Ali İmran suresi 88. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۚ لَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَۙ ﴾ [آل عمران: 88]
ayet arapça & türkçe okunuşuḢâlidîne fîhâ lâ yuḣaffefu ‘anhumu-l’ażâbu velâ hum yunzarûn(e) [Ali İmran: 88]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez. [Ali İmran: 88]
Ali İmran Suresi 88. ayet tefsiri
Bu âyetler, önceleri iman edip sonra dinden dönerek Mekkelilere sığınan ve onlarla birlikte Fahr-i Kâinat ( s.a.s. )’in başına zamanın belâ ve musîbetlerinin gelmesini bekleyen on kişilik bir grup hakkında inmiştir. Bunlar arasında tevbe edenler olduğu için “ bundan sonra tevbe edenler… ” ( Âl-i İmrân 3/89 ) istisnâsı yapılmıştır. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, VIII, 111 ) Yine bu âyetlerin Ehl-i kitap, özellikle de yahudi Kurayza ve Nadîr oğulları hakkında nâzil olduğu söylenmektedir. Onlar, peygamber olarak gönderilmeden önce Hz. Muhammed’e inanıp peygamberliğine şehadette bulunuyorlardı. Fakat peygamber olarak gönderilip, kendilerine apaçık delil ve mûcizeler getirince, sırf haset ve kıskançlıklarından dolayı ona inanmamışlardır. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, VIII, 111 ) Bu hususta gelen rivayetler değerlendirildiği zaman, bu âyetlerin irtidad edip de sonra tekrar İslâm’a dönmek isteyen herkese ve bu arada Ehl-i kitaba da şâmil olduğunu söylemek doğruya en yakın olandır. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, III, 462 )
Bu âyet-i kerîmelerde, kendilerine Allah’ın hidâyet kapılarını tamamen kapatan nasipsizlerin üç mühim özelliği sayılıp sonra bunlara takdir edilen cezanın büyüklüğü gözler önüne serilmektedir. Söz konusu üç özellik şunlardır:
› Önce iman edip sonra tekrar inkâra saplanmak,
› Gelen peygamberin gerçekten peygamber olduğunu kabul edip buna gönülden şehâdette bulunduktan sonra inkâr etmek,
› Kendilerine apaçık deliller ve mûcizeler geldikten sonra inkâr etmek.
Böyle bir inkâr, ilâhî gerçeklere karşı bilerek cephe almak, inat ve ısrarla onları yok saymak demek olduğundan buna takdir edilecek cezanın da o nispette büyük olmasını gerektirmiştir. Bunların cezası Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lânetine uğramaları, bu lânet içinde veya bunun tabii neticesi olan cehennem içinde ebedi olarak kalmaları, azaplarının hiçbir zaman hafifletilmemesi ve cezalarının vaktinden başka bir vakte geciktirilmemesidir. Ancak sonsuz merhamet sahibi olan Yüce Mevlâmız, günahkâr kullarına tekrar bir umut kapısı aralamakta ve tevbe edip amel-i sâlih işleyerek hallerini düzeltenlere af ve merhametini müjdelemektedir. Küfürde ısrar edenleri ise şöyle ikaz buyurmaktadır:
Ömer Çelik Tefsiri
Ali İmran suresi 88 ayeti anlamı - okunuşu
Onlar bu lânetin içinde ebediyen kalacaklardır. Azapları hiç hafifletilmeyecek ve kendilerine en küçük bir mühlet de verilmeyecektir.
Mokhtasar tefsiri
Onlar cehennemde ebedî olarak kalırlar. Artık onlardan cehennem azabı hafifletilmez ve onlara mazeret sunmaları ve tövbe etmeleri için de mühlet verilmez.
Ali Fikri Yavuz
Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içindedirler. Kendilerinden ne azap hafifletilir, ne de onlara merhamet gözü ile bakılır
İngilizce - Sahih International
Abiding eternally therein. The punishment will not be lightened for them, nor will they be reprieved.
Ali İmran suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve bu lanette ebedi kalırlar, ne azapları hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onlar bu lə’nət içərisində əbədi olaraq qalacaqlar. Əzabları əskilmədiyi kimi, onlara (mərhəmət nəzəri ilə də) baxılmayacaqdır!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Bu lanete ebedi gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.
Ali İmran suresi (Al Imran) 88 ayeti arapça okunuşu
﴿خَالِدِينَ فِيهَا لَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنظَرُونَ﴾
[ آل عمران: 88]
خالدين فيها لا يخفف عنهم العذاب ولا هم ينظرون
سورة: آل عمران - آية: ( 88 ) - جزء: ( 3 ) - صفحة: ( 61 )| English | Türkçe | Indonesia |
| Русский | Français | فارسی |
| تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra Biz güneşi, ona delil kılıp
- Dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna giden, pek azılı düşman iken, kalbinde olana Allah'ı şahid
- "Biz sana kimseyi misafir kabul etmeyi yasak etmemiş miydik?" dediler.
- Rahman'ın katında bir ahd almış olandan başkası asla şefaatte bulunamıyacaktır.
- Taze et yemeniz, takındığınız süsleri edinmeniz ve Allah'ın bol nimetinden faydalanmanız için denize -ki gemilerin
- And olsun ki, Allah, size verdiği sözde durdu. Onun izniyle kafirleri kırıp biçiyordunuz, ama Allah
- İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak
- Allah'ın geceyi gündüze ve gündüzü geceye kattığını, her biri belirli bir süreye kadar hareket edecek
- Allah'la beraber başka tanrı tutup tapma. O'ndan başka tanrı yoktur. O'ndan başka her şey yok
- Onlara şöyle deriz: "Bugün feryat etmeyin, doğrusu katımızdan bir yardım görmezsiniz."
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ali İmran indirin:
Ali İmran Suresi mp3 : Ali İmran suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler




