Müminun suresi 70. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَمْ يَقُولُونَ بِه۪ جِنَّةٌۜ بَلْ جَٓاءَهُمْ بِالْحَقِّ وَاَكْثَرُهُمْ لِلْحَقِّ كَارِهُونَ ﴾ [المؤمنون: 70]
ayet arapça & türkçe okunuşuEm yekûlûne bihi cinne(tun)(c) bel câehum bilhakki veekśeruhum lilhakki kârihûn(e) [Müminun: 70]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ya da: "Onda delilik var" diyorlar öyle mi? Hayır; onlara gerçeği getirmiştir, ama çoğu ondan hoşlanmamaktadır. [Müminun: 70]
Müminun Suresi 70. ayet tefsiri
Burada Yüce Allah, müşriklerin Peygamberimiz ( s.a.s. )’e inanmama bahanelerini bir bir ortadan kaldırarak ona iman etmenin gerekliliğini ispat eder:
Birincisi; اَلْقَوْلُ ( kavl ) “ söz ”den maksat, yegâne gerçek söz olan Kur’an’dır. O, anlaşılır bir dille gerçekleri haber vermektedir. Âyetlerini okuyup üzerinde akl-i selîm ile biraz düşünen kişi, hemen onun ne demek istediğini anlayacak ve gerçeği görecektir. Âyet-i kerîmede buyrulur: “ Acaba Kur’ân üzerinde hiç düşünmüyorlar mı? Şayet o, Allah’tan başkasının sözü olsaydı, elbette onda pek çok tutarsızlık ve çelişki bulurlardı. ” ( Nisâ 4/82 ) Dolayısıyla müşrikler, Kur’an’ın ne demek istediğini çok iyi anlıyorlar, fakat işlerine gelmediği için anlatılanlara uymak istemiyorlardı. Bu sebeple onu reddedip karşı çıkıyorlardı.
İkincisi; Kur’an, daha önce hiç duyulmayan, bilinmeyen bir mesaj da getirmiş değildir. Cenâb-ı Hak her ümmete bir peygamber göndermiş ve davetini onlara bildirmiştir. Kur’an gökten gelen ilk kitap, Peygamberimiz ( s.a.s. ) de insanlığa gönderilen ilk peygamber değildir. Bunlar beşeriyete ihsan edilen ilâhî kitap ve nübüvvet silsilesinin son halkasıdır. Zaten Kur’ân-ı Kerîm, kendinden önceki peygamberlerden ve kitaplardan çokça bahsetmekte, onlardan nakillerde bulunmakta, onların bir devamı ve tamamlayıcısı olduğunu hatırlatmaktadır. Bununla birlikte Araplar, yakın bölgelere peygamber gönderilip tek Allah’a ibâdeti emreden Hz. İbrâhim, Hz. İsmâil, Hz. Hûd, Hz. Sâlih ve Hz. Şuayb’ı da tanıyorlardı. Dolayısıyla inkârlarının sebebi, bilgisizlik değil tamamen inat ve düşmanlıkları idi.
Üçüncüsü; peygamber olduğunu söyleyen Hz. Muhammed ( s.a.s. )’i de çok iyi tanıyorlardı. Çünkü o, aralarında doğup büyümüştü. Güzel ahlâkına, faziletine, doğruluk ve dürüstlüğüne, hayâ ve iffetine, güvenilirliğine herkes şâhitti. Ona “ Muhammedü’l-Emîn ” vasfını bizzat kendileri vermişti. O son derece adâletli, haklının yanında, haksızın karşısında, sözünde ve işinde doğru, cana yakın, yoksulların hâmisi, zayıfların yardımcısı, gariplerin yoldaşı, kimsesizlerin kimsesi idi. Nübüvvetten önce böyle idi; nübüvvetten sonra da aynı ahlâkî erdemleri ısrarla tebliğe devam etti. Neyi emrederse onu öncelikle kendisi yapıyor, neyi yasaklıyorsa öncelikle kendisi ondan uzak duruyordu. Sözü ile ameli arasında hiçbir tezat olmuyordu. O, tebliğ ettiği Kur’an’ı bütün yönleriyle hayatında canlı bir şekilde tatbik ediyor ve tüm insanlığa örnek oluyordu. Bunu da inanan ve inanmayan herkes görüyordu. Dolayısıyla kâfirlerin inanmaması onu tanımadıklarından değil, getirdiği hayat tarzının işlerine gelmemesi ve nefs-i emmârelerine ağır gelmesi sebebiyle idi.
Dördüncüsü; onlar, Resûlullah ( s.a.s. )’in cinlerle irtibat kurduğunu, dolayısıyla cinlendiğini, delirdiğini iddia ediyor, getirdiklerinin de deli saçması olduğunu söylüyorlardı. Halbuki onda deliliğin hiçbir emâresi yoktu. Getirdiği Kur’an gerçeğin ta kendisiydi. O, bütün esaslarıyla hak dini, tevhidi beyân ediyordu. Dolayısıyla bu tür bahanelerin arkasına sığınarak gerçeği yalanlamanın bir anlamı yoktur. Doğrusu onlar, sadece kıskançlıklarından, haddi aştıklarından ve geçmişlerini taklit ettiklerinden dolayı haktan hoşlanmıyor ve onu reddediyorlar.
Halbuki:
Ömer Çelik Tefsiri
Müminun suresi 70 ayeti anlamı - okunuşu
Veya onun deli olduğunu mu söylüyorlar? Halbuki Peygamber onlara gerçeği getirmiştir. Fakat onların çoğu gerçeği sevmiyorlar.
Mokhtasar tefsiri
"Hayır! O, delidir." dediler ve O`nu kesin bir şekilde yalanladılar. Aksine, o Peygamber, onlara Allah`tan geldiği hususunda hiçbir şüphe olmayan hakkı getirmiştir. Onların çoğu kendi nefislerinden bir haset ve batıllarına karşı bir taassup ile haktan hoşlanmazlar ve hakka karşı buğuz ederler.
Ali Fikri Yavuz
Yoksa, peygamberde bir cinnet var mı diyorlar? Hayır o peygamber, onlara hakkı (Kur’an’ı ve İslâm dinini) getirdi. Fakat onların çoğu hakkı sevmiyorlar, (inkâr ediyorlar)
İngilizce - Sahih International
Or do they say, "In him is madness?" Rather, he brought them the truth, but most of them, to the truth, are averse.
Müminun suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Yoksa onda delilik var mı derler? Hayır, o, gerçek olan Kur'an'la gelmiştir onlara, fakat çoğu gerçeği istemez.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Yaxud: “Onda divanəlik var?” – dedilər. Xeyr, Peyğəmbər onlara haqqla (Qur’anla) gəldi. Lakin onların əksəriyyəti haqqı xoşlamır.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Yoksa onda bir cinnet olduğunu mu söylüyorlar? Hayır; o, kendilerine hakkı getirmiştir. Onların çoğu ise haktan hoşlanmamaktadırlar.
Müminun suresi (Al-Muminun) 70 ayeti arapça okunuşu
﴿أَمْ يَقُولُونَ بِهِ جِنَّةٌ ۚ بَلْ جَاءَهُم بِالْحَقِّ وَأَكْثَرُهُمْ لِلْحَقِّ كَارِهُونَ﴾
[ المؤمنون: 70]
أم يقولون به جنة بل جاءهم بالحق وأكثرهم للحق كارهون
سورة: المؤمنون - آية: ( 70 ) - جزء: ( 18 ) - صفحة: ( 346 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ey inananlar! Sizi, mallarınız ve çocuklarınız Allah'ı anmaktan alıkoymasın; böyle olanlar hüsrana uğrayanlardır.
- Milletinin inkarcı ileri gelenleri: "Bu, sizin gibi bir insandan başka birşey değildir. Sizden üstün olmak
- Elçilerimiz Lut'a gelince, onun fenasına gitti; çok sıkıldı. Ona, "Korkma ve üzülme, doğrusu biz seni
- Ama onlar: "Rabbimiz! Yolculuklarımızın mesafesini uzak kıl" deyip kendilerine yazık ettiler. Biz de onları efsane
- Allah'ın gökten indirdiği su ile yerin yemyeşil olduğunu görmez misin? Doğrusu Allah Latif'dir, haberdardır.
- Bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete uğradılar. Bilin ki Ad milleti Rablerini inkar etti
- Sizi yerde yaratıp yayan O'dur ve O'nun huzurunda toplanacaksınız.
- Hiç kimse O'nun vurduğu bağ gibisini bağlayamaz.
- Sadece selama karşılık selam sözü işitirler.
- Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Müminun indirin:
Müminun Suresi mp3 : Müminun suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler