Maide suresi 63. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿لَوْلَا يَنْهٰيهُمُ الرَّبَّانِيُّونَ وَالْاَحْبَارُ عَنْ قَوْلِهِمُ الْاِثْمَ وَاَكْلِهِمُ السُّحْتَۜ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَصْنَعُونَ ﴾ [المائدة: 63]
ayet arapça & türkçe okunuşuLevlâ yenhâhumu-rrabbâniyyûne vel-ahbâru ‘an kavlihimu-l-iśme veeklihimu-ssuht(e)(c) lebi/se mâ kânû yasne’ûn(e) [Maide: 63]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Rabbe kul olanlar ve bilginlerin onlara günah söz söylemeyi ve haram yemeyi yasak etmeleri gerekmez miydi? Yapmakta oldukları ne kötüdür! [Maide: 63]
Maide Suresi 63. ayet tefsiri
Din âlimlerinin; mürşitlerin, müçtehitlerin ve fakîhlerin vazifesi Allah’ın dinini en güzel şekilde öğrenmek, yaşamak ve halkı da bu yönde bilgilendirip terbiye etmektir. Onları günahlardan uzaklaştırarak hayırlı ve faziletli işlere yönlendirmektir. Halkın salâhı, bunların salâh ve gayretine bağlıdır. Âlimlerde meydana gelen en küçük bir bozulma, halk nezdinde daha büyük oranda bozulmalara yol açar ve pek çok kişinin yoldan çıkmasına neden olabilir. Bu hususa ışık tutan şu kısacık hikâye ne kadar ibrete şayândır:
Birgün İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe Hazretleri, çamurda yürüyen bir çocuğa rastlamıştı. Ona merhamet ve şefkatle tebessüm ederek:
“ –Evlâdım, dikkat et de düşmeyesin! ” dedi.
Çocuk da, zekâ ve basîret parlayan gözleriyle İmâm’a döndü ve kendisinden beklenmeyecek bir olgunlukla şu karşılığı verdi:
“ –Ey İmâm! Asıl sen dikkat et ve düşmekten sakın! Çünkü âlimin düşmesi, âlemin düşmesi demektir. Benim düşmem basittir, düşersem yalnız ben zarar görürüm. Fakat sizin ayağınız kayacak olursa, size tâbî olup peşinizden gidenlerin de ayakları kayar ve düşerler ki, bunların hepsini kaldırmak, oldukça güçtür!.. ”
Ebû Hanîfe Hazretleri, bu sözden çok etkilendi ve sarsıldı. Artık o günden sonra, öğrencileriyle birlikte tam bir ay müzâkere ettikten sonra ancak bir fetvâ verirdi. Öğrencilerine de şu nasihatte bulunurdu:
“ Şayet bir meselede size daha kuvvetli bir delil ulaşırsa, o hususta bana tâbî olmayınız. İslâm’da kemâlin alâmeti budur. Bana olan sevgi ve bağlılığınız da ancak bu şekilde ortaya çıkar... ” ( İbn Âbidin, Hâşiyetü İbn Âbidîn, Dımaşk 2000, I, 217-219 )
Osmanlı tarihinden seçilen şu misal, âlimlerin fetvâ verirken, idarecilerin de bunları uygularken bunların Allah’ın emrine uygun olup olmadıkları noktasında göstermeleri gereken titizliği gözler önüne serer:
Kânûnî Sultan Süleyman vefât edip de nâşı kabre indirilirken bir sandık getirilip; “ Vasiyeti gereğidir! ” denilerek kabre konulmak istendi. Şeyhulislâm Ebussuûd Efendi, bu duruma müdâhale etti. Cenâze ile beraber kıymetli bir şeyin gömülmesinin câiz olmadığını bildirdi. Ebussuûd Efendi’ye bunun, Sultân’ın vefâtından bir gün evvelki vasiyeti olduğu bildirilince, merakla sandığı açtı. Kendisinin Hünkâr’a verdiği fetvâlarla karşılaştı. Hayretler içinde donakaldı:
“ –Sen kendini kurtardın ulu Hâkan! Biz yarın âhirette ne yapacağız?!. ” diyerek hüzünlendi ve ağlamağa başladı.
Zira Kânûnî, hayâtı boyunca yapacağı her işin fetvâsını almış, ondan sonra icrâ etmişti.
Dolayısıyla âyet-i kerîmede yahudilerin yaptıkları haksızlıklar ve işledikleri günahlar karşısında sessiz kalıp onları ikaz etmeyen; yalan söylemelerine ve haram yemelerine rızâ gösterip buna mani olmayan din âlimleri kınanmakta ve yaptıkları bu işin çok kötü olduğu haber verilmektedir. Bu âyet, Kur’an’da âlimleri uyaran en şiddetli âyetlerin başında yer almaktadır.
Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“ İnsanlar, zalimi görüp de onun elini zulümden çekmeyecek olurlarsa, aradan fazla zaman geçmeden Allah’ın hepsini birlikte cezalandırılmasından korkulur. ” ( Tirmizî, Tefsir 5/3057 )
Yahudilerin şu yaptıkları, böyle bir zulme ibretli bir misaldir:
Ömer Çelik Tefsiri
Maide suresi 63 ayeti anlamı - okunuşu
Keşke mürşitleri ve âlimleri onları günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten alıkoysalardı. Fakat heyhât! Bunların da yapıp durdukları şeyler gerçekten ne kötüdür.
Mokhtasar tefsiri
Onların dini liderleri ve âlimlerinin onları yalan söylemekten, yalan şahitlikten, haksız yere insanların malını yemekten nehyetmeleri gerekmez mi? Onları kötülük yapmaktan engellemeyen dini liderlerinin ve âlimlerinin yapmış olduğu bu davranışları ne kötüdür.
Ali Fikri Yavuz
Ne olurdu? Onların âlimleri ve din bilginleri, günah söylemelerinden ve haram yemelerinden kendilerini vazgeçirmeğe çalışsalardı ya. İşledikleri bu sanat ne kadar kötü
İngilizce - Sahih International
Why do the rabbis and religious scholars not forbid them from saying what is sinful and devouring what is unlawful? How wretched is what they have been practicing.
Maide suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Bari, hükümleri bilenleri ve bilginleri, onları, suç olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi. İşledikleri iş, ne de kötüdür.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Kaş onların (yəhudilərin) din alimləri və fəqihləri onlara günah söyləməyi və haram yeməyi qadağan edəydilər! Onların törətdiyi əməllər necə də pisdir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Din adamları ve alimleri onları, günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! İşledikleri (fiiller) ne kötüdür!
Maide suresi (Al-Maidah) 63 ayeti arapça okunuşu
﴿لَوْلَا يَنْهَاهُمُ الرَّبَّانِيُّونَ وَالْأَحْبَارُ عَن قَوْلِهِمُ الْإِثْمَ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ ۚ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَصْنَعُونَ﴾
[ المائدة: 63]
لولا ينهاهم الربانيون والأحبار عن قولهم الإثم وأكلهم السحت لبئس ما كانوا يصنعون
سورة: المائدة - آية: ( 63 ) - جزء: ( 6 ) - صفحة: ( 118 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Bu, babaları uyarılmadığından gafil kalmış bir milleti uyarman için güçlü ve merhametli olan Allah'ın indirdiği
- Şöyle sorulur: "Size ne oldu ki birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?"
- Milletinin cevabı sadece, "Onları kasabanızdan çıkarın, güya onlar temiz kalmaya uğraşan insanlarmış" demek oldu.
- İnanmayanlara: "Durumunuzun gerektirdiğini yapın, doğrusu biz de yapıyoruz; bekleyin, biz de bekliyoruz" de.
- "And olsun ki, Yusuf da, daha önce, size belgelerle gelmişti. Size getirdiği şeylerden şüphelenip durmuştunuz.
- Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur-
- Lut: "Bunlar benim konuklarımdır, onlara karşı beni rüsvay etmeyin, Allah'tan korkun, beni utandırmayın" dedi.
- "Duvar ise, şehirde iki yetim erkek çocuğa aitti. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı; babaları
- Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında;
- Orada apaçık deliller vardır, İbrahim'in makamı vardır; kim oraya girerse, güvenlik içinde olur; oraya yol
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Maide indirin:
Maide Suresi mp3 : Maide suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler