Tin suresi 4. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Tin suresi 4 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Tin suresi - At-Tin aya 4 (The Fig Tree).
  
   

﴿لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ ﴾ [التين: 4]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Lekad ḣalaknâ-l-insâne fî ahseni takvîm(in) [Tin: 4]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Biz insanı en güzel şekilde yarattık, [Tin: 4]


Tin Suresi 4. ayet tefsiri

Yüce Allah insanı en güzel ve en mükemmel bir sûrette yaratmıştır. Âyette geçen اَلتَّقْو۪يمُ ( takvîm ) kelimesi; eğriyi doğrultmak, kıvama ve nizama koymak, kıymet biçmek, kıymetlendirmek gibi mânalara gelir. اَحْسَنُ تَقْو۪يمٍ  ( ahsen-i takvim ) terkibi ise, en mükemmel bir biçimde biçimlendirmek, en güzel bir sûrette yaratmak demektir. Bu ise maddî manevî her türlü güzelliği ihtiva eder. Bu süreç, insanın anne rahminde safhalardan geçip yaratılışı tamamlandıktan sonra dünyaya gelişini takiben belinin doğrulmasına, biçiminin güzelleşmesine, kuvvet ve melekelerinin gelişmesine kadar, oradan da akıl, irfan ve ahlâkıyla ilâhî güzelliğe ermesine kadar sürüp gider.

Demek ki, insanın en güzel şekilde yaratılmasının bir maddi yönü bir de mânevî yönü bulunmaktadır. Onun fiziki yapısının düzgün ve uyumlu olması mes’elenin maddi yönünü oluşturur. İşin mânevî yönüne gelince insanın bedenen düzgün olması, onun dış düzgünlükten iç düzgünlüğe yönelmesi, ruhaniyet basamaklarını tırmanarak yerden göğe doğru yükselmeye başlamasına bir basamak teşkil edecektir. Bu sebepledir ki “ ahsen-i takvim ” ibaresine; “ şekil ve duygularının güzelliği ”, “ boyunun müstakimliği ve doğruluğu ”, “ akıl, idrak ve iyiyi kötüden ayırt etme gücüyle süslenmesi ”, “ gençliği ve kuvveti ” ve “ ahlâk güzelliği ” şeklinde birbirini tamamlayan farklı mânalar verilmiştir. ( bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXX, 307-308 ) Doğru olanı ibarenin, verilen bütün bu mânaları ve güzel olan her şeyi içine alacak şekilde umumi bir anlam taşıdığını kabul etmektir. Buna göre ifade, insanın gerek boyunun posunun doğruluğu ile günden güne gelişen şeklinin güzelliği gerek aklının, zihninin var olan bütün güzellik ve yücelikleri idrak edebilecek kabiliyette olması ve gerekse ilâhî ahlâk ile ahlâklanabilecek derecede tekamüle elverişli olan ahlâk güzelliği gibi maddi ve mânevî her türlü güzelliği şümûlüne almaktadır.

İnsanın mâhiyet ve aslına, insanlık âlemine derin bir bakışla bakılıp onun dış ve iç âleminde bulunan incelikler tefekkür edildiğinde onun görünen ve görünmeyen âlemlerin hülasası, yaratılış kitabına yazılmış son derece dikkat çekici ve etkileyici ibareleri kapsayan ve onlardaki ilâhî sırların olmuş-olacak bütün mânalarını toplayan bir nüshası olarak görülür. İnsanın taşıdığı bu derin mânayı Hz. Ali’nin söylediği şu mısralar ne güzel ifade eder:

دَوَائُكَ ف۪يكَ فَلَا تَشْعُرْ    وَ دَائُكَ مِنْكَ فَلَا تُبْصِرْ

تَزْعُمُ اَنَّكَ جِرْمٌ صَغ۪يرٌ   وَ ف۪يكَ انْطَوٰي الْعَالَمُ الأكْبَرُ

“ İlacın sendedir de farkında olmazsın,

Derdin de sendendir fakat görmezsin,

Sanırsın ki sen sade küçük bir cisimsin

Oysa sende dürülmüş en büyük âlem. ”

Bu bakımdan insandaki en güzel kıvam, onun sadece duygusuz olan suretinde değil, bundan daha mühim bir şekilde onun hissiyâtında, özellikle güzelin, güzelliğin ne olduğunu anlamasında, bu duygudan hareketle güzellerin güzeli olan en güzel yaratıcıyı ve O’nun mutlak güzellikle en güzel olan kemal sıfatlarını tanıyıp O’nun ahlâkıyla ahlâklanmasındadır. İnsanın yaratıldığı andan itibaren ulaşabileceği en kemal nokta budur. Ancak insan, ilk doğuşunda bu olgunlukta değildir. O bu olgunluğa ve bu güzelliğe doğru ilerleme kabiliyetiyle donanımlı olarak yaratılmıştır.

Nitekim Hz. Mevlânâ’nın verdiği şu misâl, insanın rûhen olgunlaşıp mânen yükselişini pek güzel ifade eder:

“ Dallar, yapraklar toprak hapsinden kurtulunca, başlarını kaldırıp rüz­gârların eşi, dostu olurlar; rüzgârlarla oynaşırlar. Yapraklar, daldaki tomurcukları yarıp çıkınca, ağacın tepesine kadar tırmanırlar. Her yaprak, her meyve, kendi tomurcuğunun dili ile ayrı ayrı Allah’a şükreder: İhsan, iyilik sahibi Allah, bizim kökümüzü besledi, ağaç da o kökten kuvvet alıp kalınlaştı. Doğrulup yükseldi. Su ve toprak içinde mahpus bulunan, yâni balçığa saplanmış kalmış olan canlarımız da balçıktan kurtulunca neşeli bir halde, Hakk’ın aşk ve muhabbet havası içinde, neşeli neşeli oynarlar, ayın on­dördü gibi noksansız ve tastamam bir hale gelirler. Onların tenleri oynayıp durur, canlarının nasıl olduklarını sorma. Hele cismaniyeti kalmamış, tümden can kesilmiş olanların halinden hiç sorma, onları anlatmaya imkân yoktur. ” ( Mevlânâ, Mesnevî, 1342-1348. beyitler )

Bahsedilen mükemmel yaratılışı Yüce Rabbimiz, yarattığı her kuluna meccânen ihsan etmiştir. Bu muazzam fabrikayı her kulu için hazırlamıştır. Sûrenin girişindeki yeminlerde işaret edildiği gibi, gönderdiği peygamberler ve indirdiği kitaplarla bu ilâhî fabrikanın nasıl çalıştırılacağının usul ve kâidelerini açıklamıştır:


Ömer Çelik Tefsiri
Tin suresi Diyanet

Tin'den 4 Ayeti'ni dinle


Tin suresi 4 ayeti anlamı - okunuşu

Muhakkak ki biz insanı en mükemmel biçimde yarattık.


Mokhtasar tefsiri

Kuşkusuz biz, insanı en düzgün ve en üstün surette var ettik.


Ali Fikri Yavuz

Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık


İngilizce - Sahih International


We have certainly created man in the best of stature;

Tin suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Gerçekten de biz, insanı, en güzel bir surete sahip olarak yarattık.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Biz insanı ən gözəl biçimdə yaratdıq!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

Tin suresi (At-Tin) 4 ayeti arapça okunuşu

﴿لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ﴾
[ التين: 4]

lekad halaknel 'insane fi ahseni takvim

لقد خلقنا الإنسان في أحسن تقويم

سورة: التين - آية: ( 4 )  - جزء: ( 30 )  -  صفحة: ( 597 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. İşlerin karşılık göreceği günün zamanını sorarlar.
  2. And olsun Sina dağına,
  3. Zaten onlar, kıyamet saatini de yalanladılar. O saatin geleceğini yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırlamışızdır.
  4. "Rabbine giden yolu göstereyim ki O'na saygı duyup korkasın."
  5. Vaktaki Allah katından onlara, kendilerinde olanı tasdik eden Kitap geldi ki onlar bundan önceleri, inkar
  6. Alevli ateşe yaslanacaktır.
  7. Söyleyin; yaktığınız ateşin ağacını var eden sizler misiniz, yoksa onu Biz mi var ederiz?
  8. Nice kasabalara, haksız oldukları halde, mehil vermiştim; sonunda onları yakalayıverdim. Dönüş ancak Bana'dır.
  9. Kitap ehlinden bir takımı şöyle dedi: "İnananlara indirilene günün başında inanın, sonunda inkar edin ki,
  10. Allah: "Ey sürücü ve şahit! Her inatçı inkarcıyı, iyiliklere boyuna engel olan, mütecaviz, şüpheye düşüren,

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Tin indirin:

Tin Suresi mp3 : Tin suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Tin Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Tin Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Tin Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Tin Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Tin Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Tin Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Tin Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Tin Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Tin Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Tin Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Tin Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Tin Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Tin Suresi Al Hosary
Al Hosary
Tin Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Tin Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, July 16, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler