Tevbe suresi 45. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اِنَّمَا يَسْتَأْذِنُكَ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَارْتَابَتْ قُلُوبُهُمْ فَهُمْ ف۪ي رَيْبِهِمْ يَتَرَدَّدُونَ ﴾ [التوبة: 45]
ayet arapça & türkçe okunuşuİnnemâ yeste/żinuke-lleżîne lâ yu/minûne bi(A)llâhi velyevmi-l-âḣiri vertâbet kulûbuhum fehum fî raybihim yeteraddedûn(e) [Tevbe: 45]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalbleri şüpheye düşüp şüphelerinde bocalayan kimseler senden izin isterler. [Tevbe: 45]
Tevbe Suresi 45. ayet tefsiri
Geçerli bir özrü olmaksızın savaştan izin istemek, imansızlığın ve mânen şüpheler içinde bocalamanın açık bir alâmeti sayılmıştır. İşte uzun Tebük seferine katılmak istemeyen ve yalandan mazeretlerle izin isteyen münafıklar böyleydi. Şüphecilik bütün ruhlarını sarmıştı. Ne yapsalar bu halden kurtulamıyorlar, şüpheler içinde bocalayıp duruyorlardı. İmanla küfür arasında mekik dokuyorlardı. Bir çıkar söz konusu olunca imana meyil gösteriyorlar, bir meşakkatle karşılaştıkları zaman hemen küfre kayıveriyorlardı. Bu şüpheci halleriyle münafıkların Allah yolunda cihâd etmeyi gönüllü olarak istemeleri mümkün değildi. Zaten eğer böyle bir arzuları olsaydı, sefere çağrıdan sonra kaçmanın yollarını aramak yerine az da olsa bir hazırlık yaparlardı. Halbuki bu yönde hiçbir kıpırdanma yoktu. Olmaması da netice itibariyle mü’minlerin lehine oldu. Çünkü bu imansız ve şüpheci halleriyle mü’minlerle beraber sefere çıksalardı, hiçbir faydaları olmayacağı gibi, üstelik büyük zararları olacaktı. Mü’minlerin azim ve gayretlerini zayıflatmak, morallerini bozmak, fitne ve fesat çıkarmak için çalışacaklardı. Karakterlerine uygun hareket edeceklerdi. Zayıf imanlı bazı kimseler de onların bu ayartmalarına kanıp sıkıntı oluşturacaklardı. Ayrıca İslâm ordusu içinde onlar lehine casusluk yapacak kimseler de eksik olmayacak, böylece büyük bir fitnenin fitili tutuşturulmuş olacaktı. Cenâb-ı Hak buna müsaade buyurmadı.
Münafıkların daha önce çıkardıkları fitne ve fesatlara örnek olması için buyruluyor ki:
Ömer Çelik Tefsiri
Tevbe suresi 45 ayeti anlamı - okunuşu
Cihâda katılmamak hususunda senden ancak Allah’a ve âhiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşmüş olup da o şüpheleri içinde bocalayıp duranlar izin isterler.
Mokhtasar tefsiri
-Ey Peygamber!- Şüphesiz Allah yolunda cihat etmekten geri kalmak için senden izin isteyenler; Allah`a iman etmeyen ve kıyamet gününe de iman etmeyen münafıklardır. Onların kalplerine Allah`ın dini hakkında şüphe isabet etmiştir. Onlar; hak yoluna uymada tereddüt edip durmaktadırlar.
Ali Fikri Yavuz
Senden ancak izin istiyenler, Allah’a ve âhiret gününe iman etmiyenler, kalbleri şüpheye düşenlerdir. Onlar, şüpheleri içinde bocalayıp dururlar
İngilizce - Sahih International
Only those would ask permission of you who do not believe in Allah and the Last Day and whose hearts have doubted, and they, in their doubt, are hesitating.
Tevbe suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Senden ancak Allah'a ve son güne inanmayıp yürekleri şüpheye düşenler ve şüpheleri içinde tereddüde düşüp bocalayanlar izin isterler.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Səndən (cihada çıxmamaq üçün) izin istəyənlər ancaq Allaha, axirət gününə iman gətirməyənlər və ürəkləri şəkk-şübhəyə düşənlərdir. Onlar öz şübhələrində tərəddüd edib durarlar.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp, kuşkuları içinde bocalayanlar senden izin isterler.
Tevbe suresi (At-Tawbah) 45 ayeti arapça okunuşu
﴿إِنَّمَا يَسْتَأْذِنُكَ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَارْتَابَتْ قُلُوبُهُمْ فَهُمْ فِي رَيْبِهِمْ يَتَرَدَّدُونَ﴾
[ التوبة: 45]
إنما يستأذنك الذين لا يؤمنون بالله واليوم الآخر وارتابت قلوبهم فهم في ريبهم يترددون
سورة: التوبة - آية: ( 45 ) - جزء: ( 10 ) - صفحة: ( 194 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Allah, o gün onlara seslenir: "Benim ortağım olduklarını iddia ettikleriniz nerededirler?" der.
- Allah bir insanla ancak vahiy suretiyle veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderir; izniyle,
- İnkar edenler, insanlara: "Size, siz parça parça dağılıp yok olduğunuz zaman yeniden dirileceğinizi haber veren
- Allah'ı bırakıp, göklerden ve yerden kendilerine verecek rızıkları olmayan ve vermeye güç yetiremeyen şeylere mi
- Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak
- İlgililere şöyle emredilir: "Zulmedenleri, onlarla işbirliği edenleri ve Allah'ı bırakıp da taptıklarını derleyin. Onları cehennem
- "Ey dağlar ve kuşlar! Davud tesbih ettikçe siz de onu tekrarlayın" diyerek and olsun ki,
- İnkar edenlere, dünya hayatı güzel görünür, onlar, inananlarla alay ederler, oysa, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar
- Oradan uzaklaştıklarında Musa, yanındaki gence: "Azığımızı çıkar, and olsun bu yolculuğumuzda yorgun düştük" dedi.
- "Rabbine bizim adımıza yalvar da ne renk olduğunu bize bildirsin" dediler. "O, onun, bakanların içini
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Tevbe indirin:
Tevbe Suresi mp3 : Tevbe suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler