Hicr suresi 41. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿قَالَ هٰذَا صِرَاطٌ عَلَيَّ مُسْتَق۪يمٌ ﴾ [الحجر: 41]
ayet arapça & türkçe okunuşuKâle hâżâ sirâtun ‘aleyye mustekîm(un) [Hicr: 41]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
'Allah şöyle dedi: "Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır." [Hicr: 41]
Hicr Suresi 41. ayet tefsiri
İblîs, azgınlığını Cenâb-ı Hakk’a nispet ederek büyük bir küstahlık yapar; isyanına isyan, günahına günah katar. Bu yetmiyormuş gibi, insanları da kendi yaptığı gibi günaha teşvik edeceğine, onları cazip dünya süsleriyle meşgul edip taatlerden uzaklaştıracağına, yine onları azdırıp yoldan çıkaracağına dair o Yüce Huzur’da pervasızca yemin eder.
Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurmuştur:
“ İblîs: «Rabbim, izzet ve celâlin hakkı için Âdemoğullarının ruhları bedenlerinde bulunduğu surece onları azdırmaktan geri durmayacağım» der. Bunun üzerine Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: «İzzetim ve celalim hakkı için ben de onlar benden bağışlanma diledikleri sürece günahlarını bağışlayıp duracağım.» ” ( Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 76 )
Ancak İblîs’in burada bir gerçeği dile getirdiği de dikkatlerden kaçmamaktadır. Herhalde Cenâb-ı Hak ona bunu söylemesini emretmiş, o da bunu itiraf etmek durumunda kalmıştır. O gerçek de şudur: “ İblîs, Allah’ın ihlâsa erdirilmiş, samimi ve teslimiyet ehli kullarına hiçbir zarar veremeyecektir. ” Bunlar, gönüllerini Allah’a muhabbete, her türlü fiil ve davranışlarını Allah’a itaate, bütün imkân ve istidatlarını Allah’ın dinine hizmete adamış seçkin, lekesiz, tertemiz ve has kullardır. Belki de insanın karşısına İblîs gibi bir imtihanın çıkmasının esas hikmetlerinden biri de budur: Ateşte eritilerek hâlis hale gelen altın gibi, İblîs ve nefis imtihanı ateşinde eriyerek hâlis bir kul haline gelebilmek. Zaten Yüce Rabbimiz’in emrettiği, kullarını kendine davet ettiği dosdoğru yol, işte bu ihlâs ve tevhid yoludur. Bu yol kulu Allah’a götürür ve bu yolun müstakîm olduğuna da Allah kefildir. Bütün varlığıyla, itikat ve ameliyle bu yola giren Allah’ın seçkin kulları üzerinde İblîs’in ne sözlü olarak onları susturacak bir delili, ne de fiilî olarak sataşacak ve kullanacak herhangi bir güç ve hâkimiyeti bulunmamaktadır. Fakat kendi hür iradesiyle İblîs’in peşinden gidenler müstesnâ. Onlar azgınlığı tercih ettikleri için, İblîs de onları azdırmaktadır. Yani suç İblîs’in değil, ona tâbi olanlarındır. Nitekim İblîs bunu kıyamet günü itiraf edecektir:
“ Hesaplar görülüp iş bitirilince şeytan şöyle der: «Allah size gerçekleşmesi kesin olan bir va‘atte bulundu; ben de size öylesine va‘atte bulundum fakat sözümde durmadım. Aslında benim size istediğimi yaptıracak bir gücüm de yoktu. Sadece ben sizi inkâra çağırdım, siz de bana uydunuz. Öyleyse beni kınamayın da kendinizi kınayın. Bugün, ne ben sizin feryadınıza yetişebilirim, ne de siz benim feryadıma yetişebilirsiniz. Dünyada iken beni Allah’a ortak tanımış olmanızı da reddediyorum. Elbette zâlimlere can yakıcı bir azap vardır.» ” ( İbrâhim 14/22 )
Bu âyet-i kerîmenin de işaret ettiği gibi İblîs ve ona tâbi olanlara va‘dedilen yer cehennemdir. Onun yedi kapısı vardır. Oraya müstehak olan azgınlardan, işledikleri kötülüklerin büyüklüğüne göre kim nereye layıksa o kapıdan cehenneme girecektir.
Cehennem kapılarının yedi olmasıyla cennet kapılarının sekiz olması arasında açık bir irtibat vardır. Bu kapıların da insan bedeni üzerindeki itaatle sorumlu tutulan organlarla çok yakın bir alakası olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi insanın sorumlu organları sekiz tanedir: Bunlar kalp, dil, kulak, göz, el, ayak, ağız ve tenâsül uzvudur. Bunların yedisi açık, birisi gizlidir ki, o da kalptir. Doğrudan doğruya Allah’a bakan kalp kapısı açık olursa, bu sekiz azanın her biri Allah’ın emri üzere hareket ederek cennete birer giriş kapısı olabilir. Böylece cennete sekiz kapıdan girilebilir. Fakat içte ruh körlenmiş, kalp kapısı kapanmış bulunursa dıştaki yedi azanın her biri cehenneme açılmış birer giriş kapısı olurlar. İşte cennet kapıları sekiz olduğu halde, cehennem kapılarının yedi olmasının böyle bir hikmeti düşünülebilir.
Ahmed b. Hanbel ( r.h. ) der ki:
“ Senin dört düşmanın var:
Birincisi dünyadır. Dünyanın silahı insanlarla birlikte olmak, hapishânesi uzlettir.
İkincisi şeytandır. Şeytanın silahı tokluk, hapishânesi açlıktır.
Üçüncüsü nefistir. Nefsin silahı uyku, hapishânesi uykusuzluktur.
Dördüncüsü hevâdır. Hevânın silahı konuşmak, hapishânesi susmaktır. ” ( Bursevî, Rûhu’l-Beyân, IV, 600 )
İman ve mârifet kapısı olan kalp, cehenneme kapalıdır. Ondan yalnız cennete girilir, Cemâlullâh’a erişilir. Kalbi iman ve ihlasla dirilmiş olan mü’min şeytana uymaz; Allah’ı inkâr etmekten ve O’na isyan etmekten sakınır. Böyle müttakî kullara ise şu nimetler va‘dedilir:
Ömer Çelik Tefsiri
Hicr suresi 41 ayeti anlamı - okunuşu
Allah şöyle buyurdu: “İşte bu ihlâs ve teslimiyet yolu, bana varan dosdoğru yoldur.”
Mokhtasar tefsiri
Allah Teâlâ şöyle buyurdu: "İşte bu, bana ulaştıran ölçülü bir yoldur.``
Ali Fikri Yavuz
Allah Tealâ şöyle buyurdu: “- İşte (ihlâslı müminleri azıtamıyacağına dair) bu dediğin söz, bana aid gerçek bir yoldur
İngilizce - Sahih International
[Allah] said, "This is a path [of return] to Me [that is] straight.
Hicr suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Tanrı, işte bu yol dedi, dosdoğru bana varan yol.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Allah) buyurdu: “Mənə görə, bu, düz yoldur! (Və ya: Bu, sonu Mənə gəlib çatacaq doğru yoldur!)
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Allah) şöyle buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol budur."
Hicr suresi (Al-Hijr) 41 ayeti arapça okunuşu
﴿قَالَ هَٰذَا صِرَاطٌ عَلَيَّ مُسْتَقِيمٌ﴾
[ الحجر: 41]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İleri gelenlerine: "Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz" derler.
- Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a herhangi bir ortak koşmak bize yaraşmaz; bu,
- "Babacığım! Şeytana tapma, çünkü şeytan Rahman'a baş kaldırmıştır"
- Allah'ın buyruğu gelecektir; acele gelmesini istemeyin, Allah, ortak koştukları şeylerden münezzehtir, yücedir.
- De ki: "Ben, dinimi Allah'a halis kılarak O'na kulluk ederim;
- Puta tapanlar: "Toprağa karışıp yok olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız?" derler. Evet; onlar, Rab'lerine kavuşmayı
- Kuran'ı işlerine geldiği gibi bölenlere de, kendi Kitablarının bir kısmına inanıp bir kısmını kabul etmeyen
- Hilelerinin sonunun nasıl olduğuna bir bak! Biz onları ve milletlerini, hepsini, yerle bir ettik.
- Ya, Sin.
- İşte bu, Rablerinin ayetlerini bile bile inkar eden, peygamberlerine kafa tutan ve her inatçı zorbanın
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hicr indirin:
Hicr Suresi mp3 : Hicr suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler