklandıktan sonra itaat sözü alınmak üzere bir soru ile anlaşmayı belgelemek için “ Artık siz şimdi bu yasaklamayı kabul ettiniz ve içki ve kumardan tamamen vazgeçtiniz mi? Elbette geçtiniz, değil mi? ” buyrulmuştur.
92. âyette de itaati belgelemek ve aykırı davranışlardan sakındırmak sûretiyle bunlardan vazgeçmeleri, Allah’a ve Peygamber’e itaat etmeleri ve onların emrine karşı gelmekten çekinmeleri istenmektedir. Eğer itaatten yüz çevirecek olurlarsa, peygamberin üzerine ait olan vazifenin açık bir tebliğden ibaret olduğu, onu da yerine getirdiği, dolayısıyla bundan ötesinin sorumluluğu ve zararı ona değil, itaatten yüz çevirenlere ait olduğu vurgulanmaktadır.
Yasaklanmadan önce içki içenlerin, kumar oynayanların durumlarını aydınlatmak ve içlerinde çöreklenen soruları cevaplandırmak üzere buyruluyor ki:
[ 1 ] İçkinin kötülüğüyle ilgili âlimlerimiz çok güzel açıklamalarda bulunmuşlardır. Amr b. Edhem içkiyi kötüleyerek şöyle der: “ Eğer akıl satın alınsaydı, satın alınmaya lâyık en güzel şey o olurdu. Fakat malı ile ahmaklığı satın alıp onu kafasına sokan, yakasına kusan ve eteğine pisleyen kimseye taaccüp olunur. ” Hz. Ali ( r.a. )’ın şöyle dediği nakledilir: “ Bir kuyuya bir damla şarap düşse sonra o kuyunun yerine bir minâre inşâ edilse, o minârede ezan okumam. Denize bir damla şarap düşse sonra o deniz kuruyup yerinde ot bitse asla orada hayvanlarımı otlatmam. ” İbn Ömer ( r.a. ) da şöyle demiştir: “ Eğer bir parmağımı içkiye sokarsam o parmağı kendimden saymam ”.
Ömer Çelik Tefsiri
Maide suresi 91 ayeti anlamı - okunuşu
Hiç şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla sizin aranıza ancak düşmanlık ve kin bırakmak, sizi Allah’ı zikretmekten ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz, değil mi?
Mokhtasar tefsiri
Şeytan, içkiyi ve kumarı hoş göstermekle kalplerin arasında düşmanlık ve nefreti oluşturmayı, Allah`ın zikrinden ve namazdan uzaklaştırmayı ister. -Ey müminler!- Siz bu kötülüklerden vazgeçiyor musunuz? Şüphesiz sizin için en uygun olan davranış budur. Artık vazgeçiniz.
Ali Fikri Yavuz
Muhakkak şeytan, şarabda ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek; sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık siz, bunlardan sakınmaz mısınız
İngilizce - Sahih International
Satan only wants to cause between you animosity and hatred through intoxicants and gambling and to avert you from the remembrance of Allah and from prayer. So will you not desist?
Maide suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Şeytan, şarap ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin salmak ister ancak, vazgeçtiniz artık değil mi?
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Şübhəsiz ki, Şeytan içki və qumarla aranıza ədavət və kin salmaqdan və namaz qılmaqdan ayırmaq istər. Artıq bu işə son qoyacaqsınızmı?
Kuran Araştırmaları Vakfı
Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?
Maide suresi (Al-Maidah) 91 ayeti arapça okunuşu
﴿إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَعَنِ الصَّلَاةِ ۖ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ﴾
[ المائدة: 91]
إنما يريد الشيطان أن يوقع بينكم العداوة والبغضاء في الخمر والميسر ويصدكم عن ذكر الله وعن الصلاة فهل أنتم منتهون
سورة: المائدة - آية: ( 91 ) - جزء: ( 7 ) - صفحة: ( 123 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel bir örnek vardır. Onlar milletlerine şöyle
- Bir kısım tanrılarımız seni çarpmıştır, demekten başka birşey demeyiz" dediler. Hud: "Doğrusu ben Allah'ı şahit
- Allah'ı ve Peygamber'ini incitenlere, Allah dünyada da ahirette de lanet eder; onlara alçaltıcı bir azap
- Musa: "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim
- Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.
- Her kişiye işlediği ödenir. Esasen Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir.
- Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler.
- Sabah akşam, onların yerleri üzerinden geçersiniz. Akletmez misiniz?
- Ey inananlar! Yürekten tevbe ederek Allah'a dönün ki, Rabbiniz kötülüklerinizi örtsün, sizi, içlerinden ırmaklar akan
- Allah'ın, yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiğini bilin; size, akledesiniz diye açık açık deliller anlattık.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Maide indirin:
Maide Suresi mp3 : Maide suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler