Hud suresi 100. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿ذٰلِكَ مِنْ اَنْبَٓاءِ الْقُرٰى نَقُصُّهُ عَلَيْكَ مِنْهَا قَٓائِمٌ وَحَص۪يدٌ ﴾ [هود: 100]
ayet arapça & türkçe okunuşuŻâlike min enbâ-i-lkurâ nekussuhu ‘aleyk(e)(s) minhâ kâ-imun vehasîd(un) [Hud: 100]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Bu sana anlattıklarımız, kasabaların başından geçenlerdir. Onların bir kısmı hala duruyor, bir kısmı ise silinip gitmiştir. [Hud: 100]
Hud Suresi 100. ayet tefsiri
İbret olsun diye kıssaları anlatılan önceki peygamberlerin kavimlerini Cenâb-ı Hak, isyan ve azgınlıkta ileri gitmeleri sebebiyle çeşitli musibetlerle helak etmiştir. Bunlardan bazılarının iz ve kalıntıları zamanımıza kadar ulaşmıştır. Âd ve Semûd kavminin yurtlarındaki kalıntılar; Mısır’daki piramit ve heykeller gibi. Bugün bile insanlar oraları ziyaret edip ibret almaktadırlar. Bazılarının ise izleri bile silinmiş, hasat edilmiş ekin gibi yok olup gitmişlerdir. Hz. Lût ve Hz. Nûh kavimlerinin beldeleri gibi. Onların bu şekilde helak edilmeleri, tamâmen kendi yaptıkları zulümler sebebiyledir. Yoksa Allah onlara herhangi bir haksızlık yapmış değildir. Başlarına Allah’ın azabı çöktüğü zaman, Allah’tan başka taptıkları putlar onlara hiçbir fayda sağlayamamış; gelen azaptan hiçbir şeyi engelleyememişlerdir. Hatta onların zararını daha da artırmışlardır. Çünkü dünyada helak edildikleri gibi, o putlara tapmaları kendilerine âhiret mükâfâtını da kaybettirmiş, böylece en büyük zarara uğramalarına sebep olmuştur. Allah Teâlâ, sonradan gelenlere mühim bir ders ve günahlardan sakınmaya vesile olacak dehşetli bir ibret olması için, zulmeden o belde halklarını azabıyla yakalamıştır. Gerçekten de Allah Teâlâ’nın yakalaması, çok acı verici ve çok çetindir. Resûlullah ( s.av ): “ Şüphesiz ki Allah, zâlime mühlet verir, fakat sonunda onu yakaladı mı bir daha da bırakmaz ” buyurmuş, sonra da “ Rabbin, halkı zâlim memleketleri yakalayıp cezalandırdığı zaman işte böyle cezalandırır. O’nun cezası, gerçekten çok acı verici ve pek şiddetlidir ” ( Hûd 11/102 ) âyetini okumuştur. ( Buhârî, Tefsir 11/5; Müslim, Birr 61 )
Kula düşen, bu olup bitenlerden gereken ders ve ibreti almaktır:
Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi 100 ayeti anlamı - okunuşu
Rasûlüm! İşte sana anlattığımız bu şeyler, o helâk olmuş memleketlerin ibret dolu bir kısım haberleridir. Onlardan kiminin izleri hâlâ ayakta dururken, kimisi de biçilmiş ekin gibi yok olup gitmiştir.
Mokhtasar tefsiri
-Ey Peygamber!- Bu surede sana haber verdiklerimiz (halkı helak olmuş) memleketlerin bazı haberleridir. Biz onu sana anlatmaktayız. Bu beldelerden bugüne kadar izleri kalan da vardır, izleri silinip de onların eseri kalmayanlar da vardır.
Ali Fikri Yavuz
İşte bu, helâk olmuş memleketlerin haberlerindendir ki, onu sana anlatıyoruz. O memleketlerin bâzısının izi kalmıştır, bâzısı da ekin gibi biçilmiş yok olmuştur
İngilizce - Sahih International
That is from the news of the cities, which We relate to you; of them, some are [still] standing and some are [as] a harvest [mowed down].
Hud suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Bunlar, maceralarını sana hikaye ettiğimiz şehirlere ait haberler; o şehirlerden harabeleri hala duranlar var, biçilmiş ekin gibi yerle bir olanlar, eseri bile kalmayanlar var.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Bu, (məhv omuş) məmləkətlərin xəbərlərindəndir ki, sənə söylədik. Onların bə’zisindən əsər-əlamət qalmış, bə’zisi isə yerlə yeksan olmuşdur.
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Ey Muhammed!) İşte bu, (halkı helak olmuş) memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardır, biçilmiş ekin (gibi yok olan) da vardır.
Hud suresi (Hud) 100 ayeti arapça okunuşu
﴿ذَٰلِكَ مِنْ أَنبَاءِ الْقُرَىٰ نَقُصُّهُ عَلَيْكَ ۖ مِنْهَا قَائِمٌ وَحَصِيدٌ﴾
[ هود: 100]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- And olsun ki o, Cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür.
- Allah size kendinizden eşler var eder. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar var eder. Size temiz
- Kitap kendilerine gelince, onlar, onu inkar etmişlerdir; oysa o, değerli bir Kitap'dır. Geçmişte ve gelecekte
- De ki: "Yeryüzünde gezin, suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın."
- Musa: "Ey Samiri! Ya senin yaptığın nedir?" dedi.
- Geri dönerseniz yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını kesmeniz beklenmez mi sizden?
- "Hayır; yalnız Allah'a kulluk et ve şukredenlerden ol."
- Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutma ya da iyilik yaparak bırakmadır. İkisi Allah'ın yasalarını koruyamamaktan
- Musa, milletine: "Ey milletim! Allah'ın size olan nimetini anın: içinizden peygamberler çıkarmış ve sizi hükümdar
- Ey inananlar! And olsun ki, içinizden size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:
Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler