Bakara suresi 145. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَئِنْ اَتَيْتَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ بِكُلِّ اٰيَةٍ مَا تَبِعُوا قِبْلَتَكَۚ وَمَٓا اَنْتَ بِتَابِعٍ قِبْلَتَهُمْۚ وَمَا بَعْضُهُمْ بِتَابِعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍۜ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ اَهْوَٓاءَهُمْ مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِۙ اِنَّكَ اِذًا لَمِنَ الظَّالِم۪ينَۢ ﴾ [البقرة: 145]
ayet arapça & türkçe okunuşuVele-in eteyte-lleżîne ûtu-lkitâbe bikulli âyetin mâ tebi’û kibletek(e)(c) vemâ ente bitâbi’in kibletehum(c) vemâ ba’duhum bitâbi’in kiblete ba’d(in)(c) vele-ini itteba’te ehvâehum min ba’di mâ câeke mine-l’ilmi(ﻻ) inneke iżen lemine-zzâlimîn(e) [Bakara: 145]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sen, Kitap verilenlere her türlü delili getirsen, yine de kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. And olsun ki, eğer sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, şüphesiz o zaman zulmedenlerden olursun. [Bakara: 145]
Bakara Suresi 145. ayet tefsiri
Resûl-i Ekrem Efendimiz, Kâbe’nin kıble olmasını gönülden istiyordu. Bu ümit içerisinde zaman zaman yüzünü edeple göğe doğru çeviriyordu. Artık kıblenin değiştiğini haber veren vahyin gelmesini bekleyip duruyordu. Adeta gökten Cibrîl’in yolunu gözlüyor ve bir an önce yahudilerin kıblesinden ayrılıp atası Hz. İbrâhim’in kıblesi olan Kâbe’ye yönelmeyi arzu ediyordu. İşte yukarıdaki ayetler bu sebeple nâzil oldu. ( Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 46 )
Bu ayetlerle eski kıble olan Beyt-i Makdis’e yönelmek kaldırılmış ve namazda Kâbe’ye dönmek farz kılınmıştır. Yanında bulunanlar bizzat Kâbe’ye, uzağında olanlar ise çoğunluğun görüşüne göre Kâbe tarafına yönelirler. Ayette bizzat “ Kâbe ”ye denilmeyip, “ Mescid-i Haram tarafına ” buyrulması buna işaret kabul edilmiştir. Zira Mescid-i Haram, Kâbe’nin kendisi değil, çevresindeki Harem-i şeriftir. Burada savaş, kavga ve her türlü saldırı yasaklandığı ve tam bir emniyet hedeflendiği için oraya “ harem ” bölgesi denilmiştir.
Allah Teâlâ, Hz. Peygamber’e Mescid-i Haram’a yönelmeyi emrettikten sonra aynı emri mü’minler için de tekrarlamaktadır. Bundan maksat, Kâbe’nin bütün mü’minlerin kıblesi olduğunu beyân ve ümmeti ona uymaya teşvik etmektir. Kıyamete kadar bütün zamanlar ve bütün mekanlarda, nerede olursak olalım namaz kıldığımızda Kâbe tarafına dönmemiz lazımdır. Zaruri durumlar bunun dışındadır.
Ehl-i kitap, kıblenin Allah tarafından Kâbe’ye çevrildiğini ve bunun Peygamber’in kendiliğinden ihdas ettiği bir şey olmadığını çok iyi biliyorlardı. Çünkü kitaplarında Rasulüllah ( s.a.s. )’in Beyt-i Makdis’ten sonra Kâbe’ye doğru namaz kılacağı haber verilmekteydi. Ancak onlar, inat ve hasetleri sebebiyle bu tahvil işinin Hz. Peygamber tarafından uygulandığını iddiâ ediyorlardı. Bu sebeple onlara hangi delil, hangi mûcize getirilse getirilsin, bu inatlarından vazgeçmeleri ve İslâm’ın kıblesine dönmeleri mümkün değildir. Bu hüküm, kâfir olarak ölecekler için geçerlidir. Sonradan hidâyete erecek kimseler için geçerli değildir. Peygamber ve müslümanların da onların kıblesine yönelmesi mümkün değildir. Çünkü bu hüküm, imanı ve dinin aslını ilgilendiren bir hükümdür.
İşin ilginç yanı, ikisi de aynı kitabın taraftarları olan yahudi ve Hristiyanlar da birbirlerinin kıblesine itibar etmezler. Bilakis her biri kendi kıblesinde ısrar ederler. Bu, kesin bir bilgiye dayandıklarından dolayı değil, sadece nefislerinin bir arzusudur. Bu sebeple ayetin sonunda Allah Resûlü ikaz edilmektedir: Kendisine dini mevzularla alakalı herhangi bir vahiy ve bilgi geldikten sonra Ehl-i kitap veya diğer insanların arzularına uymanın büyük bir yanlışlık, haksızlık ve zulüm olacağı vurgulanmaktadır. İnsanların arzularını bırakıp sadece vahye tabi olma hususunda öncelikle Peygamberimiz, onun şahsında da bütün müslümanlar uyarılmaktadır.
Devam eden ayette Ehl-i kitabın bir diğer yönüne temas edilmektedir:
Ömer Çelik Tefsiri
Bakara suresi 145 ayeti anlamı - okunuşu
Kendilerine kitap verilenlere her türlü delil ve mûcizeyi getirsen, yine de senin kıblene dönmezler. Sen de hiçbir zaman onların kıblesine dönecek değilsin! Zâten onlar birbirlerinin kıblesine de dönmezler. Şâyet sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, o vakit sen mutlaka zâlimlerden olursun!
Mokhtasar tefsiri
Ey Peygamber! Sen beraberinde kendilerine kitap indirilmiş olan Yahudi ve Hristiyanlara kıblenin değiştirilmesinin hak olduğuna dair bütün ayetleri ve delilleri getirsen, yine de senin getirdiğine inat ederek ve hakka uymaya karşı kibirlendikleri için senin kıblene yönelmezler. Allah seni o kıbleden çevirdikten sonra sen de onların kıblesine yönelecek değilsin. Onlardan her biri diğer grubu kafir görmesi sebebiyle zaten onlar da birbirlerinin kıblesine yönelmezler. Sana üzerinde hiçbir şüphe olmayan doğru bilgi geldikten sonra sen, kıble meselesinde ve diğer dini kanunlar ve hükümlerde onların arzularına uyarsan, muhakkak ki o zaman doğru yolu terk edip arzularına uymuş olman sebebiyle zalimlerden olursun. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-`e yöneltilen bu hitap, onlara uymanın ne kadar çirkin olduğuna delalet eder. Yoksa Allah, Peygamber`ini böyle bir durumdan korumuştur. Bu, kendisinin ardından ümmetini sakındırmak için bir uyarı mahiyetindedir.
Ali Fikri Yavuz
Celâlim hakkı için, eğer sen o Yahûdi ve Hristiyanlara her türlü mûcize ve hücceti getirsen, yine kıblene tâbi olmazlar; ve sen de onların kıblesine tâbi olmazsın, onların bâzısı diğer bâzının kıblesine tâbi olmaz. Celâlim hakkı için, sana gelen bunca ilim arkasından bilfarz onların arzularına uyarsan, bu takdirde muhakkak zâlimlerden olursun. (Bu hitab zâhiren Hazreti Peygambere ise de gerçekte ümmetine aittir)
İngilizce - Sahih International
And if you brought to those who were given the Scripture every sign, they would not follow your qiblah. Nor will you be a follower of their qiblah. Nor would they be followers of one another's qiblah. So if you were to follow their desires after what has come to you of knowledge, indeed, you would then be among the wrongdoers.
Bakara suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Andolsun ki sen, kendilerine kitap indirilmiş olanlara bütün delilleri getirsen gene de senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uymazsın. Zaten onların bir kısmı da bir kısmının kıblesine uymaz. Bunu iyice bildikten sonra artık tutar, onların dileklerine uyarsan şüphe yok ki zalimlerden olursun.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ya Rəsulum!) Sən kitab əhlinə hər cür dəlil gətisən də, onlar sənin qiblənə tabe olmazlar. Sən də onların qibləsinə tabe olan deyilsən. Hətta onlar özləri də bir-birinin qibləsinə üz tutmazlar. Əgər sənə gələn bu qədər elmdən sonra onların istədiyinə uysan, o zaman sən də, şübhəsiz ki, zalımlardan sayılarsan!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Yemin olsun ki (habibim! ) sen ehl-i kitaba her türlü ayeti (mucizeyi) getirsen yine de onlar senin kıblene dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler. Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, işte o zaman sen hakkı çiğneyenlerden olursun.
Bakara suresi (Al-Baqarah) 145 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَئِنْ أَتَيْتَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ بِكُلِّ آيَةٍ مَّا تَبِعُوا قِبْلَتَكَ ۚ وَمَا أَنتَ بِتَابِعٍ قِبْلَتَهُمْ ۚ وَمَا بَعْضُهُم بِتَابِعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍ ۚ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُم مِّن بَعْدِ مَا جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ ۙ إِنَّكَ إِذًا لَّمِنَ الظَّالِمِينَ﴾
[ البقرة: 145]
ولئن أتيت الذين أوتوا الكتاب بكل آية ما تبعوا قبلتك وما أنت بتابع قبلتهم وما بعضهم بتابع قبلة بعض ولئن اتبعت أهواءهم من بعد ما جاءك من العلم إنك إذا لمن الظالمين
سورة: البقرة - آية: ( 145 ) - جزء: ( 2 ) - صفحة: ( 22 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Bunu gören sihirbazlar secdeye kapanarak: "Alemlerin Rabbine, Musa ve Harun'un Rabbine inandık" dediler.
- Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır.
- Bedevilerden, Allah yolunda sarfettiklerini angarya sayanlar ve sizin başınıza belalar gelmesini bekleyenler vardır. Belalar onlara
- O gün, insanoğluna önde ve sonda yaptığı ne varsa bildirilir.
- Ardından yeri düzenlemiştir.
- Ey inananlar! Allah'a ve Peygamberine itaat edin, Kuran'ı dinleyip dururken yüz çevirmeyin, dinlemedikleri halde "dinledik"
- Onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." Onlara, ceylan gözlü
- Allah'ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri özlemeyin. Erkeklere, kazandıklarından bir pay, kadınlara da kazandıklarından bir
- Bu şehre (Mekke'ye) yemin ederim; ki sen bu şehirde oturmuşsun.
- Parlak ışık veren güneşi varettik;
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Bakara indirin:
Bakara Suresi mp3 : Bakara suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler