Kasas suresi 45. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلٰكِنَّٓا اَنْشَأْنَا قُرُونًا فَتَطَاوَلَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُۚ وَمَا كُنْتَ ثَاوِيًا ف۪ٓي اَهْلِ مَدْيَنَ تَتْلُوا عَلَيْهِمْ اٰيَاتِنَاۙ وَلٰكِنَّا كُنَّا مُرْسِل۪ينَ ﴾ [القصص: 45]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelâkinnâ enşe-nâ kurûnen fetetâvele ‘aleyhimu-l’umur(u)(c) vemâ kunte śâviyen fî ehli medyene tetlû ‘aleyhim âyâtinâ velâkinnâ kunnâ mursilîn(e) [Kasas: 45]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ama biz nice nesiller var etmiştik. Sen, Medyen halkı arasında bulunup, onlara ayetlerimizi okumuyordun, fakat o haberleri sana gönderen Biziz. [Kasas: 45]
Kasas Suresi 45. ayet tefsiri
Resûlullah ( s.a.s. ), peygamber olup benzersiz bir edebiyat mûcizesi olan Kur’ân-ı Kerîm’i getirdiği zaman insanlar şüpheye düşmesinler diye ilâhî takdirin sevkiyle ne bir kitap okumuş, ne de bir satır yazı yazmıştı. ( bk. Ankebût 29/48 ) O, ne yazdığı yazılar ve okuduğu şiirlerle meşhur bir edebiyatçı, ne de yaptığı araştırmalarla ün salmış meşhur bir tarihçi idi. Mekke’de fakir bir ailede yetim olarak dünyaya gelmiş, ilâhî koruma sâyesinde içinde bulunduğu câhiliye toplumunun günahlarına bulaşmadan temiz ve mütevazı bir hayat yaşamış, sadakat ve emniyet timsâli bir insandı. Bir defa olsun kendisine peygamberlik verilip kitap indirileceğini aklından bile geçirmemişti. ( bk. Kasas 28/86 ) Fakat Allah Teâlâ onu seçti ve en faziletli peygamberi kıldı. Ona Kur’ân-ı Kerîm gibi en yüce kelâmını ikram etti. Vahyettiği Kur’an’la birlikte ona, binlerce yıl önce yaşamış peygamberlerin ibret dolu kıssalarını en doğru bir şekilde anlattı. Bu sûrede önemli noktalarıyla nakledilen Hz. Mûsâ kıssası da bunlardan biridir. Burada haber verildiği şekilde bu hâdiseler vuku bulurken Nebiyy-i Muhterem ( s.a.s. ) ne orada hazır bulunmuş, ne de bu hâdiselerin vukuuna şâhit olmuştu. Bunlar kendisine ancak Allah tarafından vahyen bildirilmişti. O halde geçmişe ait gaybî haberler ihtivâ eden bu kıssalar, Efendimiz ( s.a.s. )’in peygamberliğini ispat eden mühim delillerden birini teşkil etmektedir. Nitekim diğer peygamberlerin kıssalarının anlatıldığı yerlerde de aynı hususa vurgu yapıldığı görülür. ( bk. Âl-i İmrân 3/44; Yûsuf 12/102-103; Hûd 11/49 )
Tarih boyunca altın bir zincirin halkaları gibi peygamberler ve ilâhî kitaplar birbirini takip etmiştir. Vahyin nûrunun aydınlatmadığı bir zaman ve bir ümmet olmamıştır. ( bk. Fâtır 35/24 ) Fakat bazan aynı dönemde birden çok peygamber geldiği halde, bazan de iki peygamber arasındaki zaman dilimi “ fetret dönemi ” diyebileceğimiz bir keyfiyette uzun olabilmiştir. İşte Hz. İsa’dan sonra Peygamberimiz Hz. Muhammed ( a.s. )’ın gelişi arasında geçen altı yüz yıllık zaman, böyle bir zamandır. Bu zaman içinde tâbileri Tevrat ve İncil’i tahrif ettiler, hükümleri bozdular, vahyin nûrunun tesiri azaldı, dinî neş’e köreldi ve sönmeye yüz tuttu. Başlangıçta olan iman dinçliği ve amel kudreti kalmadı. Kalpler katılaşmaya yüz tuttu. Dünya tarifi imkânsız bir hasret, derin bir iştiyak ve zaruri bir ihtiyaç içinde semâ kapılarının açılıp yepyeni, terütaze bir vahiy nûrunun gelip kendisini aydınlatması için beklemeye koyuldu. İşte bu bekleyişe cevap olarak ilâhî bir rahmet tecellisi halinde Hz. Muhammed ( a.s. ) gönderildi. Ona indirilen Kur’an’la İslâm dini bütün ihtişâmıyla yeniden hayat buldu. Nitekim şu âyet-i kerîmede bu gerçeğe işaret edilerek, müslümanlara, vahyin inişinden itibaren aradan uzun zaman geçse de dini heyecanlarını hep canlı ve yüksek tutmaları yönünde telkin yapılmaktadır:
“ İman edenlerin, Allah’ın zikri ve Kur’an’dan inen gerçekler karşısında kalplerinin saygı ve ürpertiyle yumuşayıp Allah’ın emirlerine tam teslim olma vakti hâla gelmedi mi? Sakın onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar! Çünkü o kitap verilenler, vahye muhatap olmalarının üzerinden belli bir zaman geçince, artık ona olan saygılarını yitirmişler ve neticede kalpleri kaskatı kesilmişti. Onların pek çoğu Allah’a taatten ve dinin sınırlarından çıkmışlardır. ” ( Hadîd 57/16 )
Dolayısıyla kalplerdeki dinî şuurun yenilenmesinde peygamberlerin ardarda gönderilmesinin büyük tesiri vardır. Peygamber göndermenin diğer hikmetlerine gelince:
Ömer Çelik Tefsiri
Kasas suresi 45 ayeti anlamı - okunuşu
Kaldı ki, biz onlarla senin aranda nice nesiller yarattık da üzerlerinden uzun devirler geçti. Sen ayrıca Medyen halkı arasında yaşamadın ki, Mûsâ ile ilgili âyetlerimizi onlardan öğrenip de Mekke halkına okuyor olasın. Fakat seni peygamber olarak gönderip, onların haberlerini de sana bildiren biziz.
Mokhtasar tefsiri
Fakat biz, Musa’nın ardından çeşitli milletler ve yaratıklar var ettik. Ancak aradan çok uzun zaman geçmesiyle Allah’a verdikleri sözleri unuttular. Sen, Medyen halkıyla beraber yaşıyor değildin ki, ayetlerimizi onlardan okuyup öğrenesin. Fakat biz seni kendi katımızdan gönderdik ve sana Musa’nın haberini ve Medyen’de ki yaşamını vahyettik. Böylece sen de bu konuda Yüce Allah’ın sana vahyettiklerini insanlara haber verdin.
Ali Fikri Yavuz
Fakat biz, Mûsa’dan sonra bir çok ümmetler yarattık da onların üzerine ömür uzadı (her şey çöktü). Sen Medyen halkı içinde durmuş da ayetlerimizi onlardan okuyarak öğrenmiş de değilsin. Ancak biz seni peygamber olarak gönderdik (ve bunları sana öğrettik)
İngilizce - Sahih International
But We produced [many] generations [after Moses], and prolonged was their duration. And you were not a resident among the people of Madyan, reciting to them Our verses, but We were senders [of this message].
Kasas suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Fakat biz, Musa'dan sonra da nice nesiller meydana getirdik de ömürleri uzayıp gitti onların ve sen, Medyen halkı içinde oturup ayetlerimizi onlardan okumak suretiyle de bellemedin, fakat biziz onları gönderen.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Lakin Biz (Musadan sonra) neçə-neçə nəsillər yaratdıq. Onlar uzun ömür sürdülər. (Vəhy kəsildi; bir çox xəbərlər unudulub getdi, şəriət təhrif olundu). Sən ayələrimizi onlara oxuyarkən Mədyən əhli arasında deyildin. (Sən Mədyəndə deyildin ki, onların əhvalını bilib Məkkə əhlinə xəbər verəsən. Buna görə də onlar sənin bu xəbərləri Mədyən camaatından öyrəndiyini deyə bilməzlər). Lakin Biz (bu əhvalatları onlara olduğu kimi xəbər vermək üçün səni) peyğəmbər göndərdik. [Və ya: Ancaq (bu xəbərləri sənə) göndərən Bizik].
Kuran Araştırmaları Vakfı
Bilakis biz nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen, ayetlerimizi kendilerinden okuyarak öğrenmek üzere Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin; aksine (onları sana) gönderen biziz.
Kasas suresi (Al-Qasas) 45 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَٰكِنَّا أَنشَأْنَا قُرُونًا فَتَطَاوَلَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ ۚ وَمَا كُنتَ ثَاوِيًا فِي أَهْلِ مَدْيَنَ تَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِنَا وَلَٰكِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ﴾
[ القصص: 45]
ولكنا أنشأنا قرونا فتطاول عليهم العمر وما كنت ثاويا في أهل مدين تتلو عليهم آياتنا ولكنا كنا مرسلين
سورة: القصص - آية: ( 45 ) - جزء: ( 20 ) - صفحة: ( 391 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- "Ey Nuh! Eğer bu işe son vermezsen, şüphesiz taşlanacaklardan olacaksın" dediler.
- O, yüreklere çökecek olan, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir.
- Bu arada Firavun şehirlere, "Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız" diyen münadiler
- Kimsenin kimseden faydalanamayacağı, kimseden bir şefaat kabul edilmeyeceği, kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği
- Suçluların yolu belli olsun diye, böylece ayetleri uzun uzun açıklarız.
- İnkar edenlerin durumu, çağırma ve bağırmadan başkasını duymayarak haykıran gibidir. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden
- Sonra, iyilik işleyenlere nimeti tamamlamak, her şeyi uzun uzadıya açıklamak, doğruyu göstermek ve rahmet olmak
- Daha ne olsun, sana yazıklar olsun, yazıklar!
- Tarık'ın ne olduğunu sen bilir misin?
- De ki: "Bana vahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti ki pistir ve günah işlenerek Allah'tan
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kasas indirin:
Kasas Suresi mp3 : Kasas suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler