Necm suresi 12. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَفَتُمَارُونَهُ عَلٰى مَا يَرٰى ﴾ [النجم: 12]
ayet arapça & türkçe okunuşuEfetumârûnehu ‘alâ mâ yerâ [Necm: 12]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ey inkarcılar! Onun gördüğü şey hakkında kendisi ile tartışır mısınız? [Necm: 12]
Necm Suresi 12. ayet tefsiri
Resûlullah ( s.a.s. ) kendisine Kur’an’ı öğreten Cebrâil ( a.s. )’ı, hakiki sûreti ve bütün kuvvetleriyle bir de Miraç’tan inerken görmüştür. Burada Cebrâil ( a.s. )’ın makam itibariyle Peygamberimiz ( s.a.s. )’den geride olduğuna bir işaret vardır. Zira Miraç gecesi Cebrâil ( a.s. ): “ Bir parmak ucu daha yaklaşsaydım muhakkak yanardım ” dediği makamda kalmış ( bk. Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXVIII, 251 ), Efendimiz ondan ayrılıp daha ileri gitmişti. İşte söz konusu âyette geçen نَزْلَةً ( nezleten ) “ iniş ”ten maksat, Resûlullah ( s.a.s. )’in ilerleyip yüceldiği makamdan daha sonra Cebrâil’in yanına dönüşüdür.
Efendimiz ( s.a.s. ), yükseldiğ o yüce makamlardan dönerken Cebrâil ( a.s. ) Sidre-i Müntehâ’nın yanında onu bekliyordu. Peki Sidre-i Müntehâ neresiydi? Bununla alakalı üç önemli izah vardır:
› Sidre-i Müntehâ, altıncı veya yedinci kat gökte arşın sağ tarafında bulunan bir ağaçtır ki müttakilere vaad edilen cennetin nehirleri ( bk. Muhammed 47/15 ) onun altından çıkar. Peygamberimiz ( s.a.s. ), onun meyvelerini tacın püsküllerine, yapraklarını da fil kulaklarına benzeterek ( bk. Müslim, İman 259 ) şöyle buyurmuştur: “ Öyle bir ağaç ki bir binici onun bir dalının gölgesinde yetmiş sene yol alır, yine de bitiremez. ” ( Tirmizî, Cennet 9/2541 ) Bu bilgilere göre, söz konusu ağacın, varlıkların cisim ve boyutları bakımından aldıkları son şekil ve emir âleminin sınırına dikilmiş bir ağaç, bir “ oluşum ağacı ” olduğu anlaşılır.
› Sidre-i Müntehâ, “ en son hayret ” mânasını ifade eder. Yani akılların, daha fazla hayret tasavvur edilemeyecek derecede hayrette kaldıkları bir makamda, Habîb-i Ekrem ( s.a.s. ) hayrete düşmemiş, şaşmamış, kendisini kaybetmemiş ve gördüğünü görmüştür.
› “ Elbette son varış yeri Rabbinin huzuru olacaktır! ” ( Necm 53/42 ) âyetine göre “ Müntehâ ”dan maksat, Allah’tır. Bu yüzden Sidretü’l-Müntehâ da, mülkün mâlikine izâfeti kabilinden “ Allah’ın sidresi ” mânasına gelebilir.
Sidre-i Müntehâ’nın yanında “ Cennetü’l-Me’vâ ” vardır. Kelime olarak “ kalınan, sığınılan cennet ” demektir. Burası müttakîlerin ve şehitlerin varacakları cennettir.
Nebiyy-i Muhterem ( s.a.s. ) Mirac’a çıktığı zaman Sidre-i Müntehâ’yı bir kısım hârikulâde şeyler bürüyordu. Sidre’yi bürüyen şeyler hakkında Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:
“ Melek beni Mirac’a çıkardı, derken Sidre’ye ulaştım. Onun Sidre olduğunu, yaprağını ve meyvasını tanıyordum. Az sonra onu Allah’ın emrinden bürüyen bürüyünce, âni bir değişikliğe uğrayıp hiç kimsenin tavsif edemeyeceği bir hale geldi ki, o hali ben de anlatamam. ” ( Buhârî, Salât 1; Müslim, İman 163; Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXVII, 72 )
“ Altından kelebekler onu bürümüştü. ” ( Müslim, İman 259; Tirmizî, Cennet 9/2541 )
Onu Âlemlerin Rabbinin nuru bürüyor, o da nurlandıkça nurlanıyordu.
Şunu belirtmekte fayda var ki, göklerin, yerin ve tüm kâinatın Rabbi olan Allah katından gelen Kur’ân-ı Kerîm beşerî akılla tam olarak kavranması mümkün olmayacak şekilde derin mânalar taşıyan ne muazzam, ne esrarengiz bir kitaptır. İşte bu Kur’an, bizim göremediğimiz, bilemediğimiz, büyüklüğünü ve güzelliğini hayal bile edemeyeceğimiz âlemleri, sanki bir mahallenin sokaklarını tarif edercesine anlatıyor, duyularımızın nüfûz etmesinin imkân dışı olduğu gayb âlemlerinin haritasını çıkarıyor. Bu bakımdan, bu âyetlerde geçen mevki ve varlıkların neler olduğu konusunda birbirinden çok farklı rivayetler gelmiş, farklı değerlendirmeler yapılmıştır. Burada net olarak söylenecek bir şey varsa o da şu olmalıdır: Mirâc gibi bizim bir gecenin çok kısa bir anında cereyan eden bir olay gözüyle baktığımız bu esrârengiz yolculuk kimbilir kaç tane kâinat tarihini içinde barındırıyor. Âyetlerin tasvir ettiği bu muazzam varlık âlemi içinde bizim dünyamız ve çocuksu kavgalarımız ne kadar küçük düşüyor. Daha önemlisi, bu küçük dünya üzerindeki bir anlık ömrümüzden sonra gideceğimiz yerde bizi neler, ne süprizler bekliyor! ( bk. Kandemir ve diğerleri, II, 1811 )
Efendimiz ( a.s. )’ın Miraç’ta gördüklerine tekrar dönecek olursak:Ömer Çelik Tefsiri
Necm suresi 12 ayeti anlamı - okunuşu
Şimdi ey inkârcılar! Onun açık ve net olarak gördükleri konusunda hâlâ şüphe edip onunla tartışmaya mı kalkışıyorsunuz?
Mokhtasar tefsiri
-Ey müşrikler!- Şimdi, İsra gecesi Yüce Allah`ın ona gösterdiği şey hakkında onunla tartışıyor musunuz?
Ali Fikri Yavuz
Şimdi siz Peygamberin o görüşüne karşı, onunla mücadele mi ediyorsunuz
İngilizce - Sahih International
So will you dispute with him over what he saw?
Necm suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Hala münakaşa mı edersiniz gördüğü şeyleri?
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Siz onunla gördüyü barəsində mübahisəmi edirsiniz?
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?
Necm suresi (An-Najm) 12 ayeti arapça okunuşu
﴿أَفَتُمَارُونَهُ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ﴾
[ النجم: 12]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık".
- Rabbin Musa'ya: "Haksızlık eden millete, Firavun'un milletine git" diye nida etmişti. "Haksızlıktan sakınmazlar mı?"
- Musa gelince: "Harun! Onların sapıttığını görünce seni benim yolumdan gitmekten alıkoyan nedir? Benim emrime karşı
- O gün, inkar edip Peygambere baş kaldırmış olanlar, yerle bir olmayı ne kadar isterler ve
- Size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir takımı Allah'ın sözünü işitiyor, ona akılları yattıktan sonra,
- O Rahman ve Rahim'dir,
- Musa, milleti için su aramıştı; "Asanla taşa vur" dedik; ondan on iki pınar fışkırdı, herkes
- İnkar edenler, gökler ve yer yapışıkken onları ayırdığımızı ve bütün canlıları sudan meydana getirdiğimizi bilmezler
- Ey Peygamberin hanımları! Sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Allah'tan sakınıyorsanız edalı konuşmayın, yoksa, kalbi
- Firavun, çevresindekilere: "Size gönderilen peygamberiniz şüphesiz delidir" dedi.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Necm indirin:
Necm Suresi mp3 : Necm suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler