Hadid suresi 23. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿لِكَيْلَا تَأْسَوْا عَلٰى مَا فَاتَكُمْ وَلَا تَفْرَحُوا بِمَٓا اٰتٰيكُمْۜ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍۙ ﴾ [الحديد: 23]
ayet arapça & türkçe okunuşuLikeylâ te/sev ‘alâ mâ fâtekum velâ tefrahû bimâ âtâkum(k) va(A)llâhu lâ yuhibbu kulle muḣtâlin feḣûr(in) [Hadid: 23]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Bu, kaybettiğinize üzülmemeniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmamanız içindir. Allah, kendini beğenip öğünen hiç kimseyi sevmez; [Hadid: 23]
Hadid Suresi 23. ayet tefsiri
Allah Teâlâ’nın emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmada, mağfiret ve cennet için yarışa cesaret edip başkalarını geçmek üzere müsâbakaya girmede bir takım dünyevî zorluklar, zararlar, sıkıntılar ve musîbetlerle karşılaşmak mukadderdir. Bunlar ya insanın yaşadığı yer veya bizzat kendi nefsine taalluk eden musibetler olabilir. Yerle ilgili musîbetler kuraklık, kıtlık, hayvanlara veya ürünlere ârız olan âfetler, evlerin yıkılması, yanması, arazinin zâyi olması, deprem ve benzeri gibi zararlardır. Nefislerdeki musibetler ise ölüm, hastalık, yara, bere, kırık, hapis, işkence, açlık, susuzluk gibi canlara ârız olabilecek acılardır. Bunlar henüz meydana gelmeden çok önce Allah Teâlâ tarafından Levh-i Mahfuz’a yazılmıştır. Kimin başına nelerin geleceği en ince ayrıntısına kadar alın yazısı olarak tespit edilip kayda geçirilmiştir. Bunları yazmak ve yazılanları gerçekleştirmek Cenâb-ı Hak için pek kolaydır. Yazılanlar, hayırda yarışanların ve cennete koşanların başına geleceği gibi, kaçanların da, oturup zevk ve eğlencelerine bakanların da başlarına gelecektir. O halde bunları bahane ederek yapılması gerekenleri yapmaktan geri durmamalı, hatta bu hususta daha da gayretli olmalıdır. Kalbini zahiren hayır veya şer görüntüsü içinde vuku bulan hadiselerden ziyade Allah’a bağlamak, insan olmak hasebiyle müteessir olunsa da olaylar karşısında muvazeneyi bozmadan yola devam etmek gerekir. Ne kaybedilen şey sebebiyle neşet eden üzüntünün ıstırabına, ne de elde edilen menfaatten doğan sevincin gurur ve heyecanına kendini kaptırmak doğru olmaz. Hepsinin Allah’tan geldiğini ve içinde nice hikmetler olduğunu bilerek, her iki halde de gönlü Allah’ın mağfiret ve rızâsı sevincine bağlayıp huşu ve rızâ hisleriyle sadece kulluk vazifesinin derdinde olunmalıdır. Abdullah b. Abbas ( r.a. )’nın şu sözü ne kadar güzeldir:
“ Olaylar karşısında duruma göre sevinmeyen ve üzülmeyen kimse yoktur. Mühim olan, kişinin başına gelen musibeti sabır, hayrı da şükür ile karşılamasıdır. ” ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXVII, 305 )
Şâir der ki:
“ Oldu olacak, olmayacak olmadı aslâ
Âlemde nice yok yere sa‘y ü hazer ettim. ” ( Tayyar Paşa )
“ Ömrüm boyunca lüzumsuz yere çırpındım durdum. Olmasını arzu ettiğim şeylerin peşinden koştum; vukuunu istemediğim işlerden kaçmaya uğraştım. Fakat hepsi nâfile… Allah’ın takdirinde nasıl tâyin ve tespit edilmiş ise, her iş o ilâhî programa göre tahakkuk ve tecelli etti. «Olacak» diye yazılmış iseler hepsi oldu. «Olmayacak» diye yazılanların ise hiçbiri olmadı. ”
Ebû Osmân el-Hîrî ( r.h. ) der ki:
“ İnsan kemâl derecesini bulmak istiyorsa, kalbinde şu dört şey eşit olacaktır:
اَلْمَنْعُ ( men‘ ): Yani elden alınan veya elde edilecek bir şeyin verilmeyişi ile,
اَلْعَطَاءُ ( atâ ): Yani bir şeyin verilişi… Bu ikisi bir olacak. Ne ona gücenme olacak, ne buna güvenme ve sevinme…
اَلْعِزَّةُ ( izzet ): İnsanın kalbinde bu izzet hâli ne kadar yer işgal ediyorsa; aksi olan:
اَلذِّلَّةُ ( zillet ): Ondan daha farklı bir yer tutmayacak. ” ( Velîler Ansiklopedisi, I, 288 )
Bunun içindir ki, kadere teslimiyet göstermeme, insanda Allah’ın sevmediği bir kısım vasıfların ortaya çıkmasına sebep olur. Bunlardan biri, kendinde bir fazilet tahayyül edip kibirlenmek, kendini beğenmek; diğeri de kendini üstün bilip başkalarını değersiz görerek övünmektir. O halde bir taraftan Allah’ın razı olacağı işler yaparken, bir taraftan da Allah’ın sevmediği kendini beğenme, böbürlenme, çokça övünme, büyüklenme, cimrilik yapma ve başkalarına cimriliği öğütleme gibi kötü sıfatlardan uzak durulmalıdır. Çünkü bunlar, kalplerine imanın halâvet ve neş’esi yerleşmeyen münafık karakterli insanların mezmûm vasıflarıdır. Şu da bilinmelidir ki, Allah ganîdir; kimsenin kulluğuna ve ibâdetine asla muhtaç değildir. O zatı, en güzel isimleri, sıfatları ve fiilleriyle bizâtihî her türlü övgüye layıktır.
İşte Allah Teâlâ, hayatın bütün yönleriyle bu ilâhî ölçülere göre düzenlenmesi için peygamberleri göndermiştir:Ömer Çelik Tefsiri
Hadid suresi 23 ayeti anlamı - okunuşu
Elinizden giden şeylere üzülmeyesiniz ve Allah’ın size verdiği nimetlerle de şımarmayasınız diye böyle yaptık. Çünkü Allah, büyüklük taslayan ve insanlara karşı böbürlenen hiç kimseyi sevmez.
Mokhtasar tefsiri
-Ey insanlar!- Kaybettiklerinize üzülmeyesiniz ve size verdiğimiz nimetlerle şımarmayasınız diye böyle yaptık. Şüphesiz Yüce Allah, verdiği ile insanlara karşı kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.
Ali Fikri Yavuz
(Her şey yazıldı ve tesbit edildi ki, dünya nimetlerinden) elde edemediğinize üzülmiyesiniz ve (Allah’ın) size verdiğine de güvenib sevinmiyesiniz. Allah çok öğünüb kurulanın hiç birini sevmez
İngilizce - Sahih International
In order that you not despair over what has eluded you and not exult [in pride] over what He has given you. And Allah does not like everyone self-deluded and boastful -
Hadid suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Bunu da, elinizden çıkarıp kaybettiğiniz şeye kederlenmeyin ve size verdiğimize sevinmeyin diye yapmışızdır ve Allah, övünüp kibirlenen hiçbir kimseyi sevmez.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Bu sizin əlinizdən çıxana kədərlənməməyiniz və sizə də verilənə sevinib qürrələnməməyiniz üçündür. Allah özünü bəyənən, (özü ilə) fəxr edən heç bir kəsi sevməz!
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Allah bunu) elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye açıklamaktadır. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez.
Hadid suresi (Al-Hadid) 23 ayeti arapça okunuşu
﴿لِّكَيْلَا تَأْسَوْا عَلَىٰ مَا فَاتَكُمْ وَلَا تَفْرَحُوا بِمَا آتَاكُمْ ۗ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ﴾
[ الحديد: 23]
لكيلا تأسوا على ما فاتكم ولا تفرحوا بما آتاكم والله لا يحب كل مختال فخور
سورة: الحديد - آية: ( 23 ) - جزء: ( 27 ) - صفحة: ( 540 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Putperestlere sor, kızlar senin Rabbinin de erkekler onların mı?
- Ama biz onu yakın görmekteyiz.
- Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara
- "Ondan yemeyi, kalblerimizin kanmasını ve senin bize doğru söylediğini bilmeyi, ona şahid olmayı istiyoruz" dediler.
- Biz, and olsun ki öğüt almaları için bu Kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. Fakat bu
- "Ben de sizin taptığınıza tapacak değilim."
- "Rabbim! Beni mübarek bir yere indir. Sen indirenlerin en iyisisin" de.
- İbrahim onları Allah'tan başka taptıklarıyla başbaşa bırakıp çekilince ona İshak ve Yakub'u bahşettik ve her
- Yeryüzüne bakmazlar mı? Orada, bitkilerden nice güzel çiftler yetiştirmişizdir.
- Bu yüzden, işledikleri kötülüklere uğradılar ve alay ettikleri şey onları kuşattı.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hadid indirin:
Hadid Suresi mp3 : Hadid suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler