Taha suresi 44. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَيِّنًا لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ اَوْ يَخْشٰى ﴾ [طه: 44]
ayet arapça & türkçe okunuşuFekûlâ lehu kavlen leyyinen le’allehu yeteżekkeru ev yaḣşâ [Taha: 44]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar. [Taha: 44]
Taha Suresi 44. ayet tefsiri
Allah Teâlâ Mûsâ ( a.s. )’ı ilâhî irade ve muhabbete tâbi olarak yüklendiği elçilik vazifesini yerine getirmesi, her türlü tutum ve davranışında Rabbinin rızâsına uygun bir hal üzere bulunması için seçmiştir. Bu mertebeye gelinceye kadar da onu bir kısım sıkıntılara maruz kılarak çile çemberinden geçirmiştir. Zira seçkin kul olmanın bir bedeli vardır. Bu yolda sabrı gerektiren, râzı olmayı gerektiren durumlar olur. Sabır, kişinin, başa gelen musibetlerin acısını yutması; rızâ ise takdirin acılığı karşısında kalbin sevinmesidir. Allah bir kulunu kendine has kılmak isterse onu belâların ortasına atar, sonra da onun cevherini kendine muhabbetten başka her şeyden temizler. Dolayısıyla bu yolun pek çok zorluklarla dolu olduğu anlaşılmaktadır.
Bahsedilen seçme neticesinde Cenâb-ı Hak Mûsâ ( a.s. )’ı risâletle vazifelendirdi. Ona asâ ve yed-i beyzâ gibi mûcizeler verdi. Bunlardan hareketle dinini tebliğ etmesini istedi. Kardeşi Hârûn’u da peygamberlikle şereflendirip ona yardımcı kıldı. Tebliğ yaparken dikkat etmeleri lâzım gelen şu hususları hatırlattı:
› Allah’ı zikirde gevşeklik ve üşengeçlik göstermeyin. Dille, kalple Allah’ı devamlı zikredin. Çünkü Allah’ı zikretmek başarıya ulaşmanın en mühim vasıtasıdır. Bunun hikmeti şudur:
Allah’ı zikreden kişi O’nun celâlini ve cemâlini hatırından çıkarmaz. O’nun celâlini ve büyüklüğünü hatırlayan, başkasını küçük görür ve kimseden korkmaz. Bu hatırlamadan dolayı ruhu kuvvetlenir ve gayesini gerçekleştirmede acziyete düşmez. Allah’ın cemâlini ve lutfunu hatırlayan ise O’nun emirlerini yapma hususunda gevşeklik göstermez. Buna dikkat çekmek üzere âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“ Ey iman edenler! Düşman ordusuyla karşılaştığınız zaman sebat edin, dayanın ve Allah’ı çok çok zikredin ki başarıya erebilesiniz. ” ( Enfâl 8/45 )
Aziz Mahmud Hüdâyî ( k.s. ) Hazretleri: “ Vaazdan önce kelime-i tevhidi söyletmek cemaatin vaazı iyi dinlemesine ve Allah’ın izniyle irşâdın tesirli olmasına vesile olur ” derken de zikrin bu hususiyetine işarette bulunur.
› Firavun’a gidin. Onu tatlı, yumuşak ve gönül okşayıcı sözlerle hakka davet edin.
Burada tebliğde kullanılacak üslubun, hitap şeklinin ve söylenecek sözlerin nasıl olması gerektiği açıklanır. Hitap, tebliğ yapılan şahsın makam ve şahsiyetine uygun olacak; söz tatlı, yumuşak ve kalpleri tesir altına alacak bir keyfiyet ve güzellikte olacaktır. Zira bir işte yumuşaklık o işi güzelleştirip gerçekleşmesini kolaylaştırır. Sertlik ise o işi çirkinleştirir ve olmasını zorlaştırır.
Tebliğde yumuşak ve tatlı bir üslup kullanmaktan gâye muhatabın aklını başına alıp tefekkür ederek faydalı bir sonuca ulaşmasını sağlamaktır. Bunu tam anlamıyla başarmak mümkün olmasa bile, onu içinde bulunduğu katı kalplilikten uzaklaştırıp kısa bir müddette olsa korkmasına ve ürpermesine vesile olabilmektir. Yine onun bâtılda ısrarı bırakıp hakka doğru meyletmesine yardımcı olmaktır.
Bu ilâhî tâlimat istikâmetinde Hz. Mûsâ Firavun’a gittiği zaman yumuşak bir üslup kullanmış ve:
“ Arınmaya gönlün var mı? İster misin, seni Rabbine giden yola ileteyim de O’nu tanıyıp saygıyla O’na teslim olasın! ” ( Naziât 79/18-19 ) demiştir.
Bu hususla alâkalı olarak Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimiz ( s.a.s. )’in müşfik, yumuşak, merhametli ve müsâmahakâr tebliğ metodunu, âyet-i kerîmede şöyle medh ü senâ buyurmuştur:
“ Allah tarafından lutfedilen bir rahmet sâyesinde sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, insanlar etrafından dağılıp giderlerdi… ” ( Âl-i İmrân 3/159 )
Nitekim şâirin şu beyti mes’elenin pek ince ve hikmetli bir yönüne dikkat çeker:
“ Kalb-i sengîne kelâm-ı nerm eder lâbüd eser
Kıt‘a-yı elmâs dâim hâkkolur kurşun ile. ” ( Belîğ )
“ Tatlı söz en katı yürekleri bile mutlaka yumuşatır. Bilmez misiniz ki, gâyet sert olan elması bile, yumuşak bir maden olan kurşunla kazır ve yontarlar. ”
Firavun gibi bir azılıya yumuşak söylemek emredildiğine göre, azgınlık bakımından ondan daha aşağıda olanlara yumuşak söylemek elbette daha uygundur. Zaten Rabbimiz: “ İnsanlara güzel söz söyleyin ” ( Bakara 2/83 ); “ Rasûlüm! Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler ” ( İsrâ 17/53 ) buyurarak, iyiliği emredip kötülüğü yasaklarken de bu inceliğe dikkat edilmesini istemektedir.
Hak dostlarından Yezid er-Rakkâşî şöyle der:
“ Ey kendine düşmanlık edene bile merhametle muameleyi emreden Allahım! Kim bilir dost olup insanları sana çağırana nasıl muamele edersin! ”
Târihin meşhur Haccâc-ı Zâlim’i, zulmüyle şöhret yapmış olsa da filozof tabiatli bir insandı. Bir gün, Cuma namazında onu gören hatip, “ Cihadın en faziletlisi, zâlim sultanın karşısında hakkı ve adâleti söylemektir ” ( Ebû Dâvûd, Melâhim 17/4344 ) hadîsini dikkate alarak hutbede açtı ağzını yumdu gözünü ve Haccâc hakkında pek çok ağır sözler söyledi. Haccâc-ı Zâlim, sükûnetle dinledi. Namazdan sonra hatîbi huzûruna çağırtarak ona sordu:
“ –Sen öyle neler söyledin bakalım hutbede?! ”
Hatib, nasıl olsa kellesinin vurulacağı düşüncesiyle geri adım atmadan Haccâc’a hutbedeki sözlerini biraz daha sert bir üslûb ile tekrar etti. Haccâc:
“ Tuhaf şey ” dedi. “ Sen bilgili bir adama benziyorsun. Lâkin İslâmî davetin metotlarından haberin yok. Sen hiç Kur’ân okumuyor musun? Senden daha faziletli olduğu muhakkak olan Mûsâ ( a.s. )’ı, benden daha kusurlu ve üstelik küfür ehlinden olduğu muhakkak olan Firavun’a gönderirken Cenâb-ı Hak, ona «leyyin» yâni suyun akışı gibi yumuşak bir lisan kullanmasını emir buyurmadı mı? ” dedi. Hatib söyleyecek söz bulamadı. İrşâd metodundaki hatâsını anladı ve özür diledi.
Hâsılı, yumuşaklık mü’minlerin vazgeçilmez vasıflarından biridir. Hakk’a davet ve halka hizmette en mühim düsturdur. Nitekim Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ): “ Allah rıfk sahibidir, rıfkla, yumuşaklıkla muameleyi sever. Sertliğe ve diğer şeylere vermediği sevabı, rıfkla muameleye verir ” buyurmuştur. ( Müslim, Birr 77 )
Mevlânâ Hazretleri de şöyle buyurur: “ Allah’ın: «Ey Mûsâ! Firavun’a karşı yumuşak söz söyle, ona yumuşaklık göster!» sözünü iyi anla! Zira kaynayan yağa soğuk su dökersen ocağı da harap edersin, tencereyi de... ”
O halde her insanı kaynayan bir yağ gibi görmek lâzımdır. Zîra herkeste izzet-i nefis vardır. Sert sözlerden ve kabalıktan hoşlanmaz. Gönüllere girebilmenin tek yolu yumuşaklık ve tevâzûdur.
Mûsâ ( a.s. ), göğsünü genişletmesini ve işinin kolaylaştırmasını Rabbinden isteyip duası kabul edilmesine rağmen, Allah Teâlâ’nın onu kardeşiyle beraber Firavun’a gönderme emri karşısında tekrar korkusunu dile getirdi:
Ömer Çelik Tefsiri
Taha suresi 44 ayeti anlamı - okunuşu
“Ona yumuşak ve gönül alıcı sözler söyleyin. Belki o, böylece aklını başına alır veya hiç değilse biraz korkar.”
Mokhtasar tefsiri
Ona, içinde sertlik olmayan güzel söz söyleyin. Umulur ki öğüt alır ve Allah`tan korkar da tövbe eder.
Ali Fikri Yavuz
Varın da, ona yumuşak söz söyleyin; olur ki nasihat dinler, yahud korkar
İngilizce - Sahih International
And speak to him with gentle speech that perhaps he may be reminded or fear [Allah]."
Taha suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ona yumuşak bir tarzda söz söyleyin, belki öğüt alır, yahut korkar.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onunla yumşaq danışın. Bəlkə, öyüd-nəsihət qəbul etsin, yaxud (Rəbbindən) qorxsun!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, aklını başına alır veya korkar.
Taha suresi (Ta-Ha) 44 ayeti arapça okunuşu
﴿فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَّيِّنًا لَّعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَىٰ﴾
[ طه: 44]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Dedim ki: "Rabbinizden bağışlanma dileyin; doğrusu O, çok bağışlayandır. Size gökten bol bol yağmur indirsin."
- "Siz beni Allah'ı inkar etmeye, bilmediğim bir şeyi O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz; ben ise sizi,
- Bunlardan istediğini bırakır, istediğini yanına alabilirsin. Sırasını geri bırakmış olduklarından da arzu ettiğini yanına almanda
- Hangi biriniz, kendisi ihtiyarlamış ve çocukları da güçsüzken, altlarından ırmaklar akan, hurma, üzüm ve her
- "O sizin de Rabbiniz, önce geçmiş atalarınızın da Rabbidir" dedi.
- "Korkma, sen muhakkak daha üstünsün" dedik.
- Süleyman "Onun tahtını tanınmaz hale getirin, bakalım tanıyabilecek mi yoksa tanıyamayacak mı?" (yola gelecek mi,
- Önce yaratıp sonra bunu tekrar eden O'dur.
- Eğer Rabbin dileseydi insanları tek bir ümmet kılardı. Fakat, Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala
- Dünya nimetini kim isterse, bilsin ki, dünyanın ve ahiretin nimeti Allah'ın katındadır. Allah işitir ve
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Taha indirin:
Taha Suresi mp3 : Taha suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler