Maide suresi 104. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ تَعَالَوْا اِلٰى مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَاِلَى الرَّسُولِ قَالُوا حَسْبُنَا مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْلَمُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ ﴾ [المائدة: 104]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe-iżâ kîle lehum te’âlev ilâ mâ enzela(A)llâhu ve-ilâ-rrasûli kâlû hasbunâ mâ vecednâ ‘aleyhi âbâenâ(c) eve lev kâne âbâuhum lâ ya’lemûne şey-en velâ yehtedûn(e) [Maide: 104]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Onlara, "Gelin Allah'ın indirdiği Kitap'a ve peygambere uyun" dendiğinde, "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter" derler; ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler? [Maide: 104]
Maide Suresi 104. ayet tefsiri
Burada kullanılan isimlerin mânaları şöyledir:
اَلْبَح۪يرَةُ ( Bahîra ): Deve beş kere yavrulayıp, en sonuncu yavrusu erkek olunca, o devenin kulağını dilerler, ona binmeyi ve onu kesmeyi kendilerine yasaklarlar ve onu putları için salıp âzâd ederlerdi. Bundan dolayı artık onun tüyleri kırpılmaz, sırtına binilmez, su içmesine mâni olunmaz, merâdan kovulmaz, kendisinden istifade edilemez, yürüyemeyecek kadar âciz bir insan bile ona rastlasa, haram saydığı için ona binmezdi.
اَلسَّائِبَةُ ( sâibe ): İstediği yere gidip dolaşsın diye salıverilen hayvan demektir. Bir kimse hastalansa veya yolculuktan dönse veya nezretse veyahut da bir nimete şükretmek istese, bunun için bir deve salıverirdi. Veya deve on kere doğursa ve doğurdukları hep dişi olsa, sahibi onu salıverirdi. Böylece bu da her hususta aynen bahîre gibi olurdu.
اَلْوَص۪يلَةُ ( vasîle ): “ Başkasına ulaştırılmış ve bitiştirilmiş ” mânasındadır. Koyun, dişi doğurursa, bu sahibinin olurdu. Eğer erkek doğurur ise, doğan bu yavru da putlarının olurdu. Eğer erkek ve dişi karışık doğurur ise, “ Bu kardeşine ulaştı ” derler ve erkek yavruyu, putlarına kurban etmezlerdi.
اَلْحَامُ ( hâm ): On sene damızlık için kullanılan sonra salıverilen deve demektir. Bu da, sırtına binilmesi haram olan develerdendir.
Bu tür iddiaların din ve akıl ile bağdaşacak hiçbir tarafı yoktur. Bir şeyin helâl veya haram olduğuna karar vermek Allah’a ait olduğuna göre, hayvanlardan istifade açısından böyle sınırlandırmalar Allah hakkında yalan uydurmaktan başka bir şey sayılmaz.
Geçmişlere hürmet göstermek, onların güzel hal ve davranışlarını örnek almak yasaklanan değil, bilakis teşvik edilen bir husustur. Fakat bunun cahillik ve sapıklık değil, ilim ve hidâyet yolunda olması gerekir. Ancak ilmi, irfanı olan, hidâyet üzere bulunan ve ilmiyle âmil kimselere ittiba edilebilir. Örf ve adetler de meşrû ve makul olmak şartıyla kıymetlidir. Demek ki aslolan hakkı yani doğru olanı bilmek, bulmak ve ona tabi olmaktır. Çünkü doğru olandan başkasına uyan mutlaka zarar edecektir. Bu vesileyle Yüce Allah mü’minlere şu hatırlatmalarda bulunur:
Ömer Çelik Tefsiri
Maide suresi 104 ayeti anlamı - okunuşu
Onlara: “Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’e gelin; onlar ne buyuruyorsa onu yapın” denildiği zaman: “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter” derler. Peki, ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler ise?
Mokhtasar tefsiri
Bazı hayvanları haram kıldı diyerek Allah`a yalan yere iftira atanlara; Allah`ın indirdiği Kuran`a ve resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-`in sünnetine gelin ki, helali haramdan ayırt edebilin denildiği zaman; "Bize atalarımızdan miras olarak aldığımız inanç, sözler ve fiiller yeter" diyerek cevap verdiler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve hak yolu da bulamazken bu onlara nasıl yeterli olur? Onlara ancak kendilerinden daha cahil ve daha sapık olanlar tabi olur. Şüphesiz onlar sapık cahillerdir.
Ali Fikri Yavuz
Onlara: “- Allah’ın indirdiği Kur’an hükümlerine ve Peygamberin sünnetine gelin”, denildiği zaman: “- Bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz din yeter”, diyorlar. Ataları bir şey bilmiyor ve doğru yola gitmiyor idiyseler de mi
İngilizce - Sahih International
And when it is said to them, "Come to what Allah has revealed and to the Messenger," they say, "Sufficient for us is that upon which we found our fathers." Even though their fathers knew nothing, nor were they guided?
Maide suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Onlara, gelin Allah'ın indirdiğine ve Peygambere dendi mi bize yeter atalarımızın yapageldikleri şeyler, böyle bulduk biz derler. Fakat ya ataları da bir şey bilmiyorlardı ve doğru yola gitmiyorlardıysa.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onlara: “Allahın nazil etdiyinə və Peyğəmbərə tərəf gəlin!” – deyildiyi zaman: “Atalarımızın getdiyi yol bizə yetər”, - deyə cavab verirlər. Bəs ataları heç bir şey bilməyib doğru yolda deyildilərsə necə?!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onlara, "Allah'ın indirdiğine ve Resul'e gelin" denildiği vakit, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?
Maide suresi (Al-Maidah) 104 ayeti arapça okunuşu
﴿وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا إِلَىٰ مَا أَنزَلَ اللَّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ قَالُوا حَسْبُنَا مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءَنَا ۚ أَوَلَوْ كَانَ آبَاؤُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ شَيْئًا وَلَا يَهْتَدُونَ﴾
[ المائدة: 104]
وإذا قيل لهم تعالوا إلى ما أنـزل الله وإلى الرسول قالوا حسبنا ما وجدنا عليه آباءنا أو لو كان آباؤهم لا يعلمون شيئا ولا يهتدون
سورة: المائدة - آية: ( 104 ) - جزء: ( 7 ) - صفحة: ( 125 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- "Sizi alemlere üstün kılmış olan Allah'tan başka bir tanrı mı arayacağım?" dedi.
- Onlar kendilerine kuvvet ve şeref kazandırsın diye, Allah'ı bırakarak tanrılar edindiler.
- Onlara: "İşte bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun buyruklarına riayet eden; görmediği Rahman'dan korkan, Allah'a yönelmiş
- Yine yola koyuldular; sonunda vardıkları bir kasaba halkından yiyecek istediler. Kasaba halkı, bu ikisini misafir
- Ey inananlar! İnkarcılar istemese de, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na yalvarın.
- Onlardan önce nice nesilleri yok ettik. Feryat ediyorlardı; oysa artık kurtulma zamanı değildi.
- Kitap'ın indirilmesi, güçlü ve Hakim olan Allah katındandır.
- De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği
- Bu, onların konuşamayacakları gündür.
- Memleketlerini alt üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Maide indirin:
Maide Suresi mp3 : Maide suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler