Şura suresi 27. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَوْ بَسَطَ اللّٰهُ الرِّزْقَ لِعِبَادِه۪ لَبَغَوْا فِي الْاَرْضِ وَلٰكِنْ يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَا يَشَٓاءُۜ اِنَّهُ بِعِبَادِه۪ خَب۪يرٌ بَص۪يرٌ ﴾ [الشورى: 27]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelev besata(A)llâhu-rrizka li’ibâdihi lebeġav fî-l-ardi velâkin yunezzilu bikaderin mâ yeşâ/(u)(s) innehu bi’ibâdihi ḣabîrun basîr(un) [Şura: 27]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Eğer Allah rızkı kullarının hepsine bol bol verseydi, yeryüzünde azgınlık ederlerdi. Ama O, dilediğini bir ölçüye göre indirir. Doğrusu O, kullarından haberdardır, onları görendir. [Şura: 27]
Şura Suresi 27. ayet tefsiri
Sahâbe-i kirâmdan Habbab b. Eret ( r.a. ) diyor ki: “ Bu âyet bizim hakkımızda nâzil oldu. Çünkü biz Kurayza, Nadîr ve Kaynuka oğullarının mallarına baktık ve o malların bizim olmasını arzuladık. ” Demek ki bu 27. âyet rızıklarının daha bol ve geniş olmasını temenni eden ehl-i suffa hakkında inmiştir. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXVII, 147 ) Âyetlerin Mekke’de indiğini dikkate aldığımızda, böyle durumlar karşısında Efendimiz ( s.a.s. )’in bu âyetleri yeniden okuduğu söylenebilir. Zira âyetlerin müşriklerin mallarına gıpta eden Mekke’deki fakir müslümanlar hakkında inmiş olması da tabiidir.
Burada dikkat çekilen nokta, bol miktarda verilen rızık ve maddi imkânların daha ziyade insanların azgınlaşmasına sebep olduğu gerçeğidir. İnsanlar genellikle bol buldukça haddi aşarlar ve isyan ederler. İmkân buldukça bir mevkiden sonra bir diğerini, bir binekten sonra ötekini, bir evden sonra başkasını, bir elbiseden sonra bir başka elbiseyi isterler. İnsanın aşırı arzu ve isteklerine gem vurmak mümkün olmaz; nefsânî haz ve isteklerin sonu gelmez. Resûlullah ( s.a.s. )’in:
“ Âdemoğlunun iki vâdi dolusu altını olsa, üçüncüsünü ister. Onun gözünü ancak toprak doyurur ” ( Buhârî, Rikak 10; Müslim, Zekât 116-119 ) beyânı insandaki bu ihtirâsı ne güzel misallendirir.
Muhteris, dünyadan şu üç hasret ve pişmanlıkla ayrılır:
· Topladıklarına doyamaması,
· Umduklarına nâil olamaması,
· Gönlünün, irfân ve mâneviyattan mahrûm kalması. Çünkü ihtiraslı insanın gönlünü saran tamahkârlık, orada ilâhî aşk ve ihlâsa en ufak bir yer bırakmaz. Ne hüsrandır ki, böyle kimselerin ömürleri mal istiflemenin hamallığı ile geçer. Hayatları bir “ körebe ” oyununa döner ve hazîn bir son ile nihâyet bulur.
Şöyle bir izah da yapılabilir: Eğer Allah akıl, zeka, istidat, mal ve servet bakımından herkesi eşit kılsaydı hiç kimse diğerine boyun eğmez, hiç kimse bir başkasına söz dinletemez, böylece hayatın tabii gerekleri yerine getirilemez olur, sanatlar ve meslekler işlemez hâle gelirdi. Halbuki âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“ …Oysa dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırıyor ve bir kısmının diğerine iş gördürmesi için akıl, kabiliyet, zenginlik gibi yönlerden kimini kimine derecelerle üstün kılıyoruz… ” ( Zuhruf 43/32 )
Bu sebeple kullarının durumlarını çok iyi bilen ve gören Allah, rızkı onlara dilediği ölçüde vermektedir. Bu ölçüyü bizim beşeri aklımızla idrak etmemiz mümkün gözükmemektedir. Bu sebeple kul, helâl yoldan kazanç sağlamaya gayret göstermeli, haramdan uzak durmalı, mala karşı aşırı hırs ve tamahtan kendini kurtarmalı ve eldeki nimetlerin de kıymetini en iyi şekilde bilip şükrünü ifaya çalışmalıdır. İnsanlar tüm umutlarını kaybetmişken yağmuru tekrar yağdıran Allah, zor durumda kalıp da kendinden yardım isteyen kulunun imdadına yetişecek ve ona yardım edecektir. Çünkü O Velî’dir; kullarının bütün işlerini üstlenip yerine getirir. Hakiki dost ve yardımcı O’dur. Bu sebepledir ki O, her türlü övgüye layıktır. O’nu daha iyi tanımak isterseniz bilin ki:Ömer Çelik Tefsiri
Şura suresi 27 ayeti anlamı - okunuşu
Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, elbette yeryüzünde taşkınlık ederlerdi. Bu sebeple O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz O, kullarının bütün hallerini çok iyi bilmekte ve onları hakkiyle görmektedir.
Mokhtasar tefsiri
Eğer Allah, bütün kulları için rızkını bollaştırsaydı, yeryüzünde muhakkak ki azarlardı. Fakat O, rızkını dilediği ölçüde genişletir ve daraltır. Çünkü O, şüphesiz kullarının bütün hallerinden haberdardır ve görür. Bir hikmete binaen verir ve yine bir hikmete binaen men eder.
Ali Fikri Yavuz
Eğer Allah, kullarına rızkı bol bol yayıverseydi, muhakkak yeryüzünde azar, taşkınlık ederlerdi. Fakat (Allah, rızıkları) dilediği bir miktar ile indirir. Şüphesiz ki O, kullarının bütün hallerinden haberdardır, bütün yaptıklarını görendir
İngilizce - Sahih International
And if Allah had extended [excessively] provision for His servants, they would have committed tyranny throughout the earth. But He sends [it] down in an amount which He wills. Indeed He is, of His servants, Acquainted and Seeing.
Şura suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve Allah, kullarının rızkını yaysaydı, bollaştırsaydı yeryüzünde azgınlıkta bulunurlardı ve fakat o, ne kadar dilerse o kadar indirir; şüphe yok ki o, kullarından haberdardır, onları görür.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Əgər Allah (bütün) bəndələrinə bol ruzi versəydi, onlar (günah etməkdə) yer üzündə həddi aşardılar. Lakin O (Öz bəndələrinə) istədiyi qədər (birinə az, birinə çox) ruzi göndərir. Allah öz bəndələrindən xəbərdardır, (onları) görəndir! (Allah kimə nə qədər ruzi verəcəyini Öz əzəli elmi, ilahi hikməti ilə çox gözəl bilir. Bəndələr içərisində eləsi vardır ki, çörəyi artıq olsa, xalqa əziyyət verər, hər şeyi, Allahı belə danar; eləsi də vardır ki, güzəranı bir qədər pisləşsə, yer üzündə fitnə-fəsad törədər, özgə malına əl uzadar).
Kuran Araştırmaları Vakfı
Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde azarlardı. Fakat O, (rızkı) dilediği ölçüde indirir. Çünkü O, kullarının haberini alandır, onları görendir.
Şura suresi (Ash_shuraa) 27 ayeti arapça okunuşu
﴿۞ وَلَوْ بَسَطَ اللَّهُ الرِّزْقَ لِعِبَادِهِ لَبَغَوْا فِي الْأَرْضِ وَلَٰكِن يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَّا يَشَاءُ ۚ إِنَّهُ بِعِبَادِهِ خَبِيرٌ بَصِيرٌ﴾
[ الشورى: 27]
ولو بسط الله الرزق لعباده لبغوا في الأرض ولكن ينـزل بقدر ما يشاء إنه بعباده خبير بصير
سورة: الشورى - آية: ( 27 ) - جزء: ( 25 ) - صفحة: ( 486 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Yer düzeltilip, içinde olanları dışarı atarak boşaldığı zaman ve yer Rabbine boyun eğdiği zaman, ki
- Onlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi birleştirirler, Rablerinden korkarlar; kötü hesaptan ürkerler.
- Peygamber: "Benim Rabbim gökte ve yerde söyleneni bilir. O, işitendir, bilendir" dedi.
- De ki: "Eğer Rahman olan Allah'ın çocuğu olsa, kulluk edenlerin ilki ben olurdum."
- Şüphesiz iyiler kafur katılmış bir tastan içerler.
- İşte kurbanlık deve ve sığırları Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır.
- Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, başkasının
- Sana hürmet edilen ayı, o aydaki savaşı sorarlar. De ki: "O ayda savaşmak büyük suçtur.
- Biz, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları, ancak gerçek üzere ve belirli bir süre için
- Nuh: "Rabbim! Doğrusu bunlar bana baş kaldırdılar ve malı, çocuğu kendisine sadece zarar getiren kimseye
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Şura indirin:
Şura Suresi mp3 : Şura suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler