Hadid suresi 14. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿يُنَادُونَهُمْ اَلَمْ نَكُنْ مَعَكُمْۜ قَالُوا بَلٰى وَلٰكِنَّكُمْ فَتَنْتُمْ اَنْفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْاَمَانِيُّ حَتّٰى جَٓاءَ اَمْرُ اللّٰهِ وَغَرَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ ﴾ [الحديد: 14]
ayet arapça & türkçe okunuşuYunâdûnehum elem nekun me’akum(s) kâlû belâ velâkinnekum fetentum enfusekum ve terabbastum vertebtum ve ġarratkumu-l-emâniyyu hattâ câe emru(A)llâhi ve ġarrakum bi(A)llâhi-lġarûr(u) [Hadid: 14]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
İkiyüzlüler, inananlara: "Biz sizinle beraber değil miydik" diye seslenirler. Onlar: "Evet öyle; fakat sizler kendinizi aldattınız, bize pusu kurdunuz, Allah'ın buyruğu gelene kadar dinde şüpheye düştünüz; sizi kuruntular aldattı; sizi şeytanlar Allah'a karşı da ayarttı." [Hadid: 14]
Hadid Suresi 14. ayet tefsiri
Mahşer günü münafıklar, mü’minlerin aksine karanlıklar içinde kalacaklardır. Mü’minlerden nur talebinde bulunacaklar; “ Ne olur, bizi bekleyin, bizim tarafa şöyle bir yönelin de nurunuzdan istifade edelim ” diye yalvaracaklar. Fakat bu istekleri sonuçsuz kalacak. Hatta pişmanlıklarını daha da artırmak için ya melekler veya mü’minler tarafından, alayvârî ve azarlayıcı bir edayla, kendilerine tekrar dünyaya dönmeleri, eğer mümkünse gidip orada nur aramaları söylenecektir. Yahut, yine onlarla eğlenmek maksadıyla, arkalarını kuşatmış olan karanlıktan medet ummaları tavsiye edilecektir. Geriye döndüklerinde ise mü’minlerle kendi aralarına bir set çekilecek. Bu setin sadece bir kapısı olacak. Mü’minler bu kapıdan cennete girecekler, münafıklar ise kapının dışında kalacaklar. Kapının veya setin iç tarafı cennettir. Orada mü’minler için büyük bir rahmet tecellisi vardır. Dış tarafı ise cehennemdir. Orada münafıklara müstahak oldukları azap ulaşacaktır.
Münafıkların böyle fecî bir âkıbete uğramalarının sebepleri şunlardır:
Dünyada zâhiren “ inandık ” derler, mü’minlerle beraber bulunurlardı. Fakat kalplerinde nifak ve küfür vardı. Münafıklık yaparak kendi başlarını belâya sokmuşlar, fitneye düşürmüşler ve kendi kendilerini helake sürüklemişlerdi.
Peygamberimiz ( s.a.s. )’in ve mü’minlerin başlarına bir musibetin gelmesini beklemişlerdi. Bir taraftan kendi menfaatlerini korumak, bir taraftan da mü’minlere kötülük yapmak için fırsat kollamışlardı.
Peygamber ve Kur’an hakkında hep şüphe içinde olmuşlar, bir türlü iman kalplerine yerleşmemişti.
Peygamber ( s.a.s. ) tebliğinde muvaffak olamayacak, İslâm yayılıp hâkim duruma gelemeyecek diye boş temenni ve kuruntularla kendilerini aldatıp durmuşlardı. Şeytan onları Allah’ın affı ve merhametiyle aldatmış, sonunda ölüm gibi her şeyi bitiren musibetle karşılaşmışlardı.
Öyleyse mü’minler bütün nifak hallerinden uzak durmalı ve özellikle gelen âyette yer alan uyarıya iyi kulak vermelidirler:
Ömer Çelik Tefsiri
Hadid suresi 14 ayeti anlamı - okunuşu
Münafıklar mü’minlere: “Biz dünyada sizinle beraber değil miydik?” diye bağırırlar. Mü’minler de: “Evet, beraberdiniz! Fakat siz kendi başınızı belâya soktunuz. Mü’minlerin başına musîbetlerin gelmesini bekleyip menfaatinize uygun fırsatlar kolladınız. Sürekli şüphe ve tereddüt içinde bocaladınız. Allah’ın dîni nasıl olsa bir gün sönecek şeklindeki kuruntularınız sizi oyaladı durdu. Derken, Allah’ın ölüm emri geliverdi; böylece o çok aldatıcı olan şeytan, sizi Allah’ın affı ve rahmetiyle aldattı.”
Mokhtasar tefsiri
Münafıklar, Müminlere şöyle diyerek seslenirler: "İslam ve ibadetlerde sizinle beraber değil miydik?" Müminler de onlara şöyle derler: "Evet! Bizimle beraberdiniz, fakat sizler nifak ile kendinizi fitneye düşürerek helak ettiniz. Müminlerin yenilmesini bekleyip küfrünüzü ilan edecektiniz. Yüce Allah`ın Müminlere yardım edeceğinden ve ölümden sonra yeniden dirilişten şüphe ettiniz. Ölüm size gelene kadar yalancı tutkularınız sizi aldattı ve bu hal üzere öldünüz. Şeytan, sizleri Yüce Allah hakkında aldattı."
Ali Fikri Yavuz
Münafıklar, müminlere şöyle bağırırlar: “- Bizler sizinle beraber (dünyada ibadet eder) değil miydik?” Müminler: “- Evet, bizimle beraberdiniz; fakat siz, kendinizi nifaka düşürüb helâk ettiniz. Müminlere felâket beklediniz, (yahud tevbe için beklediniz), şübhelendiniz ve uzun ömür hülyası, sizi aldattı; tâ Allah’ın emri (ölüm) gelinceye kadar... Bir de, Allah’a karşı, sizi, aldatıcı şeytan aldattı.”
İngilizce - Sahih International
The hypocrites will call to the believers, "Were we not with you?" They will say, "Yes, but you afflicted yourselves and awaited [misfortune for us] and doubted, and wishful thinking deluded you until there came the command of Allah. And the Deceiver deceived you concerning Allah.
Hadid suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Onlar bağırırlar da derler ki: Biz, sizinle beraber değil miydik? Evet derler ve fakat siz, kendinizi fitnelere saldınız ve iman edenlerin bir felakete uğramasını beklediniz ve şüphe ettiniz ve olmayacak istekler, sizi aldatıp durdu, sonunda Allah'ın emri, gelip çattı ve sizi Şeytan, aldatmıştı.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Münafiqlər divarın içəri tərəfində olan mö’minləri) səsləyib deyəcəklər: “Məgər biz (dünyada) sizinlə birlikdə deyildikmi?!” (Mö’minlər) belə cavab verəcəklər: “Bəli (bizimlə birlikdə idiniz). Lakin siz özünüzü (nifaqla, ikiüzlülüklə) fitnəyə saldınız (fitnəyə salıb məhvə düçar etdiniz), siz (mö’minlərin başına bir fəlakət gəlməsini) gözləyirdiniz və (Allahın birliyinə, Muhəmməd əleyhissəlamın peyğəmbərliyinin həqiqiliyinə) şəkk edirdiniz. Allahın əmri (ölümünüz) gəlib çatanadək sizi xam xəyallar (tamah) aldatdı. Sizi Allah barəsində (Allah rəhmlidir, bütün günahlarınızdan keçər, sizə heç bir cəza verməz deyə) o tovlayan (Şeytan) tovladı!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Münafıklar onlara: Biz sizinle beraber değil miydik? diye seslenirler. (Müminler de) derler ki: Evet ama, siz kendi başınızı belaya soktunuz; fırsat beklediniz; şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı!
Hadid suresi (Al-Hadid) 14 ayeti arapça okunuşu
﴿يُنَادُونَهُمْ أَلَمْ نَكُن مَّعَكُمْ ۖ قَالُوا بَلَىٰ وَلَٰكِنَّكُمْ فَتَنتُمْ أَنفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْأَمَانِيُّ حَتَّىٰ جَاءَ أَمْرُ اللَّهِ وَغَرَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ﴾
[ الحديد: 14]
ينادونهم ألم نكن معكم قالوا بلى ولكنكم فتنتم أنفسكم وتربصتم وارتبتم وغرتكم الأماني حتى جاء أمر الله وغركم بالله الغرور
سورة: الحديد - آية: ( 14 ) - جزء: ( 27 ) - صفحة: ( 539 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Göklerde olanlar ve yerde bulunanlar, hükümran, çok kutsal, güçlü ve Hakim olan Allah'ı tesbih ederler.
- Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra öldüren, daha sonra da dirilten Allah'tır. O'na koştuğunuz ortaklarınızdan böyle
- Allah'ın saptırdığını yola getirecek yoktur. O, sapanları taşkınlıkları içinde bocalayıp dururlarken bırakır.
- Musa: "Rabbim, katından bir doğruluk rehberini kimin getirdiğini, dünyanın sonunun kimin olacağını daha iyi bilir.
- İnsanı nutfeden yaratmıştır. Öyleyken o nasıl da açıkça karşı koymaktadır!
- "Şu yazımı götür, onlara at, sonra bir yana çekil, varacakları sonuca bak."
- İyi bilin ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.
- Onlara Kuran okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?
- Artık bugün kimseye hiçbir haksızlıkta bulunulmaz. İşlediklerinizden başkasıyla karşılık görmezsiniz.
- And olsun ki Rabbinin varlığının büyük delillerini gördü.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hadid indirin:
Hadid Suresi mp3 : Hadid suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler