Sebe suresi 49. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿قُلْ جَٓاءَ الْحَقُّ وَمَا يُبْدِئُ الْبَاطِلُ وَمَا يُع۪يدُ ﴾ [سبأ: 49]
ayet arapça & türkçe okunuşuKul câe-lhakku vemâ yubdi-u-lbâtilu vemâ yu’îd(u) [Sebe: 49]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
De ki: "Hak geldi; artık batıl ne yeniden başlar, ne de geri gelir." [Sebe: 49]
Sebe Suresi 49. ayet tefsiri
İnsan, bir kısım ön yargılardan kendini kurtarıp, gerçeği bulabilmek için samimiyetle düşünecek olsa; yine aynı safiyetle Hz. Muhammed ( s.a.s. )’in hayatını ve kişiliğini inceleyecek olsa, onda delilikten hiçbir iz bulunmadığını, aksine onun toplumun en akıllı insanı olduğunu görecektir. Hem Mekkeliler, zaten henüz kendisine peygamberlik verilmeden önce de ona çok güveniyor, emanetlerini ona bırakıyor ve mühim işlerinde ona danışıyorlardı. “ Kâbe hakemliği ” olarak bilinen şu hâdise bunun canlı şâhididir:
Allah Resûlü’nün nübüvvetinden beş sene önce Kâbe’yi tâmir eden Kureyşliler Hacer-i Esved’i yerine kimin koyacağı hususunda anlaşamamış, aralarında neredeyse kan dökülecek kadar sert tartışma ve çekişmeler başlamıştı. Neticede Harem kapısından ilk gelecek zâtı aralarında hakem tâyin etmeye karar verdiler. Tam o esnâda Âlemlerin Efendisi ( s.a.s. ), Harem kapısında görünmüş, herkesin yüzünü tatlı bir tebessüm kaplamıştı. Zira gelen Muhammedü’l-Emîn idi. Kureyş’in, Peygamber Efendimiz ( s.a.s. )’e karşı sevgi, hürmet ve îtimâdı, her geçen gün daha da ziyâdeleşmişti. Bu sebeple Kureyşliler O’nu görür görmez: “ İşte el-Emîn! O’nun aramızda hakem olmasına hepimiz râzıyız! ” dediler. Efendimiz ( s.a.s. ) da, her kabîleden bir kişi seçmiş, ridâsını çıkarıp yere sermiş, sonra Hacer-i Esved’i ridâsının üzerine koydurup, seçtiği kişilerin her birine bir ucundan tutturmuş, mübârek taşı birlikte taşımışlar, Allah Resûlü ( s.a.s. ) de onu kendi elleriyle yerine yerleştirmişti. Böylece Efendimiz, fetânet ve firâsetini göstererek kabîleler arasında çıkabilecek muhtemel bir savaşa mânî olmuştu. ( İbn Hişâm, es-Sîre, I, 209-214; Abdürrazzâk, el-Musannef, V, 319 )
İşte ondaki bu ferâset, akıl ve fetânet nübüvvetle beraber kat kat artmıştır. Dolayısıyla o deli değil, bilakis mâverânın sır perdelerini aralayan nebevî bir akılla insanları gelmesi muhakkak bir azaba karşı uyaran, bütün hedefi insanların kurtuluşu olan ve bu hususta hiçbir dünyevî menfaat beklentisi olmayan, şefkat ve merhamet ummanı emsalsiz bir insandır. Onun vasıtasıyla Allah Teâlâ hakkı ortaya çıkarmış; hak onunla ayakta durup yükselirken, bâtıl onun karşısında tutunamayarak yok olup gitmiştir. Bâtılın zaman zaman kendi varlığını hissettirmesine aldanmamak lâzımdır. Çünkü onun tekrar geri dönüp, hak karşısında bir varlık ortaya koyması mümkün değildir. Bâtılın taraftarları da dünyada az bir müddet geçinip gitseler, yiyip içseler, bilmedikleri gaybî konularda atıp tutsalar da bunun bir ehemmiyeti yoktur. Çünkü:Ömer Çelik Tefsiri
Sebe suresi 49 ayeti anlamı - okunuşu
De ki: “Hak geldi ve bütün açıklığıyla kendini ortaya koydu. Artık, tâkipçileri canlı tutmaya çalışsa da, bâtıl ne yeni bir şey ortaya koyabilir, ne de gideni geri getirebilir; böylece sönüp gitmeye mahkûmdur.”
Mokhtasar tefsiri
Ey Resul! Yalanlayan o müşriklere de ki: "Hak geldi. Bu hak İslam`dır. Batıl ise zâil olmuştur. Artık batılın ne bir etkisi ve ne de bir gücü vardır. Asla etkili olduğu hâle de geri dönemez."
Ali Fikri Yavuz
(Ey Rasûlüm, yine o kâfirlere) de ki: “- Hak (din olan İslâm) geldi, bâtıl (şirk) kayboldu gitti ve geride dönmez.”
İngilizce - Sahih International
Say, "The truth has come, and falsehood can neither begin [anything] nor repeat [it]."
Sebe suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
De ki: Gerçek geldi ve boş şey gitti, ne bir daha zuhur eder, ne de yeniden ve tekrar gelir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
De: “Haqq (islam dini) gəldi. Batil (küfr, şirk) bir də nə gözə görünər (nə ortaya bir şey çıxarar), nə də geri qayıdar!” (Haqq gələn kimi batil bilmərrə yox oldu, çünki o özlüyündə puçdur!)
Kuran Araştırmaları Vakfı
De ki: Hak geldi; artık batıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir.
Sebe suresi (Saba) 49 ayeti arapça okunuşu
﴿قُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَمَا يُبْدِئُ الْبَاطِلُ وَمَا يُعِيدُ﴾
[ سبأ: 49]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Allah şüphesiz inananları savunur, çünkü hainleri ve nankörleri hiç sevmez.
- Buzağıyı tanrı olarak benimseyenler Rablerinin öfkesine ve dünya hayatında alçaklığa uğrayacaklardır; iftira edenleri böylece cezalandırırız.
- Mucizelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güç ve kuvvet sahibi olana yakışır bir şekilde yakaladık.
- Buyruğumuz gelince oraların altını üstüne getirdik; üzerine Rabbinin katından, işaretli olarak yığın yığın sert taş
- İkiyüzlüler sana gelince: "Senin şüphesiz Allah'ın Peygamberi olduğuna şehadet ederiz" derler. Allah, senin kendisinin peygamberi
- İncil sahibleri Allah'ın onda indirdikleri ile hükmetsinler. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar fasık olanlardır.
- Aynı şekilde biz de Kitap'ı suçluların kalblerine sokarız, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden
- Melekler şöyle derler: "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız,
- Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Ama baki kalacak yararlı işler, sevab olarak da, emel
- Eğer sana Allah'ın bol nimeti ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir takımı seni sapıtmaya çalışırdı. Halbuki
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Sebe indirin:
Sebe Suresi mp3 : Sebe suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler