Müminun suresi 68. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَفَلَمْ يَدَّبَّرُوا الْقَوْلَ اَمْ جَٓاءَهُمْ مَا لَمْ يَأْتِ اٰبَٓاءَهُمُ الْاَوَّل۪ينَۘ ﴾ [المؤمنون: 68]
ayet arapça & türkçe okunuşuEfelem yeddebberû-lkavle em câehum mâ lem ye/ti âbâehumu-l-evvelîn(e) [Müminun: 68]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Söyleneni hiç düşünmezler mi? Yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? [Müminun: 68]
Müminun Suresi 68. ayet tefsiri
Burada Yüce Allah, müşriklerin Peygamberimiz ( s.a.s. )’e inanmama bahanelerini bir bir ortadan kaldırarak ona iman etmenin gerekliliğini ispat eder:
Birincisi; اَلْقَوْلُ ( kavl ) “ söz ”den maksat, yegâne gerçek söz olan Kur’an’dır. O, anlaşılır bir dille gerçekleri haber vermektedir. Âyetlerini okuyup üzerinde akl-i selîm ile biraz düşünen kişi, hemen onun ne demek istediğini anlayacak ve gerçeği görecektir. Âyet-i kerîmede buyrulur: “ Acaba Kur’ân üzerinde hiç düşünmüyorlar mı? Şayet o, Allah’tan başkasının sözü olsaydı, elbette onda pek çok tutarsızlık ve çelişki bulurlardı. ” ( Nisâ 4/82 ) Dolayısıyla müşrikler, Kur’an’ın ne demek istediğini çok iyi anlıyorlar, fakat işlerine gelmediği için anlatılanlara uymak istemiyorlardı. Bu sebeple onu reddedip karşı çıkıyorlardı.
İkincisi; Kur’an, daha önce hiç duyulmayan, bilinmeyen bir mesaj da getirmiş değildir. Cenâb-ı Hak her ümmete bir peygamber göndermiş ve davetini onlara bildirmiştir. Kur’an gökten gelen ilk kitap, Peygamberimiz ( s.a.s. ) de insanlığa gönderilen ilk peygamber değildir. Bunlar beşeriyete ihsan edilen ilâhî kitap ve nübüvvet silsilesinin son halkasıdır. Zaten Kur’ân-ı Kerîm, kendinden önceki peygamberlerden ve kitaplardan çokça bahsetmekte, onlardan nakillerde bulunmakta, onların bir devamı ve tamamlayıcısı olduğunu hatırlatmaktadır. Bununla birlikte Araplar, yakın bölgelere peygamber gönderilip tek Allah’a ibâdeti emreden Hz. İbrâhim, Hz. İsmâil, Hz. Hûd, Hz. Sâlih ve Hz. Şuayb’ı da tanıyorlardı. Dolayısıyla inkârlarının sebebi, bilgisizlik değil tamamen inat ve düşmanlıkları idi.
Üçüncüsü; peygamber olduğunu söyleyen Hz. Muhammed ( s.a.s. )’i de çok iyi tanıyorlardı. Çünkü o, aralarında doğup büyümüştü. Güzel ahlâkına, faziletine, doğruluk ve dürüstlüğüne, hayâ ve iffetine, güvenilirliğine herkes şâhitti. Ona “ Muhammedü’l-Emîn ” vasfını bizzat kendileri vermişti. O son derece adâletli, haklının yanında, haksızın karşısında, sözünde ve işinde doğru, cana yakın, yoksulların hâmisi, zayıfların yardımcısı, gariplerin yoldaşı, kimsesizlerin kimsesi idi. Nübüvvetten önce böyle idi; nübüvvetten sonra da aynı ahlâkî erdemleri ısrarla tebliğe devam etti. Neyi emrederse onu öncelikle kendisi yapıyor, neyi yasaklıyorsa öncelikle kendisi ondan uzak duruyordu. Sözü ile ameli arasında hiçbir tezat olmuyordu. O, tebliğ ettiği Kur’an’ı bütün yönleriyle hayatında canlı bir şekilde tatbik ediyor ve tüm insanlığa örnek oluyordu. Bunu da inanan ve inanmayan herkes görüyordu. Dolayısıyla kâfirlerin inanmaması onu tanımadıklarından değil, getirdiği hayat tarzının işlerine gelmemesi ve nefs-i emmârelerine ağır gelmesi sebebiyle idi.
Dördüncüsü; onlar, Resûlullah ( s.a.s. )’in cinlerle irtibat kurduğunu, dolayısıyla cinlendiğini, delirdiğini iddia ediyor, getirdiklerinin de deli saçması olduğunu söylüyorlardı. Halbuki onda deliliğin hiçbir emâresi yoktu. Getirdiği Kur’an gerçeğin ta kendisiydi. O, bütün esaslarıyla hak dini, tevhidi beyân ediyordu. Dolayısıyla bu tür bahanelerin arkasına sığınarak gerçeği yalanlamanın bir anlamı yoktur. Doğrusu onlar, sadece kıskançlıklarından, haddi aştıklarından ve geçmişlerini taklit ettiklerinden dolayı haktan hoşlanmıyor ve onu reddediyorlar.
Halbuki:
Ömer Çelik Tefsiri
Müminun suresi 68 ayeti anlamı - okunuşu
Onlar Kur’an üzerinde hiç düşünmezler mi? Yoksa kendilerine, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Mokhtasar tefsiri
O müşrikler, iman etmeleri ve içindekiler ile amel etmeleri için Yüce Allah`ın kendilerine indirmiş olduğu Kur`an`ı düşünmüyorlar mı? Yoksa onlara, kendilerinden önce gelmiş olan atalarına gelmeyen bir şey mi geldi de ondan yüz çevirdiler ve onu yalanladılar?
Ali Fikri Yavuz
Hak olduğunu anlamak için Kur’an hakkında hiç düşünmediler mi? (İcazkâr lâfzına ve hikmetli manasına bakıb Allah katından olduğunu anlamadılar mı?). Yoksa onlara, evvelki atalarına gelmemiş olan bir peygamber mi geldi (de onu inkâr ediyorlar)
İngilizce - Sahih International
Then have they not reflected over the Qur'an, or has there come to them that which had not come to their forefathers?
Müminun suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Şu Kur'an'ı bir iyice düşünmezler mi, yoksa evvelce gelip geçen atalarına gelmeyen bir şey mi geldi onlara?
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Məgər (müşriklər) kəlam (Allah kəlamı - Qur’an) haqqında düşünüb daşınmırlarmı? Yaxud onlara ulu babalarına (keçmiş ümmətlərinə) gəlməyən bir şey gəldi? (Onlar Qur’anın, Peyğəmbərin haqq olduğunu niyə anlamırlar? Məgər ulu babalarına İbrahim, İsmail, Musa kimi peyğəmbərlər gəlmədimi? Yaxud onlara Tövrat, Sühüf kimi kitablar nazil olmadımı?)
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Müminun suresi (Al-Muminun) 68 ayeti arapça okunuşu
﴿أَفَلَمْ يَدَّبَّرُوا الْقَوْلَ أَمْ جَاءَهُم مَّا لَمْ يَأْتِ آبَاءَهُمُ الْأَوَّلِينَ﴾
[ المؤمنون: 68]
أفلم يدبروا القول أم جاءهم ما لم يأت آباءهم الأولين
سورة: المؤمنون - آية: ( 68 ) - جزء: ( 18 ) - صفحة: ( 346 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Bahçeyi gördüklerinde: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık" dediler.
- Ey İnsanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın, zira o sizin için
- İkiyüzlüler, inananlara: "Biz sizinle beraber değil miydik" diye seslenirler. Onlar: "Evet öyle; fakat sizler kendinizi
- Bu inkarcılardan önce, kendilerinden daha kuvvetli olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri yok etmişizdir. Kurtuluşu
- Oysa Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılmasında ve ne de kendilerinin yaratılmasında hazır bulundurdum.
- Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat
- Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman;
- "Allah'a yemin ederiz ki, Yusuf'u anıp durman seni bitkin düşürecek veya helak olacaksın" dediler.
- Ölü iken kalbini diriltip, insanlar arasında yürürken önünü aydınlatacak bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, karanlıklarda
- De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecektir. O, her türlü yaratmayı bilendir."
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Müminun indirin:
Müminun Suresi mp3 : Müminun suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler