Ahzab suresi 5. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اُدْعُوهُمْ لِاٰبَٓائِهِمْ هُوَ اَقْسَطُ عِنْدَ اللّٰهِۚ فَاِنْ لَمْ تَعْلَمُٓوا اٰبَٓاءَهُمْ فَاِخْوَانُكُمْ فِي الدّ۪ينِ وَمَوَال۪يكُمْۜ وَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ ف۪يمَٓا اَخْطَأْتُمْ بِه۪ۙ وَلٰكِنْ مَا تَعَمَّدَتْ قُلُوبُكُمْۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَح۪يمًا ﴾ [الأحزاب: 5]
ayet arapça & türkçe okunuşuUd’ûhum li-âbâ-ihim huve aksetu ‘inda(A)llâh(i)(c) fe-in lem ta’lemû âbâehum fe-iḣvânukum fî-ddîni vemevâlîkum(c) veleyse ‘aleykum cunâhun fîmâ aḣta/tum bihi velâkin mâ te’ammedet kulûbukum(c) vekâna(A)llâhu ġafûran rahîmâ(n) [Ahzab: 5]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Evlatlıkları babalarına nisbet edin, bu Allah katında en doğru olandır. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşi ve dostlarınız olarak kabul edin. İçinizden kasdederek yaptıklarınız bir yana, yanılmalarınızda size bir sorumluluk yoktur. Allah, bağışlar ve merhamet eder. [Ahzab: 5]
Ahzab Suresi 5. ayet tefsiri
İslâm geldiği zaman Araplarda iyice kökleşmiş iki âdet vardı:
› Zıhâr,
› Tebennî.
Zıhâr, bir adamın hanımına “ senin sırtın bana annemin sırtı gibidir ” dediğinde, o kadının kendi anası gibi sayılması ve artık erkeğin o hanıma yanaşamaması demekti. Bu durumdaki bir kadın ne sıhhatli bir evlilik hayatı sürdürebilir, ne boşanabilirdi. Çözümü olmayan zor bir durumda kalırdı.
Tebennî ise, başkasının çocuğunu evlât edinmek, böylece miras ve evlilik konularında ona öz evladı gibi davranmaktı. Buna göre yabancı bir çocuğu evlâtlık almak isteyen bir adam, halkın önünde o çocuğu evlât edindiğini söyler, artık o çocuk onun öz evlâdı sayılırdı. Onun adına çağrılır, baba ile oğul arasındaki hukûkî durumlar bunlar arasında da geçerli olurdu. Birbirlerine vâris olurlar, baba ile oğul arasındaki nikâh yasakları, bunlar arasında da kurulurdu. Evlâtlık, evlât edenin kızını, kızkardeşini, halasını, teyzesini alamaz; evlât edinen de evlâtlığının dul veya boşanmış hanımıyla evlenemezdi. Nitekim Resûlullah ( s.a.s. ) de Zeyd b. Hârise’yi bu şartlar içinde evlâtlık edinmişti ve insanlar onu “ Muhammed’in oğlu Zeyd ” diye çağırıyorlardı. ( Buhârî, Tefsir 33/2; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 62 )
Bu âdetler, İslâm’ın tesis etmeye çalıştığı âile nizamına uygun olmayıp en tesirli bir yolla kaldırılmaları gerekiyordu. Burada “ bir adamın iki kalbi olamayacağı ” örnek verilir. Bu örnekle ilk olarak insanın, birisiyle iman, sevgi, ibâdet ve taatle tek Allah’a yöneldiği, diğeri ile de başkalarına yöneldiği iki kalbi olmadığı; aksine insanda sadece tek kalbin bulunduğu ve bunu hangi şeye bağlarsa diğerlerini bırakmak mecburiyetinde kalacağı anlatılır. İkinci Sultan Selim der ki:
“ Âşık-ı sâdıkda dil birdir olur mu yâr iki
Hiçbir taht üstüne mümkün müdür hünkâr iki. ”
“ Bir taht üzerine iki hükümdarın oturması ne kadar imkânsız ise, hakiki bir âşıkın, ancak bir sevgilinin muhabbetiyle dolu olan gönlünde de ondan başkasının aşkı barınamaz. Eğer aksi olabiliyorsa, o âşık tam mânasıyla bir âşık değildir. ”
Bununla birlikte, aralarında bulunması gereken çok kuvvetli sevgi bağına işaretle, bir kadının aynı şahıs için hem eş hem de anne olamayacağı, bir çocuğun da iki babası olamayacağı belirtilir. Böylece bu iki câhiliye âdetinin kaldırıldığı haber verilir. Ayrıca evlâtlıkların öz babalarına nispet edilerek çağrılmaları, eğer babaları bilinmiyorsa onlara kardeşçe ve dostça hitap ve muamele edilmesi istenir.
Bu sûrenin 37. âyetinde geleceği üzere “ evlatlık ”la, özellikle evlatlığın boşadığı kadınla evlilik hususundaki düzenleme, evlatlığı Zeyd b. Hârise’nin boşadığı Hz. Zeynep’le evlenmek sûretiyle ilk defa bizzat Resûlullah ( s.a.s. )’in eliyle tatbik edilmiştir. Zıhar ise Mücâdile sûresinin 1-4. âyetlerinde açıkça haram kılınmış ve bu uygulamayı devam ettirmek isteyenlere ceza olmak üzere “ kefâret ” hükmü getirilmiştir.
İşte böylece ferdî, âilevî ve içtimâî hayatımızın her alanını Rabbimizin istediği şekilde düzenleyen hükümleri bize getiren ve bu hükümleri uygulamamız sâyesinde Allah Teâlâ’nın rızâsını kazanmamıza vesile olan Resûlullah ( s.a.s. ), elbette bize bizden daha yakın, bize bizden daha merhametlidir:Ömer Çelik Tefsiri
Ahzab suresi 5 ayeti anlamı - okunuşu
Evlatlıklarınızı öz babalarına nispet ederek çağırın; çünkü Allah katında doğru olan budur. Eğer öz babalarını bilmiyorsanız, onlar zâten sizin din kardeşleriniz ve aranızda karşılıklı haklar ve vazîfeler bulunan yakın dostlarınızdır. Onları çağırırken yanılarak düşeceğiniz hatalardan dolayı size bir vebâl yoktur; fakat bilinçli ve kasten yaptıklarınızdan sorumlusunuz. Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Mokhtasar tefsiri
Evlatlarınız olduğunu iddia ettiğiniz üvey evlatlarınızı gerçek babalarına nispet edin. Onların babalarına nispet edilmesi Allah katında adaletli olandır. Eğer kendilerine nispet edeceğiniz babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve azat ettiğiniz hür kimselerdir. Onlardan birine "Ey kardeşim!" ya da "Ey amcamın oğlu!" diye seslenin. Sizden birisi hata edip, unutarak evlatlık edinilen çocuğu evlat edinen kimseye nispet ederse; bunda o kimse için bir günah yoktur. Fakat bunu kasıtlı olarak söylerseniz günaha girersiniz. Şüphesiz Yüce Allah; tövbe eden kullarını çokça bağışlayan, onlara karşı çok merhametli olandır. Öyle ki, yaptıkları hatadan onları sorumlu tutmaz.
Ali Fikri Yavuz
O çocukları, babalarına nisbetle çağırın. Allah katında bu daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, dinde kardeşleriniz ve dostlarınızdırlar, (kendilerini kardeşim ve dostum diye çağırın). Bununla beraber (daha önce cehalet yüzünden) hata ettiklerinizde size bir günah yoktur. Fakat, kalblerinizin kasdı olanda günah vardır. Allah Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir
İngilizce - Sahih International
Call them by [the names of] their fathers; it is more just in the sight of Allah. But if you do not know their fathers - then they are [still] your brothers in religion and those entrusted to you. And there is no blame upon you for that in which you have erred but [only for] what your hearts intended. And ever is Allah Forgiving and Merciful.
Ahzab suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Onları, babalarının adlarını da anarak çağırın, bu, Allah katında daha doğrudur. Babalarını bilmiyorsanız zaten onlar din bakımından kardeşleriniz ve yardımcılarınızdır ve bir yanlışlıkta bulunursanız bir vebal yok size ve fakat yüreklerinizden bir kasıtla hareket ederseniz vebal altına girersiniz ve Allah, suçları örter, rahimdir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onları (əsil-nəsəbləri bilinsin deyə) öz atalarının adları ilə çağırın. Bu, Allah yanında daha düzgündür (daha ədalətlidir). Atalarının kim olduğunu bilməsəniz, onlar sizin din qardaşlarınız və yaxınlarınızdır (əmioğlanlarınız və ya azad kölələrinizdir; onları qardaşım, əmioğlum, dostum deyə çağırın). Etdiyiniz səhvlərə (məsələn, birinin atasını bilmədən səhv saldığınıza) görə sizə günah yoxdur. Lakin (qadağan olunduqdan sonra) qəsdən etdiyiniz işlərdən ötrü günah vardır. Allah (bəndələrini) bağışlayandır, rəhm edəndir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın. Allah yanında en doğrusu budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yok; fakat kalplerinizin bile bile yöneldiğinde günah vardır. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Ahzab suresi (Al-Ahzab) 5 ayeti arapça okunuşu
﴿ادْعُوهُمْ لِآبَائِهِمْ هُوَ أَقْسَطُ عِندَ اللَّهِ ۚ فَإِن لَّمْ تَعْلَمُوا آبَاءَهُمْ فَإِخْوَانُكُمْ فِي الدِّينِ وَمَوَالِيكُمْ ۚ وَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ فِيمَا أَخْطَأْتُم بِهِ وَلَٰكِن مَّا تَعَمَّدَتْ قُلُوبُكُمْ ۚ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا﴾
[ الأحزاب: 5]
ادعوهم لآبائهم هو أقسط عند الله فإن لم تعلموا آباءهم فإخوانكم في الدين ومواليكم وليس عليكم جناح فيما أخطأتم به ولكن ما تعمدت قلوبكم وكان الله غفورا رحيما
سورة: الأحزاب - آية: ( 5 ) - جزء: ( 21 ) - صفحة: ( 418 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak
- Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı.
- Bu, Allah'ın size indirmiş olduğu buyruğudur. Kim Allah'ın buyruğuna karşı gelmekten sakınırsa, O, onun kötülüklerini
- Yoksa, kötülük yapanlar Bizden kaçabileceklerini mi sanarlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
- Kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhine olur. Yararlı iş işleyen kimseler, kendileri için rahat bir
- Söyleneni hiç düşünmezler mi? Yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
- Bunun üzerine, kardeşini öldürmekte nefsine uydu ve onu öldürerek, zarara uğrayanlardan oldu.
- Onlardan başkalarına da -ki henüz onlara katılmamışlardır- Kitap ve hikmeti öğretmek üzere, Peygamberi gönderen Allah'tır.
- Yoksa Musa'nın ve sözünü yerine getiren İbrahim'in kitablarında olanlar kendisine bildirilmedi mi ki?
- Doğrusu Biz iyileri böylece mükafatlandırırız.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ahzab indirin:
Ahzab Suresi mp3 : Ahzab suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler