Araf suresi 100. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذ۪ينَ يَرِثُونَ الْاَرْضَ مِنْ بَعْدِ اَهْلِهَٓا اَنْ لَوْ نَشَٓاءُ اَصَبْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْۚ وَنَطْبَعُ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ ﴾ [الأعراف: 100]
ayet arapça & türkçe okunuşuEve lem yehdi lilleżîne yeriśûne-l-arda min ba’di ehlihâ en lev neşâu esabnâhum biżunûbihim(c) venatbe’u ‘alâ kulûbihim fehum lâ yesme’ûn(e) [Araf: 100]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Kalblerini kapatıp mühürleriz de birşey duymazlar. [Araf: 100]
Araf Suresi 100. ayet tefsiri
Dünya âdeta iki kapılı bir han gibidir; bir taraftan dolmakta bir taraftan boşalmaktadır. İnsan hayatının başlangıcından günümüze kadar kim bilir kaç nesil yok olmuş, yerine kaç nesil gelmiştir. Sonra gelenler, kendilerinden önce gelenlerin hayat hikayelerinden ve yaşadıkları tecrübelerden ibret ve ders almalıdırlar. Burada özellikle Nûh, Âd, Semûd, Lût ve Şuayb kavimlerinin kalıntıları üzerinde mesken tutan toplumlara, bunlar arasında da Kur’an’ın ilk muhatabı olan Mekkelilere hususi bir ikaz olduğu âşikârdır. Seleflerinin yolunu tuttukları takdirde, başlarına neyin geleceği ve akıbetlerinin ne olacağı gayet net bir şekilde kendilerine haber verilmiştir. Bu takdirde günahları sebebiyle musibete uğrayacak ve kalpleri de mühürlenecektir. Olan biten hâdiselerden ibret alma ve hakikati bulma melekelerini kaybedeceklerdir. Nitekim, bir kısım kıssaları haber verilen Nûh, Âd, Semûd, Lût ve Şuayb kavimlerinin durumu buna en ibretli misal teşkil etmektedir.
Âyetlerde geçen “ Allah’ın kalpleri mühürlemesi ”nden maksat, insanların kendi tercihleri olan küfürlerinin, psikolojik olarak idrak ve anlayış kabiliyetlerini kapatması, manevî duygularını dumura uğratmasıdır. Hâsılı onlar, kendi inkârları, kendi yanlış tutum ve davranışları sebebiyle bu hale düşmüşlerdir.
Netice itibariyle:
Ömer Çelik Tefsiri
Araf suresi 100 ayeti anlamı - okunuşu
Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlar hâlâ şu gerçeği anlamadılar mı ki, eğer biz dilemiş olsak, günahları yüzünden onları da benzer musîbetlere uğratıp helâk ederiz. Ne var ki, biz onların kalplerini mühürlüyoruz da gerçeği işitemez oluyorlar.
Mokhtasar tefsiri
Günahları sebebiyle kendilerinden önce helak olanların yerine yeryüzüne varis olanlar için bu gerçek belli olup ta onların başına gelenlerden ibret almadılar mı? Bilakis öncekilerin yapmış oldukları şeyleri kendileri de yaptılar. Yüce Allah şayet dileseydi yeryüzünde bir kural olarak günahları sebebiyle onların başına bir azap gönderirdi. Kalplerini mühürler, ardından hiçbir öğüt tutmaz ve hiçbir hatırlatma da fayda vermez hale gelirdi. Onlar bunu hâlâ anlamadılar mı?
Ali Fikri Yavuz
Yeryüzünün eski sahipleri azabla helâk olduktan sonra, yeryüzüne varis olanlara hâlâ şu gerçek belli olmadı mı ki, eğer biz dilemiş olsaydık, öncekiler gibi, bunlara da günahlarının cezasını verirdik. Fakat biz kalblerinin üzerlerini mühürleriz de, onlar, gerçeği işitmezler
İngilizce - Sahih International
Has it not become clear to those who inherited the earth after its [previous] people that if We willed, We could afflict them for their sins? But We seal over their hearts so they do not hear.
Araf suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Oralarda yaşayanların helakinden sonra miraslarına konarak yurtlarını elde edenler, hala anlamazlar mı ki dilersek, suçları yüzünden onları da musibetlere uğratırız ve kalplerini mühürleriz de işitmezler.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Yer üzünün (qədim) sakinlərindən sonra ona varis olanlara (onların yerinə gələnlərə) aydın olmadımı ki, əgər Biz istəsəydik, onları da günahlarına görə müsibətlərə düçar edər, ürəklərini möhürləyərdik (düşüncə və təfəkkür qabiliyyətindən məhrum edərdik) və onlar da (öyüd-nəsihət) eşıtməzdilər?
Kuran Araştırmaları Vakfı
Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne varis olanlara hala şu gerçek belli olmadı mı ki: Eğer biz dileseydik onları da günahlarından dolayı musibetlere uğratırdık! Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar (gerçekleri) işitmezler.
Araf suresi (Al-Araf) 100 ayeti arapça okunuşu
﴿أَوَلَمْ يَهْدِ لِلَّذِينَ يَرِثُونَ الْأَرْضَ مِن بَعْدِ أَهْلِهَا أَن لَّوْ نَشَاءُ أَصَبْنَاهُم بِذُنُوبِهِمْ ۚ وَنَطْبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ﴾
[ الأعراف: 100]
أولم يهد للذين يرثون الأرض من بعد أهلها أن لو نشاء أصبناهم بذنوبهم ونطبع على قلوبهم فهم لا يسمعون
سورة: الأعراف - آية: ( 100 ) - جزء: ( 9 ) - صفحة: ( 163 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Doğrusu şeytanın, inananlar ve yalnız Rablerine güvenenler üzerinde bir nüfuzu yoktur.
- Allah'ı bırakıp da, kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kimdir? Çünkü, yalvardıkları
- Onları toplayacağı kıyamet günü, sanki gündüz, birbirleriyle sadece tanışacakları bir saat kadar kalmış gibidirler. Allah'ın
- O, gözde meleklerin gördüğü, yazılı bir kitapdır.
- "Elini koynuna koy, lekesiz, bembeyaz çıksın. Korkudan açılan kollarını kendine çek! Bu ikisi Firavun ve
- İkiyüzlüler, Allah'ın onların sırlarını ve gizli toplantılarını bildiğini, Allah'ın görünmeyenleri bilen olduğunu bilmiyorlar mıydı?
- "Eğer Rahman dilemiş olsaydı, biz bunlara kulluk etmezdik" derler. Buna dair bir bilgileri yoktur; onlar
- Arınmak istememesinden sana ne?
- Kendileri yaratılmışken, bir şey yaratamayan putları mı ortak koşuyorlar?
- Hayır, öyle değil; ahdini yerine getiren ve günahtan sakınan bilsin ki, Allah sakınanları şüphesiz sever.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Araf indirin:
Araf Suresi mp3 : Araf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler