Mümtehine suresi 2. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اِنْ يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ اَعْدَٓاءً وَيَبْسُطُٓوا اِلَيْكُمْ اَيْدِيَهُمْ وَاَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّٓوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَۜ ﴾ [الممتحنة: 2]
ayet arapça & türkçe okunuşuİn yeśkafûkum yekûnû lekem a’dâen ve yebsutû ileykum eydiyehum ve elsinetehum bi-ssû-i ve veddû lev tekfurûn(e) [Mümtehine: 2]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Eğer sizi elegeçirirlerse sizin onlara gösterdiğiniz sevgiyi göstermezler, size düşman olurlar, ellerini ve dillerini fenalık etmek için uzatırlar, keşke inkar etseniz isterler. [Mümtehine: 2]
Mümtehine Suresi 2. ayet tefsiri
Âyet-i kerîmelerin iniş sebebi olarak şu dikkat çekici hâdise nakledilir:
Resûlullah ( s.a.s. ), müşriklerin Hudeybiye anlaşmasının maddelerini bozmaları ve diğer tamamlayıcı şartların oluşmaya başlaması üzerine Mekke’yi fethetme hazırlıklarına başlamıştı. Fakat bunu son derece gizli tutuyor, niyetini kimseye açmıyordu. Ashâb-ı kirâmdan birkaç kişi haricinde bunu kimseye hissettirmemişti. Efendimiz ( s.a.s. ) ile beraber işin farkında olan ashâb-ı kirâm ( r.a. ), bu gizliliğe riâyet ederken, her nasılsa durumdan haberdar olan Bedir gâzîlerinden Hâtıb b. Ebî Beltaa, Mekke’ye durumu bildiren bir mektup yazmış ve bunu bir kadınla da göndermişti. Allah Teâlâ Peygamberimiz ( s.a.s. )’e durumu bildirdi. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) Hz. Ali, Zübeyr ve Mikdâd ( r.a. )’ı çağırdı. Kadının tam bulunduğu yeri haber vererek onu yakalayıp getirmelerini istedi. Kadın, Resûlullah ( s.a.s. )’in işaret buyurduğu yerde yakalandı. Üzerindeki mektup alınıp Resûlullah’a getirildi. Mektupta şunlar yazılıydı:
“ Ey Kureyş! Allah’ın Rasûlü, sizin üzerinize öyle muazzam bir kuvvetle geliyor ki, gece karanlığı gibi korkunç olan bu ordu sel gibi akacaktır. Allah’a yemin ederim ki, Resûlullah üzerinize tek başına da gelse Allah, O’nu size gâlip kılacak, va’dini yerine getirecektir. Şimdiden başınızın çâresine bakın! ” ( İbn Kesîr, Bidâye, IV, 278 )
Aslında bu ifadeler, ne gerçeğe aykırıydı ne de ihânetle doluydu. Fakat gizli kalması îcâb eden bir hakîkat düşmana ifşâ ediliyordu. Bu yüzden Peygamberimiz ( s.a.s. ), bu işi yapan Hâtıb’ı derhâl yanına çağırtıp: “ Ey Hâtıb! Bunu niçin yaptın? ” diye sordu. Bedir gâzîlerinden olan Hâtıb, büyük bir nedâmet içinde:
“ –Yâ Resûlallah! Yanınızda bulunan muhâcirlerin Mekke’de âile ve mallarını koruyacak kimseleri var. Benim ise kimsem yok. Ben de bu mektupla onlar arasında minnettarlık kazanarak, âilemi, çoluk çocuğumu korumak istedim. Yoksa vAllahi ben onların câsusu değilim. Ben bu işi dînimden dönmek gibi bir fenâlıkla da işlemedim. müslüman olduktan sonra ben, aslâ küfre râzı olmam. Vallahi benim Allah ve Rasûlü’ne olan imanım sonsuzdur. Aslâ dînimi değiştirmiş değilim... ” dedi. Bunun üzerine merhamet ummânı Efendimiz ( s.a.s. ):
“ –Hâtıb kendisini doğru müdâfaa etti ” buyurdu ve onu affetti.
Hâtıb’ın boynunu vurmak isteyen Hz. Ömer’e de Cenâb-ı Hakk’ın, Bedir savaşına katılanların yaptığı hatâları af buyurduğunu hatırlatarak şu mukâbelede bulundu:
“ −Ama o Bedir seferine katıldı. Ne biliyorsun, belki de Allah Teâlâ Bedir ehlinin hâline muttalî oldu da: «Dilediğinizi yapın, sizleri bağışladım!» buyurdu. ” ( Buhârî, Meğâzî 9; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe 161 )
Fakat bahsedilen hâdise üzerine inen bu âyet-i kerîmeler, Allah’ın düşmanlarıyla dostluk yapılmamasını ve müslümanların düşmanlarına karşı çok dikkatli davranması gerektiğini haber verdi. Buna göre, İslâm ile küfrün birbiriyle savaş halinde oldukları bir dönemde, bir mü’min, sırf iman ettikleri için mü’minlere karşı savaşan bir kâfirle, sebep ne olursa olsun, İslâm’a zarar verecek bir işe girişemez. Böyle bir davranış imanla çelişir. Dolayısıyla şahsî ihtiyaçlarını karşılamak veya problemlerini çözmek için, niyeti kötü olmasa bile, bir mü’minin böyle davranması doğru değildir. Böyle bir şeye cüret eden kişi, üzerinde yürüdüğü dümdüz yoldan çıkmış olur.
Allah ve Peygamber düşmanlarına karşı sergilenmesi gereken tavrı anlayabilmek için sizden önceki müslümanların hayatından örnek alın:Ömer Çelik Tefsiri
Mümtehine suresi 2 ayeti anlamı - okunuşu
Eğer onlar sizi ele geçirecek olsalar, size karşı acımasız bir düşman kesilirler, ellerini ve dillerini size fenâlık yapmak için uzatırlar ve sizin de kendileri gibi kâfir olmanızı cân ü gönülden isterler.
Mokhtasar tefsiri
Eğer onlar size üstün gelirlerse, içlerinde size karşı gizledikleri düşmanlıklarını ortaya koyarlar. Eziyet ve vurma ile ellerini size uzatırlar ve dilleri ile size söverler. Onlar sizin de tıpkı kendileri gibi Allah`ı ve resulünü inkâr edip kâfir olmanızı arzu ederler.
Ali Fikri Yavuz
Eğer onlar size üstün gelseler, hepinize düşman kesilirler; ve size ellerini, dillerini kötülükle uzatırlar; ve arzu ederler ki, hep kâfir olsanız
İngilizce - Sahih International
If they gain dominance over you, they would be to you as enemies and extend against you their hands and their tongues with evil, and they wish you would disbelieve.
Mümtehine suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Size üst olurlar da ele geçirirlerse düşman olurlar size ve ellerini ve dillerini, kötülükle uzatırlar size ve onlar isterler ki siz kafir olasınız.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Əgər onlar (müşriklər) sizi ələ keçirsələr (sizə qələbə çalsalar), sizə düşmən olar, sizə pisliklə əl və dil uzadar, sizin kafir olmanızı istəyərlər.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır. Zaten inkar edivermenizi istemektedirler.
Mümtehine suresi (Al-Mumtahanah) 2 ayeti arapça okunuşu
﴿إِن يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ أَعْدَاءً وَيَبْسُطُوا إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُم بِالسُّوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَ﴾
[ الممتحنة: 2]
إن يثقفوكم يكونوا لكم أعداء ويبسطوا إليكم أيديهم وألسنتهم بالسوء وودوا لو تكفرون
سورة: الممتحنة - آية: ( 2 ) - جزء: ( 28 ) - صفحة: ( 549 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Allah da: "Az sonra pişman olacaklar" buyurdu.
- De ki: "Hükmün verileceği gün inkarcılara ne inanmaları fayda verir ve ne de ertelenirler."
- Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri
- And olsun ki Nuh'u milletine gönderdik. "Ey milletim! Allah'a kulluk edin, O'ndan başka tanrınız yoktur;
- Biz ona eğri ve doğru iki yolu da göstermedik mi?
- Oysa Biz, onlara okuyacakları bir kitap vermemiş ve senden önce de onlara bir uyarıcı göndermemiştik.
- Öncekilere nice peygamberler göndermişizdir.
- Doğrusu bu anlatılanlar birer öğüttür. Dileyen kimse, Rabbine doğru giden bir yol tutar.
- Onlara: "İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin"
- Kendilerinden önce olan Nuh, Ad, Semud milletlerinin, İbrahim milletinin, Medyen ve altüst olmuş şehirler halkının
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Mümtehine indirin:
Mümtehine Suresi mp3 : Mümtehine suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler