Hac suresi 5. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Hac suresi 5 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Hac suresi - Al-Hajj aya 5 (The Pilgrimage).
  
   

﴿يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنْ كُنْتُمْ ف۪ي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَاِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْۜ وَنُقِرُّ فِي الْاَرْحَامِ مَا نَشَٓاءُ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُٓوا اَشُدَّكُمْۚ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفّٰى وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ اِلٰٓى اَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْـًٔاۜ وَتَرَى الْاَرْضَ هَامِدَةً فَاِذَٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَٓاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَاَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَه۪يجٍ ﴾ [الحج: 5]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Yâ eyyuhâ-nnâsu in kuntum fî raybin mine-lba’śi fe-innâ ḣalaknâkum min turâbin śümme min nutfetin śümme min ‘alekatin śümme min mudġatin muḣallekatin veġayri muḣallekatin linubeyyine lekum(c) venukirru fî-l-erhâmi mâ neşâu ilâ ecelin musemmen śümme nuḣricukum tiflen śümme litebluġû eşuddekum(s) veminkum men yuteveffâ veminkum men yuraddu ilâ erżeli-l’umuri likeylâ ya’leme min ba’di ‘ilmin şey-â(en)(c) veterâ-l-arda hâmideten fe-iżâ enzelnâ ‘aleyhâ-lmâe-htezzet verabet veenbetet min kulli zevcin behîc(in) [Hac: 5]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Ey insanlar! Öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz bilin ki, ne olduğunuzu size açıklamak için, Biz sizi topraktan sonra nutfeden, sonra pıhtılaşmış kandan, sonra da yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yaratmışızdır. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız; sonra sizi çocuk olarak çıkartırız, böylece yetişip erginlik çağına varırsınız. Kiminiz öldürülür, kiminiz de ömrünün en fena zamanına ulaştırılır ki, bilirken birşey bilmez olur. Yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat Biz ona su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır, her güzel bitkiden çift çift yetiştirir. [Hac: 5]


Hac Suresi 5. ayet tefsiri

Yüce Rabbimiz, öldükten sonra dirilişin mümkün olduğuna delil olarak insanın bizzat kendi yaratılışını göstermektedir. Selim bir akılla kendi yaratılış mûcizesi üzerinde tefekkür eden kişi, Allah Teâlâ’nın ne kadar büyük bir ilim, irade ve kudrete sahip olduğunu, dolayısıyla böyle bir Yüce Zat için ölüleri diriltmenin hiç de zor olmayacağını kolaylıkla anlayabilir.

Âyet-i kerîmede insanın yaratılış safhaları ve doğumundan ölümüne kadar geçen hayat serüveni esas noktaları itibariyle şöyle beyân edilir:

Birincisi; اَلتُّرَابُ( toprak ) safhası: Allah Teâlâ insanlığın babası Âdem’i, bir kısım âyet-i kerîmelerin de işaret ettiği gibi, içine katılan suyla beraber toprağı çamur, yapışkan çamur, bekletilmiş kokuşmuş balçık çamur, süzülmüş çamur, ateşte kurutulmuş çamur gibi çeşitli safhalardan geçirerek yaratmış; ona ruhundan üfleyerek tastamam insan haline getirmiştir. Ondan eşi Havva’yı, o ikisinden de kademe kademe diğer insanları var etmiştir. ( bk. Nisâ 4/1 ) Normal şartlarda insan anne ve babanın evliliğinden meydana gelse de, insanın tohumu mesabesinde olan “ nutfe ”nin oluşumuna değin geçen safha, Âdem’in topraktan yaratıldığı safha ile aynilik arzetmektedir. Dolayısıyla her insanın yaratılışı, aynı Âdem gibi topraktan başlamakta, sonra nutfe olarak anne rahmine düştükten sonra oradaki yaratılış safhaları devreye girmektedir.

İkincisi; اَلنُّطْفَةُ ( nutfe ) safhası: İnsanın anne rahminde yaratılmaya başlamasının ilk maddesi “ nutfe ”dir. Erkeğin vücudunda oluşan bu madde, cinsî münâsebet yoluyla annenin yumurtasıyla birleşir. Döllenmeden sonra da rahimde gelişmeye, tavırdan tavıra geçerek büyümeye başlar. Yukarıda da temas ettiğimiz üzere “ nutfe ” denilen bu maddenin de oluşmasının bir alt yapısı vardır. Bunun, topraktan yetişip insan vücüduna giren besinler sonucu ortaya çıktığı bilinmektedir.

Üçüncüsü; اَلْعَلَقَةُ ( ‘alaka ) safhası: “ Alaka ” sözlükte ilişmek, yapışıp tutunmak, bağlı olmak anlamlarına gelir. Bu safha, döllenmiş yumurtanın rahim çeperlerine asıldığı ve orada takılı kaldığı safhadır. Beslenmesi için etrafı kan havuzcuğu ile çevrildiği ve bu sebeple görünümü kan pıhtısına benzediği için, ona “ kan pıhtısı ” mânası da verilmiştir. Bu safhada pürtüklü bir özelliğe sahip olan yumurta, toprağa yerleşen kökler gibi, gerekli gelişimini sağlamak maksadıyla, ihtiyacı olan gıdaları almak üzere rahim çeperinin derinliklerine doğru dalar. Bu durum, yumurtayı kelimenin tam mânasıyla döl yatağına yapıştırır.

Dördüncüsü; اَلْمُضْغَةُ ( mudğa ) safhası: ‘Alaka safhasının tedrici olarak gelişmesi ve değişmesi sonucu ceninin mudğa safhası başlar. “ Mudğa ”, çiğnem büyüklüğündeki et parçası demektir. Fakat bu, bildiğimiz normal etten başka bir ettir. Çünkü Araplar normal taze et için “ lahm ” kelimesini kullanırlar. Dolayısıyla mudğa normal bir et olmayıp, kendine özgü özellikleri bulunan bir et parçasıdır. Bunun kısmen kemik özelliği taşıyan bir et parçası olma ihtimali vardır. Çünkü bu safhanın sonunda cenin, tamamen veya kısmen kemiğe dönüşüp iskeletin kütlesini teşekkül ettirmektedir. Günümüzde ceninin çekilen fotoğrafları incelendiğinde mudğa safhası gerçekten çiğnenmiş ve üzerinde diş izleri bulunan bir görünüm arzetmektedir. Dolayısıyla Kur’an’ın bu safhayı ifade etmek üzere özellikle “ mudğa ” kelimesini seçmesi gayet yerinde ve oldukça dikkat çekicidir. Burada dikkat çeken bir husus da “ mudğa ”nın مُخَلَّقَةٌ ( muhallaka ) ve وَغَيْرُ مُخَلَّقَةٍ ( ğayr-i muhallaka ) olarak ikiye ayrılmasıdır. “ Muhallaka ”, esas itibariyle yaratılışın kısmen belirmiş ve uzuvları ortaya çıkmış; “ gayr-i muhallaka ” ise sınırları ve şekilleri nihâî durumlarıyla tam olarak belirlenmemiş bir et parçası mânasına gelebilir. “ Muhallak ”ın yaratılan, kemik ve diğer safhaları tamamlanarak sağlam olarak doğanlara; “ gayr-i muhallak ”ın ise mudğa halindeyken düşen, tamamlanmayan ceninlere işaret etmesi de mümkündür.

İşte çıplak gözle göremediğimiz, ancak günümüzde bir kısım teknik imkânlarla kısmen âşina olabildiğimiz bir âlemde insanın geçirdiği bu safhalar, Allah’ın sonsuz kudretinin birer delilidir. Bundan sonraki safhaları takip edip inceleyebilme imkânı biraz daha fazladır. Cenâb-ı Hak, her bir insanı gelişimini tamamlayıncaya kadar ana rahminde dilediği bir müddet saklamakta, sonra onu bebek olarak dünyaya getirmektedir. Sonra onu büyütüp güç kuvvet sahibi kılmaktadır. Her zaman tecrübe etme imkânı bulduğumuz gibi insanların bir kısmı henüz bebek iken veya çocuk ya da genç yaşta iken vefat etmektedir. İlâhî kudretin onlar için takdir buyurduğu ömür bu kadardır. Ölme vakti gelmiş bir canlının ölümüne mâni olabilecek hiçbir güç tasavvur etmek mümkün değildir. Bu da ne müthiş bir kudretullah tecellisidir. Allah Teâlâ buyurur:

“ Hele can boğaza gelip dayandığında, o vakit can çekişenin yanında bulunan sizler, elinizden bir şey gelmez, sadece çaresizlik içinde seyredersiniz. Biz ona sizden daha yakınızdır, fakat siz göremezsiniz. Eğer siz yeniden diriltilip hesaba çekilmeyecek, ceza görmeyecekseniz; lütfen çıkmakta olan o canı geri çeviriniz; eğer iddianızda tutarlı ve doğru iseniz! ” ( Vâkıa 56/83-87 )

İnsanların bir kısmı ise uzun yaşamakta, yaşlanmakta, hem maddi hem ruhi olarak güç ve kuvvetten kesilerek ömrün en rezil, en düşkün devresine düşmektedirler. İlâhî takdir bu sahada da hükmünü icrâ etmektedir. Buna da kimsenin mâni olması mümkün değildir. Âyet-i kerîmede buyrulur:

“ Kime uzun ömür verirsek onu yaratılışta baş aşağı çeviririz. Hiç akıl erdirmiyorlar mı ki gidiş nereye? ” ( Yâsîn 36/68 )

Âhiretin bir diğer mühim delili de ölü halde bulunan toprağın hususiyle bahar mevsiminde üzerine yağan yağmurlarla harekete geçmesi, kabarması; zahiren kara bir toprak olarak gözüken o sır yumağının, göz ve gönül alıcı muhtelif şekil, renk, koku ve tatta binlerce bitki, meyve ve sebze bitirmesidir. Bütün bunları yapan da şüphesiz sonsuz ilim ve kudret sahibi Rabbimizdir.

Peki Allah Teâlâ bu muazzam varlıkları ve olayları nasıl yaratabiliyor? İşte bu âyetler bu sualin cevabını vermektedir:


Ömer Çelik Tefsiri
Hac suresi Diyanet

Hac'den 5 Ayeti'ni dinle


Hac suresi 5 ayeti anlamı - okunuşu

Ey insanlar! Öldükten sonra dirilme konusunda en küçük bir şüpheniz varsa, şunu bilin ki, biz sizi başlangıçta topraktan, sonra bir nutfeden, sonra rahim cidârına yapışan bir hücreden, sonra esas unsurlarıyla yaratılışı tamamlanmış ama bütün azalarıyla henüz tamamlanmamış bir çiğnem et görünümünde bir ceninden yarattık ki, size kudretimizi gösterelim. Dilediğimizi rahimlerde belli bir süreye kadar bekletir, sonra sizi bir bebek olarak dünyaya çıkarırız. Sonra güçlü kuvvetli çağınıza ulaşmanız için sizi besleyip büyütürüz. İçinizden kimi erkenden, hatta çocuk yaşta ölür. Kimi de ömrün en düşkün çağına kadar yaşatılır da, daha önce bazı şeyler öğrenmişken artık hiçbir şey bilmez hâle gelir. Ayrıca yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır, her türden göz alıcı, gönül açıcı bitkiyi erkekli-dişili bitirir.


Mokhtasar tefsiri

Ey İnsanlar! Öldükten sonra sizi yeniden diriltmeye kadir oluşumuzda şüpheniz var ise yaratılışınızı düşünün. Babanız Âdem`i topraktan yarattık. Zürriyetinden gelen insanları ise erkeğin hanımının rahmine bıraktığı meniden yarattık. Ardından bu meni bir kan pıhtısına ve daha sonra da bu kan pıhtısı çiğnenmiş et parçasına benzer hale dönüşür. Sonra bu et parçası sağlıklı bir şekilde rahimde yaşayan bir çocuk olarak dünyaya gelene kadar kalıp, bekler ya da sağlıklı olmayan bir bebek olarak rahim onu düşürür. Bütün bunlar sizi evreler halinde yaratış kudretimizi açıklamak içindir. Rahimlere belirli bir vakitte doğana kadar dilediğimiz ceninleri yerleştiririz, bunun vakti dokuz aydır. Sonra analarınızın karınlarından bebek olarak çıkarır, sonra da kuvvetin ve aklın en kamil olduğu yaşa kadar ulaşırsınız. Kiminiz de bu vakit gelmeden önce vefat eder. Bazınız da aklının ve gücünün zayıfladığı ihtiyarlık yaşına kadar yaşar. Hatta çocuktan bile kötü halde olur ve bildiği şeyleri bilmez hale gelir. Yeryüzünü bitkisi olmayan bir halde görürsün, üzerine yağmur suyunu indirdiğimizde bitkiler açar. Bitkilerinin büyümesi ile yükselir ve bitkilerden her bir çeşit güzel manzaralar oluşturur.


Ali Fikri Yavuz

Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilme işinde şüphede iseniz (ilk yaratılışınızı düşünün), muhakkak ki biz, sizi (Âdem’den, Âdem’i de) topraktan yarattık; sonra bir nutfeden (meniden), sonra pıhtılaşmış bir kandan, sonra yaratılışı tam ve yaratılışı noksan bir et parçasından ki, size kudret ve hikmetimizi beyan edelim. Hem sizi dilediğimiz belirli bir vakte kadar rahimlerde durduruyoruz da, sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra sizi, kemal ve kuvvet çağınıza erişmeniz için bırakırız. Bununla beraber, içinizden kimi öldürülüyor, kimi de önceki bilgisinden sonra, hiç bir şey bilmemek üzere, kuvvetten düşürülüp kocalma haline çevriliyor. Bir de arzı görürsün, ölmüş (kurumuş); fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten nebatlar bitirir


İngilizce - Sahih International


O People, if you should be in doubt about the Resurrection, then [consider that] indeed, We created you from dust, then from a sperm-drop, then from a clinging clot, and then from a lump of flesh, formed and unformed - that We may show you. And We settle in the wombs whom We will for a specified term, then We bring you out as a child, and then [We develop you] that you may reach your [time of] maturity. And among you is he who is taken in [early] death, and among you is he who is returned to the most decrepit [old] age so that he knows, after [once having] knowledge, nothing. And you see the earth barren, but when We send down upon it rain, it quivers and swells and grows [something] of every beautiful kind.

Hac suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ey insanlar, ölümden sonra dirilme hakkında şüphedeyseniz bilin ki hiç şüphe yok, sizi topraktan yarattık biz, sonra bir katre sudan, sonra donmuş bir parça kandan, sonra yaratılışı tamamlanmış, tamamlanmamış bir et parçasından size apaçık gösterelim kudretimizi diye. Ve sizi, dilediğimiz muayyen bir zamana dek rahimlerde kararlaştırırız, sonra çocuk olarak çıkarırız sizi, sonra da ergenlik çağına getiririz ve sizden ölen olur, gene sizden, bilgisinden sonra hiçbir şey bilmez bir hale gelen ve ömrün en aşağılık devresine sürüklenen olur. Ve yeryüzünü kupkuru görürsün, fakat ona yağmur yağdırdığımız zaman harekete gelir, kabarır ve çeşitli, çifterçifter güzelim nebatlar bitirir.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Ey insanlar! Öləndən sonra yenidən diriləcəyinizə şübhəniz varsa (ilk yaradılışınızı yada salın). Həqiqətən, Biz sizi (babanız Adəmi) torpaqdan, sonra mənidən (nütfədən), sonra laxtalanmış qandan, daha sonra müəyyən, tam bir şəklə düşmüş (vaxtında doğulmuş) və düşməmiş (vaxtından əvvəl doğulmuş) bir parça ətdən yaratdıq ki, (qüdrətimizi) sizə göstərək. İstədiyimizi ana bətnində müəyyən bir müddət (adətən, doqquz ay) saxlayar, sonra sizi (oradan) uşaq olaraq (doğurub) çıxardarıq. Sonra yetkinlik çağına (otuz-qırx yaşlarına) yetişəsiniz deyə (sizi böyüdərik). Kiminiz (bu həddə çatmamış) vəfat edər, kiminiz də ömrün elə bir rəzil (ən ixtiyar) çağına çatdırılar ki, vaxtilə bildiyini (tamamilə unudub körpə uşaq kimi) bilməz olar. (Ey insan!) Sən yer üzünü qupquru görərsən. Biz ona yağmur endirdiyimiz zaman o, hərəkətə (cana) gəlib qabarar (yaxud xəmir kimi acıyar) və hər növ gözəl (meyvədən, bitkidən) bar gətirər.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir.

Hac suresi (Al-Hajj) 5 ayeti arapça okunuşu

﴿يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِن كُنتُمْ فِي رَيْبٍ مِّنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِن مُّضْغَةٍ مُّخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِّنُبَيِّنَ لَكُمْ ۚ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاءُ إِلَىٰ أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ ۖ وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّىٰ وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَىٰ أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِن بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا ۚ وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنبَتَتْ مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ
[ الحج: 5]

ya eyyühen nasü in küntüm fi raybim minel basi feinna halaknaküm min türabin sümme min nutfetin sümme min alekatin sümme mim mudgatim mühallekativ vegayri mühallekatil linübeyyine leküm venükirru fil 'erhami ma neşaü ila ecelim müsemmen sümme nuhricüküm tiflen sümme liteblügu eşüddeküm veminküm mey yüteveffa veminküm mey yüraddü ila erzelil umüri likeyla yaleme mim badi ilmin şey'a veteral 'arda hamideten feiza enzelna aleyhel mae htezzet verabet ve embetet min külli zevcim behic

ياأيها الناس إن كنتم في ريب من البعث فإنا خلقناكم من تراب ثم من نطفة ثم من علقة ثم من مضغة مخلقة وغير مخلقة لنبين لكم ونقر في الأرحام ما نشاء إلى أجل مسمى ثم نخرجكم طفلا ثم لتبلغوا أشدكم ومنكم من يتوفى ومنكم من يرد إلى أرذل العمر لكيلا يعلم من بعد علم شيئا وترى الأرض هامدة فإذا أنـزلنا عليها الماء اهتزت وربت وأنبتت من كل زوج بهيج

سورة: الحج - آية: ( 5 )  - جزء: ( 17 )  -  صفحة: ( 332 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. O gün ne insana ve ne cine suçu sorulur.
  2. Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti
  3. Kendisini ve İshak'ı mübarek kıldık; ikisinin soyundan iyi olan da vardır, açıktan açığa kendisine yazık
  4. Oysa onlar yardım edemezler, ancak kendileri o tanrılara koruyuculuk için nöbet beklerler.
  5. "İnananlar, ancak Allah'a ve peygamberine inanmış, sonra şüpheye düşmemiş; Allah uğrunda mallarıyla, canlarıyla cihat etmiş
  6. Onlar için dünyada bir müddet geçinme vardır, sonra dönüşleri Bizedir. İnkarlarına karşılık onlara çetin azab
  7. Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde temelli kalacağı cehennemdir. Allah ona gazabetmiş, lanetlemiş ve
  8. Söyle bakalım, o kul doğru yolda giden veya Allah'a karşı gelmekten sakınmayı buyuran bir kimse
  9. Firavun, milletini küçümsedi ama, onlar kendisine yine de itaat ettiler. Doğrusu onlar yoldan çıkmış bir
  10. İnsanlara: "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Ved, Suva, Yağus, Yeuk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin" dediler.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hac indirin:

Hac Suresi mp3 : Hac suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Hac Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Hac Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Hac Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Hac Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Hac Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Hac Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Hac Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Hac Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Hac Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Hac Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Hac Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Hac Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Hac Suresi Al Hosary
Al Hosary
Hac Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Hac Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Thursday, November 21, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler