Şuara suresi 87. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَا تُخْزِن۪ي يَوْمَ يُبْعَثُونَۙ ﴾ [الشعراء: 87]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelâ tuḣzinî yevme yub’aśûn(e) [Şuara: 87]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet cennetine varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme" demişti. [Şuara: 87]
Şuara Suresi 87. ayet tefsiri
O, Âlemlerin Rabbinden şunları talep eder:
İlk olarak kendisine “ hüküm ” vermesini ister. Kendisi peygamber olduğu için bu “ hüküm ”den maksat ilim, hikmet, doğru ile yanlışı birbirinden ayırabilme gücüdür. Allah’ın koyduğu hükümleri, kanunları ve sınırları bilip tanımak ve bunlara göre bir kulluk hayatı yaşamaktır.
İkincisi; kendisini sâlihler kervanına dâhil etmesini niyaz eder. Dünyada aralarında mü’min ve müslüman olarak rahatlıkla yaşayabileceği sâlih bir topluluk lütfetmesini, âhirette ise kendisini sâlihlerle beraber haşretmesini ister. Bu, her mü’minin yapması gereken bir duadır. Çünkü dünyada İslâmî ve huzurlu bir hayat ancak bu yolla mümkün olabilir; âhirette de yine kurtuluşun yolu budur.
Üçüncüsü; sonradan gelecek nesiller içinde doğrulukla ve hayırla yâd edilmeyi ister. Cenâb-ı Hak onun bu duasını kabul etmiştir. Çünkü herkes onu sevmekte, ondan övgüyle bahsetmekte ve onun neslinden gelmekle iftihar etmektedir. Bu duasıyla Hz. İbrâhim, “ âhir zamanda kendi soyundan gelecekler arasında hakkı dimdik ayakta tutacak birinin gelmesini ” istemiş de olabilir. Zürriyetinden Hz. Muhammed ( s.a.s. )’in tüm insanlığa peygamber olarak gönderilmesiyle bu duası kabul olunmuştur.
Şâir, insanların gönlünde taht kurabilmenin yolunu öğretmek üzer şöyle der:
“ Cihânda her kime tahsîl-i nîk-nâm gerek
Hemîşe bezl-i mekârimde ihtimâm gerek. ” ( Besîm )
“ Bir insan bu dünyada iyi bir nâm bırakmak istiyorsa, dâimâ cömert davranmaya, başkalarına faydalı olmaya çalışmalıdır. ”
Dördüncüsü; nâim cennetine yâni içersinde bol bol nimetlerin bulunduğu cennete vâris olmayı ister. Çünkü en büyük kurtuluş ve başarı, cehennemden kurtulup cennete girebilmektir. Âyet-i kerîmede buyrulur: “ Her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyamet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir. ” ( Âl-i İmrân 3/185 ) Dolayısıyla bu dua, “ ben ne cenneti isterim, ne cehennemden korkarım ” gibi gaflet ifadelerini reddetmektedir.
Beşinci olarak İbrâhim ( a.s. ) bir müddet babası için dua ve istiğfar etmiş, fakat artık inanmayacağı ve cehennemlik olduğu kesinleşince de bundan vazgeçmiştir. ( bk. Tevbe 9/114 )
Son olarak Yüce Mevlâdan, insanların diriltileceği kıyâmet günü herkesin gözü önünde kendisini mahcup etmemesini, rezil rüsvâ kılmamasını, utandırmamasını ister. O gün ki orada mallar da evlatlar da insana bir fayda sağlamayacak; tek geçerli akçe “ kalb-i selîm ” olacaktır. Şâir der ki:
“ Sanma ey hâce ki senden zîr u sîm isterler,
«Yevme lâ yenfe‘u» da kalb-i selîm isterler. ”
“ Ey tâcir! Kıyâmet günü senden altın ve gümüş isteyeceklerini sanma. İnsana hiçbir şeyin fayda vermeyeceği o günde sadece senden «kalb-i selîm» isteyecekler. ”
“ Kalb-i selim ”in özellikleri şunlardır:
Küfür, şirk ve şüphelerden arınmış,
Her türlü cehâlet ve kötü huylardan temizlenmiş,
İman esaslarına samimiyetle inanmış, mânen sağlıklı,
Allah korkusuyla ve aşkıyla âdeta yılan ısırmış gibi delik deşik olmuş,
Sünnet-i seniyyeye gönülden bağlı olup bid‘atlerden uzak duran,
Mal ve evlât sahibi olduğu için şımarmayan tertemiz bir kalp.
İsmâil Hakkı Bursevî “ kalb-i selîm ”in üç mühim vasfını şöyle açıklar:
› Hiç kimseyi incitmeyen kalp,
› Hiç kimseden incinmeyen kalp,
› Her türlü duygu, düşünce, söz ve fiilinde devamlı Allah Teâlâ’nın rızâsını arayan kalp.
Esas gâye dünya hayatında mal ve evlat engeline takılmadan ilâhî huzura böyle bir kalp ile varabilmektir. Nitekim İbrâhim ( a.s. )’ın bu duası da kabul olmuş ve hakkında: “ İbrâhim Rabbine kalb-i selîmle geldi ” ( Saffât 37/84 ) buyrulmuştur.
Böyle bir selîm kalbe ulaşabilmek için, kalbin ince ve hassâs çizgileri üzerinde son derece dikkatli ve gayretli olmayı gerektiren bir çalışma yapmanın zarûreti ortadadır. Bir şâirimiz bu zaûreti şöyle dile getirir:
“ Müncelî âyine-i dilde nükûş-i kâinat,
İş o mir’ât-ı Mûsâffâya cilâ vermektedir.
Ref’ edince mâsivâyı nûr-ı Hak eyler zuhûr,
Maksat ancak kalbe böyle bir incilâ vermektedir. ”
“ Esasen gönül aynasında kâinatın bütün nakışları açıktır, âşikârdır. Yapılacak iş, o kalbi her türlü kirlerden ve paslardan arındırarak cilâlamaktır. Bu sebeple kalpten Allah’ın dışındaki tüm varlıkların sevgi ve ilgilerini tamâmen uzaklaştırınca, orada Hakk’ın nûru bütün haşmetiyle ortaya çıkar. Asıl maksat, kalbi bu şekilde temizleyip parlatabilmektir. ”
Şimde de, insanların Allah’ın huzurunda toplandıkları mahşer yerinden nakledilen şu manzaralara bakın:
Ömer Çelik Tefsiri
Şuara suresi 87 ayeti anlamı - okunuşu
“İnsanların diriltilecekleri gün beni rezil rüsvâ eyleme!”
Mokhtasar tefsiri
"İnsanların hesap için tekrardan diriltilecekleri gün beni rezil etme!"
Ali Fikri Yavuz
Kabirlerden diriltilecekleri gün, beni utandırma
İngilizce - Sahih International
And do not disgrace me on the Day they are [all] resurrected -
Şuara suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Utandırma beni insanların dirilecekleri günde.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(İnsanların qəbirlərindən çıxardılıb) dirildəcəyi gün (qiyamət günü) məni zəlil (rüsvay) etmə!
Kuran Araştırmaları Vakfı
(İnsanların) dirilecekleri gün, beni mahcup etme.
Şuara suresi (Ash-Shuara) 87 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَا تُخْزِنِي يَوْمَ يُبْعَثُونَ﴾
[ الشعراء: 87]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti
- Kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden, yaptıklarınızı bilen, inanıp yararlı işler işleyenlerin duasını kabul eden,
- Rahmetimizden, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak ona bağışladık.
- Rabbin şüphesiz güçlüdür, merhametlidir.
- Yusuf'un yanına geldiklerinde, o, anasını babasını bağrına bastı, "Allah'ın dileğince, güven içinde Mısır'da yerleşin" dedi.
- De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün belirli bir vaktinde toplanacaklardır."
- Kızkardeşin Firavun'un sarayına giderek: "Ona bakacak birini size göstereyim mi?" diyordu. Böylece, annen üzülmesin, sevinsin
- Sizleri yeryüzüne de hakim kılan O'dur. İnkar edenin inkarı kendi aleyhinedir. İnkarcıların inkarı, Rableri katında
- Kim İslam'dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir.
- And olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı ve Kuran-ı Azim'i verdik.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Şuara indirin:
Şuara Suresi mp3 : Şuara suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler