Münafikun suresi 6. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Münafikun suresi 6 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Münafikun suresi - Al-Munafiqun aya 6 (The Hypocrites).
  
   

﴿سَوَٓاءٌ عَلَيْهِمْ اَسْتَغْفَرْتَ لَهُمْ اَمْ لَمْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْۜ لَنْ يَغْفِرَ اللّٰهُ لَهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ ﴾ [المنافقون: 6]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Sevâun ‘aleyhim estaġferte lehum em lem testaġfir lehum len yaġfira(A)llâhu lehum(c) inna(A)llâhe lâ yehdî-lkavme-lfâsikîn(e) [Münafikun: 6]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Onlar için, bağışlanma dilesen de dilemesen de birdir; Allah onları bağışlamayacaktır. Doğrusu Allah, yoldan çıkmış milleti doğru yola eriştirmez. [Münafikun: 6]


Münafikun Suresi 6. ayet tefsiri

Münafıkların gerçek kimliklerini ortaya koyan şu hâdise bu âyet-i kerîmelerde bahsedilen hususları anlamakya yardımcı olacaktır:

 Rivayete göre Benî Mustalik se­ferinden dönüleceği sı­ralarda biri muhâcirlerin diğeri Ensâr taraftarı iki adam arasında su yüzünden kav­ga çıktı. Bunlardan biri “ Ey Ensâr, yetişin! ” diye, diğeri de “ Ey Muhâcirler, yetişin! ” diye kendi taraflarını yardıma çağırdılar. Resûlullah ( s.a.s. ) bunu işitince, onları yatıştırdı. Yaptığı tesirli konuşmada bu nevi tefrika çıkarıcı söz ve faaliyetlerden hoşnut olmadığını ve bunun câhiliye âdeti olduğunu belirtti. Hâdise münafıkların reisi Abdullah b. Übey’in kulağına gidince hemen bunu fırsat bilip müslümanlar arasında fitne çıkarmaya yeltendi. Kendi kavminden olanlara şöy­le dedi:

“ - Muhâcirler bizim beldemizde bize kafa tutuyor, üstünlük taslı­yorlar. Onlarla bizim durumumuz, «Besle kargayı, oysun gözünü!» sözündekine dön­dü. Hele Medine’ye varalım, göreceksiniz ki güçlü olan zayıf olanı oradan çıkara­cak! Aslında bunu kendiniz yaptınız; onlara beldenizde yer verip imkânlarınızı paylaştınız. Muhammed’in yanındakilere yardım etmeyin ki dağılıp gitsinler! ”

 Bu sözleri işiten ve o sırada henüz çok genç olan Zeyd b. Erkam ( r.a. ), yapılan konuşma­dan dolayı rahatsızlığını dile getirip tepki gösterince Abdullah onu azarladı. Zeyd durumu amcasına, o da Peygamberimiz ( s.a.s. )’e aktardı. Hz. Ömer derhal o münâfığın boynu­nun vurulmasını teklif etti. Resûlullah ( s.a.s. ) bunu kabul etmedi. Hatta henüz normal hareket vakti gelmediği halde hemen yola koyulma talimatı verdi. Uzun bir süre mola ver­medi; mola verdiğinde herkes yorgunluktan uyuyakaldı. Böylece söylentilerin ar­tıp işin alevlenmesini önledi. Efendimiz ( s.a.s. ) o arada münafıkların reisi Abdullah’ı çağırtıp:

“ - Bana şöyle şöyle bir söz ulaştı; bu sözün sahibi sen misin? ” diye sordu. O:

“ - Sana kitabı indiren Allah’a yemin ederim ki böyle şeyler söylemedim ” dedi. Bunun üzerine Resûlullah ( s.a.s. ) onun hakkında bir işlem yapmadı. Zeyd ise yalancı konumuna düştüğü için çok üzül­müştü. Medine’ye dönünce Allah Teâlâ Münafıkûn sûresini indirdi. Peygam­berimiz ( s.a.s. ) Zeyd’in kulağını tutup:

“ - Allah seni doğruladı ve bu kulağın hakkını verdi ” di­ye ona iltifat etti.

Bir kısım insanlar münafıkların reisine, kendisi hakkında sert ifadeler içeren âyetler indiğini söyleyerek Resûlullah ( s.a.s. )’e gidip kendisi hakkında Allah’tan bağışlama di­lemesi için ricada bulunmasını tavsiye ettiler. O ise başını çevirip:

“ - İman et, dediniz ettim. Zekât ver, dediniz verdim. Geriye bir tek Muhammed’e secde etmediğim kal­dı! ” diyerek itiraz etti. ( bk. Buhârî, Tefsir 63; Tirmizî, Tefsir 63; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 370, 373 )

Hikmet-i ilâhî, Abdullah b. Übey’in Abdullah isminde bir oğlu vardı. Samîmî bir mü’mindi. Resûlullah ( s.a.s. )’e son de­rece bağlıydı. O, babasının yaptıklarına çok üzülüyor, sabredemiyordu. Son hâdiseler de gönlündeki bu kederi iyice artırdığından Allah Resûlü ( s.a.s. )’e geldi:

“ –Ey Allah’ın Rasûlü! Eğer arzu edersen, babamı öldüreyim! ” dedi.  Peygamberimiz ( s.a.s. ) buna müsaade etmedi ve:

“ –Hayır! Bilâkis ona yumuşak davranırız. Aramızda kaldığı müddetçe, kendisiyle iyi geçiniriz! ” buyurdu. Bunun üzerine Abdullah, İslâm ordusunun içindeki babasının yanına koştu ve devesinin yularını tutarak haykırdı:

“ –İzzet ve kuvvetin Allah’a ve Rasûlü’ne âit olduğunu söyleyinceye kadar seni ye­rinden kıpırdatmayacağım!.. ”

Münafıkların başı şaşkınlaştı. Bunca insanın ortasında oğlunun kendisine yaptığı bu hareketi gurûruna yediremedi:

“ –Şimdi sen beni bu kadar insan içinde Medine’ye bırakmayacak mısın? ” dedi. Oğlu, büyük bir îman celâdeti içinde:

“ –Evet, bugün insanlar arasında en rezîl ile en azîzin kim olduğunu sana öğretin­ceye kadar seni bırakmayacağım. Hakîkati îtirâf etmezsen kelleni uçuracağım... ” dedi.

Hâin münâfığın âdeta eli kolu bağlanmıştı. Oğlunun, dediğini yapacak kadar ciddî olduğunu anlayınca ürperdi. Daha evvel söylediklerini geri alarak istemeye istemeye de olsa hakîkati dile getirip:

“ –Şehâdet ederim ki, izzet ve kuvvet Allah’a, Rasûlü’ne ve mü’minlere âittir ” de­mek zorunda kaldı. Peygamberimiz ( s.a.s. ) Abdullah’a:

“ - Allah seni Rasûlü’nden ve mü’minlerden dolayı hayırla mükâfatlandırsın! ” diyerek dua etti ve babasının yolunu açmasını emir buyurdu. ( İbn Hişâm, es-Sîre, III, 334-337; İbn Sa‘d, et-Tabakât, II, 65; Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, IX, 317-318 )

Öyleyse:
Ömer Çelik Tefsiri
Münafikun suresi Diyanet

Münafikun'den 6 Ayeti'ni dinle


Münafikun suresi 6 ayeti anlamı - okunuşu

Onlar için bağışlanma dilesen de dilemesen de onlar için birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, büsbütün yoldan çıkmış bir toplumu asla doğru yola erdirmez.


Mokhtasar tefsiri

-Ey Peygamber!- Senin onların günahları için af dileyip dilememen arasında bir fark yoktur. Çünkü Allah, onları asla bağışlamayacaktır. Allah Teâlâ, taatinden çıkan ve günahlarında ısrar eden bir kavmi muvaffak kılmaz.


Ali Fikri Yavuz

Onlar için mağfiret dilesen de, mağfiret dilemesen de haklarında müsavidir; Allah o münafıkları asla bağışlamaz ve Allah (böyle) fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez


İngilizce - Sahih International


It is all the same for them whether you ask forgiveness for them or do not ask forgiveness for them; never will Allah forgive them. Indeed, Allah does not guide the defiantly disobedient people.

Münafikun suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Birdir onlara, yarlıganmalarını dilesen de, yahut dilemesen de; Allah kesin olarak yarlıgamaz onları; şüphe yok ki Allah, buyruktan çıkmış topluluğu doğru yola sevketmez.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Sən onların bağışlanmasını diləsən də, diləməsən də, fərqi yoxdur. Onsuz da Allah onları bağışlamayacaqdır. Şübhəsiz ki, Allah fasiq qövmü doğru yola yönəltməz!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları kesinlikle bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış topluluğu doğru yola iletmez.

Münafikun suresi (Al-Munafiqun) 6 ayeti arapça okunuşu

﴿سَوَاءٌ عَلَيْهِمْ أَسْتَغْفَرْتَ لَهُمْ أَمْ لَمْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ لَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَهُمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
[ المنافقون: 6]

sevaün aleyhim estagferte lehüm em lem testagfir lehüm ley yagfiral lahü lehüm innel lahe la yehdil kavmel fasikin

سواء عليهم أستغفرت لهم أم لم تستغفر لهم لن يغفر الله لهم إن الله لا يهدي القوم الفاسقين

سورة: المنافقون - آية: ( 6 )  - جزء: ( 28 )  -  صفحة: ( 555 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Bunların tutumu, Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin tutumu gibi ki, ayetlerimizi yalanladılar da Allah onları
  2. Hayır, hayır öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, içinizden
  3. Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.
  4. Harun: "Ey Annemoğlu! Saçımdan sakalımdan tutma; doğrusu İsrailoğulları arasına ayrılık koydun, sözüme bakmadın demenden korktum"
  5. Özür beyan etmeyin, inandıktan sonra inkar ettiniz. İçinizden bir topluluğu affetsek bile, suçlarından ötürü bir
  6. İşte orada, inananlar denenmiş ve çok şiddetli sarsıntıya uğratılmışlardı.
  7. Sana indirdiğimiz bu Kitap mübarektir; ayetlerini düşünsünler, aklı olanlar da öğüt alsınlar.
  8. İnsan, yiyeceğine bir baksın;
  9. Bu putperestler and olsun ki, bela yağmuruna tutulmuş olan kasabaya uğramışlardı. Onu görmediler mi? Hayır;
  10. Rabbinize gönülden ve gizlice yalvarın. Doğrusu O aşırı gidenleri sevmez.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Münafikun indirin:

Münafikun Suresi mp3 : Münafikun suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Münafikun Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Münafikun Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Münafikun Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Münafikun Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Münafikun Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Münafikun Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Münafikun Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Münafikun Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Münafikun Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Münafikun Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Münafikun Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Münafikun Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Münafikun Suresi Al Hosary
Al Hosary
Münafikun Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Münafikun Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Friday, January 17, 2025

Bizim için dua et, teşekkürler