Nur suresi 48. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Nur suresi 48 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Nur suresi - An-Nur aya 48 (The Light).
  
   

﴿وَاِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ اِذَا فَر۪يقٌ مِنْهُمْ مُعْرِضُونَ ﴾ [النور: 48]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Ve-iżâ du’û ila(A)llâhi verasûlihi liyahkume beynehum iżâ ferîkun minhum mu’ridûn(e) [Nur: 48]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Aralarında hüküm vermek üzere Allah'a ve Peygamberine çağırıldıkları zaman, bir takımı hemen yüz çevirirler. İşte bunlar inanmış değillerdir. [Nur: 48]


Nur Suresi 48. ayet tefsiri

Bu âyetler, Resûlullah ( s.a.s. )’in hükmünün Allah’ın hükmü ve onun emrinin Allah’ın emri olduğunu açıkça beyân eder. Bu sebeple Resûl-i Ekrem ( s.a.s. )’e itaate davet, hem Allah’a hem de Rasûlü’ne itaate davettir. Talep edilen ise Allah’ın ve Rasûlü’nün getirdiği hükümlere kayıtsız-şartsız teslim olmaktır. Aksi takdirde, böyle bir dâvâ münafıkça bir hareketten başka bir şey değildir. Âyetlerde bahsedilen durum, sadece hayatta olduğu müddetçe hüküm vermesi için Peygamberimiz ( s.a.s. )’e getirilen meselelerde değil, kıyâmete kadar vuku bulacak tüm meselelerle de doğrudan alakalıdır. Dolayısıyla Allah’ın kitabına ve Resûlullah’ın sünnetine göre hükmeden İslâmî mahkemenin daveti Allah ve Rasûlü’nün mahkemesinin daveti olup, bunu reddeden de şüphesiz Allah’ı ve Rasûlü’nü de reddetmiş olur.

İniş sebebi olarak rivayet edilen şu hâdiseler âyetlerin mesajını daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır:

Birincisi; Bişr adındaki münafık ile yahudilerden bir adam arasında arazi hususunda bir anlaşmazlık vardı. Yahudi o münâfığı Resûlullah ( s.a.s. )’in huzurunda mahkeme olmaya, onun hükmüne başvurmaya çağırdı. Münafık haksız olduğunu biliyordu. Bu sebeple bunu ka­bul etmeyerek: “ Muhammed bize haksızlık yapar. Bunun yerine biz Ka’b b. Eşref’in hakemliğine başvuralım ” dedi. Bu âyet onun hakkında nâzil oldu. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXIV, 19 )

İkincisi; Muğîre b. Vâil ile Hz. Ali arasında ortak bir arazi vardı. Bunu bölüştüler. Hz. Ali’ye suyun çok zor çıkabileceği yer düştü. Muğîre, Hz. Ali’ye: “ Arazini bana sat ” dedi. Hz. Ali de sattı ve el sıkışıp satışı tamamladılar. Muğire’ye, “ Suyun çıkmayacağı çorak bir yer aldın ” denilince, gelip Hz. Ali’ye: “ Arazini geri al. Onu beğenmem şartıyla satın almıştım. Fakat onu beğenmedim, çünkü orada su çıkmıyor ” dedi. Hz. Ali de: “ Hayır. Sen onu satın aldın, beğendin ve el sıkışıp işi bitirdin. Hem oranın durumunu da biliyordun. Dolayısıyla onu geri almıyorum ” dedi ve onu, mahkemeleşmek için Resûlullah ( s.a.s. )’in huzuruna gitmeye davet etti. Bunun üzerine Muğîre: “ Muhammed mi? Ben ona asla gelmem ve onun hükmüne başvurmam. Çünkü o bana karşı kızgındır; bu yüzden bana haksızlık etmesinden korkarım ” dedi. İşte bunun üzerine bu ayet iniverdi. Bu ayetlerin, küfürlerini içinde saklayıp, dıştan mü’min görünen bütün münafıklar hakkında nâzil olduğu da söylenmiştir. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXIV, 19 )

Münafıklar böyle durumlarda hakkın başkasına ait olduğunu bildiklerinde veya şüphe ettiklerinde mahkeme olmaktan yüz çeviriyorlardı. Fakat hükmün kendi lehlerinde verileceğini bildiklerinde veya elde edecekleri bir menfaat söz konusu olduğunda ona koşarak geliyorlardı. Bu durum onların hak değil, sırf dünyevî menfaat peşinde koştuklarını göstermektedir. Bu ise münafıklığın en mühim tezâhürlerinden biridir.

Onların bu şekilde davranmalarının üç sebebi olabilir:

    Kişi aslında inanmadığı halde, İslâm toplumunun mensubu olmanın menfaatlerinden istifade edebilmek için müslümanmış gibi görünür.

    Belki inanmış olmakla birlikte, hâlâ nübüvvet, âhiret ve hatta Allah’ın varlığı hususunda şüpheler taşıyor olabilir.

    Belki mümin olmakla birlikte, Allah ve Rasûlü’nde zulüm ve haksızlık hissetmekte ve bunların hükümlerini şu veya bu şekilde kendi aleyhinde bulmaktadır.

Bu üç şıktan birine girenlerin bizzat kendilerinin zâlim olduklarına şüphe yoktur. Bu gibi şüpheleri olduğu halde, İslâm toplumunun içine giren ve kendisini bu toplumun bir üyesi göstererek hak etmediği menfaatlerden faydalanan bir kişi hiç şüphesiz münafıktır, sahtekârdır, yalancıdır. Böyle insanlar yalnızca kendilerine zulmetmek ve sahtekârlık yapmakla kalmaz; içlerindeki küfrü gizleyip dilleriyle mümin olduklarını söylediklerinden dolayı onları kendilerinden sayan ve böyle olduğu için de onları tüm içtimâî, siyasî ve ahlâkî münâsebetlerden faydalandıran müslümanlara da zulüm ve haksızlık yapmış olurlar.

Allah ve Rasûlü’nün hükmü karşısında gerçek mü’minlerin gösterdiği itaat ve teslimiyete gelince:


Ömer Çelik Tefsiri
Nur suresi Diyanet

Nur'den 48 Ayeti'ni dinle


Nur suresi 48 ayeti anlamı - okunuşu

Anlaşmazlığa düştükleri meselelerde hüküm vermek için Allah’a ve Rasûlü’ne çağrıldıkları zaman, bir de bakarsınız, içlerinden bir kısmı hoşnutsuzluk gösterip hemen yüz çevirir.


Mokhtasar tefsiri

Bu münafıklar; anlaşmazlığa düştükleri şeylerde aralarında peygamberin hüküm vermesi için Allah`a ve resulüne çağrıldıkları zaman, onlar nifakları sebebiyle onun hükmünden yüz çevirirler.


Ali Fikri Yavuz

Aralarında hüküm vermek için, o münafıklar, Allah’ın kitabına ve peygamberine çağrıldıkları vakit bir de bakarsın, onlardan bir fırka yüz çeviriyor


İngilizce - Sahih International


And when they are called to [the words of] Allah and His Messenger to judge between them, at once a party of them turns aside [in refusal].

Nur suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Onlar, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Peygamberine çağrıldıkları zaman içlerinden bir kısmı, derhal yüzlerini döndürür.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


(Münafiqlər) aralarında hökm etmək üçün Allahın (Allahın kitabının) və Peyğəmbərinin yanına çağırıldıqda onlardan bir dəstə (onun yanına gəlməkdən, haqqa boyun qoymaqdan) dərhal üz çevirər.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çağırıldıklarında, bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.

Nur suresi (An-Nur) 48 ayeti arapça okunuşu

﴿وَإِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُم مُّعْرِضُونَ﴾
[ النور: 48]

ve iza düu ilel lahi verasulihi liyahküme beynehüm iza ferikum minhüm müridun

وإذا دعوا إلى الله ورسوله ليحكم بينهم إذا فريق منهم معرضون

سورة: النور - آية: ( 48 )  - جزء: ( 18 )  -  صفحة: ( 356 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Bize geldikleri gün neler görüp neler işitecekler! Ama zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
  2. Yoksa Yakub can verirken sizler yanında mı idiniz? O, oğullarına: "Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?"
  3. Yusuf: "Bugün azarlanacak değilsiniz, Allah sizi bağışlar. O, merhametlilerin merhametlisidir. Bu gömleğimi götürün, babamın yüzüne
  4. Onlara, deniz kıyısındaki kasabanın durumunu sor. Cumartesi yasaklarına tecavüz ediyorlardı. Cumartesileri balıklar sürüyle geliyor, başka
  5. İnanan erkek ve kadınları, içinde temelli kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar, onların kötülüklerini örter.
  6. Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur.
  7. Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur-
  8. Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, büyüklük taslamayarak Rablerini överek yüceltenler, vücudlarını yataklardan uzak
  9. Biz onu melek kılsaydık, bir insan şeklinde yapardık da, düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk.
  10. Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Nur indirin:

Nur Suresi mp3 : Nur suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Nur Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Nur Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Nur Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Nur Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Nur Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Nur Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Nur Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Nur Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Nur Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Nur Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Nur Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Nur Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Nur Suresi Al Hosary
Al Hosary
Nur Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Nur Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, December 22, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler