Bakara suresi 165. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Bakara suresi 165 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Bakara suresi - Al-Baqarah aya 165 (The Cow).
  
   

﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْدَادًا يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَشَدُّ حُبًّا لِلّٰهِۜ وَلَوْ يَرَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُٓوا اِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَۙ اَنَّ الْقُوَّةَ لِلّٰهِ جَم۪يعًاۙ وَاَنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعَذَابِ ﴾ [البقرة: 165]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Vemine-nnâsi men yetteḣiżu min dûni(A)llâhi endâden yuhibbûnehum kehubbi(A)llâh(i)(s) velleżîne âmenû eşeddu hubben li(A)llâh(i)(k) velev yera-lleżîne zalemû iż yeravne-l’ażâbe enne-lkuvvete li(A)llâhi cemî’an veenna(A)llâhe şedîdu-l’ażâb(i) [Bakara: 165]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

İnsanlar arasında, Allah'ı bırakıp, O'na koştukları eşleri tanrı olarak benimseyenler ve onları, Allah'ı severcesine sevenler vardır. Müminlerin Allah'ı sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir. Zalimler azabı gördükleri zaman, bütün kuvvetin Allah'a aid bulunacağını ve Allah'ın azabının şiddetli olduğunu keşke bilselerdi! [Bakara: 165]


Bakara Suresi 165. ayet tefsiri

İnsanlardan bir kısmı dosdoğru yolun, tevhid caddesinin dışında kalmaktadır. Sonsuz merhamet, sınırsız kudret, sayısız nimet sahibi olan Allah’ı bir tarafa bırakıp, O’nun dışında bir kısım eşler, ortaklar ve önderler edinmekte, üstelik Allah’ı sever gibi onları sevmektedirler. Allah’ı ve emirlerini unutacak derecede onlarla hemhâl olmaktadırlar. Allah’a isyanı göze alarak onların yanlış yollarından gitmektedirler. Bu ne büyük bir gaflet ve ne büyük bir dalâlettir.

Abdullah b. Mesud ( r.a. ), Peygamber Efendimiz’e, “ Hangi günah daha büyüktür? ” diye sorduğunda Allah Rasulü ( s.a.s. ): “ Seni yaratan yalnızca Allah olduğu halde,  O’na başkasını ortak tutmandır ” buyurmuştur. ( Buhârî, Edeb 20; Müslim, İman 141-142 )

İmrân b. Husayn şöyle anlatıyor: Resûlullah ( s.a.s. ) babam Husayn’a: “ Kaç tane ilâha tapıyorsun? ” diye sorunca babam: “ Altısı yerde ve biri gökte olmak üzere yedi ilâha tapıyorum ” dedi. Peygamberimiz: “ Azâbından korkarak ve faydasını umarak hangisine ibâdet ediyorsun? ” diye sordu. O da: “ Göktekine ” şeklinde cevap verince Resûlullah ( s.a.s. ): “ Sana gökteki ilâh yeter ” buyurarak onu tevhid inancına çağırdı. Sonra: “ Ey Husayn! Eğer müslüman olursan sana faydalı iki söz öğreteceğim ” dedi. Husayn müslüman oldu ve: “ Ya Rasûlallah, bana o iki sözü öğret ” diye talepte bulundu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) ona: “ Allahım! Bana doğruyu ilham et ve beni nefsimin şerrinden koru, de! ” buyurdu. ( Tirmizî, Da‘avat  69 )

Dolayısıyla bu hususta iman edenlerin tuttuğu yol, en güzel yoldur. Zira onlar, şirkin her türünden uzak durarak zâtı, sıfatları ve fiilleriyle Allah’ı tanır ve O’nu her şeyden çok severler. Gerçekten mü’minlerin Allah’a olan sevgileri, bütün sevgilerin üstünde, son derece sağlam ve kuvvetlidir. Onlar mal, evlat, akraba, dost ve arkadaş gibi Allah’ın dışındaki varlıkları ise durumlarına göre ve yine Allah için severler. Dolayısıyla muhabbet açısından bir hata içine düşmezler.

Dostlarından biri, Mârûf-i Kerhî Hazretleri’ne:

“ –Ey Mârûf! Seni bu derece ibâdete sevk eden nedir? ” diye sormuştu. Hazret sükût etti. Arkadaşı ısrâr ederek:

“ –Ölümü hatırlamak mı? ” dedi. Mârûf-i Kerhî cevap verdi:

“ –Ölüm dediğin nedir ki? ”

“ –Kabir ve âlem-i berzahı düşünmek mi? ”

“ –Kabir dediğin nedir ki? ” Arkadaşı yine ısrâr ederek:

“ –Cehennem korkusu veya cennet ümîdi mi? ” diye sordu. Bunun üzerine Mârûf-i Kerhî Hazretleri şu muhteşem cevâbı verdi:

“ –Bunlar da nedir ki?!. Bu saydığın şeylerin hepsini elinde tutan Zât-ı Kibriyâ öyle yüce bir Rab’dır ki, eğer O’na karşı derin bir muhabbet ve iştiyâka sahip olabilirsen, bu dediklerinin hepsini sana unutturur. Allah ile aranda bir mârifet, bir muhabbet meydana gelir ve bu sâyede O, saydıklarının hepsinden seni kurtarır! ” ( Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, 217-218 )

Hz. Mevlânâ, Hak âşıklarının ilâhî muhabbet bağı içinde yaşadıkları müstesnâ hâli ne güzel anlatır:

“ Hak âşıkları, ilâhî muhabbet deryâsının balıklarıdır. Onlar vuslat suyuna kanmazlar, bu sebeple balıktan başka herkes suya kandı, nasibi olmaya­nın da günü uzadıkça uzadı. ” ( Mevlânâ, Mesnevî, 17. beyt )

Fakat Allah’a karşı başkalarını eş ve ortak tutan, onları Allah’ı sever gibi seven ve Allah’a karşılık onları bizzat kendilerine uyulacak varlıklar edinerek emirlerine itaat eden, özellikle Allah Teâlâ’nın hakkı olan ilâhlık sıfatına ve mabudluğuna başkalarını da ortak kılanlar büyük bir zulüm ve haksızlık içindedirler. İşte “ Şüphe yok ki şirk, gerçekten çok büyük bir zulümdür! ” ( Lokmân 31/13 ) ayeti bu gerçeği beyân etmektedir. Böyle yapan zâlimler, birgün gelecek, mutlaka Allah’ın azabını göreceklerdir. İşte o zaman ne kadar kuvvet ve kudret varsa hepsinin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının ne kadar şiddetli bulunduğunu da elbette anlayacaklardır. Fakat bu durum, onlara bir fayda sağlamayacaktır. Çünkü artık dünya sayfası kapanmış, iman ve amel etme fırsatları tükenmiş, imtihan bitmiş ve sonuçların açıklanması beklenmektedir. Geriye dönüş yolları bütünüyle kapatılmış ve hesap vermek üzere ilâhî divan huzurunda durulmuştur. Bu sebeple Yüce Rabbimiz, yanlış yolda yürüyen insanların, dönüşü mümkün olmayan bu noktaya gelmeden ve çaresiz bir pişmanlık içine düşmeden önce akıllarını başlarına almalarını, Allah’ın kudret ve kuvvetini tanımalarını ve O’nun şiddetli azabından korunmaya çalışmalarını öğütlemektedir.

Zira kıyâmet günü, çok dehşetli bir gündür. O günün durumu, dünya hayatına benzemez. O gün kişi anasından, babasından, kardeşinden, eşinden ve evladından, yani en sevdiklerinden kaçacaktır. ( Abese 80/34-36 )  Dolayısıyla o gün gelip de azâbı gördükleri zaman kendilerine uyulan önderler dünyadayken savundukları dâvânın bâtıl olduğunu itiraf ederek, kendilerine uyanlardan uzaklaşırlar, onlara lânetle mukabelede bulunurlar ve böylece aralarındaki bütün bağlar kopup parçalanır. Kötülerin ardından gidenler, uydukları o meymenetsizlerin kendilerinden uzaklaştıklarını görünce, dünyada onlara uyduklarına pişman olurlar; “ keşke tekrar dünyaya dönebilsek de bunların şu anda bizden kaçtıkları gibi biz de orada onlardan kaçabilsek ve onlara uymasak! ” derler. Fakat artık bu mümkün değildir. Allah Teâlâ onlara, azâbın inişini ve birbirlerinden uzaklaşmalarını gösterdiği gibi, şiddetli pişmanlıklar doğuracak amellerini de gösterecektir. Onlar, küfürleri sebebiyle iyi amellerinin boşa çıkmasına ve yaptıkları kötülüklere pişman olacaklardır. “ Keşke iyiliklerimiz yok olmasaydı, keşke günah işlemeseydik ” diye yakınıp duracaklardır. Müfessir Süddî’nin nakline göre, kıyâmet günü kâfirlere cennet gösterilir. Onlar Allah’a itâat etmiş olanlara verilecek köşklere bakarlarken: “ Eğer siz Allah’a itaat etmiş olsaydınız bu köşkler sizin olacaktı ” denilir. Bunlar mü’minler arasında taksim edilince kâfirler son derece pişmanlık duyarlar. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, II, 102-103 ) Sonra cehenneme atılırlar ve oradan asla çıkamazlar.

Bu değişmez gerçekler ve kaçınılmaz sonuçlar sebebiyle, takip eden ayetlerde Cenab-ı Hak bütün insanları ikaz etmekte ve şeytana uymaktan sakındırmaktadır:


Ömer Çelik Tefsiri
Bakara suresi Diyanet

Bakara'den 165 Ayeti'ni dinle


Bakara suresi 165 ayeti anlamı - okunuşu

Buna rağmen öyle insanlar var ki, Allah’tan başka varlıkları O’na denk tutar da, Allah’ı sever gibi onları severler. Gerçek mü’minlerin Allah’a olan sevgileri ise, her şeyden daha sağlam ve daha kuvvetlidir. Keşke o zulmedenler, azabı gördüklerinde anlayacakları gibi, şimdiden bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın, azabı gerçekten çok şiddetli bir zat olduğunu anlasalardı!


Mokhtasar tefsiri

Bu açık ayetlerle beraber insanlardan bazıları, Allah`ın dışında ilahlar edinerek, onları Allah Teâlâ’ya denk tutarlar. Onları, Allah`ı sevdikleri gibi severler. İman edenlerin Allah`a olan sevgileri ise, bu kimselerin ilahlarına olan sevgilerinden çok daha güçlüdür. Çünkü onlar hiçbir şeyi Allah`a denk tutmazlar ve O`nu rahatlıkta da, darlıkta da severler. Fakat onlar, ilahlarını sadece rahatlıkta severler. Darlık zamanında ise sadece Allah`a dua ederler. O zalimler, şirk ve işledikleri günahlarla ahirette azabı gördükleri zaman, kendi hallerini bir görselerdi, bütün gücün tek sahibinin Allah olduğunu ve kendisine isyan edenlere karşı azabının çok şiddetli olduğunu bilirlerdi. Bunu bir bilselerdi O`na hiç bir şeyi ortak koşmazlardı.


Ali Fikri Yavuz

İnsanlardan kimi de, Allah’dan gayrısını (putları), O’na emsal koşarlar, Allah’a ibadet eder gibi putlara tapınırlar ve onlara sevgi beslerler. İman eden kimselerin Allah’a olan sevgisi ise daha kuvvetli ve devamlıdır. Eğer Allah’a ortak koşarak nefislerine zulüm edenler, vaktinde görecekleri azabı bilselerdi, muhakkak bütün kuvvet ve kudretin Allah’ın olduğunu ve azabının çok şiddetli bulunduğunu anlarlardı


İngilizce - Sahih International


And [yet], among the people are those who take other than Allah as equals [to Him]. They love them as they [should] love Allah. But those who believe are stronger in love for Allah. And if only they who have wronged would consider [that] when they see the punishment, [they will be certain] that all power belongs to Allah and that Allah is severe in punishment.

Bakara suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


İnsanların bir kısmı Allah'tan başka ona birtakım eşitler edinirler de onları, Allah'ı sever gibi severler. İnananlarsa, Allah'ı onlardan daha kuvvetli bir sevgiyle severler. Zulmedenler, bir görselerdi ki azaba düşecekleri vakit bütün kuvvet, ancak ve ancak Allah'ındır ve Allah, çok şiddetli azap eder.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


İnsanların içərisində Allahdan qeyrilərini (Allaha) şərik qoşub, onları Allahı sevən kimi sevənlər də vardır. Halbuki iman gətirənlərin Allaha məhəbbəti daha qüvvətlidir. Əgər (özlərinə) zülm edənlərin vaxtında görəcəkləri əzabdan xabərləri olsaydı, onlar bütün (qüvvət və) qüdrətin Allaha məxsus olduğunu və Allahın əzabının şıddətli olacağını bilərdilər.


Kuran Araştırmaları Vakfı


İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk tanrılar edinir de onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi.

Bakara suresi (Al-Baqarah) 165 ayeti arapça okunuşu

﴿وَمِنَ النَّاسِ مَن يَتَّخِذُ مِن دُونِ اللَّهِ أَندَادًا يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللَّهِ ۖ وَالَّذِينَ آمَنُوا أَشَدُّ حُبًّا لِّلَّهِ ۗ وَلَوْ يَرَى الَّذِينَ ظَلَمُوا إِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَ أَنَّ الْقُوَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا وَأَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعَذَابِ
[ البقرة: 165]

veminen nasi mey yettehizü min dunil lahi endadey yühibbunehüm kehubbil lah vellezine amenu eşeddü hubbel lillah velev yeral lezine zalemu iz yeravnel azabe ennel kuvvete lillahi cemiav ve ennel lahe şedidül azab

ومن الناس من يتخذ من دون الله أندادا يحبونهم كحب الله والذين آمنوا أشد حبا لله ولو يرى الذين ظلموا إذ يرون العذاب أن القوة لله جميعا وأن الله شديد العذاب

سورة: البقرة - آية: ( 165 )  - جزء: ( 2 )  -  صفحة: ( 25 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse O'nun nimetini
  2. "Allah'ımız! Eğer bu Kitap, gerçekten Senin katından ise bize gökten taş yağdır veya can yakıcı
  3. Kuran, Alemlerin Rabbinden indirilmedir.
  4. Gizli toplantılar inananları üzmek için şeytanın istediği şeydir; Allah'ın izni olmadıkça şeytan onlara bir zarar
  5. Sizden kesin söz almıştık. Tur dağını yükselterek tepenize dikmiştik. "Allah'a karşı gelmekten sakınanlardan olabilmeniz için,
  6. Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.
  7. Onların büyük kısmı eski ümmetlerden, bir kısmı da sonrakilerdendir.
  8. Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, "Bundan başka bir Kuran getir veya bunu
  9. Bu, Allah'ın vaadidir; Allah verdiği sözden caymaz, fakat insanların çoğu bilmezler.
  10. Allah'ın rızkı dilediğine yaydığını ve kısıp bir ölçüye göre verdiğini bilmezler mi? Doğrusu bunda, inanan

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Bakara indirin:

Bakara Suresi mp3 : Bakara suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Bakara Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Bakara Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Bakara Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Bakara Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Bakara Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Bakara Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Bakara Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Bakara Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Bakara Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Bakara Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Bakara Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Bakara Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Bakara Suresi Al Hosary
Al Hosary
Bakara Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Bakara Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Wednesday, January 29, 2025

Bizim için dua et, teşekkürler