Zümer suresi 1. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Zümer suresi 1 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Zümer suresi - Az-Zumar aya 1 (The Crowds).
  
   

﴿تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ ﴾ [الزمر: 1]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Tenzîlu-lkitâbi mina(A)llâhi-l’azîzi-lhakîm(i) [Zümer: 1]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Kitap'ın indirilmesi, güçlü ve Hakim olan Allah katındandır. [Zümer: 1]


Zümer Suresi 1. ayet tefsiri

Kur’ân-ı Kerîm Allah tarafından indirilmiştir. Dolayısıyla o, yaratılmış bir varlığın sözü değildir. Bu bakımdan onu çok dikkatli dinlemek ve buyruklarını büyük bir ciddiyet ve titizlikle yerine getirmek gerekir. Kur’an’ın, Allah Teâlâ’nın “ Azîz ” ve “ Hakîm ” isimleriyle yakın bir irtibatı vardır. اَلْعَز۪يزُ  ( Azîz ), mutlak güç ve kudret sahibi, kudreti dâima üstün gelen ve asla mağlup edilemeyen demektir. Bu ismin tecellisi ile Kur’an’ın mesajı insanlığa ulaşacak, onun hükümlerinin geçerli olmasını hiçbir kimse engelleyemeyecek, emir ve yasakları sürekli yürürlükte olacaktır. اَلْحَك۪يمُ ( Hakîm ) ise verdiği hükümler, yaptığı işler her dâim hikmetli ve sağlam olan, tedbir ve yönetmesi bilgiye dayanan demektir. Bu ismin tecellisi ile de Kur’ân-ı Kerîm dil, belagat, fesahat, üslup, nazım ve ihata ettiği bilgiler itibariyle son derece sağlamdır. İhtivâ ettiği tüm hakîkatler nihâyetsiz hikmetlere dayalıdır. Kur’ân-ı Kerîm, gerçeğin ta kendisi olarak nâzil olmuştur. Yani ondaki bilgiler tümüyle doğrudur. İçinde herhangi bir yanlışlık veya şüphe yoktur. Rabbimizin kim olduğunu, O’nun muradını ve bizden nasıl bir kulluk istediğini açıkça beyân etmektedir. Doğru ile eğriyi, hakla bâtılı tüm netliği ile ortaya koymaktadır. O halde kula düşen vazife, Kur’an’ın tarif ettiği şekilde tam bir teslimiyet ve samimiyet içinde Allah’a yönelerek ve yalnızca O’nun rızâsını isteyerek Rabbine kulluk yapmaktır.

Bu sûrede, “ dini yalnız Allah’a hâlis kılarak O’na kulluk etmek ” tabiri birkaç kez tekrarlanır ve âdeta sûrenin mesajının iliğini teşkil eder. Dolayısıyla bu tabirin ne demek olduğunu izahta fayda vardır: Bu tabirde iki mühim nokta dikkat çeker:

  Kulluk etmek,

  Dini yalnızca Allah’a hâlis kılmak.

“ Kulluk yapmak ”; aciz olmanın idraki içinde severek itaatte bulunmak demektir. Buna göre Allah’ın kulundan istediği, sadece kendisine severek kulluk ve itaat etmesi, ayrıca koyduğu kanunlara harfiyen uymasıdır. “ Din ” ise bir varlığın, başkaları üzerinde kendisine ait bir otorite, güç ve yetki vehmederek, onların hayatlarını tanzim etmeye kalkışmak istemesidir. Buna göre “ dini Allah’a hâlis kılarak O’na kulluk etmek ” için Allah’a kulluk etmekle birlikte, başkalarına kulluk etmemeyi, sadece Allah’ın koyduğu kanun ve ilkelerle yaşamayı, yalnız O’nun hükümlerine uyup, yasaklarından kaçmayı tazammun eder. Bu sebepledir ki, “ dini yalnızca Allah’a hâlis kılarak O’na kulluk etmek ”, İslâm’ın kesin ve değişmez bir kâidesidir. Çünkü bu şekilde kulluk, yalnız Allah’ın hakkıdır. Kulluk edilmeye layık olan sadece O’dur ve sadece O’na itaat edilmesi gerekir. Bu sebepledir ki, Allah’a kulluğu reddedip de başkalarına itaat eden kimse açık bir sapıklık içindedir. Allah ile birlikte başkalarına da kulluk ediyorsa, bu da şirktir.

Nitekim Resûlullah ( s.a.s. ), bu ayeti kerîmenin izahını şöyle yapar:

 Bir şahıs Resûl-i Ekrem ( s.a.s. )’e gelerek:

“ - Şayet mallarımızı şan, şöhret olsun diye muhtaçlara harcasak, Allah bize bir mükafat verir mi? ” diye sordu. Peygamberimiz ( s.a.s. ), “ Hayır! ” diye cevap verince, bu sefer o şahıs:

“ - Hem Allah rızâsı, hem de şan, şöhret için harcasak? ” diye sordu. Bunun üzerine Allah Resûlü ( s.a.s. ):

“ - Allah, ihlâslı bir şekilde sadece kendi rızâsı için yapılmamış hiçbir ameli kabul etmez ” buyurup bu âyet-i kerîmeyi okudu. ( Kurtubî, el-Câmi‘, XV, 233 )

Hz. Mevlânâ ( k.s. ), ibâdetlerin hazzını duyabilmek için bunların ihlasla yapılması gerektiğini; ihlasa aykırı durumlar sözkonusu olunca da kalpte biriken manevî feyiz bereketlerin yok olup gideceğini “ Anbar ve fare ” misaliyle pek güzel izah eder:

“ Biz, şu dünya anbarında buğday topluyoruz. Fakat topladığımız buğ­dayları kaybediyoruz. Bir gün aklımızı başımıza alıp da, buğdayın böyle azalmasının, kay­bolmasının, anbara giren fâreden ve onun hilesinden ileri geldiğini anla­yamıyoruz. Fâre, anbarımızı delmiş, anbarımız onun hilesinden harab olmuştur. Ey Hakk tâlibi can, önce anbara giren fâreden kurtulma çaresini ara,  ondan sonra buğday toplamaya çalış. Büyüklerin büyüğü olan, gönüllere gönül kesilen Sevgili Peygambe­rimiz ( s.a.s. )’in: «Namaz ancak kalb huzuruyla tamam olur» hadisini hatırla da nefsten, yani şeytandan kurtulmak için kalb huzuruyla namaza başla. Eğer anbarımızda, hırsız bir fâre bulunmasaydı, kırk yıllık ibâdet buğ­dayı nereye giderdi? Her gün azar azar da olsa, candan ve sevgiyle yapılan ibâdetlerden, iyiliklerden hâsıl olan iç rahatlığı ve huzur neden gönlümüzde hissedil­miyor? Çakmak demirinden bir çok kıvılcım sıçradı. İlâhî aşkla yanan gönül onları çekti aldı. Fakat karanlıkta gizli bir hırsız var. Kıvılcımları söndürmek için üstle­rine parmak basıyor. Dünyada mânevî bir çerağ uyanmasın diye, o karanlıktaki hırsız, kıvıl­cımları söndürüyor. Allahım, senin inâyetlerin, merhametlerin bizimle beraber oldukça, şeytandan, o alçak hırsızdan ne korkumuz olur? Sen, bizimle beraber olup, bizi korudukça, ayak altında yüz binlerce tuzak olsa da önemi yoktur. ” ( Mevlânâ, Mesnevî, 377-389. beyitler )

Bu temsilde yaptığımız ibâdetlerden, iyiliklerden ve insânî vazifelerden elde edilen sevab, iç ra­hatlığı, kalb huzuru, buğdaylara benzetilmiştir. Ambar vücud şehrimizin mânevî am­barıdır. Fâre; nefsimizin, nefsânî arzuların sembolüdür. Yaptığımız ibâdetlerden mâ­nevî zevk duymazsak, bilmeliyiz ki, gönül ambarına fâre düşmüştür. Şeytan; yaptı­ğımız ibâdetleri çalmakta, dolayısıyla bizde mânevî zevk ve feyz bırakmamaktadır. Bu sebeple ibâdet var, fakat huzursuz olduğumuz için mânevî zevk ve feyz yoktur. İbâdetimizin, iyiliklerimizin meydana getirdiği mâna kıvılcımını aşkla yanan gönül benimsiyor, alıyor, ondan feyz buluyor. Karanlıktaki hırsız, şeytan ve nefs-i emmâredir. Bu düşmanlar, kıvılvımları söndürüyor, bize düşmanlık ediyor. Mânevî bir çerağın uyanmasına engel olu­yor. ( Şefik Can, Konularına Göre Açıklamalı Mesnevî Tercümesi, I-II, 51 )

Öyleyse:
Ömer Çelik Tefsiri
Zümer suresi Diyanet

Zümer'den 1 Ayeti'ni dinle


Zümer suresi 1 ayeti anlamı - okunuşu

Bu kitap, kudreti dâimâ ütün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olan Allah tarafından parça parça indirilmiştir.


Mokhtasar tefsiri

Kur`an; kimsenin kendisine galip gelemediği mutlak galip, yaratmasında, yönetmesinde şeriatinde hikmet sahibi olan Yüce Allah tarafından indirilmiştir. Allah -Subhanehu ve Teâlâ-`dan başkası tarafından indirilmemiştir.


Ali Fikri Yavuz

Bu Kitab’ın indirilmesi, aziz, hakim olan Allah’dandır


İngilizce - Sahih International


The revelation of the Qur'an is from Allah, the Exalted in Might, the Wise.

Zümer suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Kitabın indirilişi, üstün, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Kitabın (Qur’anın) nazil edilməsi yenilməz qüvvət, hikmət sahibi Allah tərəfindəndir!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Bu Kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katından indirilmiştir.

Zümer suresi (Az-Zumar) 1 ayeti arapça okunuşu

﴿تَنزِيلُ الْكِتَابِ مِنَ اللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ﴾
[ الزمر: 1]

tenzilül kitabi minel lahil azizil hakim

تنـزيل الكتاب من الله العزيز الحكيم

سورة: الزمر - آية: ( 1 )  - جزء: ( 23 )  -  صفحة: ( 458 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Şüphesiz Allah, gizliliklerin ortaya çıkacağı gün, insanı tekrar yaratmaya Kadir'dir.
  2. İçinizde lütuf ve servet sahibi olanlar, yakınlarına, düşkünlere ve Allah yolunda hicret edenlere, vermemek için
  3. Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim;
  4. Musa, ailesine: "Ben bir ateş gördüm; size oradan ya bir haber getireceğim, yahut ısınasınız diye
  5. "Ey dağlar ve kuşlar! Davud tesbih ettikçe siz de onu tekrarlayın" diyerek and olsun ki,
  6. Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.
  7. Aralarında sana kulak veren vardır. Sen, sağırlara, üstelik akılları da almazsa, işittirebilir misin?
  8. Karun, Musa'nın milletindendi; ama onlara karşı azdı. Biz ona, anahtarlarını güçlü bir topluluğun zor taşıdığı
  9. Onlara sırt çevirdi, "Vah, Yusuf'a yazık oldu!" dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Artık acısını
  10. Hayır; o, and olsun ki, Hutame'ye atılacaktır.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Zümer indirin:

Zümer Suresi mp3 : Zümer suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Zümer Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Zümer Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Zümer Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Zümer Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Zümer Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Zümer Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Zümer Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Zümer Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Zümer Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Zümer Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Zümer Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Zümer Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Zümer Suresi Al Hosary
Al Hosary
Zümer Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Zümer Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, July 16, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler