Tevbe suresi 112. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Tevbe suresi 112 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Tevbe suresi - At-Tawbah aya 112 (The Repentance).
  
   

﴿اَلتَّٓائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّٓائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ الْاٰمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّٰهِۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ ﴾ [التوبة: 112]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Ettâ-ibûne-l’âbidûne-lhâmidûne-ssâ-ihûne-rrâki’ûne-ssâcidûne-l-âmirûne bilma’rûfi ve-nnâhûne ‘ani-lmunkeri velhâfizûne lihudûdi(A)llâh(i)(k) vebeşşiri-lmu/minîn(e) [Tevbe: 112]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Allah'a tevbe eden, kullukta bulunan, O'nu öven, O'nun uğrunda gezen, rüku ve secde eden, uygun olanı buyurup fenalığı yasak eden ve Allah'ın yasalarını koruyan müminlere de müjdele. [Tevbe: 112]


Tevbe Suresi 112. ayet tefsiri

İkinci Akabe bey‘atı gecesi Ensâr yetmiş küsür kişi olarak Resûlullah ( s.a.s. )’a bey‘at ettiklerinde Abdullah b. Revâha ( r.a. ), Peygamberimiz ( s.a.s. )’e:

“ –Rabbin ve kendin için dilediğini şart koş ” demişti. Allah Resûlü ( s.a.s. ):

“ –Rabbim için O’na kulluk etmenizi ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamanızı; kendim için de mallarınızı ve canlarınızı neden koruyorsanız beni de onlardan korumanızı şart koşuyorum ” buyurdu. Oradakiler:

“ –Bunu yaparsak bizim için ne var? ” diye sordular. Efendimiz ( s.a.s. ):

“ –Cennet ” buyurdu. Onlar da:

“ –Kazançlı bir alış veriş; biz bu alış verişi bozmayız, bozulmasını da istemeyiz ” dediler de bunun üzerine bu âyet-i kerîmeler nâzil oldu. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XI, 49; Kurtubî, el-Câmi‘, VIII, 267 )

Fuzûlî der ki:

“ Cânı cânân dilemiş vermemek olmaz ey dil!

Ne nizâ’ eyleyeyim ol ne senindir, ne benim. ”

“ Bedenimizde emânet olan bu canı en yüce sevgili olan Allah Teâlâ istemektedir. O istediğine göre cânı vermemek, bu konuda çekimser davranmak doğru olmaz. Çünkü, hiç tartışmaya gerek yok ki, o cân ne senindir, ne de benim. O cân, onu bize emânet eden Allah’a aittir. ”

Cenâb-ı Hak, bu âyet-i kerîmelerde kendi yolunda malıyla canıyla cihad edebilecek, bu hususta hiçbir fedakârlıktan çekinmeyecek, cenneti kazanma uğruna dünyayı feda edebilecek kâmil iman sahibi mü’minlerin özelliklerini saymaktadır. Bu vasıflar şöyledir:

    Malı ve canı cennet karşılığında Allah’a satmak,

    Allah yolunda savaşmak, öldürmek ve şehîd olmak.

    Bunun, Allah Teâlâ’nın Tevrat, İncil ve Kur’an’da hak bir va‘di olduğuna ve sözüne en sâdık olanın Allah olduğuna inanmak,

    Bu karlı alış verişten dolayı sevinmek.

Allah yolunda maldan ve candan fedâkârlığın cennete girebilmenin iki mühim şartı olduğuna dair şu hâdise ne kadar ibretlidir:

Beşîr bin Hasâsiyye ( r.a. ) anlatıyor:

Resûlullah ( s.a.s. )’e bey’at etmek için geldim. Bana, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in de O’nun kulu ve Rasûlü olduğuna şehâdet etmemi, namaz kılmamı, zekât vermemi, İslâm’ın öğrettiği şekilde haccetmemi, ramazan orucunu tutmamı ve Allah yolunda cihâd etmemi şart koştu. Ben de şöyle dedim:

“ –Ey Allah’ın Rasûlü! Vallahi bunlardan ikisine gücüm yetmez. Onlar da cihad ve sadakadır. İnsanlar cihaddan kaçan kimseye Allah’ın gazab ettiğini söylüyorlar. Ben ise cihad meydanına gelince nefsimi ölüm korkusu kaplayıp kaçmaktan endişe ediyorum. Sadakaya gelince, benim malım küçük bir koyun sürüsü ve on deveden ibârettir. Onlar da ehlimin maîşet kaynağı ve binek hayvanlarıdır. ”

Resûlullah ( s.a.s. ) elimi tuttu, salladı ve şöyle buyurdu:

“ –Cihad yok, sadaka yok, peki o hâlde nasıl cennete gireceksin?! ” Bunun üzerine:

“ –Yâ Rasûlallah! Bey‘at ediyorum. ” dedim ve Allah Resûlü’ne, koştuğu bütün şartlar üzerine bey‘at ettim. ( Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 224 )

Diğer vasıflar şöyle devam etmektedir:

    Dâimî olarak tevbe hâlinde olmak; ibadetlere devam etmek; hamd etmek,

    Oruç tutmak. اَلسَّاۤئِحُونَ ( sâihûn ) kelimesinin, ilim, cihad, ibret ve tefekkür için seyehat etmek, dinlerini özgürce yaşamak için hicret etmek gibi mânaları da vardır. Resûlullah ( s.a.s. ) bu kelimenin anlamı sorulunca: “ Oruç tutanlar ” buyurmuştur. ( Hâkim, el-Müstedrek, II, 365 )

    Rükû etmek, secde etmek; rukû, secde ve diğer rükünleriyle namazı dosdoğru kılmak,

    İyilik, doğruluk ve güzelliği teşvik edip yaymak; her türlü kötülük, yanlışlık ve çirkinliğin önünü almaya çalışmak,

    Allah’ın koyduğu hudutları korumak, belirlediği haram-helâl sınırlarını hassasiyetle gözetmek.

Sayılan bu güzel vasıflara sahip olan mü’minler, Allah yolunda yürümektedirler ve öldüklerinde Allah’ın müjdelediği cennetlere varacaklardır. Müşriklere gelince, onlara Peygamberimiz ( s.a.s. )’in yapacağı bağışlanma talebi bile fayda vermeyecektir:


Ömer Çelik Tefsiri
Tevbe suresi Diyanet

Tevbe'den 112 Ayeti'ni dinle


Tevbe suresi 112 ayeti anlamı - okunuşu

Onlar; günahlarına tevbe eden, ibâdetle meşgul olan, hamdeden, oruç tutan, rükû eden, secde eden, iyilik ve güzellikleri teşvik edip yayan, her türlü kötülük ve çirkinliğin önünü almaya çalışan ve Allah’ın koyduğu sınırları gözetenlerdir. Rasûlüm! Sen böyle gerçek mü’minleri müjdele!


Mokhtasar tefsiri

İşte bu karşılığı elde edecek olanlar; Allah`ın hoşlanmadığı ve gazaplandığı şeyleri terk edip O`nun sevip razı olduğuna dönen kimselerdir. Onlar; Allah`a karşı haşyet (korku) ve tevazu sahibi olan, Allah`a itaatte çok çabalayan, her hallerinde Rablerine hamt eden, oruç tutan, namaz kılan, Allah`ın veya resulünün emrettiklerini emreden, yasakladıklarını yasaklayan, Allah ve resulünün emirlerine ittiba üzerine hareket edip yasaklarından kaçınmak suretiyle Allah`ın sınırlarını koruyan kimselerdir. -Ey Peygamber!- Bu sıfatlar ile vasıflanmış olan Müminlere dünyada ve ahirette kendilerini sevindirecek olan müjdeleri haber ver.


Ali Fikri Yavuz

Şirk ve nifaktan tevbe edenler, Allah’a ihlâsla ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar rükû ve secde yapanlar (Namaz kılanlar), iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın şeriat hükümlerini koruyanlar (onları yerine getirenler var ya)! İşte böyle müminleri cennet ile müjdele


İngilizce - Sahih International


[Such believers are] the repentant, the worshippers, the praisers [of Allah], the travelers [for His cause], those who bow and prostrate [in prayer], those who enjoin what is right and forbid what is wrong, and those who observe the limits [set by] Allah. And give good tidings to the believers.

Tevbe suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Tövbe edenler, ibadette bulunanlar, hamd eyleyenler, oruç tutanlar (savaş veya bilgi elde etmek için yurttan yurda gezenler), rüku edenler, secdeye kapananlar, iyiliği emredenler, kötülüğü nehyeyleyenler ve Allah sınırlarını koruyanlar. İşte bu inanmış kişileri de müjdele.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


(Onlar Allaha) tövbə, ibadət və şükür-səna edənlər, oruc tutanlar (və ya cihad uğrunda, elm təhsil etmək üçün yurdundan ayrılıb başqa yerlərə gedənlər), rüku və səcdə edənlər (namaz qılanlar), yaxşı işlər görməyi əmr edib pis işləri yasaq edənlər və Allahın hədlərini (halal-haramı) qoruyanlardır. (Ya Rəsulum!) Belə mö’minləri (Cənnətlə) müjdələ!


Kuran Araştırmaları Vakfı


(Bu alış verişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rüku edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele!

Tevbe suresi (At-Tawbah) 112 ayeti arapça okunuşu

﴿التَّائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ الْآمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللَّهِ ۗ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ
[ التوبة: 112]

ettaibunel abidunel hamidunes saihuner rakiunes sacidunel 'amirune bilmarufi vennahune anil münkeri velhafizune lihududil lah vebeşşiril mü'minin

التائبون العابدون الحامدون السائحون الراكعون الساجدون الآمرون بالمعروف والناهون عن المنكر والحافظون لحدود الله وبشر المؤمنين

سورة: التوبة - آية: ( 112 )  - جزء: ( 11 )  -  صفحة: ( 205 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Meryem oğlana gebe kaldı, o haliyle uzak bir yere çekildi.
  2. Ey insan ve cin toplulukları! Sizin de hesabınızı ele alacağız.
  3. O her şeyden öncedir; kendisinden sonraya hiçbir şeyin kalmayacağı son'dur; varlığı aşikardır; gerçek mahiyeti insan
  4. O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün.
  5. Borçlu darda ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için
  6. Sizi çift çift yarattık;
  7. Gizlediklerini de, açıkladıklarını da Allah'ın bildiğini bilmiyorlar mı?
  8. Bizimle karşılaşmayı ummayan ve dünya hayatından hoşnut olup ona bağlananların ve ayetlerimizden habersiz bulunanların, işte
  9. Kıyameti gören her emzikli kadın emzirdiğini unutur, her hamile kadın çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş gibi
  10. Onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." Onlara, ceylan gözlü

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Tevbe indirin:

Tevbe Suresi mp3 : Tevbe suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Tevbe Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Tevbe Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Tevbe Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Tevbe Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Tevbe Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Tevbe Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Tevbe Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Tevbe Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Tevbe Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Tevbe Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Tevbe Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Tevbe Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Tevbe Suresi Al Hosary
Al Hosary
Tevbe Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Tevbe Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, December 22, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler