Yunus suresi 57. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَٓاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَ ﴾ [يونس: 57]
ayet arapça & türkçe okunuşuYâ eyyuhâ-nnâsu kad câetkum mev’izatun min rabbikum ve şifâun limâ fî-ssudûri vehuden verahmetun lilmu/minîn(e) [Yunus: 57]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt ve kalblerde olana şifa, inananlara doğruyu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir. [Yunus: 57]
Yunus Suresi 57. ayet tefsiri
Bu âyet-i kerîmelerde Kur’ân-ı Kerîm’in dört mühim vasfı beyân edilir. Bunlar:
› Kur’an bir öğüttür. O, bir taraftan tehdit edip korkutarak, bir taraftan da müjdeleyip sevdirerek insanlara âkıbetlerini hatırlatmaktadır. Lehlerinde ve aleyhlerinde olan hususları açıklamakta, güzel ve hayırlı amellere teşvik etmekte; kötü ahlâk ve davranışlardan sakındırmaktadır.
› Kur’an kalplerde bulunan küfür, şirk, nifak, şüphe gibi manevî hastalıklara şifadır. O, gönüllere hitap ederek oradaki ahlâkî ve mânevî bozuklukları tedâviye çalışmakta, insanın iç âlemini temizlemesini, doğru itikat, güzel ve ulvî hasletler kazanmasını sağlayacak hükümler getirmektedir.
› Kur’an mü’minlere doğru yolu gösteren bir rehberdir. O’na inanan, öğütlerine kulak veren, şifa verici hükümlerini tatbik eden, emirlerini tutup yasaklarından kaçınan kişiler, bâtıl yolları terk ederek doğru yolu bulurlar.
› Kur’an mü’minler için rahmettir. O’nun istediği şekilde yaşayıp ahlâkî kemâle erişen mü’minler, Allah’ın sevdiği, rahmet ettiği ve ebedî nimetlere lâyık gördüğü bahtiyarlardan olurlar.
Kur’an’ın bu özelliklerinde şu işaretleri görmek mümkündür:
“ Öğüt ”, insanların dışını gereksiz şeylerden temizlemeye işarettir. Bunu yapacak olan şeriattir. Dolayısıyla öğüt şeriate işarettir. “ Şifa ”, ruhu bozuk düşünce ve itikatlerden, kötü huylardan temizlemeye işarettir. Bu da tarîkatin işidir. Dolayısıyla şifa ile tarîkate işaret edilmiştir. “ Hidâyet ”, Hak nûrunun sıddîklerin kalplerinde görünmesine işarettir ki bu hakîkattir. “ Rahmet ” ise, eksiklikleri tamamlayan peygamberliğe işarettir. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XVII, 94 )
İnsanlara düşen, Allah’ın en büyük bir lütfu ve rahmeti olan bu Kur’an’ın kıymetini bilmektir. Onlar, başka şeyle değil, en çok Kur’an’la sevinmelidirler. Kur’an’ın gösterdiği yolda yürüyerek hakiki neş’e, sevinç ve feraha ermelidirler. Çünkü kıymetini bilenler için Kur’an, toplayıp yığdıkları her türlü dünya nimetinden, mal ve mülkünden daha değerlidir.
Maddeyle değil mânayla sevinmenin önemine dair Malik b. Dînar ( r.h. )’ın şu nüktesi ne kadar dikkat çekicidir. O, şöyle anlatır:
“ Bir gün bir toplulukla beraber gemideydim. Öşür memuru, içimizden birinin çıkmasını istedi ve ben hemen çıktım. Bana: «Sen neden çıktın?» deyince «Yanımda hiçbir şeyim yok» cevabını verdim. «Tamam, sen git» dedi. Sonra kendi kendime şöyle dedim: «Demek ki âhiret işi de böyle olacak. Bütün alâkalar birer bağdır. Bunlardan sıyrılmak ise insana huzur ve rahat verir.» ”
Şâir ne güzel söyler:
“ Tasavvur eyledim ahvâlini çok kere dünyanın
Nihâyet sûret-i «da‘ mâ keder huz mâ safâ»[ 1 ] buldum. ” ( Hersekli Ârif Hikmet )
“ Dünyanın ahvâlini bir çok defalar düşündüm ve en sonunda keşfettiğim gerçek şu oldu: Dünya, «Al safâyı, ver cefâyı», «safâ gelir, keder gider» formülü dâhilinde dönüp durmaktadır. ”
Anlatıldığına göre İbrâhim b. Ethem ( r.h. ) bir gün sahip olduğu saltanat ve nimetlerden dolayı sevince kapıldı. Sonra yatıp uyuduğunda rüyasında eline bir yazı tutuşturuldu. Yazıda şöyle yazıyordu: “ Fânîyi bâkîye tercih etme, saltanatına aldanma. Şu içinde bulunduğun hal çok büyük gibi gözükür; eğer yok olacak olmasa. O halde Allah’ın emrine sımsıkı sarıl. Çünkü Allah: «Rabbinizin bağışlamasına ve genişliği göklerle yer kadar olup takvâ sahipleri için hazırlanmış bulunan cennete yarışırcasına koşuşun.…» ( Âl-i İmran 3/133 ) buyuruyor. ” Bunun üzerine İbrâhim b. Ethem endişeli bir ruh haliyle uyandı ve: “ Bu Allah tarafından bir ikaz ve öğüttür ” diyerek Allah’a yöneldi, taatle meşgul olmaya başladı. ( Bursevî, Ruhu’l-Beyân, IV, 75 )
Herkesin az veya çok bir sermayesi olsa da mü’minin en büyük sermayesi Allah’ın lütfu olmalıdır. Herkesin kendine göre bir hazînesi olsa da mü’minin hazînesi Allah’ın rahmeti olmalıdır. Şunu unutmamak gerekir ki, Allah’ın lutuf ve rahmet deryasına açılan en büyük kapı Kur’ân-ı Kerîm ve Peygamber Efendimiz ( s.a.s. )’dir. Onlar ne buyuruyorsa ona göre davranmalı, bizi hangi şekle sokmak istiyorlarsa o şekle girmeli, haram ve helal çizgimizi buna göre belirlemeli, Kur’an ve sünnete rağmen kendiliğimizden haram ve helal ölçüleri belirlemeye cüret etmemeliyiz. Kur’an bu gibileri dikkate alarak Efendimiz’e buyuruyor ki:
[ 1 ] دَعْ مَا كَدَرَ خُذْ مَا صَفَا
Ömer Çelik Tefsiri
Yunus suresi 57 ayeti anlamı - okunuşu
Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, gönüllerdeki dertlere şifa, mü’minlere doğru yolu gösteren bir rehber ve tam bir rahmet olan Kur’an geldi.
Mokhtasar tefsiri
-Ey insanlar!- Size içerisinde bir hatırlatma, bir müjdeleme ve korkutma olan Kur`an gelmiştir ki onda, kalplerde var olan şüphe ve kuşku gibi hastalıkların şifası, hak yola irşat ve Müminler için bir rahmet vardır. Ancak iman edenler Kur`an`dan yararlanırlar.
Ali Fikri Yavuz
Ey insanlar! İşte size, Rabbinizden bir öğüt, kalblerdeki şüphelere bir şifa ve müminler için bir hidayet ve rahmet olan Kur’an geldi
İngilizce - Sahih International
O mankind, there has to come to you instruction from your Lord and healing for what is in the breasts and guidance and mercy for the believers.
Yunus suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, gönüllerdeki dertlere şifa, inananlara hidayet ve rahmet geldi.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ey insanlar!) Sizə Rəbbinizdən bir öyüd-nəsihət, ürəklərdə olana (cəhalətə, şəkk-şübhəyə, nifaqa) bir şəfa, mö’minlərə hidayət və mərhəmət (Qur’an) gəlmişdir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.
Yunus suresi (Yunus) 57 ayeti arapça okunuşu
﴿يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ﴾
[ يونس: 57]
ياأيها الناس قد جاءتكم موعظة من ربكم وشفاء لما في الصدور وهدى ورحمة للمؤمنين
سورة: يونس - آية: ( 57 ) - جزء: ( 11 ) - صفحة: ( 215 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Şuayb onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık
- "Doğrusu Allah benim de sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk edin, bu doğru yoldur."
- Onlar: "Evet; doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir,
- O takdirde sana, hayatın da ölümün de, kat kat azabını tattırırdık. Sonra bize karşı bir
- Cinleri de, daha önce, dumansız ateşten yarattık.
- İnsanlar onlara: "Düşmanınız olan insanlar size karşı bir ordu topladılar, onlardan korkun" dediler. Bu, onların
- Bilmez misiniz ki, Allah bulutları sürer, sonra onları bir araya getirir; üstüste yığar, sen de
- Allah: "Doğrudur; işte Ben hakikati söylüyorum, sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım" dedi.
- Salih: "Ey milletim! Niye iyilikten önce, acele kötülük istiyorsunuz? Merhamet olunasınız diye Allah'tan mağfiret dileseniz
- Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Yunus indirin:
Yunus Suresi mp3 : Yunus suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler