Kasas suresi 16. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿قَالَ رَبِّ اِنّ۪ي ظَلَمْتُ نَفْس۪ي فَاغْفِرْ ل۪ي فَغَفَرَ لَهُۜ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُ ﴾ [القصص: 16]
ayet arapça & türkçe okunuşuKâle rabbi innî zalemtu nefsî faġfir lî feġafera leh(u)(c) innehu huve-lġafûru-rrahîm(u) [Kasas: 16]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Musa: "Rabbim! Doğrusu kendime yazık ettim, beni bağışla" dedi. Allah da onu bağışladı. O, şüphesiz bağışlayandır, merhamet edendir. [Kasas: 16]
Kasas Suresi 16. ayet tefsiri
Mûsâ Firavun sarayında büyüyüp yiğitlik çağına erişti. Bedenen ve zihnen iyice olgunlaştı; güç ve kuvvet kazandı. Allah Teâlâ kendisine peygamberlik öncesinde “ hüküm ve hikmet ” verdi. Bu sâyede iyiyi kötüden ayırabileceği, mes’eleleri gerektiği gibi anlayıp değerlendirebileceği, doğru ve yerinde karar verebileceği bir kabiliyet elde etmiş oldu. Bir de ona “ ilim ” verdi. Bu sayede de artık o, ne yapması gerektiğini bilecek ve işlerini o istikâmette yapmaya çalışacaktı. Mûsâ, fıtratı iyilik yapmak üzere yaratılmış, peygamber namzedi bir güzel insandı. Cenâb-ı Hak onu, yavaş yavaş hem o büyük vazifeye hazırlıyor, hem de ona mükâfatlarda bulunuyordu. Bu sırada meydana gelen beklenmedik bir olay, âdetâ bundan sonra meydana gelecek hâdiseler için “ pini çekip dinamidi ateşleme ” mesâbesinde idi.
Mûsâ’nın, kendinden yardım isteyen İsrâilî’nin imdâdına yetişip onu kurtarmak için salladığı tek yumruk, kavganın diğer ucunda yer alan kıptînin düşüp ölmesine yetmişti. Halbuki Mûsâ’nın öyle bir niyeti yoktu. Fakat Allah Teâlâ, İsrâiloğulları’nı Firavun’un zulmünden kurtarmak için takdir buyurduğu küllî planı safha safha uyguluyordu. Buna göre Mûsâ’nın Mısır’dan çıkması için son derece mücbir bir sebebin olması lazımdı. İşte normal şartlarda tek yumrukla sağlıklı bir adamın ölme ihtimali oldukça düşükken, o kıptinin Mûsâ’nın bir vuruşuyla ruhunu teslim etmesi, bu ilâhî planın bir uzantısı idi.
Peygamberler, insanüstü bir güce sahip olmadıklarını anlamak ve beşer olmanın acziyetini tatmak için zaman zaman zelle işlemişlerdir. Fakat böyle bir zelle söz konusu olduğu zaman, hatada ısrar etmeyip veya cahil kimselerin yaptığı gibi kendilerini haklı çıkarmaya çalışmayıp, bunun şeytandan kaynaklanan bir durum olduğunu fark ederek derhal Rablerine yönelmiş ve O’na tevbe etmişlerdir. Nitekim Hz. Âdem, eşi Havva ile birlikte cennette yasak ağaca yaklaşma zellesini işleyince hemen:
“ Rabbimiz! Biz kendi kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen hiç şüphesiz ebedî kaybedenlerden oluruz. ” ( A‘râf 7/23 ) demişlerdi.
Hz. Nûh da, kendi ailesinden olduğunu, halbuki ailesinin kurtulacağına dair ilâhî vaadin bulunduğunu söylemek sûretiyle oğlunun boğulmasının hikmetini soracak gibi oldu. Allah Teâlâ’nın “ O, senin ailenden değil ” ikazıyla uyanan Nûh ( a.s. ) hemen:
“ Rabbim! Doğrusu ben, hakkında bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen elbette ziyana uğrayanlardan olurum ” dedi. ( Hûd 11/47 )
Yine Yûnus ( a.s. ), kavmini verilen süreden üç gün önce terk etmek suretiyle işlediği zelle yüzünden okyanusta balığın karnına girdi. Orada karanlıklar içinde derhal:
“ Senden başka ilâh yoktur. Sen her türlü kusurdan, eşi-ortağı olmaktan pak ve uzaksın. Şüphesiz ben kendine yazık edenlerden oldum ” ( Enbiyâ’ 21/87 ) diye yalvardı.
Bütün bunlar, mü’minlerin küçük olsun büyük olsun günahlar karşısında nasıl duyarlı bir kalp ve hassas bir ruh ile hareket etmeleri lazım geldiğine ve süratle Allah’tan bağışlanma istemenin lüzûmuna işarettir.
Allah Teâlâ, Mûsâ’nın duasını kabul etti, zellesini bağışladı, gönlündeki gam ve kederi giderdi. ( bk. Tâhâ 20/40 ) Çünkü O, gerçekten çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bir Rabdir. Buna karşılık Mûsâ da: “ Rabbim! Bana lütfettiğin bunca nimetler hakkı için bir daha suçlulara aslâ arka çıkmayacağım ” ( Kasas 28/17 ) diye söz verdi. O, bu sözüyle, ister fert ister topluluk olsun, dünyada zulmeden, suç işleyip hainlik eden hiç kimseye yardımcı olmamayı kastediyordu. Böylece Mûsâ o günlerde Firavun ve idâresiyle olan ilişkilerini kesmeyi ahdetmişti. Zira onlar zâlimdi ve ülkede zulme dayanan bir sistemi hâkim kılmışlardı. Artık Mûsâ gibi takvâ sahibi bir insanın böyle zorba bir sistem içinde vazife yapmaya, onun güç ve itibarının yükselmesine alet olmaya daha fazla devam edemeyeceği ortaya çıkmıştı. Mûsâ’nın bu sözünden anlaşıldığına göre, bir mümin, ister bir fert, ister bir zümre, isterse iktidardaki bir düzen olsun zâlime yardım etmekten tamamen kaçınmalıdır.
Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:
“ Kıyamet gününde bir münadi: «Nerede zalimler, nerede zalimlere benzeyenler ve zalimlere yardımcı olanlar, hatta onlara mürekkep hokkası uzatan yahut onların bir kalemini yontan dahi olsa nerede?» diye seslenir. Bunların hepsi demirden bir tabutun içine topluca tıkışırlar ve bu tabutla birlikte cehenneme atılırlar. ” ( Deylemî, Firdevs, I, 255 )
“ Allah Teâlâ, uğradığı bir zulüm sebebiyle yardımcı olmak üzere bir mazlum ile yürüyen kimsenin ayaklarını, ayakların kaydığı kıyamet gününde sırat üzerinde sabit kılar. Her kim de bir zalim ile birlikte zulmünde ona yardımcı olmak üzere yürüyecek olursa, Yüce Allah ayakların kaydığı o günde sıratın üzerinde onun ayaklarını kaydırır. ” ( Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, I, 315 )
Bakalım, son derece tehlikeli bir sürecin başladığı sırada Mûsâ ne yaptı:
Ömer Çelik Tefsiri
Kasas suresi 16 ayeti anlamı - okunuşu
Hemen Rabbine yönelip: “Rabbim! Ben kendime yazık ettim. Ne olur, beni bağışla” diye yalvardı. Rabbi de onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Mokhtasar tefsiri
Musa -aleyhisselam- Rabbine dua edip, ondan sadır olan suçu itiraf ederek şöyle dedi: "Rabbim! Şüphesiz ben bu Kıpti’yi öldürerek kendime zulmettim. Benim günahımı bağışla!” Bunun üzerine Allah Teâlâ Musa -aleyhisselam-’ı bağışladığını beyan etti. Şüphesiz O, kullarından tövbe edeni bağışlar ve onlara merhamet eder.
Ali Fikri Yavuz
(Mûsa yaptığına pişman olarak Allah’dan afv diledi ve şöyle) dedi: “- Ey Rabbim! Doğrusu ben nefsime (onu öldürmekle) yazık ettim. Artık günahımı bağışla.” Bunun üzerine Allah da onu bağışladı. Çünkü O, Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir
İngilizce - Sahih International
He said, "My Lord, indeed I have wronged myself, so forgive me," and He forgave him. Indeed, He is the Forgiving, the Merciful.
Kasas suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Rabbim dedi, ben kendime zulmettim, sen yarlıga beni ve mabudu, onu yarlıgadı; şüphe yok ki o, suçları örter, rahimdir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Musa) dedi: “Ey Rəbbim! Şübhəsiz ki, mən (bu qibtini vurub öldürməklə) özüm-özümə zülm etdim. Buna görə məni bağışla!” (Allah Musanı) bağışladı. Həqiqətən, O, (bəndələrini) bağışlayandır, rəhm edəndir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.
Kasas suresi (Al-Qasas) 16 ayeti arapça okunuşu
﴿قَالَ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ ۚ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ﴾
[ القصص: 16]
قال رب إني ظلمت نفسي فاغفر لي فغفر له إنه هو الغفور الرحيم
سورة: القصص - آية: ( 16 ) - جزء: ( 20 ) - صفحة: ( 387 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Kureyş kabilesinin yaz ve kış yolculuklarında uzlaşması ve anlaşması sağlanmıştır.
- Her ikisini de doğru yola eriştirmiştik.
- And olsun ki, onlar Lut'un konukları olan melekleri elde etmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör
- And olsun ki, onları bu hallerinden vazgeçirecek nice haberler gelmiştir.
- İbrahim, yahudi de, hıristiyan da değildi, ama doğruya yönelen bir müslimdi; ortak koşanlardan değildi.
- Hak uğrunda cihat eden, ancak kendisi için cihat etmiş olur. Doğrusu Allah, alemlerden müstağnidir.
- Müjdeci gelip, gömleği Yakub'un yüzüne bırakınca, hemen gözleri açıldı. Bunun üzerine Yakub "Ben size, Allah
- Vasiyet edenin yanılacağından veya günaha gireceğinden endişe duyan kimse, ilgililerin arasını düzeltirse ona günah yoktur.
- Şüphesiz Lut da peygamberlerdendir.
- İnsanlar arasında, Allah'ın rızasını kazanmak için canını verenler vardır. Allah kullarına karşı şefkatlidir.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kasas indirin:
Kasas Suresi mp3 : Kasas suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler