Ankebut suresi 22. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَمَٓا اَنْتُمْ بِمُعْجِز۪ينَ فِي الْاَرْضِ وَلَا فِي السَّمَٓاءِۘ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ۟ ﴾ [العنكبوت: 22]
ayet arapça & türkçe okunuşuVemâ entum bimu’cizîne fî-l-ardi velâ fî-ssemâ-/(i)(s) vemâ lekum min dûni(A)llâhi min veliyyin velâ nasîr(in) [Ankebut: 22]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Siz ne yeryüzünde ve ne de gökte Allah'ı aciz bırakabilirsiniz. Allah'tan başka bir dost ve yardımcınız da bulunmaz." [Ankebut: 22]
Ankebut Suresi 22. ayet tefsiri
Cenâb-ı Hakk’ın kâinatta her an vuku bulmakta olan ilâhî kudret akışları ve azamet tecellileri, O’nun nihâyetsiz bir kudret, sonsuz bir ilim ve hikmete sahip yüce bir varlık olduğunu gösterir. Bunların başında yaratılış gerçeği gelir. Allah, başlangıçta tüm kâinatı ve bütün mahlukâtı yoktan yarattı. Fakat onu o şekilde kendi haline terk etmedi. Her an o yaratmayı tekrar tekrar yinelemektedir. Güneş, dünya ve ay devamlı dönmekte; seneler, aylar, günler, saatler, mevsimler tekrar etmekte; ölüp giden nesillerin yerine yenileri gelmekte; insan ruhuna ait müspet ya da menfi mânevî haller de tekrarlanıp durmaktadır. Bunu yapabilen kudret sahibi Allah, insanları öldükten sonra diriltecek ve sonsuz âhiret hayatını yaratmaya da güç yetirecektir. Dilediğine azap edecek, dilediğine merhamet edecektir. Hiç kimse, O’nu yaptığı işten alıkoyma veya O’nun kudret elinden kaçıp kurtulma ya da O’nun hâkimiyeti dışına çıkma imkânına sahip değildir. İnsana bu konuda yardımcı olacak kimse de bulunmayacaktır. Hâsılı Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren bunca âyetlerini ve O’na kavuşmayı yani âhireti inkâr edenlerin sonu hüsran olacaktır. Bu hüsrandan kurtulmanın yolu ise, İslâm’ın öğrettiği tevhid inancını anlamak, kâmil bir âhiret akîdesine sahip olmak ve dünyadaki kısa imtihan günlerini bu şuurla ihya etmektir.
Söz arasında verilen bu yüksek voltajlı ilâhî telkinlerden sonra sıra kavminin Hz. İbrâhim’e verdiği cevaba gelmektedir:
Ömer Çelik Tefsiri
Ankebut suresi 22 ayeti anlamı - okunuşu
Hem siz, yerin derinliklerine de girseniz, göğün enginliklerine de çıksanız Allah’ın elinden ve hakkınızda vereceği hükmünden kurtulamazsınız. Zâten sizin Allah’tan başka ne bir dostunuz ne de bir yardımcınız vardır.
Mokhtasar tefsiri
Siz yeryüzünde ve gökyüzünde, Rabbinizden kurtulabilecek ve de azabından kaçabilecek değilsiniz. Sizin, Allah’ın dışında işinizi üstlenecek bir dostunuz da yoktur. Allah’ın dışında O`nun azabını sizden kaldıracak bir yardımcınız da yoktur.
Ali Fikri Yavuz
Siz, ne yerde, ne de gökte (Rabbinizi azab etmekten) aciz bırakacak değilsiniz. Sizin için Allah’dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır
İngilizce - Sahih International
And you will not cause failure [to Allah] upon the earth or in the heaven. And you have not other than Allah any protector or any helper.
Ankebut suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Siz onu, ne yeryüzünde aciz bırakabilirsiniz, ne gökyüzünde ve size, Allah'tan başka da ne bir dost var, ne bir yardımcı.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Siz nə yerdə, nə də göydə (Allahı) aciz buraxa bilməzsiniz! (Yerdə də olsanız, göyə də çıxsanız Allahın əzabından qaçıb canınızı qurtara bilməzsiniz!) Allahdan başqa sizin nə bir haminiz, nə də bir mədədkarınız var!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.
Ankebut suresi (Al-Ankabut) 22 ayeti arapça okunuşu
﴿وَمَا أَنتُم بِمُعْجِزِينَ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ ۖ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللَّهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ﴾
[ العنكبوت: 22]
وما أنتم بمعجزين في الأرض ولا في السماء وما لكم من دون الله من ولي ولا نصير
سورة: العنكبوت - آية: ( 22 ) - جزء: ( 20 ) - صفحة: ( 398 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Allah onlara çetin bir azap hazırlamıştır. Ey inanmış olan akıl sahipleri! Allah'tan sakının; Allah size
- İşte böyle; Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir. Ayetlerimizi bile bile inkar etmeleri karşılığı orası onların temelli
- Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar
- "Allah'a güvendik; Ey Rabbimiz! Zalim bir millet ile bizi sınama, rahmetinle bizi kafirlerden kurtar" dediler.
- Gözün kamaştığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın bir araya getirildiği zaman, işte o gün insan:
- Kör ile gören, karanlıklar ile ışık ve gölgelikle sıcaklık bir değildir.
- "Doğru sözlü iseniz bildirin bu tehdit ne zamandır?" derler.
- Kuran okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.
- Şüphesiz ona yol gösterdik; buna kimi şükreder, kimi de nankörlük.
- Bunu, önceden işlediklerinden ötürü, asla dilemeyeceklerdir. Allah zalimleri bilir.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ankebut indirin:
Ankebut Suresi mp3 : Ankebut suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler