Ahzab suresi 15. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَقَدْ كَانُوا عَاهَدُوا اللّٰهَ مِنْ قَبْلُ لَا يُوَلُّونَ الْاَدْبَارَۜ وَكَانَ عَهْدُ اللّٰهِ مَسْؤُ۫لًا ﴾ [الأحزاب: 15]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelekad kânû ‘âhedû(A)llâhe min kablu lâ yuvellûne-l-edbâr(a)(c) vekâne ‘ahdu(A)llâhi mes-ûlâ(n) [Ahzab: 15]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
And olsun ki, daha önce, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a ahd vermişlerdi. Allah'a verilen ahd sorulacaktır. [Ahzab: 15]
Ahzab Suresi 15. ayet tefsiri
Can ve malın tehlikelere maruz kaldığı savaş anları, imanın ciddi bir imtihandan geçirildiği, ondaki zafiyetin, içinde taşıdığı küfür ve nifak izlerinin iyice belirginleştiği kritik zamanlardır. Geniş ve rahat zamanlarda gizli kalıp kendini göstermeyen menfi duygular, dokunan tahrik edici iğne uçlarıyla deprenmeye ve gün yüzüne çıkmaya başlar. Kalp küpünün içine depolanmış nifak tortuları gevşeyip eriyerek dilden dökülür. Savaşın şiddeti arttıkça iç yüzlerin dışa yansıması daha da kolaylaşır ve netleşir. Böyle durumlarda, kimsenin gerçek kişiliğini gizleyebilme imkânı kalmaz. İşte Hendek savaşında da kalabalık düşman orduları tarafından kuşatma altına alınan, bir ay geçmesine rağmen zafere ait müspet en küçük bir işaret bile göremeyen, hatta ellerindeki zaruri ihtiyaç maddeleri bile sıfırlanan münafıklar ve zayıf imanlı kimseler, imtihanı kaybetmişler, içlerindeki marazı kusmuşlar ve bahane uydurarak savaştan kaçmaya çalışmışlardır.
Rivayete göre Allah Resûlü ( s.a.s. ) ashâbıyla birlikte hendeği kazarken büyük bir kayaya rastlandı. Kayayı sökmeyi veya kırmayı başaramayan askerler, durumu Efendimiz ( s.a.s. )’e arz ettiler. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) kazmayı eline aldı ve üç vuruşta kayayı parçaladı. Her vuruşta “ Allahu Ekber ” diyor ve “ İran, Suriye, Yemen ” gibi ülkeleri zikrederek ileride müslümanlara nasip olacak fetihleri bir bir müjdeliyordu. Bu müjdeyi işiten yahudiler ve münafıklar ise “ Biz korkudan helaya gidemezken o bize İran ve Bizans’ın hazinelerini müjdeliyor, bu aldatmadan başka bir şey değil ” demişlerdi. ( Nesâî, Cihad 42; Kurtubî, el-Câmi‘, XIV, 130-131 ) Bir kısmı arkadan orduyu ifsat etmek, azimlerini kırıp geri döndürmek için faaliyet yürütürken, bazıları da Medine’de bıraktıkları evlerinin açık, sahipsiz ve korumasız olduğunu bahane ederek cepheden kaçmaya çalışmışlardı. Bunların hepsi nifakın ve iman zafiyetinin açık nişâneleri idi. Bunlar arasında Uhud savaşında yılgınlık gösterdikleri için tevbe edip, bir daha böyle yapmayacaklarına yemin ederek Resûlullah ( s.a.s. )’e söz verenler de vardı. Fakat bunlar da sözlerinden dönmüşlerdi. Halbuki Allah’a verilen sözün bir mes’uliyeti, bir bedeli vardır. Bu mutlaka sorulur ve tutulmazsa cezası verilir.
13. âyette geçen يَثْرِبُ ( Yesrib ), Medine’nin Allah Resûlü ( s.a.s. )’in hicretinden önceki ismiydi. “ Kurak, çorak yer ” anlamını taşıyordu. Efendimiz ( a.s. ), gelince onu Medine olarak değiştirmişti. Münafıklar buna rağmen Yesrib demekle, içlerindeki nifâkı ortaya koyuyorlardı.
Böyle imanı zayıf, sabrı az, gevşek karakterli münafık tiplere şu gerçekleri hatırlatmak faydalı olabilir:Ömer Çelik Tefsiri
Ahzab suresi 15 ayeti anlamı - okunuşu
Oysa daha önce onlar, ne olursa olsun düşman karşısında geri dönüp kaçmayacaklarına dâir Allah’a kesin söz vermişlerdi. Şunu bilin ki, Allah’a verilen sözün hesabı mutlaka sorulacaktır!
Mokhtasar tefsiri
Ant olsun ki, Uhud günü savaştan kaçtıktan sonra bu münafıklar; eğer Allah onları başka bir savaşa şahit tutarsa, düşmanları ile savaşacaklarına ve onlardan korkup kaçmayacaklarına dair Allah`a söz vermişlerdi. Fakat verdikleri sözü bozdular. Kul, Allah`a verdiği sözden mesuldür ve elbette bundan hesaba çekilecektir.
Ali Fikri Yavuz
Halbuki bundan evvel Allah’a söz vermişlerdi: Arkalarını dönmiyeceklerdi. Allah’a verilen söz ise, sorumluluğu gerektirir
İngilizce - Sahih International
And they had already promised Allah before not to turn their backs and flee. And ever is the promise to Allah [that about which one will be] questioned.
Ahzab suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Halbuki onlar, andolsun ki bundan önce söz de vermişlerdi Allah'a geri dönmemeleri için ve Allah'a verilen söz, sorulacaktır.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Halbuki bundan əvvəl (Ühüd vuruşundan sonra) bir daha (düşməndən) üz çevirib qaçmayacaqları barədə Allaha söz vermişdilər. Allaha verilən əhd barəsində (qiyamət günü) mütləq sorğu-sual olunacaqdır!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz mesuliyeti gerektirir!
Ahzab suresi (Al-Ahzab) 15 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَقَدْ كَانُوا عَاهَدُوا اللَّهَ مِن قَبْلُ لَا يُوَلُّونَ الْأَدْبَارَ ۚ وَكَانَ عَهْدُ اللَّهِ مَسْئُولًا﴾
[ الأحزاب: 15]
ولقد كانوا عاهدوا الله من قبل لا يولون الأدبار وكان عهد الله مسئولا
سورة: الأحزاب - آية: ( 15 ) - جزء: ( 21 ) - صفحة: ( 419 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- "Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün" denir, sonra ona:
- O, suyu gökten bir ölçüye göre indirir. Biz onunla ölü memleketi diriltiriz. İşte siz de
- Her birini günahı sebebiyle yakaladık; kimine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini bir çığlık yok etti,
- "Oğlana gelince; onun ana babası inanmış kimselerdi. Çocuğun onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden korkmuştuk.
- Ancak inanıp yararlı iş işleyenler, birbirlerine gerçeği tavsiye edenler ve sabırlı olmayı tavsiye edenler bunun
- Yusuf'un yanına geldiklerinde, o, anasını babasını bağrına bastı, "Allah'ın dileğince, güven içinde Mısır'da yerleşin" dedi.
- O, kendiliğinden konuşmamaktadır.
- Onlara izin de verilmez ki özür beyan etsinler.
- Her ümmete, yerine getirmeleri gerekli ibadetler koyduk. Öyleyse, bu konuda seninle çekişmelerine fırsat verme; Rabbine
- Yanındaki melek: "İşte bu yanımdaki hazırdır" der.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ahzab indirin:
Ahzab Suresi mp3 : Ahzab suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler