Hud suresi 98. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿يَقْدُمُ قَوْمَهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ فَاَوْرَدَهُمُ النَّارَۜ وَبِئْسَ الْوِرْدُ الْمَوْرُودُ ﴾ [هود: 98]
ayet arapça & türkçe okunuşuYakdumu kavmehu yevme-lkiyâmeti feevradehumu-nnâr(a)(s) vebi/se-lvirdu-lmevrûd(u) [Hud: 98]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Firavun, kıyamet gününde milletine öncülük eder, onları cehenneme götürür. Gittikleri yer ne kötü yerdir! [Hud: 98]
Hud Suresi 98. ayet tefsiri
Allah Teâlâ Hz. Mûsâ’yı Tevrat’ın âyetleriyle; asâ, beyaz el, tufan, çekirge, haşerât, kan ve benzeri mûcizelerle ( bk. A‘râf 7/133; İsrâ 17/101 ) ve Firavun karşısında apaçık bir gâlibiyet ve üstünlükle ( bk. Kasas 28/35 ) gönderdiği halde Firavun’un kavmi Hz. Mûsâ’ya değil, Firavun’un idaresine tâbi oldular. Halbuki Firavun’un idaresi hiç de doğru ve âdil değildi. Onun emirleri, talepleri, kararları, hükümet işlerini yürütüş şekli sonu hayra çıkacak ve hayra götürecek isabetli bir emir ve karar değildi. Bütün işi, azgınlık ve sapkınlık idi. Halkına “ Sizin en yüce Rabbiniz benim! ” ( Naziât 79/24 ) diyor ve kendinden üstün bir rabbin varlığını kabul etmiyordu. ( bk. Kasas 28/38 ) Bu sebeple verdiği emirlerin, Allah’ın emrine uygun olup olmadığını hiç düşünmüyor, yalnızca kendi arzu ve isteklerine göre emir veriyor, verdiği her emrin en doğru emir olduğunu zannediyordu. İşte bunlara “ Firavun emri ” denmekte ve Firavun ile aynı özellikleri taşıyan bütün idareler ve idareciler de bu ifadenin kapsamına girmektedir. Allah’ın buyruklarına uygunluğu dikkate alınmadan verilen emirlerin ise doğru olmayacağı âşikârdır.
İşte bu Firavun, dünyada kavminin önüne düşerek, hayra götürmeyen yanlış kararlarıyla onları Hz. Mûsâ’nın peşinde Kızıldeniz’de kendisiyle beraber boğduğu gibi ( bk. Tâhâ 20/78-79 ), kıyamet günü de onların önüne geçecek, yangınlarını dindirip ciğerlerini serinletecek su yerine, tıpkı bir davar sürüsünün suya götürülmesi gibi, onları yakıp kavuracak cehennem ateşine götürecektir. Nitekim bir âyet-i kerîmede: “ Kıyâmet gününde her insan topluluğunu önderleriyle birlikte çağıracağız ” ( İsrâ 17/71 ) buyrulur. İşte Firavun emrinin âkıbeti böyle ciğer yakan hazin bir âkıbet, ona uyanlar da böyle bedbaht kimseler olacaktır. Firavun ve ona uyanlar, sonradan da aynı yolu takip edenler hem dünyada hem de âhirette lânete uğratılacaklar, Allah’ın rahmetinden uzak kalacaklardır. Dünyada kendilerinden sonra gelen ümmetler onları lânetleyecekleri gibi, kıyamet günü de bütün mahşer halkı onları lânetleyecektir. Nereye giderlerse gitsinler lânet peşlerini bırakmayacaktır. Onlar dünyada Firavun emrinin peşinden koştukları gibi, yaptıklarına tam bir karşılık olarak lânet de onların peşinden hiç ayrılmayacaktır.
Anlatılan bu ibret dolu kıssalardan çıkarılacak sonuçlara gelince:
Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi 98 ayeti anlamı - okunuşu
O, kıyâmet günü kavminin önüne düşecek ve hayvanların suya götürüldüğü gibi onları ateşe götürecektir. Gerçekten ne kötü bir yerdir varılan o ateş!
Mokhtasar tefsiri
Firavun, kıyamet günü cehenneme girene kadar kavmine öncülük eder. Onları götürdüğü yer, ne kötü bir yerdir.
Ali Fikri Yavuz
Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne geçecek ve onları ateşe götürecektir. O varılan yer de, ne kötü bir yerdir
İngilizce - Sahih International
He will precede his people on the Day of Resurrection and lead them into the Fire; and wretched is the place to which they are led.
Hud suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
O, kıyamet günü de kavminin önüne düşecektir ve artık onları ateşe götürmüş, gitmiştir ve vardıkları yer, ne de kötü yerdir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Fir’on) qiyamət günü camaatının qabağında gedib onları atəşə (Cəhənnəmə) aparacaq; Onların düşəcəkləri yer necə də pisdir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları (çekip) ateşe götürecektir. Varacakları yer ne kötü yerdir!
Hud suresi (Hud) 98 ayeti arapça okunuşu
﴿يَقْدُمُ قَوْمَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَأَوْرَدَهُمُ النَّارَ ۖ وَبِئْسَ الْوِرْدُ الْمَوْرُودُ﴾
[ هود: 98]
يقدم قومه يوم القيامة فأوردهم النار وبئس الورد المورود
سورة: هود - آية: ( 98 ) - جزء: ( 12 ) - صفحة: ( 233 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.
- Şehir halkı, sevinerek geldiler.
- Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa ermiş olanlardır.
- Öyleyse kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren bu Ev'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler.
- Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Kuran ile öğüt ver ki,
- Eğer biz onlara melekleri indirsek, ölüler onlarla konuşsa ve her şeyi karşılarına toplasaydık, Allah dilemedikçe,
- Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Kıyamet kopacağı gün, işte o gün, batıl sözlere uymuş olanlar
- Allah'a ve Peygamberine inanırsınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla cihat edersiniz; bilseniz, bu sizin için en
- Yoksa sen Mağara ve Kitap ehlini şaşılacak ayetlerimizden mi zannettin?
- Biz onu Cebrail'e okuttuğumuz zaman, onun okumasını dinle.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:
Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler