Hud suresi 110. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ ف۪يهِۜ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْۜ وَاِنَّهُمْ لَف۪ي شَكٍّ مِنْهُ مُر۪يبٍ ﴾ [هود: 110]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelekad âteynâ mûsâ-lkitâbe faḣtulife fîh(i)(c) velevlâ kelimetun sebekat min rabbike lekudiye beynehum(c) ve-innehum lefî şekkin minhu murîb(un) [Hud: 110]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
And olsun ki, Musa'ya Kitap verdik; onda ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında çoktan hükmedilmiş olurdu. Doğrusu onlar, Kitap'ın Allah katından olduğunda şüphe ve endişe içindedirler. [Hud: 110]
Hud Suresi 110. ayet tefsiri
Hz. Mûsâ, zor ve meşakkatli bir mücâdelenin sonunda İsrâiloğullarını Firavun’un zulmünden kurtarıp Tîh sahrasına getirmeyi başardı. Allah Teâlâ onunla Tûr dağında konuştu ve ona Tevrat’ı verdi. Fakat İsrâiloğulları, Hz. Mûsâ’nın peygamber olduğunu belgeleyen onca mûcizeye şâhit olmalarına rağmen yine de Tevrat hakkında anlaşmazlığa düştüler. Bir kısmı ona inanırken bir kısmı inanmadı. Kitabın bazı hükümlerini gizleyenler, onu kendi istekleri istikâmetinde te’vil edenler, hatta şahsi fikirlerini Tevrat’ın içine katarak bunların da Allah katından geldiğini iddia edenler oldu. ( bk. Bakara 2/79; Âl-i İmran 3/78 ) Dolayısıyla müşriklerin Kur’ân-ı Kerîm’i inkâr etmelerine, onun hakkında şüphe içinde olmalarına; ona şiir, sihir, kehanet yakıştırmalarda bulunmalarına fazla üzülmemek, bu nevi durumlar karşısında sabır ve teenniyle hareket etmek gerekir. Şu bir hakikat ki, eğer Allah günahkârları hemen cezalandırmayacağına dair bir hüküm vermemiş olsaydı, hemen gerekeni yapar; mü’mini mükâfâtlandırmak, kâfiri de cezalandırmak suretiyle aralarında lazım gelen hükmü verir ve mutlaka işi bitirirdi. Halbuki Allah, her birine hak ettikleri karşılığı tam olarak vermek için onları kıyamet gününe kadar erteleyeceğini haber vermektedir. ( bk. İbrâhim 14/42 ) Kıyâmet günü geldiğinde Allah Teâlâ, mü’minlere imanlarının ve diğer sâlih amellerinin, kâfirlere de küfürlerinin ve diğer günahlarının karşılığını tam tamına verecektir. Çünkü Allah, onların yaptıkları her şeyi çok iyi bilmektedir.
O halde yapılacak iş, Cenâb-ı Mevlâ’nın istediği şekilde dosdoğru bir kulluk yapabilmektir:
Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi 110 ayeti anlamı - okunuşu
Andolsun ki biz Mûsâ’ya kitabı verdik; fakat onun hakkında da anlaşmazlığa düşüldü. Eğer Rabbin tarafından azabın ertelenmesine dair önce verilmiş bir karar olmasaydı, elbette aralarında hüküm çoktan verilmiş ve iş bitirilmiş olurdu. Gerçekten onlar, Kur’an’dan yana ciddi bir şüphe ve tereddüt içindedirler.
Mokhtasar tefsiri
Musa’ya da Tevrat`ı vermiştik. İnsanlar onda ayrılığa düştüler. İnsanların bir kısmı ona iman etti, bir kısmı ise inkâr etti. Eğer Yüce Allah`ın onlara bu dünyada azabı vermeyeceğine dair takdiri olmasaydı bu dünyada hak ettikleri azabı onların üzerine hemen iniverirdi. Zira Yüce Allah hikmeti gereği onların azabını kıyamet gününe ertelememiştir. Muhakkak ki Yahudilerden ve müşriklerden olan kâfirler; Kur`an hakkında şüphe içindedirler ve insanları kuşkuya düşürürler.
Ali Fikri Yavuz
Yemin olsun ki, biz Mûsa’ya Tevrat’ı verdik de onun hakkında (bazısı inanıp, bâzısı inanmamak suretiyle) ihtilâfa düşüldü. Eğer Rabbinden bir kelime (ilâhi bir takdîr) bulunup geçmiş olmasaydı, hemen aralarında hüküm verilmiş, cezaları görülmüştü. Gerçekten (Ey Rasûlüm) senin milletinin kâfirleri de Kur’ân dan kuşkulandırıcı bir şüphe içindedirler
İngilizce - Sahih International
And We had certainly given Moses the Scripture, but it came under disagreement. And if not for a word that preceded from your Lord, it would have been judged between them. And indeed they are, concerning the Qur'an, in disquieting doubt.
Hud suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Andolsun ki biz Musa'ya da kitap vermiştik de onda ihtilafa düşmüşlerdi; Rabbinin taktir ettiği vaadi olmasaydı çoktan aralarında hükmedilir, iş bitmiş olurdu ve onlar, gerçekten de bu hususta şiddetli bir şüphe ve tereddüd içinde kalmışlardır.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Biz Musaya kitab (Tövrat) verdik və onun (Qur’anın) barəsində də ixtilaf düşdü (yəhudilərin bə’zisi isə inanmadı). Əgər Rəbbindən öncə bir söz (ilahi hökm, təqdir) olmasaydı (cəza qiyamətə saxlanılmasaydı), şübhəsiz ki, (hələ dünyada ikən) işləri bitmişdi. (Ya Rəsulum!) Həqiqətən, onlar (yəhudilər və ya Məkkə müşrikləri) onun (Qur’anın) barəsində də şəkk-şübhədədirlər!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik; fakat onda ihtilaf edildi. Eğer Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, elbette onların arasında hüküm verilmişti (ve işleri de bitirilmişti). Şüphesiz ki onlar (Mekkeliler) de Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler.
Hud suresi (Hud) 110 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ فِيهِ ۚ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ ۚ وَإِنَّهُمْ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مُرِيبٍ﴾
[ هود: 110]
ولقد آتينا موسى الكتاب فاختلف فيه ولولا كلمة سبقت من ربك لقضي بينهم وإنهم لفي شك منه مريب
سورة: هود - آية: ( 110 ) - جزء: ( 12 ) - صفحة: ( 234 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Bu böyledir; kişinin Allah'ın nişanelerine hürmet göstermesi, kalblerin Allah'a karşı gelmekten sakınmasındandır.
- Faydalı olacaksa insanlara öğüt ver.
- And olsun ki, onları hoşnut olacakları bir yere koyar. Şüphesiz Allah bilendir, Halim'dir.
- Yusuf babasına: "Babacığım! "Rüyamda onbir yıldız, güneş ve ayın bana secde ettiklerini gördüm" demişti.
- O, insanı pıhtılaşmış kandan (alak'tan) yarattı.
- Her sınıf varlığı yaratan O'dur. Gemiler ve hayvanlardan binesiniz diye size binekler var etmiştir. Bütün
- Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim;
- De ki: "Üstünüzden ve altınızdan size azab göndermeğe, sizi fırka fırka yapıp kiminize kiminizin hıncını
- Lut'u rahmetimizin içine aldık; doğrusu o iyilerdendi.
- De ki: "Bizim ve sizin Rabbiniz olan Allah hakkında bize karşı hüccet mi gösteriyorsunuz? Bizim
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:
Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler