Kehf suresi 43. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَمْ تَكُنْ لَهُ فِئَةٌ يَنْصُرُونَهُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَمَا كَانَ مُنْتَصِرًاۜ ﴾ [الكهف: 43]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelem tekun lehu fi-etun yensurûnehu min dûni(A)llâhi vemâ kâne muntasirâ(n) [Kehf: 43]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ona, Allah'tan başka yardım edebilecek adamları da yoktu, kendi kendini de kurtaramadı. [Kehf: 43]
Kehf Suresi 43. ayet tefsiri
Beşinci ve son safhada, yok yere kendisine meydan okunan mü’minin duasının Allah Teâlâ tarafından kabul edildiği; birinci safhada özellikleri ve güzellikleri anlatılan iki bahçenin ve bunların gururlu sahibinin pek hazin bir akibete uğradığı görülür:
O inkarcı nankör adamın bütün serveti istilaya uğruyor. Bahçeleri; içlerindeki üzüm bağları, hurmalıklar, meyveler, sebzeler ve bütün ürünleri tamamen yok oluyor. Sağlam ve işe yarayacak bir şey kalmıyor. Çardakları hep yere düşüyor, yıkılıp parçalanıyor. Şimdi bu hazîn manzaranın yanı başında perişan bir halde inleyen bahçe sahibi dikkatleri çekmektedir: Kaybolan malına ve yok olan emeğine üzülüyor, yanıyor, hayıflanıyor, ellerini ovuşturuyor. Allah’a şirk koştuğundan ötürü: “ N’olaydı, Rabbime hiçbir şeyi ortak kılmayaydım ” diyerek pişmanlığını dile getiriyor. Şu anda O’nun birliğini, tek rab ve tek ilah olduğunu kabul ediyor. Allah’a inanıp O’na güvenmenin dışında bir güç aradığı ve onunla izzet bulmağa çalıştığı için pişman oluyor ve iş işten geçtikten sonra Allah’a sığınıyor.
Şâir ne güzel söyler:
“ Mâl ü mülke olma mağrûr, deme var mı ben gibi!
Bir muhâlif yel eser, savurur harman gibi… ”
Mühim olan böyle bir kötü âkıbete uğramadan uyanabilmektir. İş olup bittikten sonra pişmanlığın faydası yoktur. Dolayısıyla artık bu noktada o bahçe sahibine Allah’tan başka yardım edecek kimse bulunamamış; kendi kendini de Allah’ın azabından kurtaramamıştır.
Bu örnekle, iman edenle etmeyen kimsenin rûhî durumları ortaya konulur. Allah’a imanın insan rûhuna verdiği huzur ve emniyet; imansızlığın da ruhta meydana getirdiği huzursuzluk ve güvensizlik anlatılır. Bir bakıma Mekke’li zengin müşriklerle fakir müslümanların ruh halleri tasvir edilir. Fakir insanlarla beraber oturmaya tenezzül etmeyen o bedbahtların tavırlarını kınayan ve Peygamberimiz ( s.a.s. )’e onların isteklerine uymamasını emreden âyetlerden sonra bu zengin, mal sahibi müşrik ile fakir, aile efradı az olan müslümanın misalinin anlatılması çok mânidar olup, müşriklere, âkıbetlerinin, o bahçe sahibi zenginin feci âkıbetine benzeyeceği ikazında bulunmaktadır.
Kâfirlerin taparcasına sevdikleri ve hiç yok olmayacağını sandıkları dünya hayatının misali şöyledir:
Ömer Çelik Tefsiri
Kehf suresi 43 ayeti anlamı - okunuşu
Şimdi ona Allah’tan başka yardım edecek ne bir topluluk vardı; ne de kendisini Allah’ın azâbından kurtarabilecek durumdaydı.
Mokhtasar tefsiri
Bu kâfirin başına gelen cezayı durdurup engel olacak bir topluluk da yoktu. Hâlbuki kendisi cemaatinin çokluğu ile iftihar ediyordu. Allah Teâlâ`nın ona ait bahçeyi helak etmesinden kurtarması imkansızdı.
Ali Fikri Yavuz
Allah’dan gayri, kendisine yardım edecek bir topluluğu da yoktu, Allah’ın intikamından kendi nefsini de kurtaramadı
İngilizce - Sahih International
And there was for him no company to aid him other than Allah, nor could he defend himself.
Kehf suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ona Allah'tan başka yardım edecek bir topluluk olmadığı gibi onun da bu zararı gidermeye bir kudreti yoktu.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Allahdan başqa ona yardım edə biləcək kəslər yox idi və o da (öz-özünə) kömək edə biləcək bir halda deyildi.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Kendisine Allah'tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de kurtaracak güçte değildi.
Kehf suresi (Al-Kahf) 43 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَمْ تَكُن لَّهُ فِئَةٌ يَنصُرُونَهُ مِن دُونِ اللَّهِ وَمَا كَانَ مُنتَصِرًا﴾
[ الكهف: 43]
ولم تكن له فئة ينصرونه من دون الله وما كان منتصرا
سورة: الكهف - آية: ( 43 ) - جزء: ( 15 ) - صفحة: ( 298 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler.
- "Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz."
- Yusuf'u oturup bir kuyunun derinliklerine bırakmayı kararlaştırdılar. Biz ona, kardeşlerinin bu işlerini kendileri farkına varmadan
- Davud ve Süleyman da milletin koyunlarının yayıldığı bir ekin hakkında hüküm veriyorlarken, Biz onların hükmüne
- Onlar ise deveyi kestiler; ama pişman da oldular.
- Bunun üzerine "Ey babamız! Yusuf'un iyiliğini istediğimiz halde, onu niçin bize emniyet etmiyorsun? Yarın onu
- Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.
- Allah'a çağırana uymayan kimse bilsin ki, Allah'ı yeryüzünde aciz bırakamaz; onların O'ndan başka dostları da
- Allah "Ey Adem onlara isimlerini söyle" dedi. Adem isimlerini söyleyince, Allah "Ben gökler ve yerde
- Zalimlerin bir kısmını, kazandıklarından ötürü diğer bir kısmına böylece musallat ederiz.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kehf indirin:
Kehf Suresi mp3 : Kehf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler