Haşr suresi 9. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Haşr suresi 9 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Haşr suresi - Al-Hashr aya 9 (The Mustering).
  
   

﴿وَالَّذ۪ينَ تَبَوَّؤُ الدَّارَ وَالْا۪يمَانَ مِنْ قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ اِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ ف۪ي صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِمَّٓا اُو۫تُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌۜ وَمَنْ يُوقَ شُحَّ نَفْسِه۪ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَۚ ﴾ [الحشر: 9]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Velleżîne tebevveû-ddâra vel-îmâne min kablihim yuhibbûne men hâcera ileyhim velâ yecidûne fî sudûrihim hâceten mimmâ ûtû veyu/śirûne ‘alâ enfusihim velev kâne bihim ḣasâsa(tun)(c) vemen yûka şuhha nefsihi feulâ-ike humu-lmuflihûn(e) [Haşr: 9]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine hicret edip gelenleri severler; onlara verilenler karşısında içlerinde bir çekememezlik hissetmezler; kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar. Nefsinin tamahkarlığından korunabilmiş kimseler, işte onlar saadete erenlerdir. [Haşr: 9]


Haşr Suresi 9. ayet tefsiri

Bu âyet-i kerîme, imanı iyice kalplerine sindirmiş olan ensâr-ı kirâmın mühacirlere karşı sergiledikleri kardeşliğin, isâr derecesindeki cömertliğin ve fedakârlığın boyutlarını ortaya koymaktadır. Öyle ki kendileri muhtaç oldukları halde bile kardeşlerini kendilerine tercih edebilecek derecede ahlâkî zirveye yükselmişlerdi. Bu âyet-i kerîmenin iniş sebebi olarak zikredilen hâdiseler, hem Efendimiz ( s.a.s. ) hem de ashâbının yapmış oldukları hârikulâde cömertlik ve îsârların mâhiyetini haber verir.

Ebu Hureyre ( r.a. )’ın haber verdiğine göre Peygamber Efendimiz ( s.a.s. ), Ensâr ile Muhâcirin’i birbirine kardeş ilan ettiğinde, ev sahibi durumunda olan Ensâr bu kardeşliği son derece önemsedi. Resûlullah ( s.a.s. )’e başvurarak hurmalıklarını muhacir kardeşleriyle paylaştırmasını istedi. Allah Resûlü ( s.a.s. ), fedakârlığın bu kadarını da fazla buldu. Hurmalıklarının bakımını üstlenmeleri şartıyla ürünlerini onlarla paylaşmalarını tavsiye buyurdu. Onlar da muhacir kardeşleriyle bu şartla anlaştılar. ( Buhârî, Hars 5; Menâkibu’l-Ensâr 3 )

Ensâr’ın kıllara hayranlık verecek fedakârlık hadiselerinden bir şöyle cereyan etmiştir:

Bir adam Peygamberimiz ( s.a.s. )’e gelerek:

“ – Ben açım dedi. Allah’ın Rasûlü hanımlarından birine haber göndererek yiyecek bir şeyler istedi. O da:

“ – Seni peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki evde sudan başka bir şey yok dedi. Efendimiz bu sefer diğer bir hanımından yiyecek bir şey istedi. O da aynı cevabı verdi. Daha sonra Resûl-i Ekrem, öteki hanımlarından da aynı cevâbı alınca ashâbına dönerek:

“ – Bu gece bu şahsı kim misâfir etmek ister? ” diye sordu. Ensâr’dan Ebû Talha ( r.a. ):

“ – Ben misafir ederim yâ Resûlallah diyerek o yoksulu alıp evine götürdü. Eve varınca hanımına:

“ – Resûlullah ( s.a.s. )’in misafirini ağırlayalım dedi. Sonra:

“ – Evde yiyecek bir şey var mı diye sordu. Hanımı:

“ – Hayır, Sadece çocuklarımın yiyeceği kadar bir şey var dedi. Sahâbî:

“ – Öyleyse çocukları oyala. Sofraya gelmek isterlerse onları uyut. Misâfirimiz içeri girince de lâmbayı bir bahaneyle söndür. Sofrada biz de yiyormuş gibi yapalım dedi.

Sofraya oturdular. Misâfir karnını doyurdu; onlar da aç olarak yattılar. Sabahleyin Ebû Talha Peygamber Efendimiz’in yanına gitti. Onu gören Allah Resûlü ( s.a.s. ):

“ – Bu gece misafirinize yaptıklarınızdan Allah Teâlâ râzı oldu ” buyurdu. ( Buhârî, Tefsir 59/6; Müslim, Eşribe 172-173 )

Peygamber Efendimiz’in yoksul bir kimseyi önce kendisinin ağırlamak istemesi ve bu maksatla bütün hanımlarına ayrı ayrı haber göndermesi, onun ne kadar cömert ve fedakâr bir insan olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan, Allah Resûlü’nün bütün hanımlarının evlerinde karın doyuracak kadar birkaç Lokmânın dahî bulunmaması ne kadar ibretlidir. Kapıya gelen ihtiyaç sahibini boş çevirmeyen, bir tanecik hurmayla bile olsa yoksulun gönlünü alan muhterem annelerimiz, belki de o günkü rızıklarını bir başka fakire vermişlerdi.

Âyet-i kerîmenin diğer sebeb-i nüzûlü ise şöyledir:

“ Resûlullah Efendimiz’in sahabîlerinden birine bir koyun başı hediye edilmişti. O da; «Kardeşim falan ve ailesi buna bizden daha fazla muhtaçtır» dedi ve hediyeyi o kardeşine gönderdi. O da bir başkasına… Derken hediye bu suretle tam yedi ev dolaştı ve nihâyet yine ilk sahâbîye dönüp geldi. Bunun üzerine bu âyet-i kerîme nâzil oldu. ( Hâkim, II, 526 )

Câbir ( r.a. ), Ensâr’ın muhâcir kardeşlerine olan cömertlik ve îsârlarını şöyle anlatır:

“Ensâr, hurmalarını devşirdiklerinde bunları ikiye ayırır, bir tarafa çok, diğer tarafa da az hurma koyarlardı. Daha sonra, az olan tarafa hurma dallarını koyarak o tarafı çok gösterir, Muhâcirler’e:

«–Hangisini tercih ederseniz alın» derlerdi.

Onlar da çok görünen yığın Ensâr kardeşlerimizin olsun diye, az görünen yığını alırlar ve böylece hurmanın çoğu muhâcirlere gelirdi. Ensâr da bu yolla az olan kısmın kendilerine kalmasını sağlamış olurlardı... ” ( Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, X, 40 )

Ashâb-ı kirâmın hayatında böyle nice îsâr örnekleri vardır. Nitekim Cenâb-ı Hak onları; “ Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler. Derler ki: «Biz sizi Allah rızâsı için doyuruyoruz. Yoksa sizden ne bir karşılık bekliyoruz, ne de bir teşekkür. Çünkü biz o asık suratlı, çatık kaşlı, korkunç ve dehşetli günde Rabbimizin azabından korkarız.» Allah da onları o günün felâketinden korur; yüzlerine parlaklık ve gönüllerine sevinç verir ( İnsân 76/8-11 ) şeklinde medhetmiş ve müjdelemiştir.

Onlar, bu dereceye varan îsârlarını hiç şüphesiz Âlemlerin Efendisi’nden öğrenmişlerdi. Onun îsâr ve diğergamlığına erişmek mümkün değildir. Şeref dolu hayâtında bunun pek çok misâli mevcuttur. Sehl b. Sa‘d ( r.a. ) şöyle anlatır:

“ Bir kadın dokuduğu hırkayı Resûlullah ( s.a.s. )’e getirip verdi ve:

«– Bunu giyesin diye kendi ellerimle dokudum» dedi. Böyle bir elbiseye ihtiyâcı olan Allah Resûlü, onu aldı ve giyinip yanımıza geldi. Bunu gören bir kimse Efendimiz’e:

«– Ne kadar da güzelmiş! Bunu ver de ben giyeyim» dedi. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ):

«– Peki!» buyurdu. Orada biraz oturduktan sonra evine döndü. Kumaşı katlayıp adama gönderdi. Ashâb-ı kirâm o sahâbîye:

«– Hiç de iyi yapmadın. Peygamberimizin ihtiyâcı olduğu için onu giymişti. Üstelik sen Efendimiz’in, kendisinden bir şey isteyeni geri çevirmediğini bile bile istedin» dediler. O şahıs:

«– Vallahi ben onu giymek için değil, kendime kefen yapmak için istedim» dedi. Daha sonra o kumaş bu zâtın kefeni oldu. ” ( Buhârî, Libâs 18; Edeb 39 )

Âyetin, Şunu bilin ki, kim nefsinin cimriliğinden ve mala düşkünlüğünden kendini kurtarırsa, dünyada da âhirette de kurtuluşa erecek olanlar, işte bunlardır ” kısmı, insanın mânevî bir terbiyeye, nefsinin tezkiye edilip kalbinin temizlenmesine ne büyük bir ihtiyaç içinde olduğunu haber verir. Cimrilik ve mal sevgisine aşırı düşkünlük üzere yaratılmış olan nefislerin bu hastalık, ehil eller tarafından ve usulüne uygun tedavi edilmelidir. Kendi haline bırakıldığı takdirde bu hastalığın iyileşme ihtimali düşüktür. Bu hastalıktan kurtulmak isteyen kişiler de, nefislerine ağır gelecek bir kısım fedakârlıklara işin başından hazır olmaları gerekir. Ensar’ın yaptığı fedakârlığın büyüklüğü son derece açıktır. Bu hususta Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) şöyle buyurur:

“ Zulümden kaçının. Çünkü zulüm, kıyâmet gününde zâlim için zifiri karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakının. Çünkü cimrilik sizden önceki tolumları helâk etmiş, onları birbirlerinin haksız yere kanlarını dökmeye, haramları helâl saymaya sevketmiştir. ” ( Müslim, Birr 56 )

Gelelim bahsedilen güzel hasletlerde muhâcir ve Ensâr’ın yolunu izleyenlere:
Ömer Çelik Tefsiri
Haşr suresi Diyanet

Haşr'den 9 Ayeti'ni dinle


Haşr suresi 9 ayeti anlamı - okunuşu

Onlardan önce Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş bulunan ensârın da bu ganimet mallarında hakları vardır. Onlar beldelerine göç eden muhâcirleri kendi canları gibi severler ve onlara fazladan verilen ganimetlerden ötürü gönüllerinde en küçük bir kıskançlık ve burukluk duymazlar. Hatta onlar ihtiyaç içinde kıvransalar bile, daha muhtaç durumda olan mü’min kardeşlerini ken­di­lerine tercih ederler. Şunu bilin ki, kim nefsinin cimriliğinden ve mala düşkünlüğünden kendini kurtarırsa, dünyada da âhirette de kurtuluşa erecek olanlar, işte bunlardır.


Mokhtasar tefsiri

Muhacirlerden önce Medine`yi yurt edinip Allah`a ve Allah`ın resulüne iman etmeyi seçen ensar, Mekke`den kendilerine hicret eden kimseleri severler. Feyden, Allah yolunda hicret edenlere verilen maldan kendilerine verilmemesinden dolayı onlara karşı gönüllerinde bir öfke ve haset beslemezler. Kendileri ihtiyaç ve fakirlik içerisinde olsalar dahi dünvevi arzularda muhacirleri kendi nefislerine tercih ederler. Kim nefsini mal hırsından korur ve malını Allah yolunda sarf ederse, işte istediklerine nail olarak ve korktuklarından kurtularak asıl kurtuluşa erenler onlardır.


Ali Fikri Yavuz

Muhacirlerden önce, Medine’yi yurd ve iman evi edinenler, kendilerine hicret edib gelenlere sevgi beslerler. Onlara verilen şeylerden dolayı nefislerinde bir kaygı duymazlar; kendilerinde ihtiyaç bile olsa, (onları) nefisleri üzerine tercih ederler. Kim de nefsinin hırsından korunursa; işte bunlar (azabdan) kurtulanlardır


İngilizce - Sahih International


And [also for] those who were settled in al-Madinah and [adopted] the faith before them. They love those who emigrated to them and find not any want in their breasts of what the emigrants were given but give [them] preference over themselves, even though they are in privation. And whoever is protected from the stinginess of his soul - it is those who will be the successful.

Haşr suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ve onların göçmesinden önce yurtlarını hazırlayıp orasını bir iman konağı haline getirenlere ve yurtlarına göçenleri sevenlere ve onlara verilen şeylere karşı gönüllerinde bir ihtiyaç, bir istek duymayanlara ve ihtiyaçları bile olsa onları kendilerinden üstün tutanlara gelince: Ve kim, nefsinin hırsından, kıskançlık ve nekesliğinden geçerse gerçekten de o çeşit kimselerdir kurtulanların, muratlarına erenlerin ta kendileri.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Onlardan (mühacirlərdən) əvvəl (Mədinədə) yurd salmış və (Muhəmməd əleyhissəlama qəlbən) iman gətirirmiş kimsələr (ənsar) öz yanlarına (şəhərlərinə) mühacirət edənləri sevər, onlara verilən qənimətə görə ürəklərində həsəd (qəzəb) duymaz, özləri ehtiyac içində olsalar belə, onları özlərindən üstün tutarlar. (Allah tərəfindən) nəfsinin xəsisliyindən (tamahından) qorunub saxlanılan kimsələr – məhz onlar nicat tapıb səadətə (Cənnətə) qovuşanlardır!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

Haşr suresi (Al-Hashr) 9 ayeti arapça okunuşu

﴿وَالَّذِينَ تَبَوَّءُوا الدَّارَ وَالْإِيمَانَ مِن قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِّمَّا أُوتُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلَىٰ أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ ۚ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
[ الحشر: 9]

vellezine tebevveüd dara vel'imane min kablihim yühibbune men hacera ileyhim vela yecidune fi sudurihim hacetem mimma utu veyü'sirune ala enfüsihim velev kane bihim hasasah vemey yuka şühha nefsihi feülaike hümül müflihun

والذين تبوءوا الدار والإيمان من قبلهم يحبون من هاجر إليهم ولا يجدون في صدورهم حاجة مما أوتوا ويؤثرون على أنفسهم ولو كان بهم خصاصة ومن يوق شح نفسه فأولئك هم المفلحون

سورة: الحشر - آية: ( 9 )  - جزء: ( 28 )  -  صفحة: ( 546 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler


türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Haşr indirin:

Haşr Suresi mp3 : Haşr suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Haşr Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Haşr Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Haşr Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Haşr Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Haşr Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Haşr Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Haşr Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Haşr Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Haşr Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Haşr Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Haşr Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Haşr Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Haşr Suresi Al Hosary
Al Hosary
Haşr Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Haşr Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, July 16, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler