Ali İmran suresi 194. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿رَبَّنَا وَاٰتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلٰى رُسُلِكَ وَلَا تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اِنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْم۪يعَادَ ﴾ [آل عمران: 194]
ayet arapça & türkçe okunuşuRabbenâ veâtinâ mâ ve’adtenâ ‘alâ rusulike velâ tuḣzinâ yevme-lkiyâme(ti)(k) inneke lâ tuḣlifu-lmî’âd(e) [Ali İmran: 194]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
"Rabbimiz! Peygamberlerinle vadettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen şüphesiz sözünden caymazsın". [Ali İmran: 194]
Ali İmran Suresi 194. ayet tefsiri
Mü’minler bunu taleb ederken Cenâb-ı Hakk’ın şu va‘dine dayanıyorlar:
“ …O gün Allah Peygamber’i ve onunla beraberindeki mü’minleri utandırmayacak, hayal kırıklığına uğratmayacaktır. … ” ( Tahrim 66/8 )
Onlar Allah’a; “ Madem ki sen Habib-i Ekrem’inle birlikte iman edenleri de utandırmayacağını müjdeliyorsun, işte biz de îman ediyoruz, ey Rabbimiz bizleri de o gün rezil rüsvâ eyleme! ” diyorlar. Bu hâlleriyle de Allah’a güvendiklerini ve O’na karşı hüsn-i zan beslediklerini ortaya koyuyorlar. Şu fırıncının yaptığı gibi:
Garip bir fırıncı vardı. Kendisine sahte para verseler de onu alır, paranın sahteliğini bildiği hâlde bunu muhâtabına söylemez ve istenen ekmeği verirdi. Herkes onun bu hâline şaşar ve kimse bunu neden yaptığını anlayamazdı. Nihayet ölüm vakti geldiğinde fırıncı ellerini yüce dergâha açtı ve şöyle yalvardı:
“ Allahım! Biliyorsun ki, yıllarca insanlar bana sahte dirhem getirdi ve ben bunu onların yüzüne vurmayıp istediklerini verdim. Allahım! Şimdi ben senin huzûruna sahte tâatlerle geliyorum; ne olur onları yüzüme vurma!.. ”
Pek çok âyet-i kerîme haber verdiği üzere Allah Teâlâ, müttakîlere mükâfât, yardım ve saadet, fâsıklara da azap va‘detmiştir. Bu durumda âyet-i kerîmeden anlaşılacak bir mâna da şudur:
“ Allahım! Va‘dettiğin şeyleri kazandıracak amelleri işlemeye bizi muvaffak kıl, azâbına müstahak olacağımız amellerden de bizi muhâfaza buyur! ” Âmîn!.
Mü’minlerin bu niyâz ve yalvarışına Cenâb-ı Hak’tan şöyle cevap geliyor:
Ömer Çelik Tefsiri
Ali İmran suresi 194 ayeti anlamı - okunuşu
“Rabbimiz! Peygamberlerin vasıtasıyla va‘dettiğin mükâfatları bize ver; kıyâmet gününde bizi rezil-rüsvâ etme! Şüphesiz sen asla sözünden dönmezsin!”
Mokhtasar tefsiri
Rabbimiz resullerinin dili ile bize vadettiğin hidayeti ve dünyadaki yardımını ver. Kıyamette cehenneme girmek ile bizi rezil rüsva etme. Şüphesiz ki sen, -Ey Rabbimiz- kerem sahibisin, vaadinden dönmezsin.
Ali Fikri Yavuz
Ey Rabbimiz, peygamberlerinin lisânı üzere bize vâdettiğin sevabı ver ve kıyamet gününde bizi rüsvay etme. Şüphe yok ki sen vaadinden dönmezsin.”
İngilizce - Sahih International
Our Lord, and grant us what You promised us through Your messengers and do not disgrace us on the Day of Resurrection. Indeed, You do not fail in [Your] promise."
Ali İmran suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Rabbimiz, bize ver peygamberlerine vaadettiklerini ve aşağılık bir hale getirme bizi kıyamet gününde, gerçekten de sen vaadinden dönmezsin.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Ey Rəbbimiz! Öz peyğəmbərlərin vasitəsilə bizə və’d etdiklərini ver və qiyamət günündə bizi rüsvay etmə! Əlbəttə, Sən Öz və’dinə xilaf çıxmazsan!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vadettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vadinden caymazsın!
Ali İmran suresi (Al Imran) 194 ayeti arapça okunuşu
﴿رَبَّنَا وَآتِنَا مَا وَعَدتَّنَا عَلَىٰ رُسُلِكَ وَلَا تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ إِنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ﴾
[ آل عمران: 194]
ربنا وآتنا ما وعدتنا على رسلك ولا تخزنا يوم القيامة إنك لا تخلف الميعاد
سورة: آل عمران - آية: ( 194 ) - جزء: ( 4 ) - صفحة: ( 75 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Böylece onları, iki gün içinde yedi göğe tamamladı ve her göğün işini kendisine bildirdi. Yakın
- Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız?
- Kudretimizle kendileri için hayvanlar yarattığımızı görmezler mi? Onlara sahip olmaktadırlar.
- Rabbinin sözü, doğruluk ve adaletle tamamlandı. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitir ve bilir.
- Yalnız, Allah'ın merhamet ettiği kimseler bunların dışındadır. O, şüphesiz güçlüdür, merhametlidir.
- Allah'a karşı yalan uyduran veya ayetlerini yalan sayandan daha zalim kimdir? Kitap'daki payları kendilerine erişecek
- Bu, önce inanıp sonra inkar etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalbleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar.
- "O gerçek midir?" diye senden sorarlar. De ki: "Evet, Rabbim hakkı için o gerçektir, siz
- Bunların tutumu, Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin tutumu gibi ki, ayetlerimizi yalanladılar da Allah onları
- Firavun, ondan öncekiler ve alt üst olmuş kasabalarda oturanlar da suç işlemişlerdi.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ali İmran indirin:
Ali İmran Suresi mp3 : Ali İmran suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler