Sebe suresi 3. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَقَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَا تَأْت۪ينَا السَّاعَةُۜ قُلْ بَلٰى وَرَبّ۪ي لَتَأْتِيَنَّكُمْ عَالِمِ الْغَيْبِۚ لَا يَعْزُبُ عَنْهُ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ فِي السَّمٰوَاتِ وَلَا فِي الْاَرْضِ وَلَٓا اَصْغَرُ مِنْ ذٰلِكَ وَلَٓا اَكْبَرُ اِلَّا ف۪ي كِتَابٍ مُب۪ينٍۙ ﴾ [سبأ: 3]
ayet arapça & türkçe okunuşuVekâle-lleżîne keferû lâ te/tînâ-ssâ’a(tu)(s) kul belâ verabbî lete/tiyennekum ‘âlimi-lġayb(i)(s) lâ ya’zubu ‘anhu miśkâlu żerratin fî-ssemâvâti velâ fî-l-ardi velâ asġaru min żâlike velâ ekberu illâ fî kitâbin mubîn(in) [Sebe: 3]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
İnkar edenler: "Kıyamet bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır, öyle değil; görülmeyeni bilen Rabbim'e and olsun ki, o saat size muhakkak gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O'nun ilminin dışında değildir. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü de şüphesiz apaçık Kitap'tadır." [Sebe: 3]
Sebe Suresi 3. ayet tefsiri
O zaman henüz müşrik olan Ebu Süfyan’ın, Mekkeli kâfirlere: “ Lât ve Uzzâ adına yemin ederim ki, kıyâmet bize ebediyen gelmeyecek ve biz asla diriltilmeyeceğiz ” demesi üzerine bu âyetler nâzil oldu. ( Kurtubî, el-Câmi‘, XIV, 260 ) Halbuki bizim göremediğimiz, bilemediğimiz, duyularımızın tamamen ötesinde olan gayb âlemini bilen, zerre[ 1 ] miktarı bir şeyin bile kendisinden gizli kalamadığı, zerreden daha küçük ve daha büyük her şeyi Levh-i Mahfuz’da yazmış olan Allah, “ Kıyâmet kopacak! ” diyorsa elbette kopacaktır. Bunun aksini iddia etmenin bir mânası yoktur. İlâhî hikmet ve adâletin yerini bulması, iyilerle kötülerin farkı ortaya çıkıp herkesin lâyık olduğu neticeye ulaşması için, aklen de, âhiretin varlığı zarûridir.
Kur’an’ın haber verdiği hakîkatler karşısında gerçek ilim sahiplerinin hâline gelince:[ 1 ] Üçüncü âyette küçüklüğü ifade etmek üzere ذَرَّة ( zerre ) kelimesi kullanılmaktadır. Zerre, bütünün özelliklerini taşıyan en küçük parça olarak alındığında, bundan molekül anlaşılır. Ondan daha küçüğü de atom demek olur. Şâyet zerreyi bugünkü anlayışa uygun şekilde atom olarak anlarsak, ondan küçük olan şey de atom-altı parçacıklar olur. Her iki şıkta da, Kur’an’ın “ zerreden daha küçük ” olarak haber verdiği şeyin altında keşfi geleceğe ait ilmî bir gerçeğin varlığı belli olmaktadır. Ayrıca “ atom ağırlığı ” olsun, “ molekül ağırlığı ” olsun, bunlar birer birim olarak bilimde yer almıştır. Âyetteki “ zerre ağırlığı ” deyimi, bu açıdan da dikkat çekmektedir. Açıkçası Kur’an, indirilişinden yüzyıllarca sonra gelecek insanlarla konuşurken onların dilini kullanıyor. Biz de bunu dinliyor ve onun Allah kel3amı olduğunu tasdik ediyoruz. ( Kandemir ve diğerleri, II, 1471 )
Ömer Çelik Tefsiri
Sebe suresi 3 ayeti anlamı - okunuşu
İnkâra saplananlar: “Başımıza öyle kıyâmet falan kopacak değil” diyorlar. De ki: “Duyular ötesi âlemi çok iyi bilen Rabbime yemin olsun ki, kıyâmet mutlaka başınıza patlayacaktır. Ne göklerde ne de yerde zerre ağırlığınca bir şey bile O’ndan gizli kalamaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi apaçık bir kitapta kayıtlıdır.
Mokhtasar tefsiri
Kâfirler: "Kıyamet ebediyen gelmeyecek!" dediler. Ey Resul! De ki: "Hayır! Allah`a yemin olsun ki yalanlayıp durduğunuz kıyamet size muhakkak gelecektir. Fakat kıyametin ne zaman kopacağını Allah`tan başkası bilmez. Allah Teâlâ; kıyamet ve onun dışındaki gaybî şeyleri bilendir. Göklerde ve yerde bir karınca ağırlığı kadar küçük bir şey dahi olsa hiçbir şey O`nun ilminden gizli (saklı) olamaz. Aynı şekilde zikredilen bu şeyden daha küçük ya da daha büyük hiçbir şey de O`nun ilminden gizli kalmaz. Bütün bunlar apaçık bir kitapta yazılıdır ki o kitap; kıyamete kadar olacak olan her şeyin yazıldığı Levh-i Mahfûz`dur."
Ali Fikri Yavuz
Kâfir olanlar ise şöyle dediler: “- Bize, o kıyamet vakti gelmiyecek.” (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “-Öyle değil, doğrusu gaybi bilen Rabbim hakkı için, kıyamet muhakkak size gelecektir. O’ndan (Rabbimin ilminden), göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi muhakkak bir Kitab-ı Mübîn’dedir= Levh-i Mahfuz’da yazılıdır
İngilizce - Sahih International
But those who disbelieve say, "The Hour will not come to us." Say, "Yes, by my Lord, it will surely come to you. [Allah is] the Knower of the unseen." Not absent from Him is an atom's weight within the heavens or within the earth or [what is] smaller than that or greater, except that it is in a clear register -
Sebe suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Kafir olanlar dediler ki: Kıyamet kopmayacak; de ki: Hayır, gizli şeyleri bilen Rabbime andolsun ki kopacak kıyamet başınıza; zerre kadar bir şey bile gizli kalmaz ondan; göklerde olsun, yeryüzünde bulunsun, bundan da küçük olsun, bundan da büyük olsun, hepsi de apaçık kitaptadır.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ayələrimizi) inkar edənlər: “Qiyamət bizə gəlməyəcəkdir!” – dedilər. (Ya Peyğəmbər! Sən onlara) de: “Xeyr, qeybi bilən Rəbbimə and olsun ki, qiyamət sizə gələcəkdir. Nə göylərdə, nə də yerdə zərrə qədər bir şey Ondan gizli qalmaz. Bundan kiçik, yaxud böyük elə bir şey yoxdur ki, açıq-aydın kitabda (lövhi-məhfuzda) olmasın!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
İnkarcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır).
Sebe suresi (Saba) 3 ayeti arapça okunuşu
﴿وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَأْتِينَا السَّاعَةُ ۖ قُلْ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتَأْتِيَنَّكُمْ عَالِمِ الْغَيْبِ ۖ لَا يَعْزُبُ عَنْهُ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ وَلَا أَصْغَرُ مِن ذَٰلِكَ وَلَا أَكْبَرُ إِلَّا فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ﴾
[ سبأ: 3]
وقال الذين كفروا لا تأتينا الساعة قل بلى وربي لتأتينكم عالم الغيب لا يعزب عنه مثقال ذرة في السموات ولا في الأرض ولا أصغر من ذلك ولا أكبر إلا في كتاب مبين
سورة: سبأ - آية: ( 3 ) - جزء: ( 22 ) - صفحة: ( 428 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Musa: "Rabbim! Doğrusu ben onlardan bir cana kıydım. Beni öldürmelerinden korkarım. Kardeşim Harun'un dili benimkinden
- Doğrusu senden önce de kendilerine kitablar ve belgelerle vahyettiğimiz bir takım adamlar gönderdik. Bilmiyorsanız kitablılara
- Lokman: "Ey oğulcuğum! İşlediğin şey, bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kayanın içinde veya
- Elini çıkardı, bakanlara bembeyaz göründü.
- "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik.
- Bu, İbrahim'e, milletine karşı verdiğimiz hüccetimizdir. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Doğrusu Rabbin Hakim'dir, Bilen'dir.
- Rabbin seni ne bıraktı ve ne de sana darıldı.
- Elif, Lam, Mim, Ra. Bunlar Kitap'ın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen Kitap haktır; fakat insanların çoğu
- İnsanlara doğruluk rehberi gelmişken, onları inanmaktan, Rablerinden mağfiret dilemekten alıkoyan öncekilere uygulananın kendilerine de uygulanmasını
- Vay o namaz kılanların haline ki:
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Sebe indirin:
Sebe Suresi mp3 : Sebe suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler