Hud suresi 29. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Hud suresi 29 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Hud suresi - Hud aya 29 (Hud).
  
   

﴿وَيَا قَوْمِ لَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مَالًاۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ وَمَٓا اَنَا۬ بِطَارِدِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۜ اِنَّهُمْ مُلَاقُوا رَبِّهِمْ وَلٰكِنّ۪ٓي اَرٰيكُمْ قَوْمًا تَجْهَلُونَ ﴾ [هود: 29]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Veyâ kavmi lâ es-elukum ‘aleyhi mâlâ(en)(s) in ecriye illâ ‘ala(A)llâh(i)(c) vemâ enâ bitâridi-lleżîne âmenû(c) innehum mulâkû rabbihim velâkinnî erâkum kavmen techelûn(e) [Hud: 29]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

"Ey milletim! Buna karşılık ben sizden bir mal da istemiyorum. Benim ücretim Allah'a aittir; inananları da kovacak değilim; çünkü onlar Rableriyle karşılaşacaklar; fakat ben sizi cahil bir millet olarak görüyorum." [Hud: 29]


Hud Suresi 29. ayet tefsiri

Peygamberler, tebliğ vazifesini yerine getirirken yalnız Allah rızâsını kazanmak isterler ve herhangi bir şahsi çıkar peşinde koşmazlar. Tebliğlerine karşılık dünyevî anlamda hiçbir talep, istek ve beklenti içinde olmazlar. Mükâfâtlarını sadece Allah Teâlâ’dan beklerler. İster fakir, ister zengin iman ederek yanlarına kim gelirse onları korurlar. Birilerinin isteğine göre onları yanlarından uzaklaştırmazlar.

Kavminden ileri gelenler, Hz. Nûh’un meclisine devam etmek için ondan, yanındaki fakir ve zayıf mü’minleri kovmasını istemişlerdi. Aynı şekilde Kureyş müşriklerinin elebaşıları da Peygamber Efendimiz ( s.a.s. )’den sohbetine devam eden fakir müslümanları yanından uzaklaştırmasını talep etmişlerdi. ( bk. En‘âm 6/52 ) Çünkü onlar, fakirlerle aynı yerde bulunmayı gurur ve enâniyetlerine yediremiyorlardı. Bu, onların, içinde bulundukları cehâletin bir neticesiydi. Hz. Nûh, kavminin bu isteklerine: “ Sonra ben o iman edenleri yanımdan kovacak da değilim. Çünkü onlar elbette Rablerine kavuşacaklardır. Fakat bir gerçek var ki ben, sizin cehâlet içinde ve hep bilgisizce davranan bir gürûh olduğunuzu görüyorum ” ( Hûd 11/29 ) diye cevap vermiştir. Çünkü Yüce Allah’ın huzuruna çıkmak çok büyük ve azametli bir iştir. Eğer onlar Allah huzurunda davacı olursa bunun hesabını vermek gerçekten zordur. Zira Allah, kullarını hesaba çekecek, imanlarına mukâbil fakirleri mükâfâtlandıracak, onları hakir görüp kovanları da cezalandıracaktır. Allah’tan en çok korkan kimseler olarak peygamberlerin böyle ağır bir mesuliyet altına girmeleri mümkün müdür? Bu sebeple Nûh ( a.s. ): “ Eğer o mü’minleri yanımdan kovacak olursam Allah’a karşı kim bana yardım edebilir? Hiç düşünmüyor musunuz? ” ( Hûd 11/30 ) diyerek bu korkusunu dile getirmiştir.

Rivayet edi­lir ki:

Birgün İsâ ( a.s. ), İsrâiloğul­la­rın­’dan sâ­lih zan­ne­di­len bir kim­seyle şe­hir dı­şı­na çık­mış­tı. Halk ara­sın­da fâ­sık­lık­la meşhur gü­nah­kâr bir adam da bü­yük bir ezik­lik­le peş­le­ri­ne ta­kıl­mış­tı. İs­ti­ra­hat için mo­la ve­ril­di­ğin­de bu gü­nah­kâr kul, sa­mî­mî bir ne­dâ­met ve mahcûbiyet için­de, gön­lü kı­rık ola­rak on­lar­dan ay­rı bir ye­re otur­du ve mer­ha­met­li­le­rin en mer­ha­met­li­si olan Hak Te­âlâ’nın yü­ce af­fı­na sı­ğı­na­rak:

“ –Rab­bim! Şu yü­ce pey­gam­be­ri­nin hür­me­ti­ne be­ni af­fet! ” di­ye dua ey­le­di. Sâlih zan­ne­di­len ki­şi ise, onu fark edin­ce kü­çüm­se­di, ha­kîr gör­dü ve el­le­ri­ni göğe kal­dı­rıp:

“ –Allahım! Ya­rın kı­yâ­met gü­nü be­ni bu adam­la bir­lik­te haş­rey­le­me! ” dedi.

Bu­nun üze­ri­ne Ce­nâb-ı Hak, Hz. İsa’ya şöy­le vah­yet­ti:

“ –Yâ İsa, kul­la­rı­ma söy­le; iki­si­nin de duası­nı ka­bul et­tim. Boy­nu bü­kük müc­rim ku­lu­mu af­fe­dip ken­di­si­ni cen­net­lik kıl­dım. Hal­kın sâ­lih zan­net­ti­ği ki­şi­ye ge­lin­ce, onu da, benim affetti­ğim ku­lum­la be­ra­ber ol­mak is­te­me­di­ği için cen­net­lik­ler­den kıl­ma­dım! ”

İlâ­hî lâ­net ve ga­za­ba uğ­ra­yan­la­rın dı­şın­da her ne se­bep­le olur­sa ol­sun Allah’ın kul­la­rı­nı hor gör­mek, Cenâb-ı Hakk’ın gazabını celbeden büyük bir kalbî hatâdır. Kimin ne olacağını ve kalplerde gizli olanı ancak Allah bilir. Bize düşen, kendi hatâlarımızla meşgul olarak tevbe ve istiğfâra sarılmaktır. Kul olarak haddimizi ve aczimizi bilip o çerçevenin dışına çıkmamaktır. Nitekim Nûh ( a.s. ) o çerçeveyi şöyle hülasa eder:


Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi Diyanet

Hud'den 29 Ayeti'ni dinle


Hud suresi 29 ayeti anlamı - okunuşu

“Ey kavmim! Kaldı ki, ben tebliğime karşılık sizden herhangi bir mal da istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan Allah’tır. Sonra ben o iman edenleri yanımdan kovacak da değilim. Çünkü onlar elbette Rablerine kavuşacaklardır. Fakat bir gerçek var ki ben, sizin cehâlet içinde ve hep bilgisizce davranan bir gürûh olduğunuzu görüyorum.”


Mokhtasar tefsiri

Ey Kavmim! Ben, risaleti size tebliğ etmemin karşılığında sizden bir mal istemiyorum. Benim sevabım (mükâfatım) Allah`a aittir. Sizin kovulmalarını istediğiniz Müminlerin fakir olanlarını meclisimden uzaklaştıracak değilim. Onlar, kıyamet günü Rablerine kavuşacaklar ve O, onları iman etmelerine karşılık mükâfatlandıracaktır. Müminlerden zayıf olanların kovulmalarını istediğiniz için sizi bu davetin hakikatini anlamamış olarak görüyorum.


Ali Fikri Yavuz

Ey Kavmim! peygamberliği tebliğ işinden dolayı sizden bir mal istemiyorum. Benim mükâfatım ancak Allah’a aittir ve ben iman edenleri (isteğiniz gibi) kovacak değilim. Elbette onlar Rablerine kavuşacaklar (eğer kendilerini kovarsam, beni ona şikâyet ederler). Ancak ben, sizi cahillik yapmakta olan bir topluluk görüyorum


İngilizce - Sahih International


And O my people, I ask not of you for it any wealth. My reward is not but from Allah. And I am not one to drive away those who have believed. Indeed, they will meet their Lord, but I see that you are a people behaving ignorantly.

Hud suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ey kavmim, bu yüzden bir mal da istemem sizden; ecrim, ancak Allah'a ait ve ben, inananları kovacak da değilim; şüphe yok ki onlar, Rablerine kavuşacaklar, fakat sizi görüyorum ki bilgisiz bir kavimsiniz.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Ey camaatım! Mən peyğəmbərliyi təbliğ etməyə görə sizdən bir mal, mükafat istəmirəm. Mənim mükafatım ancaq Allaha aiddir. Mən iman gətirənləri qovan deyiləm. Onlar (qiyamət günü) öz Rəbbi ilə qarşılaşacaqlar. Lakin mən sizi cahil bir tayfa görürəm!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Ey kavmim! Allah'ın emirlerini bildirmeye karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim mükafatım ancak Allah'a aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim; çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizi, bilgisizce davranan bir topluluk olarak görüyorum.

Hud suresi (Hud) 29 ayeti arapça okunuşu

﴿وَيَا قَوْمِ لَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مَالًا ۖ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَى اللَّهِ ۚ وَمَا أَنَا بِطَارِدِ الَّذِينَ آمَنُوا ۚ إِنَّهُم مُّلَاقُو رَبِّهِمْ وَلَٰكِنِّي أَرَاكُمْ قَوْمًا تَجْهَلُونَ
[ هود: 29]

veya kavmi la es'elüküm aleyhi mala in ecriye illa alel lahi vema ene bitaridil lezine amenu innehüm mülaku rabbihim velakinni eraküm kavmen techelun

وياقوم لا أسألكم عليه مالا إن أجري إلا على الله وما أنا بطارد الذين آمنوا إنهم ملاقو ربهم ولكني أراكم قوما تجهلون

سورة: هود - آية: ( 29 )  - جزء: ( 12 )  -  صفحة: ( 225 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Rabbin Musa'ya: "Haksızlık eden millete, Firavun'un milletine git" diye nida etmişti. "Haksızlıktan sakınmazlar mı?"
  2. Bu sınırları aşmak isteyenler, işte bunlar aşırı gidenlerdir.
  3. "Söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar, artık kendinizden azabı çeviremez, yardım da göremezsiniz. Zulmedenlerinize büyük bir azap
  4. Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.
  5. Nice kasabaların halkını haksızlık yaparken yok ettik. Artık çatıları çökmüş, kuyuları metruk, sarayları bomboş kalmıştır.
  6. Kim bir iyilik getirirse, ona daha iyisi verilir. Onlar o günün korkusundan güvendedirler.
  7. Savaştan geri kalmış olanlar, siz ganimetleri almaya giderken: "Bırakın, biz de sizinle gelelim" diyeceklerdir. Onlar
  8. "Sizi biz azdırmıştık, çünkü kendimiz azgındık".
  9. İnananlar ve yararlı iş yapanları, imanlarına karşılık Rableri doğru yola eriştirir; nimet cennetlerinde onların altlarından
  10. Allah'ın rızkı dilediğine yaydığını ve kısıp bir ölçüye göre verdiğini bilmezler mi? Doğrusu bunda, inanan

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:

Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Hud Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Hud Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Hud Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Hud Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Hud Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Hud Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Hud Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Hud Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Hud Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Hud Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Hud Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Hud Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Hud Suresi Al Hosary
Al Hosary
Hud Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Hud Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Thursday, November 21, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler