Mücadele suresi 4. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَتَمَٓاسَّاۚ فَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَاِطْعَامُ سِتّ۪ينَ مِسْك۪ينًاۜ ذٰلِكَ لِتُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ۜ وَتِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِۜ وَلِلْكَافِر۪ينَ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴾ [المجادلة: 4]
ayet arapça & türkçe okunuşuFemen lem yecid fesiyâmu şehrayni mutetâbi’ayni min kabli en yetemâssâ(s) femen lem yestati’ fe-it’âmu sittîne miskînâ(en)(c) żâlike litu/minû bi(A)llâhi ve rasûlih(i)(c) ve tilke hudûdu(A)llâh(i)(k) ve lilkâfirîne ‘ażâbun elîm(un) [Mücadele: 4]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Azad edecek köle bulamayanın, ailesiyle temastan önce iki ay birbiri peşinden oruç tutması gerekir. Buna gücü yetmeyen, altmış düşkünü doyurur. Bu kolaylık, Allah'a ve Peygamberine inanmış olmanızdan ötürüdür; bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır; inkar edenler için can yakıcı azap vardır. [Mücadele: 4]
Mücadele Suresi 4. ayet tefsiri
Câhiliye döneminde kadınların maruz kaldığı “ zıhâr ” denilen kötü bir âdet vardı. Buna göre bir koca hanımına: “ Sen bana anamın sırtı gibisin ” dediği zaman, artık hanım ona ebediyen haram sayılırdı. Fakat boşanma da gerçekleşmez, kadın evli iken kocasız duruma düşerdi. Ashâb-ı kirâmdan Evs b. Sâbit de, kızgınlığa kapılarak hanımı Havle’ye böyle zıhâr yapmıştı. Havle ( r.a. ) gelip durumu Allah Resûlü ( s.a.s. )’e arzetti. Gençliğini kocası uğruna tükettiğini, ona çocuklar verdiğini ama şimdi yaşlanınca kapı dışarı edildiğini dertti dertli anlattı. Perişan haline bir çare bulmasını söyledi. Efendimiz ( s.a.s. ) ise mevcut uygulamadan hareketle “ sen ona haramsın ” buyurdu. Havle iki defa daha gelip ısrar etmesine rağmen aynı cevabı aldı. Sonra halini Cenâb-ı Hakk’a şöyle arzetti:
“ Allahım! Çok yalnızım. Bu ayrılık bana çok acı verecek. Küçük çocuklarım var; onları babalarına bıraksam perişan olacaklar, yanıma alsam aç kalacaklar. Halimi sana arz ediyorum, beni bu sıkıntıdan kurtar! Rasûlü’nün dilinden bir vahiy inzal buyur! ”
Kısa bir süre sonra bu âyetler indi. Kocanın bir sözüyle hanımın boş olmayacağı bildirildi. Zıhâr denen âdetin çok çirkin ve yalan bir sözden ibaret olduğu haber verildi. ( bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXVIII, 2-3 ) Yalnız yeminin ciddiyetini korumak üzere böyle bir sözü söyleyen cezasız bırakılmadı. Bunlara sırasına ve imkânlarına göre hanımlarıyla cinsî münâsebetten önce şu kefâretlerden birini ödemeleri emredildi:
› Köle azat etmek.
› Köle azat etme imkânı yoksa iki ay peş peşe oruç tutmak.
› İki ay peş peşe oruç tutmaya güç yetiremezse altmış fakiri doyurmak.
Peygamberimiz ( s.a.s. ) ile Havle ( r.a. ) arasında geçen bu hâdiseye şâhit olan Hz. Âişe şöyle der:
“ Bütün sesleri işiten Allah ne kadar yücedir! O kadın hâlini anlatırken ve Allah’a yalvarırken öylesine yavaş, fısıltıyla konuşuyordu ki dediklerinin bir kısmını, yanında olmama rağmen, ben bile işitemiyordum. ” ( İbn Mâce, Talâk 25/2063 )
Öyle bir Allah ki, ona karşı gelmenin bedeli çok ağırdır:Ömer Çelik Tefsiri
Mücadele suresi 4 ayeti anlamı - okunuşu
Köle azat etmek için imkân bulamayan kişi, hanımıyla cinsî münasebetten önce hiç ara vermeden iki ay oruç tutmalıdır. Buna gücü yetmeyen de altmış fakiri doyurmalıdır. Bu hükümler, Allah’a ve Rasûlü’ne imanınızı ispat etmeniz için konulmuştur. Bunlar Allah’ın çizdiği sınırlardır. Bu sınırları kabul etmeyen kâfirler için ise can yakıcı bir azap vardır.
Mokhtasar tefsiri
Zıhar yapan kimse, azat edecek bir köle bulamazsa, zıhar yaptığı eşiyle ilişkiye girmeden iki ay arka arkaya oruç tutması gerekir. İki ay arka arkaya oruç tutmaya gücü yetmezse, o halde altmış yoksulu doyurması gerekir. Karar verdiğimiz bu hüküm; sizin, Allah`ın bunu emrettiğine iman etmeniz ve O`nun emrini yerine getirmeniz ve O`nun peygamberine tabi olmanız içindir. Size din olarak şeriat kıldığımız bu hükümler; Allah`ın kulları için koymuş olduğu sınırlardır. Sakın o sınırları aşmayın. Allah`ın koymuş olduğu hükümlerini ve sınırlarını inkâr edenler için elem verici bir azap vardır.
Ali Fikri Yavuz
Fakat kim, (keffaret ödemek için bir köle) bulamazsa, yine cinsi münasebette bulunmadan önce, arka arkaya (aralıksız) iki ay oruç tutmak vardır. Ona da gücü yetmiyen (sabah akşam) altmış yoksulu doyursun, (veya her birine bir fitre miktarı versin). Bu açıklama, Allah’ı ve Rasûlünü (hükümlerinde) tasdik edesiniz diyedir. Bunlar Allah’ın hükümleridir. (Bu hükümlere uymıyan) kâfirler için çok acıklı bir azab vardır
İngilizce - Sahih International
And he who does not find [a slave] - then a fast for two months consecutively before they touch one another; and he who is unable - then the feeding of sixty poor persons. That is for you to believe [completely] in Allah and His Messenger; and those are the limits [set by] Allah. And for the disbelievers is a painful punishment.
Mücadele suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Kimin, buna gücü yetmezse artık ona, birbiri ardınca tam iki ay oruç tutma var, karı, koca, birbirlerine temas etmeden önce; buna da gücü yetmeyen kişiyeyse altmış yoksulu doyurmak düşer; bu, Allah'a ve Peygamberine inanmanız içindir ve bunlar, Allahın sınırlarıdır ve kafirlereyse elemli bir azap var.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Kim (azad etməyə bir kölə) tapmasa, qadını ilə yaxınlıq etməzdən əvvəl iki ay sərasər oruc tutmalı, buna da gücü çatmasa, altmış yoxsulu yedirdib doydurmalıdır. Bu sizin Allah və Onun Peyğəmbərinə iman gətirməniz üçündür. Bunlar Allahın hədləridir (onları aşmaq olmaz). Kafirləri şiddətli bir əzab gözləyir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Buna imkan) bulamayan kimse, hanımıyla temas etmeden önce ardarda iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmeyen, altmış fakiri doyurur. Bu (hafifletme), Allah'a ve Resulüne inanmanızdan dolayıdır. Bunlar Allah'ın hükümleridir. Kafirler için acı bir azap vardır.
Mücadele suresi (Al-Mujadilah) 4 ayeti arapça okunuşu
﴿فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِن قَبْلِ أَن يَتَمَاسَّا ۖ فَمَن لَّمْ يَسْتَطِعْ فَإِطْعَامُ سِتِّينَ مِسْكِينًا ۚ ذَٰلِكَ لِتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ ۚ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ ۗ وَلِلْكَافِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌ﴾
[ المجادلة: 4]
فمن لم يجد فصيام شهرين متتابعين من قبل أن يتماسا فمن لم يستطع فإطعام ستين مسكينا ذلك لتؤمنوا بالله ورسوله وتلك حدود الله وللكافرين عذاب أليم
سورة: المجادلة - آية: ( 4 ) - جزء: ( 28 ) - صفحة: ( 542 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Allah'a eş koşan kadınlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin. İnanan bir cariye, hoşunuza gitse de
- Bugün sizden ve inkar edenlerden fidye kabul edilmez; varacağınız yer ateştir, layığınız orasıdır; ne kötü
- Sakın ona uyma; sen secde et, Rabbine yaklaş.
- Ayetlerimizi yalanlayan millete karşı ona yardım ettik. Doğrusu onlar fena bir milletti, hepsini suda boğduk.
- İnsanlara: "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Ved, Suva, Yağus, Yeuk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin" dediler.
- Bu söze mi şaşıyorsunuz?
- Allah insanları haksızlıklarından ötürü yakalayacak olsaydı, yeryüzünde canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar
- Ey inananlar! Mümin kadınlarla nikahlanıp, onları, temasta bulunmadan boşadığınızda, artık onlar için size iddet saymaya
- Allah meleklerden ve insanlardan peygamberler seçer. Doğrusu Allah işitir ve görür.
- Ey inananlar! Allah'tan sakının; herkes yarına ne hazırladığına baksın; Allah'tan sakının, çünkü Allah işlediklerinizden haberdardır.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Mücadele indirin:
Mücadele Suresi mp3 : Mücadele suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler