Maide suresi 52. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَتَرَى الَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ ف۪يهِمْ يَقُولُونَ نَخْشٰٓى اَنْ تُص۪يبَنَا دَٓائِرَةٌۜ فَعَسَى اللّٰهُ اَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ اَوْ اَمْرٍ مِنْ عِنْدِه۪ فَيُصْبِحُوا عَلٰى مَٓا اَسَرُّوا ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ نَادِم۪ينَۜ ﴾ [المائدة: 52]
ayet arapça & türkçe okunuşuFeterâ-lleżîne fî kulûbihim meradun yusâri’ûne fîhim yekûlûne naḣşâ en tusîbenâ dâ-ira(tun)(c) fe’asa(A)llâhu en ye/tiye bilfethi ev emrin min ‘indihi feyusbihû ‘alâ mâ eserrû fî enfusihim nâdimîn(e) [Maide: 52]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Kalblerinde hastalık olanların, "Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek onlara koştuğunu görürsün. Olur ki Allah bir zafer verir veya katından bir emir getirir de kalblerinde gizlediklerine içleri yananlara dönerler. [Maide: 52]
Maide Suresi 52. ayet tefsiri
“ Kalplerinde hastalık bulunanlar ”dan ( Mâide 5/52 ) maksat münafıklar olup, burada onların yahudi, Hıristiyan ve mü’minlerle olan münâsebetlerinden bir kesite yer verilmektedir. Âyetlerin indiği dönem itibariyle Medine’de yahudiler hem verimli topraklara sahip hem de ticari hayata da hâkim durumda idiler. Bu sebeple toplumun iktisâdî ve siyasî hayatında hissedilen bir ağırlıkları bulunmaktaydı. Hıristiyanlar da yaşadıkları bölgelerde iktisâdî açıdan diğerlerinden daha iyi durumda idiler. Resûlullah ( s.a.s. )’in liderliğinde Medine’de kurulmuş bulunan İslâm devleti ise, düşmanlarına karşı verdiği mücadele henüz kesin bir sonuca ulaşmadığı için münafıklar durumlarını tam olarak netleştirmemişlerdi. Bunlar görünürde müslümanların içinde yer alıyorlar, ancak mücadele müslümanların mağlubiyetiyle neticelenecek olursa yahudi ve hıristîyanlara sığınabilmek için onlarla olana dostluk münâsebetlerini de devam ettirmeye gayret gösteriyorlardı. Fakat onlar Allah’ın, Muazzez Peygamberine yardım edeceğini, ona zaferler, fetihler nasip edebileceğini veya düşmanlarının başına bir felâket getirip de onları yok edebileceğini, bu takdirde sergiledikleri iki yüzlü tavırlarından pişmanlık duyacaklarını hesaba katmıyorlardı. Gerçekten de netice itibariyle münafıkların hesabı tutmamış, yüce Allah vaadini yerine getirerek peygamberine fetihler ve başarılar nasip etmiş, yahudileri bertaraf etmiş, böylece münafıklar, içlerinde gizledikleri kötü niyet ve planlarından dolayı pişman olarak hayal kırıklığına uğramışlardır.
Bu durum karşısında mü’minler haklı olarak, umduklarını bulamayıp şaşkınlık içine düşen bu münafıklara işaret ederek ve bunların ümit bağladıkları o mağlup ve perişan dostlarına hitap ederek, yüzlerine karşı veya kendi aralarında: “ Var güçleriyle Allah’a yemin edip, biz müslümanlarla beraber olduklarını söyleyenler bunlar değil miydi? ” ( Mâide 5/53 ) demişlerdir. Çünkü münafıklar yahudi dostlarına daha önce “ Eğer siz yurdunuzdan sürülürseniz biz de mutlaka sizinle beraber çıkarız. Sizin aleyhinizde hiç kimseye itaat etmez, sözünü dinlemeyiz. Size savaş açılırsa elbette yardımınıza koşarız ” ( Haşr 59/11 ) diye söz vermişlerdi. Böylece bu vaadlerinde de yalancı oldukları ortaya çıktı. Neticede onların bütün amelleri, gayretleri ve planları boşa gitti. Dünya ve âhirette kaybeden, zarara uğrayan ve hiçbir şey elde edemeyen kimseler oldular. Bu vasıftaki insanların din emânetini taşımaları mümkün değildir. Bu sebeple Cenâb-ı Hak, İslâm’ı tüm yönleriyle öğrenecek, yaşayıp yaşatacak gerçek mü’minleri tanıtmak üzere buyuruyor ki:
Ömer Çelik Tefsiri
Maide suresi 52 ayeti anlamı - okunuşu
Kalplerinde hastalık bulunanların: “Ne olur ne olmaz, korkarız ki zaman aleyhimize dönüverir de başımıza bir felaket gelir” diyerek, o zâlimlerin dostluklarını kazanmak için âdeta yarış yaptıklarını görürsün. Kim bilir, belki de Allah, mü’minlere bir zafer, bir ferahlık ihsân eder veya münafıklara doğrudan kendi katından bir musibet verir de onlar, içlerinde gizledikleri nifak yüzünden: “Eyvah, biz ne yaptık!” diye pişman olurlar.
Mokhtasar tefsiri
-Ey Resul!- İmanları zayıf olan münafıklar; Yahudilere ve Hristiyanlara dost olmak için acele ederler, onların üstün gelmelerinden ve hakimiyetin ellerine geçmesinden korkup onlardan kendilerine bir zarar gelmemesi için böyle yapmaları gerektiğini söylerler. Belki Allah, resulünü ve Müminleri muzaffer kılar. Veya kendi katından bir güç verir ve böylece Yahudilerin ve taraftarlarının saldırısı ve kuvveti geçip gider. Böylece Yahudilerin dostluğunda acele edenlerin pişman olup, kalplerinde zayıf sebeplerle edinmiş oldukları bu münafıklık geçersiz olmuş olur.
Ali Fikri Yavuz
Onun için kablerinde nifak hastalığı olanları görürsün ki, kâfirlerle dostluk yapmak hususunda yarışırlar. Korkarız bir zaman inkılâbı ile İslâm mağlûp olur, derler. Fakat yakındır ki, Allah, müslümanlara zaferi veya kendi katından bir emri (münafıkların açığa vurulması emrini) getirir de nefislerinde gizlediklerine pişman olurlar
İngilizce - Sahih International
So you see those in whose hearts is disease hastening into [association with] them, saying, "We are afraid a misfortune may strike us." But perhaps Allah will bring conquest or a decision from Him, and they will become, over what they have been concealing within themselves, regretful.
Maide suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Yüreklerinde bir hastalık olanları ve bir felakete uğramamızdan korkuyoruz, diyerek onların içine katılan, onlara koşanları görürsün. Fakat belki de Allah bir fetih verir, yahut kendi katından bir iş çıkarır meydana da onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı nadim oluverirler.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Ona görə də qəlblərində mərəz (nifaq xəstəliyi) olanları onların (yəhudi və xaçpərəstlərin) içində vurnuxan və: “Bizə bir fəlakət üz verməsindən (islamın məğlubiyyətindən) qorxuruq”, - deyən görərsən. Amma, ola bilsin ki, Allah (mö’minlərə) bir zəfər gətirsin və Öz tərəfindən elə bir iş qursun ki, onlar (münafiqlər) ürəklərində gizlətdiklərindən (küfr və nifaqdan) peşman olsunlar.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Kalblerinde hastalık bulunanların: "Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih, yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.
Maide suresi (Al-Maidah) 52 ayeti arapça okunuşu
﴿فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَىٰ أَن تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ ۚ فَعَسَى اللَّهُ أَن يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَىٰ مَا أَسَرُّوا فِي أَنفُسِهِمْ نَادِمِينَ﴾
[ المائدة: 52]
فترى الذين في قلوبهم مرض يسارعون فيهم يقولون نخشى أن تصيبنا دائرة فعسى الله أن يأتي بالفتح أو أمر من عنده فيصبحوا على ما أسروا في أنفسهم نادمين
سورة: المائدة - آية: ( 52 ) - جزء: ( 6 ) - صفحة: ( 117 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Dünya hayatı gökten indirdiğimiz su gibidir ki, onunla insan ve hayvanların yiyeceği bitkiler yetişip birbirine
- And olsun ki Musa'yı Firavun ve erkanına mucizelerimizle, apaçık bir delil ile gönderdik. Firavun'un buyruğuna
- Allah'ı ve Peygamber'ini incitenlere, Allah dünyada da ahirette de lanet eder; onlara alçaltıcı bir azap
- Onlar, günahları yüzünden suda boğuldular; ateşe sokuldular, kendilerine Allah'tan başka yardımcı bulamadılar.
- O gün ne insana ve ne cine suçu sorulur.
- Hayvanları da yaratmıştır. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Onların etlerini de yersiniz.
- Biz de ona yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik.
- Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında
- O'ndan başka tanrı yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz önceki atalarınızın da Rabbidir.
- Ey inananlar! Peygamber'e, "Bizi de dinle" (raina; kötü anlama gelebilecek söz) demeyin, "Bizi gözet" (unzurna)
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Maide indirin:
Maide Suresi mp3 : Maide suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler