Nisa suresi 95. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Nisa suresi 95 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Nisa suresi - An-Nisa aya 95 (The Women).
  
   

﴿لَا يَسْتَوِي الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ غَيْرُ اُو۬لِي الضَّرَرِ وَالْمُجَاهِدُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْۜ فَضَّلَ اللّٰهُ الْمُجَاهِد۪ينَ بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْ عَلَى الْقَاعِد۪ينَ دَرَجَةًۜ وَكُلًّا وَعَدَ اللّٰهُ الْحُسْنٰىۜ وَفَضَّلَ اللّٰهُ الْمُجَاهِد۪ينَ عَلَى الْقَاعِد۪ينَ اَجْرًا عَظ۪يمًاۙ ﴾ [النساء: 95]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Lâ yestevî-lkâ’idûne mine-lmu/minîne ġayru ulî-ddarari velmucâhidûne fî sebîli(A)llâhi bi-emvâlihim veenfusihim(c) faddala(A)llâhu-lmucâhidîne bi-emvâlihim veenfusihim ‘alâ-lkâ’idîne deraceten vekullen ve’ada(A)llâhu-lhusnâ vefaddala(A)llâhu-lmucâhidîne ‘alâ-lkâ’idîne ecran ‘azîmâ(n) [Nisa: 95]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

İnananlardan, özürsüz olarak yerlerinde oturanlar ile, mal ve canlariyle cihad edenleri, mertebece, oturanlardan üstün kılmıştır. Allah hepsine de cenneti vadetmiştir, ama Allah, cihad edenleri oturanlara, büyük ecirler, dereceler, mağfiret ve rahmetle üstün kılmıştır. Allah bağışlar ve merhamet eder. [Nisa: 95]


Nisa Suresi 95. ayet tefsiri

İslâm dininin öğrenilmesi, yaşanması ve yayılması için Allah yolunda cihad çok mühim bir düstûrdur. Bu sebeple canı ve malıyla cihad eden mü’minlere Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’in pek çok âyetinde büyük mükâfatlar va‘detmekte ve onları cennetle müjdelemektedir. ( bk. Tevbe 9/111-112; Saf 61/10-12 ) Fakat cihad hususunda bütün mü’minler aynı seviyede değildir. Maddi, mânevî ve bedenî imkânlar bakımından onların durumları birbirinden farklılık arzetmektedir. Dinimiz, her ferdi ancak imkânları ölçüsünde sorumlu tutar. Nitekim bu âyet-i kerîme, cihad etmek veya cihattan geri kalmak bakımından mü’minleri sınıflandırmakta, ancak “ mazeret sahibi olanları ” istisnâ etmektedir. Bunlar hastalık, körlük, topallık gibi cihada katılmalarını engelleyecek fizikî bir özrü bulunanlardır. Âyet-i kerîmede: “ Savaşa katılmama hususunda köre günah yoktur, topala günah yoktur, hastaya da günah yoktur… ” ( Fetih 48/17 ) Savaşa gidebilecek binit, elbise, silah gibi maddî imkânlardan mahrum olanlar da bu gruba dâhildirler. ( bk. Tevbe 9/91-92 )

Âyette geçen bir mazereti bulunmaksızın ” ( Nisâ 4/96 ) kaydıyla alakalı olarak Allah Resûlü’nün vahiy katiplerinden Zeyd b. Sabit, şu hâdiseyi nakleder: Resûlullah cihad edenlerle oturan­ların eşit olmadıklarını bildiren âyeti bana yazdırırken âmâ sahabî Ümmü Mektûm çıkageldi ve: “ Ey Allah’ın Rasûlü! Yemin ederim ki, eğer güç yetirebilseydim, gözlerim görüyor olsaydı ben de cihada katılırdım ” dedi. Bunun üzerine Resûlullah’ın dizi benim dizimin üze­rinde iken vahiy gelmeye başladı, bacağıma öylesine bir ağırlık çöktü ki uyluk ke­miğimin kırılacağını zannettim. Sonra Allah Resûlü’nün üzerinden bu hal giderildi ve “ bir mazereti bulunmaksızın ” kaydı geldi. ( Buhârî, Tefsir 4/18 )

Bu âyet, mazeret sahiplerinin ecir ve sevap bakımından mücâhitlerle eşit olduğuna delâlet etmektedir. Rivayete göre Resûlullah ( s.a.s. ) Tebük seferinden dönüp Medine’ye yaklaştığı zaman:

“ Medine’de öyle insanlar vardır ki siz nereye gittiyseniz, hangi vâdiyi geçtiyseniz muhakkak onlar da sizinle beraber oradaydı ” buyurdu. Orada bulunanlar:

“ - Yâ Rasûlallah! Onlar Medine’de idi. Nasıl bizimle beraber olabilirler? ” dediklerinde Allah Resûlü ( s.a.s. ):

“ Evet, onlar Medine’dedirler. Fakat onları orada alıkoyan mazeretleridir ” diye cevap verdi. ( Buhârî, Cihad 35; Müslim, İmâre 159; Ebû Dâvûd, Cihad 19 )

Ancak imkânları olduğu ve herhangi bir özrü bulunmadığı halde cihattan geri kalanların durumu ayrı mütalaa edilmektedir. Bunlar mü’min oldukları için kendilerine cennet vaat edilmekle beraber, derece ve mükâfat itibariyle mallarıyla canlarıyla cihad edenlerle eşit tutulmaları mümkün değildir. Şüphesiz Allah, mallarıyla canlarıyla kendi yolunda cihad edenleri katında yüksek derecelere erdirecek, onlara büyük mükâfatlar ikram edecek, bütün günahlarını bağışlayacak ve onlara merhametiyle muamele edecektir.

Nitekim Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) şöyle buyurmaktadır:

“ Cennette yüz derece vardır. Allah Teâlâ bu dereceleri kendi yolunda cihad edenler için hazırlamıştır. Her iki derece arasındaki mesâfe yerle gök arası kadardır. ” ( Buhârî, Cihad 4 )

İmam Kuşeyrî ( r.h. ) âyetle ilgili şu açıklamayı yapar: Bütün noksanlardan münezzeh olan Allah, evliyâsını kerâmetler husûsunda bir tutmuş, ancak ulaşacakları dereceler bakımından onları farklı kılmıştır. Bâzıları zengin, bâzıları daha zengin, bâzıları büyük, bâzıları daha büyüktür. Yıldızlar parlaktır. Fakat ayın parlaklığı onların üzerindedir. Güneş doğduğu zaman ise ışığıyla onların hepsine galip gelir. ( Kuşeyrî, Letâifu’l-işârât, I, 221 )

Belki cennet; Hakk’a vâsıl olanlar, özürleri sebebiyle yolda kalan tâlibler ve özürsüz olarak talep etmeden oturup kalan mü’minler arasında müşterektir. Ancak onlardan birinci grup bir vâdîde, diğerleri başka bir vâdîdedir. Bunlar, derece bakımından Allah Teâlâ katında eşit olmazlar.

İnsanlar içinde bir grup da vardır ki, kendilerine yazık edip cehennemlik olmuşlardır:


Ömer Çelik Tefsiri
Nisa suresi Diyanet

Nisa'den 95 Ayeti'ni dinle


Nisa suresi 95 ayeti anlamı - okunuşu

Hastalık, körlük, topallık gibi bir mazereti bulunmaksızın savaştan geri kalıp evde oturan mü’minlerle, mallarıyla canlarıyla Allah yolunda savaşanlar elbette bir değildir. Allah, mallarıyla canlarıyla savaşanları, herhangi bir sebeple savaştan geri kalan kimselerden derece itibariyle daha üstün tutmuştur. Gerçi Allah, her birine varılacak en güzel yurt olan cenneti va‘detmektedir. Yine de Allah, cihâd edenleri, pek büyük bir mükâfatla, mücâdeleden kaçıp oturanlara üstün kılmıştır.


Mokhtasar tefsiri

Müminlerden hasta ve kör olanlar gibi mazeretli kimseler dışında Allah yolunda cihat etmekten geri kalanlarla, mallarını ve canlarını harcayıp Allah yolunda savaşan mücahitler eşit değildir. Allah, mallarını ve canlarını harcayan mücahitleri derece olarak cihattan geri kalanlara üstün kılmıştır. Mücahitler ve özürler sebebiyle cihattan geri kalanların her birine hak ettiği ecri vardır. Allah, kendi katından çok büyük sevap vererek mücahitleri savaşa katılmayanlara üstün kılmıştır.


Ali Fikri Yavuz

Mü’minlerden özür sahibi olmaksızın cihaddan geri kalanlarla, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlar bir olmazlar. Allah, mallarıyla ve canlarıyla savaşanları, derece bakımından, oturanlardan çok üstün kıldı. Bununla beraber Allah, ikisine de cenneti vadetmiştir. Fakat Allah savaşanlara, oturanların üstünde pek büyük bir mükâfat vermiştir


İngilizce - Sahih International


Not equal are those believers remaining [at home] - other than the disabled - and the mujahideen, [who strive and fight] in the cause of Allah with their wealth and their lives. Allah has preferred the mujahideen through their wealth and their lives over those who remain [behind], by degrees. And to both Allah has promised the best [reward]. But Allah has preferred the mujahideen over those who remain [behind] with a great reward -

Nisa suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Mazeretleri olanlar müstesna, müminlerden savaşa katılmayıp oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanlar, eşit olamaz. Allah, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda savaşanları, derece bakımından, oturanlardan üstün etmiştir. Allah, hepsine de iyilikler, güzellikler vaat etti ve Allah üstün etti savaşanları oturanlardan, pek büyük bir ecirle.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Zərər çəkmədən (üzürsüz səbəbə görə evlərində) əyləşən mö’minlərlə Allah yolunda öz malları və canları ilə cihad edən (vuruşan) kimsələr bir olmazlar. Allah malları və canları ilə vuruşanları (evlərində) əyləşənlərdən (cihada getməyənlərdən) dərəcə e’tibarilə üstün tutdu. Allah bunların hamısına (hər ikisinə savab) və’d etmişdir. (Lakin) Allah mücahidlərə (evlərində) oturanlardan daha böyük mükafatlarla imtiyaz vermişdir.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.

Nisa suresi (An-Nisa) 95 ayeti arapça okunuşu

﴿لَّا يَسْتَوِي الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ غَيْرُ أُولِي الضَّرَرِ وَالْمُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ ۚ فَضَّلَ اللَّهُ الْمُجَاهِدِينَ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ عَلَى الْقَاعِدِينَ دَرَجَةً ۚ وَكُلًّا وَعَدَ اللَّهُ الْحُسْنَىٰ ۚ وَفَضَّلَ اللَّهُ الْمُجَاهِدِينَ عَلَى الْقَاعِدِينَ أَجْرًا عَظِيمًا
[ النساء: 95]

la yestevil kaidune minel mü'minine gayru ülid darari velmücahidune fi sebilil lahi biemvalihim ve enfüsihim feddalel lahül mücahidine biemvalihim ve enfüsihim alel kaidine deraceh veküllev veadel lahül husna vefeddalel lahül mücahidine alel kaidine ecran azima

لا يستوي القاعدون من المؤمنين غير أولي الضرر والمجاهدون في سبيل الله بأموالهم وأنفسهم فضل الله المجاهدين بأموالهم وأنفسهم على القاعدين درجة وكلا وعد الله الحسنى وفضل الله المجاهدين على القاعدين أجرا عظيما

سورة: النساء - آية: ( 95 )  - جزء: ( 5 )  -  صفحة: ( 94 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. İnsanın derisini kavurur;
  2. Melike: "Doğrusu hükümdarlar bir şehre girdikleri zaman orasını bozarlar, onurlu kimselerini aşağılık yaparlar. İşte böyle
  3. Şüphesiz bu anlatılanlar gerçek olaylardır. Allah'tan başka tanrı yoktur. Doğrusu Allah güçlüdür, Hakim'dir.
  4. İkiyüzlüler, Allah'ın onların sırlarını ve gizli toplantılarını bildiğini, Allah'ın görünmeyenleri bilen olduğunu bilmiyorlar mıydı?
  5. Böylece, "Aramızdan Allah bunlara mı iyilikte bulundu?" demeleri için onları birbiriyle denedik. Allah şükredenleri iyi
  6. And olsun ki, Allah, size verdiği sözde durdu. Onun izniyle kafirleri kırıp biçiyordunuz, ama Allah
  7. Kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, nişanlı atlar ve develere, ekinlere karşı aşırı sevgi
  8. Hükümdar kadınlara: "Yusuf'un olmak istediğiniz zaman durumunuz neydi?" dedi. Kadınlar, "Haşa! Onun bir fenalığını görmedik"
  9. Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah'ındır. And olsun ki, sizden önce Kitap verilenlere ve
  10. Karanlığa taş atar gibi, "Mağara ehli üçtür, dördüncüleri köpekleridir" derler, yahut, "Beştir, altıncıları köpekleridir" derler,

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Nisa indirin:

Nisa Suresi mp3 : Nisa suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Nisa Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Nisa Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Nisa Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Nisa Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Nisa Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Nisa Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Nisa Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Nisa Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Nisa Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Nisa Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Nisa Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Nisa Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Nisa Suresi Al Hosary
Al Hosary
Nisa Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Nisa Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Wednesday, August 14, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler