Şems suresi 6. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Şems suresi 6 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Şems suresi - Ash-Shams aya 6 (The Sun).
  
   

﴿وَالْاَرْضِ وَمَا طَحٰيهَاۙۖ ﴾ [الشمس: 6]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Vel-ardi vemâ tahâhâ [Şems: 6]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Yere ve onu yayana, [Şems: 6]


Şems Suresi 6. ayet tefsiri

Cenâb-ı Hak, bu âyet-i kerîmelerde üst üste tam on bir defa yemin etmektedir:

1. Güneşe,

2. Onun aydınlığına,

3. Güneşi izleyip edip, onun batmasından sonra geceleyin ortaya çıkan aya,

4. Güneşi bütün berraklığı ile ortaya çıkaran gündüze,

5. Güneşi karanlığı ile örten ve onun görünmesini engelleyen geceye,

6. Göğe,

7. Onu pek yüksek bir kubbe hâlinde ve eşsiz bir nizam içinde binâ eden Allah’a,

8. Yeryüzüne,

9. Onu canlıların yaşaması için yayıp döşeyen Allah’a,

10. Nefse,

11. Onu en güzel şekilde biçimlendirip düzenleyen, ona fücûr ve takvâsını ilham eden Allah’a!

  Bu on bir yeminin ardından bir de mânayı daha çok kuvvetlendirmesi için “ elbette, mutlaka ” mânasında قد ( kad ) edatını kullanmakta ve ancak bu güçlü te’kîd ve te’yîdlerden sonra nefsini arındırıp temizleyen kimsenin, mutlaka kurtuluşa ereceğini; aksine onu günah ve mâsiyetlerle kirleten kimsenin ise muhakkak hüsrâna uğrayacağını beyân etmektedir. Câlib-i dikkattir ki, Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hak, nefs tezkiyesinden başka hiçbir hususta, bu şekilde üst üste on bir defa yemin etmemektedir. Bu gerçek, insanın kurtuluşu için nefs tezkiyesinin ne kadar mühim ve zarûrî olduğunu ifadeye kâfîdir.

Cenâb-ı Hakk’ın yemin etmesi, üzerine yemin edilen varlıkların kıymet ve şereflerini bildirmekle beraber, aslında o yeminden sonra ifade edilen ilâhî beyânın, azamet ve ehemmiyetini göstermek içindir. Bu âyetlerdeki yeminlerde de durum böyledir. Bu yeminlerle bir taraftan, bu varlıkları yaratan Allah’ın sonsuz kudretine dikkat çekilirken, bir taraftan da yeminlerin cevabı olarak gelen insan gerçeğine, nefsin hakikatine ve ebedî kurtuluş için onu tezkiye etmenin ehemmiyetine nazar-ı dikkatler celbedilir.

Diğer taraftan üzerine yemin edilen hususlar ile nefsin mâhiyeti arasında da kuvvetli bir irtibat vardır. Şöyle ki:

Kur’ân-ı Kerîm, gerçekleri zihinlere iyice yerleştirmek için konuları çoğu kez zıtlarıyla izah eder. Burada da daha çok zıtlar üzerinde durulur. Alamet ve neticelerinin aynı olmadığı, birbirinin hep diğerinin tersi olduğu belirtilir. Bu açıdan bakıldığında:

    Güneş ve ay birbirinin zıddı sayılabilir. Çünkü güneş çok parlak, aynı zamanda sıcaktır. Buna karşın ayın kendisi aydınlık değildir. Güneş varken, aslında o da gökte olmasına rağmen ay görünmez. Ancak güneş battıktan sonra ortaya çıkar. Fakat, güneş gibi, geceyi gündüze çevirecek kadar aydınlığı yoktur. Ayrıca onun parlaklığında, güneşin ısısıyla meydana gelen şeyleri oluşturacak kadar sıcaklık da yoktur. Bununla birlikte ayın kendine has bazı özellikleri de güneşte yoktur.

    Gündüz ile gece de birbirinin zıddıdır. İkisinin tesir ve sonuçları elbette aynı değildir.

    Gök ile yer de birbirinin zıddıdır. Rabbimiz göğü yükseğe asmış, yeryüzünü ise semâ tavanı altında yatak gibi döşemiştir. İkisi de kâinatın nizamına hizmet etmektedir. Ancak ikisinin tesir ve neticeleri gök ile yer kadar farklıdır.

İşte birbirine zıt bu deliller serdedildikten sonra insanın nefsine işaret edilir. Cenâb-ı Hakk’ın, birbirine zıt olan fücûr ve takvâyı, kötülük ve iyiliği iki zıt temâyül olarak onun benliğine yerleştirdiği haber verilir. Bunlar güneş ve ay, gündüz ve gece, gök ve yer gibi biri diğerine zıt iki özelliktir. Çünkü birisi fücurdur ve kötü bir şeydir; öbürü ise takvâdır ve iyi bir şeydir. Güneş ve ay, gece ve gündüz, gök ve yeryüzü nasıl aynı şey değilse, onların tesir ve neticeleri nasıl birbirinden farklı ise, fücur ve takvâ da birbirine zıttır. Tesir ve sonuçları kesinlikle farklı olacaktır. Fücur, Allah Teâlâ’nın fücur diye haber verdiği şeydir. Takvâ da O’nun kabul buyurduğu takvâdır. Allah’ın indinde bu iki şeyin neticesi de ayrıdır. Buna göre insan bu dünyada iyilikle kötülüğü aynı görmemelidir. Allah’ın iyi dediğini iyi tanıyıp onun peşinden gitmeli; kötü dediğini kötü tanıyıp ondan da uzaklaşmalıdır. Çünkü Allah iyiliğin peşinden gidenlere mükâfat verecek, kötülüğün peşinden gidenleri ise cezalandıracaktır. On bir yeminin ardından bu gerçeği bildirmek üzere buyruluyor ki:


Ömer Çelik Tefsiri
Şems suresi Diyanet

Şems'den 6 Ayeti'ni dinle


Şems suresi 6 ayeti anlamı - okunuşu

Yeryüzüne ve onu yayıp döşeyene,


Mokhtasar tefsiri

Yeryüzüne ve insanların üzerinde yaşaması için onun yayıp döşenmesine yemin etmiştir.


Ali Fikri Yavuz

Arza ve onu döşeyene


İngilizce - Sahih International


And [by] the earth and He who spread it

Şems suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ve yere ve onu döşeyene.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


And olsun yerə və onu döşəyənə;


Kuran Araştırmaları Vakfı


Yere ve onu yapıp döşeyene,

Şems suresi (Ash-Shams) 6 ayeti arapça okunuşu

﴿وَالْأَرْضِ وَمَا طَحَاهَا﴾
[ الشمس: 6]

vel'ardi vema tahaha

والأرض وما طحاها

سورة: الشمس - آية: ( 6 )  - جزء: ( 30 )  -  صفحة: ( 595 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Bunlar, düşman birliklerinin gitmediklerini sanıyorlardı. Bu birlikler tekrar gelmiş olsalardı, kendileri çöllerde bedevilerin yanında bulunup,
  2. "Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.
  3. Eğer kentlerin halkı inanmış ve Bize karşı gelmekten sakınmış olsalardı, onlara göğün ve yerin bolluklarını
  4. Allah'ın düşmanları o gün cehenneme sürülürler. Hepsi bir aradadırlar.
  5. Ama Peygamber ve onunla beraber bulunan müminler, mallariyle ve canlariyle savaştılar. İşte iyilikler onlaradır, saadete
  6. Fakat, tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyen kimsenin, kurtuluşa erenler arasında bulunması umulur.
  7. Allah: "Ey İblis! Secde edenlerle beraber olmaktan seni alıkoyan nedir?" dedi.
  8. O gün bir takım yüzler de asıktır.
  9. Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir.
  10. Yetimin malına ergin çağa ulaşana kadar en güzel şeklin dışında yaklaşmayın. Ahdi de yerine getirin,

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Şems indirin:

Şems Suresi mp3 : Şems suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Şems Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Şems Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Şems Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Şems Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Şems Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Şems Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Şems Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Şems Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Şems Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Şems Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Şems Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Şems Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Şems Suresi Al Hosary
Al Hosary
Şems Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Şems Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, November 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler