Secde suresi 24. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَجَعَلْنَا مِنْهُمْ اَئِمَّةً يَهْدُونَ بِاَمْرِنَا لَمَّا صَبَرُواۜ وَكَانُوا بِاٰيَاتِنَا يُوقِنُونَ ﴾ [السجدة: 24]
ayet arapça & türkçe okunuşuVece’alnâ minhum e-immeten yehdûne bi-emrinâ lemmâ saberû(s) vekânû bi-âyâtinâ yûkinûn(e) [Secde: 24]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sabredip ayetlerimize kesin olarak inanmalarından ötürü, aralarından, onları buyruğumuzla doğru yola götüren önderler yaptık. [Secde: 24]
Secde Suresi 24. ayet tefsiri
Tekrar sûrenin başındaki konuya dönülerek, Kur’an’ın Allah kelâmı olduğuna dair ikinci bir delil sunulur. Nitekim müşrikler, Peygamber ( s.a.s. )’e Kur’an’ın Allah katından indirilmiş olmasını imkânsız sayıyor, diğer insanların da tümüyle reddetmeseler bile, hiç değilse onun hakkında şüphe duymasını istiyorlardı. Şu var ki, Allah’tan bir kula ilâhî bir kitap vahyolunması ne hayal mahsulü bir şey, ne de insanlık tarihinde ilk defa bugün vuku bulan yepyeni bir hâdisedir. Daha önce nice peygamberlere Allah Teâlâ vahyini bildirmiş ve nice kitaplar indirmiştir. İşte Mûsâ ( a.s. )’a verilen Tevrât bunlar içinde en çok bilinenidir. Dolayısıyla şimdi de Cenâb-ı Hakk’ın seçtiği bir kuluna kitap indirmesinde tuhaf karşılanacak ve şüphe duyulacak bir şey yoktur. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“ Sana indirdiğimiz bu bilgilerin doğruluğu hususunda farz-ı muhâl en küçük bir şüphe duyacak olursan, senden önce gelip kendilerine verilen o kitabı okuyanlara sor! Elbette sana Rabbinden gerçeğin ta kendisi gelmiştir; sakın şüphe edenlerden olma! ” ( Yûnus 10/94 )
Tevrât, İsrâiloğulları için bir doğru yol rehberi kılındığı gibi, aynı şekilde Kur’ân-ı Kerîm de âhir zaman ümmetine doğru yol rehberi olarak indirilmiştir. Tarih şâhittir ki, Mısır’da asırlarca sefil bir hayat yaşayan İsrâiloğulları Hz. Mûsâ’nın önderliğinde Tevrât’ın gösterdiği yolu takip ederek kölelikten kurtuldular ve dünyanın önde gelen bir toplumu haline geldiler. İşte ibretlerle dolu bu tarihî olay hatırlatılarak önce Kur’an’ın ilk muhatapları olan Araplara, sonra da kurtuluşa muhtaç bütün ezilmiş toplumlara şu mesaj verilmektedir: “ İsrâiloğullarına doğru yolu göstermek için gelen Tevrât’ın gönderilmesi gibi, aynı şekilde sizin doğru yolu bulmanız için de bu Kur’an gönderilmiştir. Ona iman edip Resûlullah ( s.a.s. )’in önderliğinde hareket ettiğiniz takdirde, tıpkı onlar gibi siz de, dünyada zaferlere, âhirette de cennete ulaşacaksınız. ”
Yalnız şurasını dikkatten uzak tutmamak gerekir ki, İsrâiloğullarının elde ettikleri izzet ve şeref, Tevrât’ın ahkâmına olan sarsılmaz inançlarının ve ilâhî emirleri tatbikte gösterdikleri sabır ve kararlılığın hayırlı bir neticesi idi. Diğer taraftan, İsrâiloğullarının kendi aralarında dahi önderlik, yalnızca, Allah’ın kitabına gerçekten inananlara, dünyevî menfaat ve zevklerin iştihasıyla akılları çelinmeyenlere nasip olmuştu. Hakîkate bağlılık duygularıyla her tehlikeye göğüs gerdiklerinde, her türlü kayıp ve eziyete tahammül gösterdiklerinde ve bizzat kendi şehvetlerinden başlayıp gerçek inanca muhalif her türlü düşmana varıncaya kadar bütün şer güçlere sonuna kadar direndiklerinde, evet yalnızca böyle davrandıkları zaman dünyanın önderleri oldular. Bundan da maksat, Kur’an’ın tüm muhataplarını, bundan böyle fert ve toplumların kaderini belirleyecek olanın sadece Kur’an’ın rehberliği olduğu yolunda uyarmaktır. Buna göre, sadece bu Kur’an’a inanan ve bu son ilâhî mesajda ortaya konan hakîkatleri sabır ve kararlılıkla izleyen kimseler önder olacaktır. Ondan yüz çevirenler ise hazin bir âkıbete uğrayacaklardır. Belki dünyada çeşitli düşüncelere sahip insanlar, İsrâiloğullarının Tevrat’ın emrini terk edip dünyaya tapmakla birlikte kendi aralarında başlayan ihtilaf gibi, kim haklı kim haksız diye tartışacaklar, fakat kıyâmet günü Allah’ın vereceği gerçek hükümle tartışmalar son bulacak ve haklı ile haksız kesin olarak birbirinden ayrılacaktır. O halde mühim olan, kendi değer ölçülerimize göre değil, Kur’ân-ı Kerîm’de tafsilatlı olarak beyân edilen ilâhî değer ölçülerine göre “ haklı ” olabilmektir.
Bunun için de, yaşadığımız dünyada cereyan eden şu ibret tabloları üzerinde sistemli ve derin bir tefekküre ihtiyaç vardır:Ömer Çelik Tefsiri
Secde suresi 24 ayeti anlamı - okunuşu
Onlar âyetlerimize kesin bir şekilde iman ederek kitaba uymakta sebât gösterdikleri ve bu uğurda başlarına gelene sabrettikleri sürece, içlerinde bizim emrimizle insanlara doğru yolu gösterecek önderler var ettik.
Mokhtasar tefsiri
İsrailoğulları`ndan, hak yolda insanların kendilerini örnek alacakları önderler tayin ettik. Allah`ın emirlerini yerine getirmede, yasaklarından sakınmada ve davet yolunda başa gelen eziyetlerde sabrettikleri için, bizim iznimiz ve onları bu hususta güçlendirmemizle insanları hak yola yönlendiriyorlardı. Onlar, Allah Teâlâ`nın resullerine indirmiş olduğu ayetlerine kesin bir şekilde iman ediyorlardı.
Ali Fikri Yavuz
İsrâiloğullarından da, (dinlerinde) sabrettikleri için, emrimizle (insanları) doğru yola götürecek imamlar (önderler) yetiştirmiştik. Onlar, (Tevrat’daki) ayetlerimizi yakînen biliyorlardı
İngilizce - Sahih International
And We made from among them leaders guiding by Our command when they were patient and [when] they were certain of Our signs.
Secde suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve içlerinden, sabrettikleri takdirde onları, emrimizle doğru yola sevkedecek rehberler tayin etmiştik ve onlar, delillerimize adamakıllı inanmışlardı.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Çətinliklərə) səbr etdikləri və ayələrimizə ürəkdən inandıqları üçün Biz onlardan (İsrail oğullarından) əmrimizlə (insanlara) haqq yolu göstərən rəhbərlər tə’yin etmişdik.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Sabrettikleri ve ayetlerimize kesinlikle inandıkları zaman, onların içinden, buyruğumuzla doğru yola ileten rehberler tayin etmiştik.
Secde suresi (As-Sajdah) 24 ayeti arapça okunuşu
﴿وَجَعَلْنَا مِنْهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا لَمَّا صَبَرُوا ۖ وَكَانُوا بِآيَاتِنَا يُوقِنُونَ﴾
[ السجدة: 24]
وجعلنا منهم أئمة يهدون بأمرنا لما صبروا وكانوا بآياتنا يوقنون
سورة: السجدة - آية: ( 24 ) - جزء: ( 21 ) - صفحة: ( 417 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Doğrusu inanıp hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihat edenler ve muhacirleri barındırıp onlara yardım
- İnkar edenler, peygamberlerine: "Ya bizim dinimize dönersiniz ya da sizi memleketimizden çıkarırız" dediler. Rableri peygamberlere:
- Kim günah işlerse bunu ancak kendi aleyhine yapmış olur. Allah bilendir, Hakim'dir.
- İnanıp yararlı iş işleyenleri içinde temelli ve ebedi kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Onlara
- Bu kafirler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından menedemeyecekleri ve yardım da göremiyecekleri zamanı keşke bilseler.
- Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, "İşittik, işittik! İstesek biz de aynını söyleyebiliriz; bu sadece eskilerin masallarıdır"
- Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap
- Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutma ya da iyilik yaparak bırakmadır. İkisi Allah'ın yasalarını koruyamamaktan
- "Allah'a karşı üstün gelmeye kalkışmayın; doğrusu ben size apaçık bir delil getirdim."
- Hayır; hayır; çünkü o, Bizim ayetlerimize karşı son derece inatçıdır.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Secde indirin:
Secde Suresi mp3 : Secde suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler