Duhan suresi 22. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَدَعَا رَبَّهُٓ اَنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ قَوْمٌ مُجْرِمُونَ ﴾ [الدخان: 22]
ayet arapça & türkçe okunuşuFede’â rabbehu enne hâulâ-ikavmun mucrimûn(e) [Duhan: 22]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Bunlar, suçlu bir millet olduğu için, Rabbine yardım etmesi için yalvardı. [Duhan: 22]
Duhan Suresi 22. ayet tefsiri
Cenâb-ı Hak Hz. Mûsâ’ya kavmini geceleyin yola çıkarıp Mısır’ı terk etmesini emir buyurdu. Firavun ordusunun da kendilerini takip edeceğini haber verdi. Cenâb-ı Hakk’ın lütfuyla Mûsâ ( a.s. ) ve İsrâiloğulları Kızıl Deniz’i geçip kurtuldular. ( bk. Şuarâ 26/52-66 ) Hz. Mûsâ denizi geçtikten sonra, açtığı yolun kapanıp denizin eski haline gelmesi için asasını ona vurmak istedi. Çünkü Firavun’un peşinden gelmesinden korkmuştu. Fakat Allah Teâlâ, Firavun ve ordusunun boğulabilmesi için yolun açık tutulmasını emretti. İsrâiloğullarının ardından geçeriz ümidiyle denizde açılan yollara dalan Firavun ve ordusu, arka tarafları da bütünüyle suyun içinde kalacak duruma gelince, yollar kaldırıldı ve o azgınlar suyun içinde boğuldular. Mısır’da büyük bir refah, sayısız nimetler içinde yaşıyorlardı. Bâtıl bir dava uğruna bütün bu nimetleri ve daha önemlisi canlarını kaybettiler. Bu nimetler, dün köle muamelesi gören İsrâiloğullarına miras bırakıldı.
29. âyette yer alan “ Gök ve yerin ağlaması ”, mecazi bir ifadedir. Onların hâline hiç kimsenin acımadığını haber verir. Bir açıklamada şöyledir: Araplar bir büyük insan vefat ettiğinde: “ Onun için gök ve yer ağladı ” derler, bununla, onun ölümü ile gelen musibetin her şeyi kuşattığını söylemek isterlerdi. Halkın kullandığı bu ifade seçilerek, Firavun ve adamlarının değersizliği anlatılmıştır. Bir yoruma göre de gök ve yerden maksat, gök ve yer halkıdır. Bunlardan hiçbiri onların helakine üzülmemişlerdir. Çünkü onlar, Allah’ın yarattıklarına karşı herhangi bir kimsenin kendileri için üzülmesini gerektirecek bir iyilik bile yapmamışlardır. Yine onlar, göktekilerin, onların yıkılmasından üzüntü duyacakları, Allah rızâsı için bir iyilik de yapmamışlardır. Allah’ın kendilerine tanıdığı fırsat boyunca, yeryüzünde fesat çıkarmışlar ve sonunda haddi aştıklarında azaba uğramış, adeta bir çöp gibi ezilerek bir kenara atılmışlardır.
“ Onlara ne gök ağladı ne de yer ” ifadesi, hakiki anlamda kullanılmış da olabilir. Dolayısıyla bunların başkaları için ağlayabileceğini hatıra getirmektedir. Nitekim Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ) şöyle buyurmuştur: “ Her bir mü’min için gökte iki kapı vardır. Bunların birinden onun yaptığı ameller yükselir, diğerinden de onun rızkı iner. O mü’min öldüğünde ikisi de onun arkasından ağlar. ” Peygamberimiz ( s.a.s. ) bunu söyledikten sonra Duhan sûresi 29. âyeti okumuştur. ( Tirmizî, Tefsir 44/2 )
Şunu ifade edelim ki, nasıl göklerin ve yerin Allah’ı tesbihini tam olarak anlamamız mümkün değilse ( bk. İsrâ 17/44 ), onların ağlamasının mâhiyetini de tam olarak anlayamayız.
Gelelim Firavun zulmünden kurtulan İsrâiloğulları’nın durumuna:Ömer Çelik Tefsiri
Duhan suresi 22 ayeti anlamı - okunuşu
Sonunda Mûsâ Rabbine: “Yâ Rabbi! Doğrusu bunlar suç işlemekte aşırı giden inkârcı bir güruh! Artık onları sana havâle ediyorum Allahım!” diye yalvardı.
Mokhtasar tefsiri
Musa -aleyhisselam- Rabbine şöyle dua etmişti: "Şüphesiz bu kavim -Firavun ve ileri gelenleri- suçlu bir kavimdir. Cezalarının acele getirilmesini hak ediyorlar."
Ali Fikri Yavuz
Sonra Mûsa Rabbine şöyle dua etti: “- (Ey Rabbim, bu müşriklere müstahak oldukları cezayı ver; çünkü) bunlar günahkâr bir kavimdir.”
İngilizce - Sahih International
And [finally] he called to his Lord that these were a criminal people.
Duhan suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Derken Rabbine dua edip şüphe yok ki bunlar demişti, mücrim bir topluluk.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Sonra (Musa) Rəbbinə belə dua etdi: “Həqiqətən, bunlar günahkar bir qövmdür! (Pərvərdigara! Bunlara layiq olduqları cəzanı ver!)”
Kuran Araştırmaları Vakfı
Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.
Duhan suresi (Ad-Dukhaan) 22 ayeti arapça okunuşu
﴿فَدَعَا رَبَّهُ أَنَّ هَٰؤُلَاءِ قَوْمٌ مُّجْرِمُونَ﴾
[ الدخان: 22]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İşte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine ikram olunur.
- Gözler O'nu görmez, O bütün gözleri görür. O Latif'tir, haberdardır.
- Kuran'ı, önce gelen Kitap'ı tasdik ederek ve ona şahid olarak gerçekle sana indirdik. Allah'ın indirdiği
- Kendilerini Allah'a vermiş olanları hiç suçlular gibi tutar mıyız?
- Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak
- Milleti onunla tartışmaya girişti. "Beni doğru yola eriştirmişken, Allah hakkında benimle mi tartışıyorsunuz? O'na ortak
- İnsan ancak çalıştığına erişir.
- Gerçeği getiren ve onu doğrulayanlar, işte onlar, Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.
- Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.
- Bir mucize gördüklerinde onu eğlenceye alırlar.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Duhan indirin:
Duhan Suresi mp3 : Duhan suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler